Tövbe; insan olmaklığa ve Rabb’e ilticaya dönüştür…
İnsanın hikâyesi, ilk insan Âdem (as)’in tövbesi ile başlar. İnsan, ilahi emre uymayınca yeryüzüne düşer, sonra Rabbinden aldığı kelimelere yaslanarak yaptığı tövbesi kabul edilir, yeniden O’na yönelir ve böylece insanın serüveni başlar.
Tövbe, insanın Allah’ı derununda fark etmesi ve bu yakınlığa uygun davranışı gerçekleştirme iradesini gösterebilme gücüdür…
Bir insanın yaptığı şeyin ne olduğunu kendi açısından kesinleştirdikten sonra, aldığı kararı uygulama sahasına taşımadan önceki hazırlık aşaması olan tövbe, insanın yaptığı şeyin ne olduğu konusunda açıklık sağlamasıdır.
Tövbe, insanın tevazuu sahibi olduğunun göstergesidir…
Allah’ın, insana dair vazettiği doğaya uygun davranan kişi, tevazuu sahibi olarak düştüğü hatadan dolayı özür dileyerek geri dönüşünü kolaylaştırır. Çünkü insan Allah’a karşı tevazuunu kaybetmeden davrandığı zaman sürekli bir kurbiyyet’in varlığını tazammun eder. Tevazuu sahibi insan kendini bildiği gibi varlığın da sınırlarını kavrayarak ona göre davranışlar ortaya koyduğu için yaptığı bir hataya nasıl bir tepki vereceğini de belirlemiş sayılır…
Tövbe bir farkındalıktır…
İnsan; eşya ve Allah ile arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlayarak bu farkındalık üzerine bina ettiği zaman doğru, sahih ve kalıcı bir ilişki kurabilir. İnsan, ilişkilerle varlığını izhar eder ve varlığa katılır. Bu ilişkiler aynı zamanda insanın bugününü ve geleceğini de belirleyen en önemli etkenlerdir.
Tövbe bir imkândır…
İnsan günaha mütemayil yaratılmıştır, hataya düşmesi mümkündür. Her günah ve hata ise insanı Allah’tan uzaklaştırdığı gibi insanı kendisine de yabancılaştırır. İşte tövbe bu uzaklaşmayı ve yabancılaşmayı ortadan kaldırmanın, gözyaşı ile arınarak yeni bir ilişki biçimini geliştirmenin imkânıdır…
Tövbe bir arınmadır…
Gözyaşı ile arınan insan, dönüşünü garanti eden iç itminanı ve kararını da tövbe aracılığı ile perçinleştirir. Tövbe insanı bir karara; sahih ve doğru bir karara taşıyarak, Allah’ın insana sunduğu en önemli hasletlerden biri olarak gerçekleşir ve böylece insanın geri dönüşü mümkünlük kazanır…
Tövbe istikameti yenilemektir…
İnsan bazen şaşar ve yolu da değiştirmiş olur. Her şaştığında yolu da kaybettiği için ancak tövbe aracılığı ile yeniden istikametini kazanır. Böylece tövbe istikametin varlığını tazammun ederek insana sürekli bir istikamet edinme duygusu kazandırır… İstikamet ise insanın insan olarak varlığını sürdürebilme azmi ve kararlılığıdır…
Tövbe dün, bugün ve yarın üzerine düşünebilme gücü ve istidadır…
İnsanlar dünlerini yaşayıp, tecrübeye dönüştürerek bugünlerini bu tecrübe ışığında yaşarken geleceklerini de inşa ederler. Tövbe bu tecrübenin sahih ve doğru oluşunun teminatı olarak tanımlanmalıdır ki insan geleceğin inşasındaki yapının sahih ve doğru olmasını teminat altına alabilsin…
Tövbe, kopuşun imkânsızlığıdır…
Her günah ve hata insani bir kopuştur, insanın insanlığından kopuşu… İnsan tövbe aracılığı ile bu kopuşun ontolojik ve epistemolojik zeminini tamir ederken psikolojik, sosyolojik ve siyasi zemini de yeniden düzenleme hakkı kazanır.
İnsan, çoğu kez akli muhakemesini ve muvazenesini kaybederek günaha ve hataya sürüklenir. Aklı ve gönlü örtülen insan, ne yaptığını bilmezken geliştirdiği davranışların üzerindeki baskısını ağır bir bedelle ödemek zorunda kalır. Sürekli pişmanlık hissi insanı derinden yaralayarak varlığını ağır buhranlara taşır. Pişmanlık psikolojisi olumsuzluğu sürekli çoğaltacağı için yenilgiyi getiren davranış bozukluklarını da süreklileştirebilir. Bu olumsuz durumdan kurtulabilmesi onun bu akli muhakeme bozukluğunu ve dengesizliğini gidermesi, aklının ve gönlünün üzerindeki örtüyü kaldırması gerekecektir. Yoksa ciddi anlamda bir bunalım ve buhran psikolojisine yazılmış insanın kurtuluşu imkansızlaşacaktır. İşte burada bir şey devreye girer: İlâhî lütuf…
Tövbe bir ilahi ikramdır…
Tövbe kapısının açık bırakılması ile birlikte insanın bütün bu yaşadığı olumsuzlukları olumluluğa dönüştürebilme gücü ve istidadı kazanabilmesinin yolu da açık tutulmuş olur. Böylece insan, tövbe ederek aklının ve gönlünün üzerindeki karanlığı kaldırarak akli muhakemesine yeniden kavuşur ve bir dengenin varlığını sağlar. Yeniden insanlığa dönüş yapan insan, kendisini kurtaracak zemini bir kez daha yeniden inşa eder…
Tövbe, bir aydınlanma ve aydınlatma faaliyetidir…
Pişmanlık; insanı yaptığı davranışın ne olduğu konusunda bir yüzleşmeye davetiyedir. İnsan kendi yaptığı davranışı ile yüzleşme cesareti gösterdiğinde nedamet duygusu galeyana gelir. Bu nedamet ile birlikte yaptığı işten pişmanlık onu yakar ve kavurur. Pişmiş olan insan yeniden bir hayatiyet bulmak için tövbe etmeyi akıl eder. Tövbe böylece yaptığı davranışı aydınlatır. Bu aydınlık sayesinde ise insan yaptığı işin ne kadar kötü bir şey olduğunu kavrar ve bu kavrayışın sağlayacağı tecrübe sayesinde yeni yapacağı işlerin de aydınlatılmasını mümkün kılar…
Tövbe gözyaşı ile buluşarak insanı ilgiye, sevgiye ve aşka taşır…
İnsan, hatırlayarak varlıkla ilgisini kavrar. İlgi üzerinden kurduğu ilişki ile de sevgiye ulaşır. Hem Allah’ın kendisini ilgiden yarattığını kavrayarak insana yönelik ilahi sevgiyi algılar ve böylece varlığın üzerinde bulunduğu aşk zeminini anlamasına kapı aralar, hem de insan bu varlığın aşk üzere olduğu zemini kendi zemini haline dönüştürerek varlığını aşk üzere kurar ve böylece varlığa yönelik sevgisini kalıcı bir ilgiye dönüştürerek Allah ile bağını derin ve kopmaz bir bağa dönüştürür. Bütün bu durumların oluşması da gözyaşı ile arınan kalbin tövbe ederek pişmanlığını kesinlemesi sayesinde elde ettiği farkındalığın derin bir iç görü (basiret) kazanması ile olgunlaşır…
Tövbe, Allah’tan uzaklaşan insanın yeniden Allah’a yakınlaşmasının teminatıdır…
İnsan, Allah’tan uzaklaştığı zaman yaşayamaz, boğulur ve nefes alamaz olur. Görece yaşadığı, nefes aldığı sanılır. Ama o adım adım Allah’tan uzaklaştıkça ölmeye devam eder. Böylece tövbe insanın yeniden dirilişinin adı olur…
Tövbe, bir tefekkür, bir tezekkür ve bir düşünme ameliyesini zorunlu kılar…
İnsan yaptığı davranış üzerine bir tefekkür ve tezekkür gerçekleştirir. Her tezekkür ise bir düşünme ameliyesini kesinler. Böylece insan yaptığı davranış üzerine tövbeye yöneldiği andan itibaren bir ışık düşürerek kendini, varlığı ve ilişkiyi aydınlatır…
Tövbe bir hamd ve şükür vesilesidir…
İnsan, yaptığı günahtan dolayı çok üzülürse pişmanlığını artırır ve bu pişmanlık üzerine tövbe etmenin itminanını sağlar. İşte bu itminan aynı zamanda insanı şükür ile karşı karşıya bırakır. Her şükür ise bir hamd’i içinde taşır. İnsan kendisine tövbeyi nasip eden Allah’a hamd ederek varlığına anlamı yeniden kazandırır…
Tövbe etmek insan olmanın olgunluğudur…
Olgun insan, yaptığı bir davranış yüzünden özür dileyebilme âlicenaplığını gösteren kişidir. Özür dilemek bir düşüklük seviyesi değil tam aksine bir yükseklik duyarlılığıdır. İnsan hata eder ve bu hatasını fark ettiği andan itibaren de hemen ondan vazgeçerek istikametini perçinler…
Tövbe, insan olarak kalmanın ön şartıdır…
HOCAM ŞEYHO DUMAN-CELAL SANCAR
06.12.2024
HTŞ’ye Humus yolu açıldı
06.12.2024
Hocam Şeyho Duman|Talip Özçelik
09.12.2024
ALİYA’DA HUKUK VE DÜZEN / Muharrem BALCI
11.11.2024
Hamza ER'le Derkenar..
11.11.2024
Taassup | Ümit Aktaş
12.11.2024
Yemen’den İsrailli kimya devine büyük darbe
15.11.2024
Ecel ve Ölüm SÜLEYMAN ARSLANTAŞ 05.12.2024
CUMAYA GİTTİM GELECEĞİM ESRA DURU 06.12.2024
Suriye'de Neler Oluyor? YUSUF YAVUZYILMAZ 08.12.2024
Ecel ve Ölüm SÜLEYMAN ARSLANTAŞ 05.12.2024
ÇAĞDAŞ HAÇLI SAVAŞLARININ YÖNTEMLERİ AYTEN DURMUŞ 13.11.2024
KUR’AN’A GÖRE HZ. PEYGAMBER YUSUF YAVUZYILMAZ 17.11.2024