metrika yandex
  • $32.45
  • 34.68
  • GA18240

Haberler / Ankara Analiz

Batılı ile Doğulunun Dinleri-Hüseyin Alan

04.04.2021

Batılı ile Doğulunun Dinleri

Batıda çok ilahlı bir din vardır: Sümer-Grek-Roma-Feodal dönem-aydınlanma sonrası sürüp gelen inanç ve yaşam biçimi. Çok köklüdür. Aynı paradigma içinde kendini yeniden üreterek devam ediyor. 

Burda tanrılar/ilahlar savaşı vardır: insan ve toplum hayatı bu çatışmaya göre düzenlenir.

Tanrılar, iki ana kategoride ayrışır: politik iktidarın temsilcisi ‘despotlar’ ile, ekonomik iktidarın temsilcisi ‘aristokrasi.’  

Bunların arasında bitmek bilmez, sürüp gelen savaşın sebebi, iktidarın paylaşımıdır. Çatışma ‘kaos’, istikrar ‘düzen’ olarak adlandırılır.

Bu çatışma, aydınlanma sonrasında ‘sermaye sınıfı’ ile ‘işçi sınıfı’ arasındaki çatışmaya dönüşerek kendini yeniledi.

Batıda devlet tanrısı, bu iki sınıf tanrısı arasında ‘dengedir.’ Çatışmalar, iktidar paylaşımı ve taraflar arasında uzlaşmayla ‘düzene’ ve istikrara kavuştu..

Doğuda ‘tek ilahlı’ bir din anlayışı vardır, bu da çok köklüdür. Sümer-Pers-Bizans-Mısır-Çin-Hind-Osmanlı olarak sürdü geldi.

Uzak Doğuda tanrı evrenin kendisi, yakın Doğuda kitaplı dinin ilahı söz konusu oldu.

Bu din, insan ve toplum hayatına tek ilah ‘devlet’ olarak yansıdı. Bu ilah iktidarını hiç bir şeyle paylaşmaz. Sınıflı bir toplum olmadığı için politik iktidar da, ekonomik iktidarda bu ilahın hükümranlığı altındadır. 

Doğuda devlet tek otorite, tek sınıftır: mülkte onundur, yönettiği ahali de onundur.

İktidar isteyen kim olursa da, kan gövdeyi götürür. Çünkü devlete karşı ‘hainlik-itaatsizlik-isyan’ söz konusudur.

Bu devlet izin vermezse ahali nefes alamaz, tuvalete gidemez. Hayat bunun lutfettiği sınırlarda, izin verdiği kadarıyla yaşanır..

Batı, tarihinde ilk kez aydınlanma sonrası gün gördü: seyahat edebildi, istediği işte çalışıp para kazandı, mülk edindi, çalışma şartlarının iyiliğine, sağlık ve emeklilik haklarına kavuştu. Politik ve ekonomik özgürlükler elde etti. 

Doğu tarihinde hiç böyle şey olmadı: devlet dışardan sıkıştırıldıkça taviz verdi, fırsatını buldukça verdiklerini geri aldı.. 

Batıda devlet her şey değildir, her kes bakar işine, dikkat eder sorumluluğuna. Yasalar herkes içindir.

Doğruda devlet her şeydir, istediklerini abad, diğerlerini aciz eder. Bu sebeple herkes iki karakterlidir..

Batıda özgürlükler çatışa çatışa alınmış ve bir dengede buluşulmuştur; Doğuda devletin lütfettiği kadar verilmiştir, dengeler hep değişir..

Batıda devlet, tek hükümran değildir, halkının sırtında yükselmez, hukukuna riayet eder.

Doğuda devlet, tek hükümrandır. Halkının sırtında yükselir. Hukuk zaten onun koyduklarıdır..

Batıda özgürlük mücadelesinin anlamı vardır, sınıflar hakları için mücadele eder.

Doğuda, özgürlük mücadelesi deneni devlet örgütler, gerçekten özgürlük isteyenleri bu yolla tasfiye eder.....

Din denen, bir inanç meselesi olarak teolojik, tanrı bilimi olarak felsefik, vicdan ve ahlak meselesi olarak ibadi, olgu olarak sosyolojik, egemenlerin yönetmesi olarak totemik.. bir şey değildir.

Böyle olana, böyle tanımlanana din denmez. Mezhep denir. Kabile, kavim, zümre denir..

Din, insan ve toplum hayatını düzenleyen, iman ölçülerine göre sınıflayan, insan kalabalıklarını millet yapan, yönetimde ayırım gözetmeksizin adaleti tesis eden, uyulacak sınırlar koyandır. 

İktidarı paylaşandır. Hak edene hak ettiğini verendir. Sınıfsal imtiyazı, hileli düzeni parçalayandır. Fesat çıkarıp mala cana iffete tecavüze yönelmedikçe, halifeye/yöneticiye itaati farz kılmayandır. Özerkliktir.

Bu tamında tek din vardır: İslam. Tek ilah vardır: Allah.

Pratikte olan, ferdi ve toplumsal hayatta olan nedir denirse, liberalizmdir. Liberal din vardır, onun ilkeler ve tanrılar vardır. 

Liberal din insana, Allah dahil her şeyden bağımsız ve özgürsün diyor. Seni sınırlayan ulusal ve yerel değerleri aş, evrensel ol diyor. Kapitalist serbest ticaretin önünü açıyor. Mali ve maddi harekette sınır ve gümrük tanımıyor. Demokratik toplum istiyor..

Liberal din ve tanrıları, şu kadar adil, bu kadar zalimdir, bu ayrı bahistir, ama bu gün yeryüzünde tek dindir. İlkeleriyle tek hükümrandır. İnsanı ve toplumu biçimlendirendir. Bu sebeple sahici dindir..

İslam’ın ve Kur’an’ın Allahı ne yapıyor? Hem yegane ilah, hem tek hükümran benim, hem her şeyi bilip görüyorum diyor, hem bu dünyaya neden müdahale etmiyor? 

Putperestliği, pratikteki tek ve çok tanrıcılığı niye ortadan kaldırmıyor?..

İslamın Allah’ı sözünde duruyor: insana, sana iki yol gösterdim, ikisinin de akıbetini bildirdim. Sen doğru yola git diyor.

Seni şerefli yarattım, hayata şu hak bu batıl diye müdahale et diyor. Tuğyan edenlere haddini bildir diyor.

Yaratılışın ve imtihanın gereği, insanlara ve toplumlara verdiğim süreyi beklerim diyor. Herkesin ne yapacağını gözlüyor, işler şahitlendirilsin istiyor. 

Bu süreçte tevbe edip sapkınlıktan dönecek olan olursa diye, bazılarına şans tanıyor. 

İslam’ın Allah'ı özel muamele yapmıyor: Hiç bir kuluna da, hiç bir topluma da. İstisnasız halife nitelikli yarattığı kullarının, ezelde verdikleri sözü bu dünyada tutup tutmadıklarını gözlüyor. 

İslam’ın Allah'ı şüphesiz adildir. Sözünü tutandır..

Batılısı Doğulusu ayırt etmeden insan olarak yarattığı kullarının, tanıdığı imkanlarla bu dünyada, kendilerine tanıdığı özerk alanda ne halt ettiklerine bakıyor.

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş