metrika yandex
  • $42.46
  • 49.11
  • GA40280

Haberler / Yorum - Analiz

Terbiye vechinden Nefs ve evlad ıstılahatı|Fuat Durgun

25.11.2025

 

Nefis terbiyesi meselesi ile alakalı Müslümanların biriktirdiği literatürden hayli şey duydum veya okudum. Bu mevzu bilhassa İslam tasavvuf kültürünün neredeyse ana mevzu’dur.

Çocuk terbiyesi meselesine gelince Modern dünyadan okuduklarımın veya duyduklarımın veya medyada seyrettiklerimin -çok iddialı bile olsalar- sofraya bir cacık olmadıklarını tecrübe ettim. (6 evlat babası biriyim.) Zaman içinde kişisel gelişim zevzekliğininde, tribüne seyirci toplamak, müşteri ayarlamak için kurulmuş bir pazarlama usulü olduğu kanaati bende hasıl oldu.

Bu iki meselenin birbirini tercüme etmesini umarak bu konu üzerinde bir miktar düşünmüş birileri belki tesadüf ederde bana irfanı ile omuz verir düşüncesi ile konuyu yazıya dökmek istedim. Birbirini tercüme etmekte nakıs olsalar dahi ufuklarını açarak yekdiğerini destekleyeceğine inanıyorum.

Şöyle ki:

Büyüklerimiz, “Nefsini öldürmek” diye kamunun diline pelesenk olan bir darb-ı kelama, “nefsin müşterisi Allah’tır” diyerekten itiraz etmişler, nefsi öldürmeyi haram bilmekle beraber her nefsin ölümü tadacağına da iman etmişlerdir. Kolay anlaşılması için, “evladını öldürmek de haramdır ama her evladın ölümlü olduğu bilinir”, gibi bir örnek verilebileceği kanaatindeyiz.

Nefsi aşağılamayı da keza reddederler. Nefs kıymetlidir. Cennete girecek olandır.  

Kelam-ı Kadim’de “nefsin mutmain olması” hedef gösterildiği gibi, neslin itmi’nanı (sulh olması, adalet tesisi, huzur temini, fesada uğramaması) da emredilmiştir.

Ama bunlara rağmen aynı büyüklerimiz nefsi kontrol etmeyi, hal ve efkârı kadim bir meselemiz olarak nasihat etmişlerdir daima. Benzer şekilde evladın terbiyesini de tesis etmek için hayli fazla fıkhetmişler, çaba sarfetmişler, müesseseler meydana getirmişlerdir.

Hem nefsini temiz ve sağlıklı tutarak Cenab-ı Hakka arzedeceksin, hem de kendini nefsin peşinde sürükleyip utanılacak bir hale düşmeyeceksin diye özetleyebilirim büyüklerden işittiğim kadim nasihatleri.

Dikkat edilirse Büyük kitap, Ademoğullarını nefse karşı dikkatli olmaya çağırırken çocuklara karşı da dikkatli olmaya çağırır. Bu durum çocukların ya da nefsin kötülüğüne değil insanın onlara karşı olan temel zaaafiyete delil sayılabilir. 

Çocuk terbiyesini, nefs terbiyesinin ıstılahatı ile ele alacak uzman veya araştırmacı var mı bilmiyorum. Mutasavvıf biri yahut çocuk terbiyecisi bir uzman olsaydım, nefs terbiyesi ıstılahı ile çocuk terbiyesini tahlil etmeye çalışırdım. Yahut da çocuk terbiyesi ıstılahı ile nefs terbiyesini tarif etmeye gayret ederdim. Ciddi bir netice zuhur edeceğine inanıyorum. Zira kadim tasavvufta nefsini terbiye etmemiş ya da edememiş adab-ı muaşereti yarım kalmış oyun ve eğlenceye düşkün kimselere “çocuk” denildiğine pek çok kez şahitlik etmişimdir.

Çocuğu olmayan zatların, “çocuk terbiyesinden anlamasına” şahid olduğum vakit, nereden ve nasıl öğrendikleri merakımı celbediyor. Demek ki, insanın tek ilim kaynağı tecrübe değil, bazılarına Kudret kendi nefsinden hâsıl olan bir irfan da verebiliyor.

Bu durumun şöyle bir ehemmiyeti var: Eğer nefs ile evlad terbiyesinin benzer olduğunu kabul edersek, “Evladın olsun o zaman anlarsın” tarzı meydan okumalar temelsiz kalır zira bu durumda nefsini terbiye edebilen çocuğa da terbiye verebilecek, çocuğunu terbiye edemeyen aslında nefsini de terbiye edemeyecek biri olacaktır. Çocuğu olmayan birisi de, çocuk terbiyesinde pekâlâ kavi bir şehadet erbabı olabilir böylece. Haddizatında her kişi nefse maliktir, dolayısıyla evlada da. (Terbiye edilmemiş iman çok kaba olacağı gibi, imansız bir terbiyeye de güven vermez.)

Aklı başında biri nefsini Allah’a (huzura) beğendirmeyi arzu ettiği gibi, çocuğunu da Allaha (huzura) beğendirmek için emek verir.

Ha keza makul biri nefsini aç bırakıp sefil etmez, ama onun arzularının peşinde de sürüklenmez. Azmasına ve kontrol dışına çıkarak gayrıya zarar verecek şekilde haddini aşmasına müsaade etmez. Çocuğunu da aynı şekilde, sokakta sefil bırakmaz ama bir başkasının evinin önüne pislemesine de müsaade etmez.

Çocuğa faydalı olan şey de çocuğun tercihine bırakılmaz: Çocuk razı olsa da olmasa da ona verir, ilaç gibi. Nefs için de aynı halin cari olduğunu hissediyorum. Çocuğun vücut bütünlüğünü sağlıklı tutmak kadar ahlaki bütünlüğünü de sağlam tutmak için verilen ilacın çocuğa acı gelmesi dert edilmez.

Çocuğunun istikbalini kendi istikbalinin fevkinde görür akıl sahibi kişi, nefs de istikbal temini hedefinde vücuda mukaddemdir.

Çocukların geleceğini teminat altına alırım telaşını, hayatın gayesi edinen kişi; kendi hayatını anlamsızlaştırma ve istikbalini heder etme tehlikesine  girebileceği gibi, çocuklarını da iş bilmez, beceriksiz ve en önemlisi saygınlıktan yoksun bir hayata mahkûm etme riskini almış olur. Kendi geleceğini teminat altına alma endişesi ile nefsin “sürekli yığ, biriktir, sakla” diyerek insanı cimriliğe yönlendirmesine aldanmak da hem dostlarını hem akrabalarını hem de Ahireti kaybetmeye sebep olabilir.

Ucundan kenarından açıldığı kadarı ile bile beni ihya etti diye düşündüğüm meseleye nazarları celbetmeye çalıştım. Verilecek her türlü destek, bir kelime ile bile olsa makbuldür.

Hacı Abi, Fuat Durgun

---

1- Ankebut Suresi 57. Ayet-I, Kerime: “Her nefis ölümü tadacaktır. Sonunda Bize döneceksiniz.”

2-Aynı ayet-i Kerime

3-Yusuf Suresi 53. Ayet-I Kerime: “Ben yine de nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis şiddetle kötülüğü emreder…”

4-Teğâbun Suresi 15. ) “Mallarınız ve çocuklarınız ancak birer fitnedir; Allah katında ise büyük bir mükâfat vardır…”
5-Enfal Suresi 28. Ayet-i Kerime: ““Bilin ki mallarınız ve çoluk çocuğunuz birer fitnedir. Allah katında ise büyük bir mükâfat vardır…”

6- Bakara 195. Ayet-i Kerime: Allah yolunda harcama yapın; kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin, kuşkusuz Allah iyilik edenleri sever.

7- Tekasür Suresi 1. Ayet-i Kerime: Mal, evlat ve akraba çokluğu ile övünmek sizi öyle aldatıp oyaladı ki

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş