7 Ekim 2023'te İşgalci İsrail'in Filistin'e saldırması üzerine oluşturulan Ankara Filistin Dayanışma Platformu, bugün Ankara Adalet Sarayı önünde bir gösteri düzenledi.
Platform, İsrail'in Filistin'e yönelik işgaline karşı çıkan önemli eylemler gerçekleştirdi.
Bugün Ankara Adlisesi önünde gerçekleştirilen gösteride gençler adına yapılan basın açıklamasını gençler adına Ömer Budak okudu. Budak'ın okuduğu basın açıklaması sırasınnda, Tevhid Bayrağının yanısıra Türk ve Filistin bayrakları da dalgalanarak, İsrail'in zulmü ve siyonizmin temsilcisi PKK'nın lanetlendiği belirtildi.
Açıklamada, 15 Temmuz'da Türk halkının, Kelime-i Tevhid'in gücüyle tanklara karşı dikildiği ve Gazze'deki mücadeleye destek verdiği hatırlatılarak, Türkiye'nin insanlığın vicdanının sesi olduğu vurgulandı. Siyonist etki ajanlarının içeride ve dışarıda oynadığı oyunlara dikkat çekilen açıklamada, gençlerin kararlı mesajıyla, "Türkiye İslamdır, İslam Kalacak" vurgusu yapıldı. Slogan olarak ise, "Siyonist Uşaklar Hesap Verecek" ifadesiyle, siyonist etki ajanlarına karşı bir mücadele çağrısı yapıldı.
Ömer Budak'ın sesinden yapılan bu etkili basın açıklaması, Türkiye'deki gençlerin Filistin'e yönelik işgale karşı birlik ve direnişteki güçlü duruşunu yansıtıyor.
Basın açıklamasında, Filistin davasının destekçileri ellerinde dalgalandırdıkları bayraklarda yazan kutsal kelimelerin anlamını vurgulayarak, La İlahe İllallah, Muhammedun Rasulullah şiarının İslam'ın temelini oluşturduğunu belirtti. Açıklamada, tarihsel süreçte kelime-i tevhid'in, Müslümanların birlik ve direnişinin temsilcisi olduğuna vurgu yapıldı.
Osmanlı'dan Gazzeli Müslümanlara kadar, kelime-i tevhid'in zalimlere karşı ayaklanışı ve imparatorlukları dize getirişi vurgulanarak, tarih boyunca bu sözün Müslümanların güç kaynağı olduğu ifade edildi.
Gazze'den İstanbul'a: Birlik ve Direnişin Sesi
Açıklamada, bugünün Müslümanlarının, Gazze'den başlayarak dünyanın dört bir yanına İslam'ın nuru ile yayıldığına dikkat çekildi. Gazze'deki zulme karşı yapılan eylemlerde, Türk ve Filistin bayraklarının dalgalanarak, İsrail'in zulmü ve siyonizmin temsilcisi PKK'nın lanetlendiği belirtildi.
15 Temmuz'da Türk halkının, kelime-i tevhid'in gücüyle tanklara karşı dikildiği ve Gazze'deki mücadeleye destek verdiği hatırlatılarak, Türkiye'nin insanlığın vicdanının sesi olduğu vurgulandı.
Siyonizmin Oyunları ve İslam'a Yönelik Saldırılar
Basın açıklamasında, siyonist etki ajanlarının, İslam'a ve kelime-i tevhid'e yönelik içeride ve dışarıda oynadığı oyunlara dikkat çekildi. Siyonizmin, gençleri manipüle ederek İslam'a karşı düşmanlık tohumları ekmeye çalıştığı ifade edildi.
Ayrıca, İstanbul'daki tarihi yürüyüşte tevhid bayrağı taşıyan bir kişinin saldırıya uğradığı olayın, siyonizmin etki ajanlarının etkisi altındaki gençler tarafından gerçekleştirildiği ve bu saldırının ardında ideolojik saplantıların bulunduğu belirtildi.
Siyonist Uşakların Hesap Vereceği Sloganı Yankı Buldu
Müslüman gençler, basın açıklamasında, sokakta yürüyen bir vatandaşa yapılan saldırının kabul edilemez olduğunu belirtti. Siyonizmin içerideki destekçilerinin olayın faillerini savunmaya geçtiği ve saldırıyı normalleştirmeye çalıştığı ifade edildi.
Ayrıca, siyonist uşakların, milletin değerlerinden kopmuş bir gençlik yetiştirmek ve İslam'a yönelik saldırılarını sürdürmek için çaba harcadığı vurgulandı. Slogan olarak, "Siyonist Uşaklar Hesap Verecek" ifadesiyle, siyonist etki ajanlarına karşı bir mücadele çağrısı yapıldı.
Müslüman Gençlerin Kararlı Mesajı: Türkiye İslamdır İslam Kalacak
Açıklamanın sonunda, Türkiye'nin Müslüman gençleri, kelime-i tevhid'e ve İslam'a yapılan her türlü saldırıya karşı kararlı bir duruş sergileme sözü verdiler. Geçmişte olduğu gibi, 15 Temmuz'da olduğu gibi, Filistinli kardeşlerine destek verme sözü verdiler.
"Türkiye İslamdır, İslam Kalacak" sloganı altında, kelime-i tevhid'in bu topraklarda yaşam tarzı ve en büyük slogan olduğunu bir kez daha vurgulayarak, gelecek nesillere aktaracakları bir miras olarak gördüklerini ifade ettiler.
Basın açıklamasının tam metni aşağıda verilmiştir:
Dünümüz, Bugünümüz, Yarınımız: La İlahe İllallah
Bismillahirrahmanirrahim.
Kıymetli dostlarımız ve sevgili halkımız. Bu bayraklarda yazan nedir bilir misiniz? Hep birlikte haykıralım o zaman. La İlahe İllallah, Muhammedun Rasulullah. Ya Allah’tan Başka İlah Yoktur ve Hz. Muhammed Onun Elçisidir.
Bu bayraklarda yazan kelime-i tevhid, İslam'ın şiarıdır. Tanca'dan Cakarta'ya Müslümanlar dünyanın dört bir yanına İslam'ın nurunu yayarken onları ayağa kaldıran ve zalim imparatorlukları dize getiren söz bu kelime-i tevhid olmuştur. Sultan Alparslan’ı Anadolu’nun kapılarına getiren ve Malazgirt Savaşı’nda düşmana boyun eğdiren güç tevhid aşkı olmuştur. Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethinde kılıçlarıyla küffarla çarpışan Müslüman ecdadımızın kalpleri, kelime-i tevhid için atmıştır.
Bugün Gazze'de Müslüman kardeşlerimize bombalar yağdıran küffarın ordusu Birinci Dünya Savaşı'nda Çanakkale'yi kuşatmışken Anadolu'dan, Suriye'den, Irak'tan, Gazze'den, Osmanlı devletinin dört bir yanından kalkıp emperyalist güçlerin hayasızca akınına karşı göğsünü siper edenlerin gönüllerinde taşıdığı sözler la ilahe illallah'tır. "Şu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli, ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli" diye yazan Mehmet Akif Ersoy'a İstiklal Marşında bu mısraları yazdıran, şairin göğsünde taşıdığı tevhid şuuru ve Anadolu halkının şehadet aşkıdır. O bu mısralarıyla Müslüman bir ülkenin bağımsızlığının ancak kelime tevhidi haykıran ezanların memleketin dört bir yanında yankılanmasıyla tescillenebileceğini açık yüreklilikle ifade etmiştir. 15 Temmuz'da evlerinden abdest alıp sokaklara çıkan kahraman Anadolu halkı, tanklara yalın göğüsleriyle karşı koyarken, onlara bu izzet ve cesareti aşılayan kelime-i tevhid olmuştur. Bugün Gazze'de bir avuç yetim mücahit, Filistin halkıyla beraber dünyanın en azgın ölüm makinelerine karşı savaşıyorken ve tüm dünyaya sabrın ve direnişin ne olduğunu öğretiyorken onların sabır ve direniş kaynağı yine kelime-i tevhid olmuştur.
Bildiğiniz üzere 1 Ocak sabahı İstanbullular şehitlerimiz ve Filistin için Galata Köprüsüne akın etmiş ve şehitlerimiz ve Gazze için yürümüştür. Müslüman halkımız, ellerinde tevhid, Türkiye ve Filistin bayraklarıyla sokaklara dökülmüş ve İsrail'in zulümleri ile siyonizmin coğrafyamızdaki aparatı PKK'yı lanetlemiştir. Böylece Türkiye bir kez daha insanlığın vicdanının sesi olmuştur.
Bu durumdan rahatsız olan siyonizmin etki ajanları ülkedeki atmosferi değiştirmek için düğmeye basmıştır. Galata'daki tarihi yürüyüşten Tevhid bayrağıyla dönen İsmail Aydemir ağabeyimiz, siyonizmin etki ajanlarının tesiri altında kalmış iki genç tarafından menfur bir saldırıya uğramıştır. Ne yazık ki siyonizmin etki ajanlarının tesirinde kalan gençlerimiz bu ikisiyle sınırlı değildir. Başında ırkçı bir Siyonist uşağının bulunduğu mankurt güruh, yıllardır ülkemizdeki gençler üzerinde çeşitli oyunlar oynamaktadır. Gençlerimizi şehit kanlarıyla sulanmış bu toprakların manevi değerlerinden ve kelime-i tevhidden uzaklaştırmak, İslami bilinci ortadan kaldırmak ve Müslüman kardeşlerimizle aramıza kin ve nifak tohumları serpmek için özellikle sosyal mecraları kullanarak gençlerimiz üzerinde operasyonlar yapmaktadır. Bugüne kadar İslam'a açıktan saldıramayan bu alçaklar, sistematik bir şekilde Arap kardeşlerimize karşı gençlerimizi kışkırtmakta, böylece Araplık üzerinden İslam'ın şiarlarına hücum etmektedir. Onlar kitap okuyan bir nesil, bilgili ve ahlaklı bir gençlik değil, Twitter’da paylaştıkları gönderilerden etkilenerek bilinci körelmiş, kolayca manipüle edilebilir bir nesil istemekte, artık sağlıklı düşünemeyen, etrafına kin ve nefretle bakan, onların ırkçı yalanlarıyla zihni dolmuş, hakikate kör, tabiri caiz ise zombiden farksız bir gençlik için çabalamaktadır.
Siyonizmin içerideki uşakları ise kendi ahlak ve zeka seviyesine yakışır bir biçimde ve efendilerinin kendilerine verdiği emir gereğince olayın faillerini savunmaya başlamıştır. Sokakta kendi halinde yürüyen bir insana sırf elinde tevhid bayrağı var diye sataşıp ona vahşice saldırmayı normalleştirme ve şiddeti meşrulaştırma gafletine düşen bu insanlar bu olayın faillerini kahraman, mağdurunu ise suçlu ilan etme cüretini göstermiştir. Gazeteci bozuntusu 28 Şubatçı kimseler bu saldırıyı kınamak yerine "Eline sağlık." diyerek olayın faillerini teşvik etmiştir.
Herkes tarafından bilinmelidir ki sokakta yürüyen bir vatandaşa durduk yere saldırıp onu yaralayan bir kimsenin savunulacak hiçbir tarafı olmayıp, sokaklarımızın güvenliği açısından tehlike arz etmektedir. Ancak hiç şüphesiz ülkemizin geleceği için en büyük tehlike, ırkçı ve faşist ideolojileriyle insanlarımızın gözünü boyayan ve Türkiye'de siyonizmin uşaklığını yürüten kimselerdir. Bundan dolayı milletimize ve İslam'a içten içe kin güden bu kimseler tarafından bu olay ve faili kullanılmış ve İslam'ın şiarı olan kelime-i tevhide karşı bir saldırı kampanyası başlatılmıştır.
Bu bayraktaki sözlerin anlamını bilmeyen cahil ordusu tevhid bayrağına ve bu bayrağı taşıyanlara şahit olunabilecek en çirkin iftiraları atmıştır. Tüm bu garabetin üzerine, ideolojik saplantıları yüzünden adalete kör kalmış, milletin değerlerinden uzaklaşmış Ankara Barosu, İstanbul’daki eyleme katılanlara ve tevhid bayrağı taşıyanlara suç duyurusunda bulunma skandalına imza atmıştır.
Burada bu ülkenin Müslüman gençleri olarak haykırıyoruz: Ey kendini bilmez gafiller, siz bilmez misiniz ki her bir Müslüman fert tevhid bayrağını yüreğine nakış nakış işlemiştir. Siz bilmez misiniz ki dünyadaki iki milyar Müslüman, kelime-i tevhid için yaşar ve kelime-i tevhid için can verir. Siz bilmez misiniz ki emperyalist güçler bu toprakları işgal etme girişiminde bulunduğunda; çocuk, kadın, yaşlı ve erkek demeden herkes kelime-i tevhid için mücadele etmiş, onların iradesini temsil eden ilk meclis açılırken kelime-i tevhid nidaları semalarımızda yankılanmıştır. Kelime-i tevhid, ezanlarımızla hala ülkemizin semalarında yankılanmaya devam etmektedir. Kelime-i tevhid Müslümanların yaşam tarzı ve en büyük sloganıdır.
Kelime-i tevhide dil uzatmak bu ülkenin Müslümanlarına ve onların yaşam tarzına müdahale etmektir. 28 Şubat hayallerine dalanlar bilmelidir ki bu milletin değerlerine el uzatmak artık kimsenin haddine değildir. Milletin değerlerinden kopuk yaşamayı adet edinmiş olan sizler kelime-i tevhide ya alışacaksınız, ya da alışacaksınız. Başka bir seçeneğiniz yok. Kelime-i tevhid ile yoğrulmuş bu toprakları üç beş kendini bilmeze bırakacak değiliz.
15 Temmuz’da milletimiz tankların karşısına dikilirken darbecilere alkış tutanlar ve ATM kuyruklarına girenlerin, istedikleri siyasi partiye oy vermeyen depremzede kardeşlerimize söylemedikleri laf bırakmayan sahtekarların, vatanseverlik naraları artık milletimize asla inandırıcı gelmemektedir.
Son olarak belirtiyoruz ki bu ülkenin Müslüman gençleri her yerde kelime[1]i tevhidi haykırmaya ve tevhid için yaşamaya devam edecektir. Kassam'ın ordusu Siyonistlerle çarpışırken, bize de siyonistlerin uşaklarına karşı ülkemizi savunmak düşmüştür. Kelime-i tevhid için bir bedel ödenecekse bizler bu bedeli ödemeye hazırız. Çünkü tevhid bizim dünümüz bugünümüz ve yarınımızdır
Lübnan sınırında ilk sıcak temas
02.10.2024
Tel Aviv'de operasyon
01.10.2024
İran, İsrail'i Vurdu
01.10.2024
Husiler, ABD SİHA'sını düşürdü
01.10.2024
Tebaa ve İtizalciler | Muharrem Balcı
11.09.2024
Allah Var! Gam Yok! AHMET SEMİH TORUN 01.10.2024
my body my decision MUSTAFA AKMEŞE 03.10.2024
İktidar ve Toplum YUSUF YAVUZYILMAZ 05.10.2024
MUHAFAZAKÂRLIK MEHMET YAVUZ AY 12.09.2024
SEVGİLİ AYŞENUR MÜSAADEN OLURSA… ESRA DURU 12.09.2024