Güzelleme-10
Hayret Üzerine Güzelleme…
Abdulaziz Tantik
Hayret; iyilik, güzellik ve hayranlık uyandıran bir durum ve tutum karşısında insanın farkına vardığı duygusal zeminin adıdır…
İnsanın, yaratılışın özü üzerine oluşturduğu farkındalık ile ilâhî güzelliğin temaşasında duyduğu hazzın dışavurumu olarak hayret, insanı bu güzelliğin ne’liği üzerine yeniden düşündürerek Allah’ın varlığının ve güzelliğinin idrakine kapı aralamasıdır…
İki tür hayret söz konusudur: İlki, bir güzelliğin öne çıkan baskın karakteri karşısında insanın duyduğu hayranlığın adı… İkincisi ise beklenmeyen bir davranışın insanda yol açtığı olumsuz ve duygusal bir kırılma… Her halükarda hayret, insanın şaşkınlığa itilmesine neden olan şeyle ilişkilidir...
Kendi ruhsal konumuna uygun ve uyumlu olduğunu hissettiği olağanüstü bir deneyimin insanı sürüklediği ruh haline ‘hayret makamı’ denir. Hayret, büyük bir coşkuyu içinde taşıyarak varlığa karşı insanın duyduğu sevinç şeklinde tesmiye edilmelidir. Böylece insan; varlık, Allah ve varoluş karşısında kendi konumunu belirlerken, temaşa esnasında ruhsal bir coşku yaşarken oluşan duygusal hafızanın diriliği sonucu hayretten hayrete duçar olunur.
Hayret, sıradan görünen varlığın aslında sıra dışı, olağanüstü karakterine vakıf olmakla oluşan hissiyattır.
İnsanın bir sanatsal eseri, bir duygusal coşkuyu ya da yaşamdan bir kareyi olağanüstü karakteri içinde algılaması sonucu oluşan hayranlığın dışavurumudur hayret… İnsan sürekli hayret içinde kalamaz. Hayrete düşer, tıpkı aşka düştüğü gibi… Böylece hayret ile aşk arasındaki bağı görme imkânımız oluşur. Hayata aşk ile bakan gözler, hayretten sürekli kamaşmak zorunda kalır.
Hayret, insanın duygusal zarafete yükselişinin garantisidir.
İnsan yeryüzüne indirildikten sonra bütün boyutluluğu içinde zarafetini kaybetmiştir. İncelmiş ruhu üzerine düşen toz bulutlarını kaldırmadan yeniden bir incelik kazanabilmesi de imkânsız görünüyor. Ama ilahi lütuf gereği bazen insan bütün bu kabalığına rağmen incelmiş anlarda olağanüstülüğü deneyimler yaşayarak ve böylece hayrete düşerek varlığının özü üzerine bir bakış edinir. İşte hayret bu bakışta saklıdır…
İnsan, sürekli kendisini incelterek ruhunu geliştirmeli ve kötülüklerden uzaklaşarak arınmayı çoğaltmalıdır. İnsan arınmayı zikir ve tövbe ile kesinleyerek varlığını inceltir. İşte incelmiş bu varlık olağanlığın içinde saklı olan olağanüstülüğü deneyimleyerek hayret makamına ulaşır.
Hayret, merak dürtüsünün kabarttığı bir duygu sonucunda oluşacak hissi bir yükseliş olarak da tanımlanabilir. Ama hayretin yoğunluğu aynı zamanda temaşa edebilmenin imkânını da sağaltarak varlığını kesinleyebilir insan… Böylece hayret, merak ve temaşa arasındaki bağı doğru bir şekilde kavrayabiliriz. Bunları taçlandıran ise elbette aşktır…
Beklenmeyen bir tavır, davranış ve düşünce karşısında da insan hayrete düşer. Bu, o fiili sahibine yakıştıramamaktır. İşte estetikten yoksun, sevgiden uzak ve güzellikle bağı kurulamayan bütün edimler, insanı insan olarak bu edimlere yakıştıramadığı için bir hayret vesilesi olurlar…
Bilgi, bilinç ve eylem arasındaki korelasyonu doğru kurarak insan kendi kişilik ve ruhsal gelişimini sürdürür. Böylece insan inceltilmiş bir zihni yapıya ve duygusal zemine sahip olur. Bakışı incelmiş insan, varlığın ve edimin arka planını hesaba katan bir bakış edinir. Hayret bu bakış üzerine bina edilebilir.
Hayreti besleyen en temel haslet ise farkındalıktır…
Farkındalık insani hasletlerin birbiri ile bağını doğru kurmak ve varlık karşısında doğru bir tutumu ve konumu istihsal etmeyi kolaylaştırır. İşte hayret bu istihsale konu olan şeydir…
İnsan, güzelliğin ruhundaki akislerine vurgundur. Ruhundaki bu güzelliğin yansıması insanı güzellik ile buluşturur. Güzellik ise insanı coşkunluğa sevk eder. Bu coşkunluktur ki insanı hayretten hayrete düşürür. Çünkü güzelliğin sonsuzluğunu içine çekilen nefesteki sonsuzluk gibi algılayarak varlığın sonsuzluğu karşısında çaresiz kalır. Bu ayrıca insanın tevazu sahibi olmasını kaçınılmaz kılar. Çünkü insan da dâhil bütün varlık, konumlandığı biçim ve anlam dünyası içinde ilerler. Ve bu ilerleyiş ilânihaye devam edecektir... Sonsuzluk hayreti sürekli çoğaltan bir özellik taşır. Yani insan, insanîleşme sürecinde sürekli bir hayret içinde yüzmeye devam eder.
Hayretin basamakları vardır…
Tıpkı insanın anlam arayışındaki basamaklar gibi hayretin de basamakları vardır. İnsanın bilgi ile yaptığı gelişim ve bu süreçte edindiği farkındalık sayesinde nüfuz ettiği bakışların çoğalması ve derinleşmesi gibi her bakış ve derinleşen yaklaşım aynı şekilde hayreti de yeniden biçimlendirmektedir. İnsan geliştikçe ve derinleştikçe farkındalığı artacaktır. Farkındalığı arttıkça hayreti çoğalacaktır. O yüzden insanların bilgileri ile farkındalıkları nasıl, yaşadıkları yaşamın bir tecrübeye ve birikimle ilgileri varsa öylece oluşan farkındalık süreçleri de hayret makamının süreçlerini belirliyor.
Günah insanı kirletir ve hayretini gizler. Günaha batan kişi hayretini kaybeder. Ancak tövbe sayesinde insan kirlerinden arınır ve sahih/sâlih amellerle arınmasını güçlendirir. Arındıkça saklı kalan hayret kendini aşikâr kılar. Hatırlama, anma, şükür ve hamd üzere oluş arındırır, güzelleştirir. Güzelleşen insan hayretin gizlerine vakıf olacak düzeye gelmiştir...
İnsan, sürekli bir yolculuk haline talip olandır. Yolun gizlerine vakıf oldukça hayretini derinleştirir ve yolculuk sürdükçe hayret devam edecektir.
İşte o zaman iman bir arayış olarak hayreti sonsuzluğa taşır…
Devam Edecek..
HOCAM ŞEYHO DUMAN-CELAL SANCAR
06.12.2024
Halep Savaşı başladı
02.12.2024
ALİYA’DA HUKUK VE DÜZEN / Muharrem BALCI
11.11.2024
Gazze'de Öldürülenler Kadın ve Çocuk
09.11.2024
Hamza ER'le Derkenar..
11.11.2024
Ecel ve Ölüm SÜLEYMAN ARSLANTAŞ 05.12.2024
CUMAYA GİTTİM GELECEĞİM ESRA DURU 06.12.2024