Umran Dergisi Ağustos 2022 Sayısı " İSTANBUL’UN TARİHİ NASIL YAZILMALI? Revnakoğlu’nun İstanbul’u, Şehrin Kimliği ve Kültür Okumaları" manşeti ile yayımlandı.
Her şehrin kaderi, tarihî süreçte mensup oldukları medeniyetlerin kaderi ile özdeş durumdadır. Bu bağlamda medeniyetler ile şehirlerin münasebetini ele alırken şehirlerin kimliği daima göz önünde bulundurulur. Medeniyetlerin yükseliş ve düşüş tarihlerinin mihenk taşlarını oluşturan merkez şehirler, bazen mimari biçimde, bazen ilmî ve fikrî geleneğin sürekliliğinde ya da ticaret yolları üzerindeki bereketli bir pazarda ve bazen de siyasi düzenin odağına yerleşerek medeniyet anlayışlarının tarihî gerçeklik içinde zaman ve mekâna yansımasını sağlarlar. Bu çerçevede İstanbul’a yakından baktığımızda şehrin öncü, kurucu ve dönüşen bir şehir olduğu kadar tasfiye edilen bir şehir olduğu acı gerçeğinin ayırdına varmalıyız öncelikle. Şurası açıktır ki Osmanlı’dan Cumhuriyet’e toplum modernleştikçe İslâm merkezli medeniyet anlayışının mekân üzerindeki aktörlük ve görünürlükleri azalmış, kapital semboller hüviyetindeki apartmanlar, büro iş hanları ardından gökdelenler, rezidanslar, AVM’ler ve ışıltılı otellerin görünürlükleri artmıştır. Özen ve belli bir dikkatle bakıldığında görünen ne yazık ki Müslüman dünyanın mevcut ahvali olacaktır. Dolayısıyla bugün İstanbul’u ne kadar bilip tanıdığımız ancak “zarif ihanetlerle” kol kola giden bu dönüşüm ve tasfiye süreciyle birlikte düşünülürse hakiki anlamına kavuşacaktır.
Son yıllarda ülkemizde şehir tarihi/kültürüyle ilgili vasıflı eserlerle süreli yayınların yanında şehir hayatına katkı sunmuş kişilerin biyografileriyle şehrin eski hâlini anlatan fotoğraf albümlerinin yayımlanmakta olduğu dikkatinizden kaçmamıştır. Dikkatle bakıldığında bunların bütünü insanın içinden çekildiği mekânların salt yapı malzemesinden ibaret olduğunu ortaya koyar. Şairin dediği gibi, insan şehri yapar fakat şehir de insanı yapar. Kadim zamanlarda şehrin insanı inşa edip şekillendirişi giderek zenginlik kazanır ve çok boyutlu bir mahiyete bürünürdü. Bu da bizi, şehrin toplumu inşa edişine götürür. Şehrin inşa edilişi ile şehrin insanı inşa edişi aynı zamanda gerçekleşir. Böylece şehir hem özne hem nesne olur; dönüştürürken dönüşür.
Mimarisiyle, kültürüyle, insan manzaralarıyla şehre yönelen Revnakoğlu klasik boyutuyla ulema diye tesmiye edilen sınıfın yerini yeni tip aydınların
aldığı, bilgiyi yorumlama tekelini elinde bulunduran sınıf ve kurumların dönüşüme uğradığı bir dönemin şahididir. Kendini İstanbul’un mekân ve şahsiyetlerine adayan Revnakoğlu’nun arşivine fark katan en önemli husus, hazırlandığı zaman dilimiyle ilgilidir. Hiç şüphesiz o, kültürümüzün bugününün oluşmasında büyük katkı sahibi bir ara nesle mensuptu.
Açık yüreklilikle söylemek gerekirse biz kendi hayatımıza ve kültürümüze, dinî kurumlarımıza, niteliği, özelliği, konuya ilgisi ve yatkınlığı, yaklaşımı, zamanı, tarzı, üslubu ile Revnakoğlu gibi sıcak bakmayı bilmiyoruz. Çünkü bugünkü insan tarihe ve kültüre karşı, Cumhuriyet dönemi nesillerine benzer şekilde hem daha soğuk hem de daha pozitivist ve rasyonalisttir. Bu cihetten onun notları öyle tespitler sergilemektedir ki geleceğin sosyolog ve psikologları oradaki malumattan hareketle ferdi ve toplumsal hayat hakkında yepyeni açılımlar sağlayacak hüviyettedir. İstanbul’un iç tarihine odaklanan Revnakoğlu arşivi bütünüyle yayımlandığında sadece şehir tarihi değil, yakın dönem mimari, biyografi, tasavvuf, eğitim, güzel sanatlar tarihimize de çok önemli katkılar sunacaktır. Bu minvalde dergimizin bu sayısı aşikârdır ki Revnakoğlu’nun henüz bir kısmı yayımlanan notlarının etraflı bir incelemesi olma amacı taşımayan genel bir çalışmadır. Fikirler ve kavramlar yoluyla bakış elde edip, bakış açılarını geliştirip genişletmeye dönük bir giriş niteliğindedir.
Dergiden Bazı Başlıklar:
Siyasal Gelişmeler ve Parlamentarizmin Çöküşü / Mustafa AYDIN
Göçmenler Üzerinden Kurulan Akrep Kıskacı: Açık Kapı Politikası AB Geri Kabul Antlaşması / Burhanettin CAN
Rasim Özdenören’in Ardından / Süleyman CERAN
Revnakoğlu’nun İstanbul’u veya Tekkelerin İllegal Tarihi / Mustafa KARA
Okunmayı Bekleyen Büyük ve Muazzam İstanbul / D. Mehmet DOĞAN
Revnakoğlu Notlarında İstanbul: Osmanlı Kültürel Müslümanlığı, Tespitler ve Güzide Şahsiyetler / Metin Önal MENGÜŞOĞLU
İstanbul İslâm’ının Üç Sütunu: Cami, Tekke ve Medrese / Mehmet Furkan ÖREN
Muhayyel Bir Ulus Kurgusu Adına Türk Edebiyatı Tarihi Yazılamaz mı? Yazılmamalı mı? / Cengiz TATAR
Dergiye Seçkin Kitapçılardan ulaşabilir veya abone olabilirsiniz
Hertaraf Haber / Kültür Sanat Sayfası
Cihannüma’dan Gazze Raporu
19.11.2025
Zirai ilaçlar, reçete ile satılacak
19.11.2025
Surelerin Mesajları: KALEM SURESİ -2 OSMAN KAYAER 18.11.2025
YAHUDİ Mİ DEDİNİZ? SÜLEYMAN ARSLANTAŞ 19.11.2025
İyi Öğretmen Kimdir? YUSUF YAVUZYILMAZ 23.11.2025
Ulucanlar Cezaevi MEHMET YAVUZ AY 24.11.2025
Bir cami, bir imam ve cemaat OSMAN KAYAER 28.10.2025