İSRAİLİN FİTNESİ- FAS VE CEZAYİR ARASINDAKİ GERİLİM
YAZAR: ABDULBARİ ATWAN
KAYNAK: raialyoum
TERCÜME: HASAN KANAT
Bağımsız üye olarak katılımcılardan biri olduğum Filistin Ulusal Konseyi'nin son toplantısı 1991'de Cezayir'de gerçekleşmişti. O zamandan beri Cezayir'i ziyaret etmedim. Cezayirli kardeşlerin “kara on yıl” olarak adlandırdıkları bir dönem de olması hasebiyle ayrıca merhum Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika'nın da olumsuz sağlık koşulları nedeniyle Ülkede, o günden bugüne Filistinle ilgili önemli bir konferans yada toplantı gerçekleşmedi.
Bu girişi, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Cezayir'e yaptığı son ziyaret sırasında dikkat çekici bir şekilde karşılanması, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdelmajid Taboun'un Filistin Yönetimi'ne 100 milyon dolarlık bir hibe duyurusu ve Hamas ve İslami Cihad da dahil olmak üzere tüm Filistin direniş hareketlerinin safları birleştirmesi için kapsamlı bir diyaloğa ev sahipliği yapması nedeniyle yapıyorum.
Cezayir'in Filistin davasına verdiği destek yeni değil. Bu destek İsrail işgaline karşı tüm savaşlara aktif olarak katılan merhum Cumhurbaşkanı Huari Bumedyen döneminde doruğa ulaşmıştı. Huari, 1973 Ekim Savaşı sırasında Mısır ve Suriye'deki kardeşlerin talep ettiği silah anlaşmalarını karşılaması için Sovyet liderliğine açık bir çek sunmuş ve o sırada ''Mazlum ve ezilmiş Filistin halkının yanındayız'' şeklindeki o ünlü açıklamasını yapmıştı.
Başkan Abbas'ın Cezayir başkentinde protokol tarafından çok iyi karşılanmasının nedeninin İsrail işgal devleti ile Fas arasında imzalanan barış anlaşması sonrasında Cezayir-Fas ilişkilerinin bozulmasıyla doğrudan ilişkili olduğunu düşünüyorum. Devlet Başkanı Abbas, Fas makamlarının dostlardan ve kralının ve hükümetinin daimi misafiri olarak kabul edilir. Abbas bu yada başka bir nedenden dolayı Cezayir halkı tarafından pek hoş karşılanmadı. Ancak Devlet Başkanı Abbas'ın Rabat'ı mevcut Kuzey Afrika turunun haritasına koymayarak ,Cezayir siperinde durmayı seçtiği anlaşılıyor.
Cezayir, Arap dünyasında ve son yirmi yılda kaybettiği Afrika kıtasında ki yerine yeniden dönmek istiyor. Filistin davasının bu geri dönüşün meşru ve onurlu bir kapısı olarak görülmesi şaşılacak bir şey değildir. Bu yüzden İran'ın başını çektiği direniş eksenindeki ülkelerle iyi ilişkilerini sürdürüyor ve Mart ayının sonunda ev sahipliğini yapacağı Arap Zirvesinde Suriyenın yeniden yapılandırılması meselesini gündeminin ilk sırasına koyuyor.
İsrail liderliği, damadı Jared Corey aracılığıyla eski ABD Başkanı Donald Trump'ı satın alarak ve 2018'de İran nükleer anlaşmasından çekilmesine teşvik ederek, İran yönetimine büyük ve paha biçilmez bir hediye sunması gibi feci bir hataya düşmüştü. Bugünde İsrail, komşuyla ilişkileri gerecek bir barış anlaşmasına Fas'ı da bulaştırarak aynı ölümcül hatayı tekrarlıyor. İsrail Fas'ı komşusu Cezayir ile ilişkilerindeki , gerilimi tırmandırarak ve muhtemelen bölgede finansal ve belki de insani yeteneklerini tüketerek, Cezayirin bölgede ki rolüne yeniden dönmesini sağlayacak, direniş ekseninin de katılma olasılığı yüksek olan bir savaşa yol açarak ölümcül bir hatayı yeniden işliyor.
İsrail Fas ile barış anlaşması imzalayarak, Fas'ın Cezayirin komşusu olması sebebiyle Cezayiri Filistine siyasi ve coğrafi olarak çok yakınlaştırdı. Gelecekte bu anlaşma Cezayirle İsraili karşı karşıya getirecek bir çatışmanın zeminini hazırladı ve Cezayir Nasıl ki Fransayı gücünün zirvesindeyken hezimete uğratıysa İsraili de aynı şekilde hezimete uğratacaktır.
Cezayir neredeyse 200 yıldır hiç bir savaşta kaybetmedi. çünkü Cezayir halkı yenilgiyi hiç kabul etmeyen bir halktır ve belki de tarihin en uzun direniş savaşında 130 yılı aşkın süredir Fransız sömürgeciliğine karşı verdiği mücadele söylediklerimizin en belirgin kanıtıdır.Geçen Mayıs ayındaki son Gazze savaşında aşağılayıcı bir şekilde yenilen, kendisini dehşete düşüren ve dünyadan tamamen izole eden, direniş füzeleri karşısında 11 günden fazla dayanamayan İsrail işgal devleti, Cezayirle dogrudan yada dolaylı olarak gireceği savaşı kazanamayacaktır. burada İsrailin İranın füzeleri, Husiler, Irak halk seferberlik güçleri ve Hizbullah, ve Suriyeden yana duyduğu endişeyi eklemiyoruz.
Gerek İnsani gerekse İslami açıdan Cezayir ve Fas arasında çıkacak herhangi bir savaşın karşısında olduğumuzu belirtmek istiyoruz. iki ülkede bizim için değerlidir. bu iki ülkenin halklarını seviyor ve takdir ediyoruz. Ama şiddetle karşı çıktığımız şey, bu savaşı ateşlemek ve her iki ülkeyi ve iki kardeş halkı kurutmak isteyen İsrail'in fitne projesidir.
Faruk Sevim'le Derkenar..
19.09.2023
Fatma Akdokur'la Derkenar...
14.09.2023
Ayhan Bilgen'le Derkenar..
06.09.2023
Mehmet Yavuz Ay ile Derkenar..
26.08.2023
Muharrem Balcı ile Derkenar...
09.09.2023
Ufuk Uras'la Derkenar..
01.09.2023
6-7 Eylül / Mülteciler | Recep Karagöz
07.09.2023
IRAK NOTLARI (VII) / Harun AYKAÇ
25.09.2020
Bir 12 Eylül Okuması YUSUF YAVUZYILMAZ 16.09.2023
Zamların Anatomisi - IV. Bölüm MUHSİN GANİOĞLU 16.09.2023
Varoluşsal İdrake Yabancılaşmak ATASOY MÜFTÜOĞLU 17.09.2023
Zamların Anatomisi - I.Bölüm MUHSİN GANİOĞLU 25.08.2023
Bir 12 Eylül Okuması YUSUF YAVUZYILMAZ 16.09.2023
Muhafazakârlık ve Başkaldırı TALİP ÖZÇELİK 05.09.2023