metrika yandex
  • $32.45
  • 34.68
  • GA18240

Haberler / Yazı Dizisi

Fanatizm - 3 / Yusuf YAVUZYILMAZ

17.12.2022

Bir partinin veya cemaatin militanı olmak rahatlatıcıdır. Eleştirel düşünceye ihtiyacın kalmıyor. Hakikat sana altın tepside sunuluyor. Sana düşen onu militanca savunmaktır.

...

Sivas ve Başbağlar katliamları toplumsal bilinci kanatmaya devam ediyor. Birinde Alevi diğerinde Sünni vatandaşlar hunharca katledildi. Olayların toplumsal infial yaratmak ve toplum katmanları arasında mesafeyi artırmak amacı açıktır. Ancak gösterilen tepkiler bile olayı yapanların hedefine hizmet ediyor. Çoğunlukla her kesim kendi ölülerine ağlıyor. Sol / Alevi kesim Sivas katliamını bayraklaştırırken, Sünni muhafazakar kesim Başbağlar katliamını öne çıkarıyor. Dolayısıyla olayın kendisi değil, nasıl kullanılacağı önem kazanıyor. Katliamlar arasında ayırım yapanlar, kınama görüntüsü altında ayırım körükleniyor. Sivas üzerinden Alevi bilinci yeniden tahkim edilmeye ve Sünnilik özelleştirilmeye çalışılıyor. Katliamlar arası seçme yapan zihin, ötekinin acısını anlayamaz. Bunca yıl sonra bile insanlar, katliamları yapanların hedefleri doğrultusunda değerlendirme yapıyor.

Sosyal Darwinizm, Darwin'in evrim teorisini sosyolojiye uyarlar. Doğada güçlü olanın ayakta kalacağı anlayışı sosyolojiye aktarılır. Milletler arasında da, tıpkı doğada olduğu gibi bir mücadele vardır ve bu mücadelede güçlü olan ayakta kalır. Böylece sömürgeciliğe bilimsel bir zemin hazırlanmış olur.

Senden faklı düşünen müslüman kardeşlerini yerin dibine sokup müşrik, münafik, uydurulmuş din mensubu ilan ederken; Müslümanlar hakkında asla hayırlı rüya görmeyenlerin seni desteklediğini unutma. Bari eleştiri yaparken Müslümanlar hakkında hayırlı bir rüya görmeyecek olanlarla da arana bir çizgi çek. Kur'an ve Sünnet bağlamında hata edenleri uyarmak, ortaya çıkan sapmaları düzeltmek her alimin hakkıdır ve görevidir. Ama bunu yaparken İslam karşıtlarını onaylamak hakkı yoktur. Eleştirimiz, İslam tarihindeki sapmaları eleştirmenlerine değildir. Eleştirimiz bunu yaparken bu sürecin bir parçası olanları aklama gayretidir. İslam karşıtları, sizi iyi müslüman olduğunuz icin değil, onların istediği gibi müslümanları hırpalamanızdan ve kendilerini onaylamanızdan dolayı destekliyorlar. O mahalledeki meşruiyetiniz, bu görevinizdeki sadakatle ilgilidir. Sonuçta dostlarınızı kaybedecek, yeni mahallenizin de desteğini alamayacaksınız.

ELEŞTİRİ VE DÜZELTME

...

İnsanları bir hatasından veya bir düşünce/yorumundan dolayı, bir ayeti temel alıp şirk veya küfürle suçlayıp tekfir etmek doğru değildir.

Ayetlerden hüküm çıkarırken, önce ayetin tarih ve toplumla buluştuğu zemini ve sebebi bilmek, sonra ayetin önce ve sonrasındaki ayetlerle bağlantısını ortaya koymak, daha sonra da Kur'an'da o konu ile ilgili geçen diğer ayetlerle ilişkisini incelemek gerekir. En sonunda da ayete Kur'an bütünlüğüne aykırı düşmeyecek bir anlam genişliği getirmek gerekir. Ayetlere Kur'an bütünlüğünü ve temel felsefesini bilmeden anlam yüklemek, sığ zihinlerin davranışıdır.

...

Başörtülü bir kişi işinden atıldı" seklinde verilen haberlere ihtiyatla yaklaşmak gerekiyor. İki durum karşımıza çıkıyor. İlki, Patron katı laik Kemalist biridir ve liyakate bakmadan, sadece başörtülüdür diye işten çıkartmıştır. Kuşkusuz bu ideolojik fanatizmin ve ayırımcılığın, hatta İslam düşmanlığının örneğini gördüğümüz 28 Şubat sureci bu insanlık dışı bir tutumun uygulandığı bir zaman dilimiydi. İkinci durum ise , kişi işinde liyakatsiz ve verimsiz olduğu için işten çıkarıldığı halde, başörtüsünden dolayı işten çıkarıldığını iddia etmektedir. Bu durum ahlaki açıdan vahimdir. Çünkü inancını araçsallaştırmaktadır. Bu durumun önüne geçmek için işe alım ve işten çıkarmalarda etnik, mezhep, inanç, eş, dost, akraba yerine liyakate önem vermektir. Kuşku yok ki, haksız yere işinden atılan bir insana destek olmak gerekir, ancak başka nedenlerle işten çıkarıldığı halde, bunun inancından dolayı yapıldığını iddia eden kişilerin oyununa gelmemek gerekir.

Devlet başta olmak üzere bürokrasiye veya fabrikalara eleman alırken Türk, Kürt, Sünni, Alevi, dindar, ateist diye bir gerekçesi olamaz.
Bu gerekçeye göre işe alınan işçi veya bürokratlar yüzünden hem verim azalmakta, hem de bu işi daha iyi yapacak olan atıl kaldığı icin adaletsizliğe neden olmaktadır.

Bir kişinin dini araçsallaştıranlara karşı çıkmaktaki samimiyeti, diğer araçsallaştırma türlerine karşı çıkmasıyla test edilebilir. Kamuda bir yer edinmek için dindar görünen bir zihinle Kemalist görünen bir zihin arasında hiçbir fark yoktur. İkisi de yetenek ve başarılarını değil, aidiyetlerini öne çıkarmaktadır. Liyakati önemsiyorsanız dindar ya da Kemalist, Alevi ya da Sünni, cemaat veya tarikat diye bir tercihiniz olamaz. Eleştirinizi sadece bir kesim üzerine yöneltmek aslında sizin bir militan olduğunuzu gösterir. Yatır ve türbe ziyaretine karşı çıkarken, ilkesel olarak mezhep ve anlayış farkını gözetmeniz mümkün değildir. Türkiye'deki bu tür yapıların önemli bir bölümünün de Alevilere ait olduğunu ya da seküler ziyaret yerlerini ihmal edip sadece Sünni tasavvuf anlayışını esas alırsanız, bu tavır ilkesel değil, tipik bir indirgemecilik örneğidir.

...

Kuşkusuz politik eleştiri yapanlar, amacı doğruya değil, kendi cephesine çıkar sağlamak olanlar vardır. Muhalefet çevrelerinin bir kısım eleştirileri bu kapsamdadır. Ancak bunlara bakarak her eleştiriyi olumsuzlamamak gerekir. Eleştiri, göremediklerini görme, dikkatinizden kaçanları fark etme imkanı vererek yenilenmenizi sağlar. Kötü niyetli olanlara bakarak eleştirinin bereketini engellememek gerekir. Hata yapan kişinin yapacağı en kötü şey hatada ısrar etmesi ve onu savunmaya çalışmasıdır.

...

Allah insanı bir partinin, grubun, cemaatin, sivil toplum örgütünün veya ideolojinin ( Sosyalizm, İslamcılık, Faşizm, Türk veya Kürt milliyetçiliği, muhafazakarlık, Kemalizm) her yaptığını körü körüne savunan militanı yapmasın.

...

İslam'ın en doğru, en güzel ve en samimi şekilde yaşanması gerektiğini iddia ediyorsanız, iddia ettiğiniz şekilde yaşayın, yaşamaya çalışın. Kimse sizden etkilenmiyorsa, asıl sorunun bu olduğunu düşünün. Savunduğunuz değerlere uygun bir yaşam süremediğinizi bilin. Herkesle tartışıyor, insanların kalplerini kırmaktan geri kalmıyor, fakirlere yukarıdan bakıyor, yoksulu yoldaş edinmiyor musunuz? O zaman başkasını İslami yaşamıyor diye suçlarken bir düşünün. Sizden kimse etkilemiyorsa, temsil iddiasında olduğunuz değerleriniz pratiğe dönüşmüyorsa, kimse sizden etkilemeyip yanlışlarını düzeltmiyorsa, başkasını suçlamak yerine özeleştiri yapmanın zamanı gelmiştir. Başkalarını suçlamak kolay, kendinle yüzleşmek zordur.

...

Ne iktidar tarafının ne de muhaliflerin söylediğini peşin olarak doğru kabul etmemek gerekir. Her iki tarafta böyle davrandığı için ortaya taraftarlık ya da karşıtlık çıkıyor. Kişi nerede bulunuyorsa kendi işine gelenleri kullanıyor, diğerlerini görmezden geliyor. Psikolojik hakikattir: Kişi sevmediğinin iyi yönlerini, sevdiğinin kötü yönlerini görmezden gelirmiş.
Eleştiri veya sahiplenmede önemli olan doğruluk değil, görüşümüze ne kadar uygun olduğudur.

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş