metrika yandex
  • $28.98
  • 31.32
  • GA2000

Haberler / Yazı Dizisi

Merak Üzerine Güzelleme-14/ Abdulaziz Tantik

26.06.2022

Güzelleme-14

Merak Üzerine Güzelleme…

Abdulaziz Tantik

Bilinemezliğin derin kaygısında saklı olan merak; bilme dürtüsünün yaşattığı derin bir arzunun dışa vurumudur…

Bilme arzusu insanı harekete geçirir, risk üstlenmeyi kolaylaştırır... Merak, bu bilme dürtüsünü insan için tahrik ederek büyük bir iştahla öğrenmeye ve gözlemlemeye davet eder. Bilme; bir insanın sahip olabileceği en önemli heyecandır. İnsan bildikçe heyecanlanır ve heyecan duydukça yeni şeyler öğrenme merakı baştan çıkarıcı bir hal kazanır. Böylece merak, bilmenin en önemli itici gücü haline gelir. Aynı zamanda, bilme öncesindeki insanın psikolojik halini tanımlar…

 Bilinemezlik insanı ürkütür… Bilmemenin oluşturduğu belirsizlik ve tanımsızlık insanda belirli bir korkuyu tetikler, harekete geçirir. Çünkü insan ancak bilerek aşinalık kesbeder. Bilmediği şeye karşı ise tedirginlik hissetmesi normaldir. Böylece merak iki boyutlu olarak insanı kavrar ve onu kuşatır…

Kaygıyla hayranlık arasında gel-git yaşayan merak; insanın bu iki tutumunu en açık şekilde deşifre ederek varlığını izhar eder… Kaygı hem tedirginlikten beslenir hem sevgiden…

Hayranlık ise insanın idealleştirdiği bir şeyi görmesi, gözlemlemesi ve farkındalığı sayesinde fark etmesi ile başlayan bir arzunun, isteği depreştirmesi durumudur. Hayranlık, olma isteğinin dışavurumu olarak tanımlanacağı gibi muhteşem ve olağanüstülüğün insan üzerinde bıraktığı tesirin gözlemlenebilir hale gelmesidir.

Merak; insani bir duygunun dışa açılımında kendini en derinden hissettirdiği zeminin varlığını kesinleştiren şeydir.

 İnsan duyguları ile vardır. Duygu insanın varlık karşısında duyduğu derin meraktan beslenir. Duygu ve merak kişiyi diğerleri karşısında bir tutum almaya iten temel iki saiktır…

Duygusallık ile insan varlığa katılır ve varoluşunu anlamlandırır. Merak bu duygusallığın doğru bir zeminde yürüyüşünü temellendirir…

İnsan kendisi üzerine bir düşünüm gerçekleştirirken duygularını dikkate almak zorundadır. Duygularının gerçeklik zemini insanın doğru tutum almasının garantisi gibidir. İnsan, iç dünyasına yönelik bir ilgiyi canlı tutarak bunu meraka dönüştürdüğü zaman kendi derinliğinin sırlarına yönelik bir gezintiyi hak eder. Kişinin, kendi dışındaki varlığa yönelik ilgisini de canlı tutan ve onların gizemlerine yönelik bir arayışını betimleyen şey merakıdır… Merak, başkalarının gerçeklik düzlemine ve hakikat ile bağına duyulan en güzel ve derin dürtüdür…

Merak, bazen de dıştan tetiklenir. Bu ise; estetik ve güzellik beğenisinin oluşumu ile ilişkilidir. Merak estetik bir hareket veya güzel bir tablo ile harekete geçerek bunun hangi duygusal zeminde ve nasıl bir bilgi düzeyi ile gerçekleştiği konusunu öne çıkarır. Güzel bir kare estetik bir enstantane insanda orada olmayı veya o hareketleri yapmayı içinde çağrıştırır. İşte tam da bu noktada devreye merak girer ve kişiyi güzele ve estetik olana yönelik bir tutuma yöneltir.

Merak aynı zamanda başka duyguların varlık kazanmasında etken bir güçtür. Örneğin koruma güdüsü kaygıyla, kaygı ise merakla devreye girer. Çocuğunuza bir şey olmasın düşüncesi merakı, merak ise koruma güdüsünü devreye sokar ve onu hareketlendirir. O yüzden merak aynı zamanda bir eylemlilik halini zorunlu kılar… Bu zorunluluğun, merak duygusunun ağırlığı ve taşıdığı yoğunlukla ilişkili olduğunu unutmamak lazım…

İnsanın dünyada oluşunu sağlayan sırrın insana gizli kalması da merakı celbeden bir konudur. İnsan yaşamı ve oluşu tam olarak kavrayamadığı ve ölüm sonrasına yönelik bir bakışı netleştiremediği için merak dürtüsü devreye girer. Çünkü insan bilme arzusunu taşır. Bilmek ile insan olmak arasında birebir bir tekabüliyet vardır. Bir farkındalık ile hayata bakmak merakı çoğaltan bir şeydir.

Merak; bir şeyin ne olduğu, nasıl oluştuğu ve hangi amacı taşıdığı gibi temel soruların sorulduğu alanda belirginlik kazanır. İnsan merak duyarak eşya ile ilişki kurduğu zaman ona hikmet nasip olur. Hikmet nasip olan kişiye ise hayranlık, hayranlığa ulaşan kişiye temaşa yakışır. Ve bu temaşa sayesinde insan, eşyanın özü üzerine bir bakış edinir…

İnsan yaratılmıştır ve her şeyi bilmemektedir. Yani insan sadece kendisine verilen kadar bir bilgiye sahiptir. İşte merak bu sahip olunan bilginin dışındaki alanda devreye girerek insanın bilme dürtüsünü harekete geçirir. Bazen insan görmediği için de merak edebilir. İşte olanın evdekilerin ne olduğunu merak etmesi gibi…

Merak insanın nüfuz etme isteğinin kabarmasıdır…

İnsan bir şeyin hakikatinin ne olduğuna dair fikir edinme uğraşısını asla terk etmez; tâ ki meşguliyetleri baskın karaktere dönüşmesin! Bu zaten olumsuz bir durum… O zaman insan hakikat üzerine bir algıyı inşa edecekse bunu merak ederek başlatır. Çünkü merak bilmenin ilk adımıdır. İlginin uyanışı ve bilmeye dönüşünün yoludur. İnsanların çoğu öğrendikleri bilgileri rahatlıkla unutabilirler. Çünkü meraksız elde edilen bilginin unutulması kolay olur.

İnsanın kendini akışa terk etmesi merakının bitmesi ile ilişkilidir. İnsanın direnç göstermesi ve bir şeyleri yapma çabası, merak etmesi ve sonucu düşünecek bir zemine kavuşması ile alakadardır. Yaratılmışlığın bir cevabı olarak merak, insana yaratılış üzerine bir sorgulama eylemi gerçekleştirme zemini sağlar…

Merak kaygının varlığına, kaygı ise imanın varlığına delildir…

Devam Edecek..

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş
Çok okunan haberler
Çok okunan yazılar