metrika yandex
  • $41.53
  • 48.58
  • GA4970

Haberler / Derkenar

Mehmet Doğan ile Derkenar

17.08.2025

Mehmet Doğan ile Derkenar..  Mehmet Doğan'a Soruldu ve Dedi ki:

 

1- ) “Ölüm dediğin…” diye başladığınız cümleyi nasıl tamamlarsınız? 

 “Ölmek kaderde var yaşayıp köhnemek hazin” hissiyatıyla, misafirlikten evimize dönüyoruz..

 Gerçekten de “güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber” diyor ya şair! 

2-) Hayatınızda olmazsa olmaz dediğiniz üç şey… 

İnsanın “olmazsa olmazları” yaşına, zamana ve mekâna göre değişiyor. Çocukluğumda biraz daha fazla dışarda oynamak iken, gençlik dönemlerimde illa da aktivite ve kültürel faaliyetlere katılma ve organizasyona dâhil olma, orta yaşlılığımda ise sakinlik ve mütevazı konfor… Emekliliğin tadını çıkartma da denebilir bu ruh halimize… 

Tabi ki her daim okumak, dünyayı ve günceli takip etmek!

3- ) Bir koku var sizi çocukluğunuza götüren, o koku nedir? 

Kapadokya bozkırının ağaçsız bir bölgesinde doğdum. Çöl sıcağını andıran kıraçtır bu coğrafya. Kızılırmak geçer fakat bizim kışlalar (Türkmen) köylerine uzaktı ırmak. Sıcak mevsimini iliklerimize kadar hissederdik. Çocukluğumun kokusu benim için; kavurucu sıcak, sararan saçlarım ve yanan yüzümdür! 

4- ) Şimdiki mesleğinizi yapmasaydınız ne yapmak isterdiniz? 

Hayatın birçok evresinde “uçlarda” gezmiş biri olarak askerilik mesleğini tercih ederdim. 

5- ) O kitabın/öykünün kahramanı neden sizi çok etkiledi? 

“Ezilenlerin Pedagojisi” kitabı, belki de zamanın ruhu olsa gerek, egemen güce karşı meydan okuma, taktik ve strateji geliştirme anlamında tahayyüller..

Ali Şeriati’nin “Hacc” kitabını da 80’li yılların sonunda okudum. Kendimi bir yıl sonra Medine, Mekke ve Arafat dağı eteklerinden Mina ve Müzdelife yollarında bulmuştum..  Anlatılaması zor ve fakat harika duygular yaşamıştım. 20’li yaşlarımın ikinci yarısında, şeytan taşlamanın verdiği o heyecan ve duygu yoğunluğunu hayatımın hiçbir evresinde yaşamadım… 

1991 senesi yaşadıklarım hayatımın en güzel dört haftası idi… 

İhsan Süreyya Sırma- “Mekke Dönemi ve Hz Muhammed”  kitabını yine 1988-1989 yıllarında okuduğumda çok fazla etkilendiğimi söylemeliyim. Kitapta Peygamberimizin yakın arkadaşı sahabe Abdullah ibni Mesud anlatımı ve Mekke Meydanında Rahmet Suresini “ötekilerin” yüzüne okuması beni derinden sarsmıştı! 

İbni Mesud’un, cüsse olarak zayıf yapılı olduğu söyleniyordu anlatıda. Ancak yüreği ve cesareti Arafat Dağı kadar yüce idi…. 

O gün kendi kendime söz vermiştim; oğlum olursa ismini Abdullah Mesud koyacaktım.

Ve bir yıl sonra Rabbim nasip etti ve oğlumun ismini Abdullah Mesud koydum.. 

 

6- ) Özlemek deyince aklınıza ilk gelen? 

Özlemim geçmişimdir’

Benim kuşağım erkenden büyümek zorunda kalan bir nesil.. 

Onlu yaşların ortasında keşmekeş bir iklimin dayatmasıyla çabucak büyüdük ve anormal derecede çok şey yaşadık. Şimdi altmış küsur yaşına gelince geçmişi özlüyor insan, nasıl da korkusuzca, hesapsız ve hasbi tavırlar geliştirdiğini anlıyor. 

7- ) Hayatınızda “bu benim kırılma noktam” diyebileceğiniz bir anınız. 

Dört beş nesili göç yollarında ve göç kervanlarında geçmiş bir sülalenin beşinci kuşak mensubuyum.

Büyük dedelerim 1800 yılların ortalarında Suriye’nin bugün “Golan” dedikleri “Cevlan Nahiyesi”inden Anadolu’nun Kapadokya bölgesine göç eden Şam-Bayat Türkmenlerindendir. 

Nevşehir’e bağlı Türkmen köyleri olan Kışlalar Köyünde dünyaya gelmişim. Daha sonra ailece Ankara’ya göç ettik. İlk, orta ve lise tahsilim boyunca Ankara’da kaldım. Dönemin ağır siyasi çalkantılarını yaşadım.

Ve 12 Eylül Darbesi öncesi Avrupa’nın batı yakası Almanya’ya göç eyledik. Rahmetli Babam 60’lı yıllarda önce Fransa ve daha sonra Almanya’ya işçi olarak gitmiş. 

Göç yollarına, göçebelik kültürüne, ailenin sözlü hikâyelerine aşinaydık ve fakat Avrupa’ya göç farklı bir coğrafyaya gidişti benim için... 

Farklı dil, din ve toplumsal kültür havzasına genç bir “delikanlı” olarak göç edişimiz benim kırılma noktalarımın başını çekmektedir.  

8- ) Mevsimlerden hangisi? 

Son birkaç yıla kadar kış mevsimi favorimdi. Belki de yaş kemale ermiş olsa gerek ki, yaz mevsimine kayıyorum galiba…  

9- ) Tarihte bir olaya şahitlik etme imkânınız olsa hangi olayı seçerdiniz? 

Mohaç Ovasındaki “bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik” şehadet şölenine tanıklık etmek isterdim! 

10- ) Cevabını çok merak ettiğiniz bir soru… 

Kadere, nasibe ve öte dünyaya inanırım ve çok mutluyum…

İnanmayanlar nasıl mutlu oluyorlar ki? 

11- ) Kederlendiğinizde yaptığınız şey?  

Sadece sessizlik ve acaba bu kedere sebep olan yanlış ne yaptığımı sessşzce sorgulamak. Allah insanı “iddiasından vurur” prensibini hatırlamak! 

12- ) Hayatta rafa kaldırdıklarınız? 

Gezmek tozmak…  

13- ) Ruhunuzda iz bırakan biri? 

Dönem dönem çok fazla iz bırakanlar oldu… Bir taneyle yetinmeyen bir karakterim var galiba! 

14- ) En sevmediğiniz özelliğiniz? 

Oldukça çok beğenmediğim özelliklerim var! 

Sevdiklerime zaman zaman hak etmedikleri kadar “hırçın” davranıyorum! 

15- ) Ruhunuz nereli? 

Coşkun akan sular kadar dalgalı… 

16- ) Gözünüzü kapattığınızda duyduğunuz/duymak istediğiniz o ses? 

Eşimin ve çocuklarımın hoşuma giden ya da gitmeyen sesleri… 

17- ) Geçerken gördükleriniz…  

Allah nasip etti çok ülkeler ve diyarlar gördüm… Avrupa’nın batı yakası diğer dünyadan çok farklı, Güneydoğu Avrupa’yı bize benzer gördüm, ruhumun bir yanı doğusu ve batısıyla Türkistan ve Hind-alt kıtasını özler ve mutlu olurum onlarla. 

Ruhumun bir diğer tarafına Afrika’nın doğu ve batısı ile egzotik geldi hep… Keşmir’den çok etkilendim, tabiat ve insanları, kadife giydiler zarif tarafımı okşadı.. 

Ama illa da Türkiye.. Türkiye… 

18- ) Bir notunuz var mı? 

Demir asa demir çarık, yeryüzünden sonsuzluğa bitmeyen yolculuk yapıyoruz.

Habil’le başlamıştır türkümüz diyorum…

Her devirde ne çocukların masum ölümlerini, ne kadınların merhamet çığlıklarını duyurabiliyoruz, bugün Gazze’de olduğu gibi duyursak bile üzüntüleri sonlandıramıyoruz! 

Zannederdim ki, yeteri kadar duyuramadığımız için Bosna ve Çeçenistan’da soykırımlar yapıldı.

İşte Gazze’de yaşananları bütün dünyaya duyurduk ve duydular ve ama zulüm devam ediyor… 

Meselemiz duyuramamak değilmiş, anladım! 

Güçlü olmak gerekiyormuş beyim!!

19- ) Yaşamın boyunca seni en çok etkileyen kitap/film/oyun nedir? Neden? 

Kitaplar ile ilgili söylemiştim.

Film izlemeyi pek severim. Avrupa’da filmlere rağbet oldukça fazladır. Zamanın ve benim ruhuma uygun filmlerden etkilenirim.

Esaretin Bedeli filmi kurmay bir zihnin neler yapabileceğini göstermesi açısından etkileyiciydi.

Baba filmi de gücün nasıl bir şeye dönüşebileceğini, zehirlenmeyi ve aile dramını yansıtması açısından çok beğendiklerim arasındadır… 

20- ) Bir film yapmak/senaryo yazmak isteseydiniz adı ne olurdu? 

Kuzey Afrika’dan Cebel-i Tarık Boğazı’n geçerek İspanya topraklarına indiklerinde, geldikleri gemileri ateşe veren Tarık bin Ziyad’ın “Dönüşümüz yok, gemileri yaktık” demesi, Endülüs İslam Medeniyetinin kurulmasının işaret fişeğiydi ona atfen: Gemileri Yakalım!

“Malazgirt Ovasında o gün ben, kızıl kaftanlı bir tan gördüm, Harput’tan gördüm ay güzel, Tokat’tan, Ahlat’tan gördüm.. Doğan sırtında arştan gördüm, indim topraktan gördüm.. Ak bir dağ yürüyor sandım, kefen giymiş bir Sultan gördüm!”

Malazgirt sevincimiz!

21- ) İleride bir gün anlatmak isteyebileceğiniz bir hikâyeniz var mı? 

Anlatılacak yaşanmışlık öyküleri o kadar çok ki! Eşimize ve çocuklarımıza epey anlattık. Dağda yayılıp gölde su içtiğimiz hikâyelerimizi torunlarımız için biriktirdik… 

22- ) Sizin için yaşamda önemli olan şeyler nelerdir?  

Daha önce de ifade ettim, erken yaşlarda sırtımıza belki de taşınması zor sorun ve sorumlulukları aldık. Canlı canlı, dolu dolu çok yaşadık diye düşünüyorum. 

Bizim Türkmen geleneğinde 63 yaş ve üzeri olanlara yaşı ve bundan sonra yapmak istediği sorulduğunda verdikleri cevap “haddi aştık” olurmuş. Haddi aştık derken Peygamberimizin ölüm yaşı olan 63'ü geçtiğini belirtirlermiş.. 

Peygamber Efendimize duydukları saygı ve sevginin, dünyada yapılacak işlerin bitmeyeceğini anlatmak için bu cevabı zarafetin dışa vurumu olarak görürüm.. 

Günümüzde, dahi bizim mahalledeki kimi 80’liklerin dünyaya sımsıkı sarıldıklarını görünce,  haddi aşanlardan olmamaya gayret ediyorum…

 23- ) Kendinize ve başkalarına karşı nasıl bir tutum takınırsınız? 

Aslında çok belirgin bir farkım yoktur.. Kendi kendime  saygı duyarım, başkalarına da saygı duymayı bir yükümlülük olarak görürüm. Kendimden ve başkasından saygı beklerim. Saygı ve zarafet hassasiyetim oldukça yüksek, hoş zaman zaman hayal kırıklıklarım da olur!

Ne kendime ne de başkasına acımasızlık yapmam.. 

24- ) Hayatınızda en çok neye/kime minnettar hissediyorsunuz? 

Öncelikle eşime ve çocuklarıma, benim gibi bir huysuzu 40 yıl idare edebildikleri için. Sonra dostlarıma ve ahbaplarıma! 

25- ) Bugüne kadar en büyük hayal kırıklığınız nedir? 

Kıskanç birisi değilim, sadece gıpta ederim! Kardeşin, arkadaşın, dostun ve ahbabın kıskançlık duygusunu yakaladığımda en büyük hayal kırıklığım oluyor.

Son on yılı aşkındır hayal kırıklığı repertuvarımı doldurduğum için, hayal kırıklığı duygum tükendi denebilir! 

26- ) İlişkilerde sizin için önemli olan nedir?  

Düzen, intizam, vefa duygusu, hatırlı gönüllü kalenderlik… 

27- ) En sevdiğiniz ve aynı zamanda en çok zorlandığınız öğrenme deneyimleri nelerdir? 

Sevmediğim ve bilmediğim her şeyde zorlanırım. Ana dilimden başka bir tam, diğeri yarım yabancı dil konuşabiliyorum.

Gel gör ki dil öğrenme yeteneğim berbat ve her zaman zorlanmışımdır…  

28- ) Hayatınızda mutlu olmanızı sağlayan şeyler nelerdir? 

Hayatım boyunca iyi şeyler yapmaya gayret ettim, yapamadığım iyilikler de çok olmuştur. Muhtemelen disiplinli ve organizatör kişiliğimden dolayı çok fazla yanlış işlere bulaşmadım. Her zaman problem çözücü tarafımı geliştirmeye çalıştım. Yaptığım her şeye inanarak ve dört elle sarıldım…

En büyük kıvancım bir aile oluşturmam.

Cenab-i Hakk çocuklar nasip etti, ilgilendim, sevdim, kendi dar imkânlarımızla yüksek tahsil yaptılar; kendilerini geliştirdiler ve bugün kendi ayakları üzerinde aş, iş ve eş sahipleri olma yetkinliğine sahipler. 

Vallahi en kallavi başarım budur; kıvançlıyım mini devletimle… 

29- ) Boş vakitlerinizde veya kendinize zaman ayırmak istediğinizde hangi aktiviteleri yapıyorsunuz? 

Vaktim “yok” diyen insanlardan değilim… Çok yoğun da değilim. İşin esası yoğunluk bana zindelik  katar! Film izlemeyi severim, eşimle saatlerce sohbet etmeyi bayılırım. Çok kral kavgalar aktivitelerime dâhildir! 

Arkadaşlarım ve ahbaplarımla saatlerce ve günlerce vakit geçirmek beni mutlu eder… 

30- ) İnsanlarda en çok hangi özellikleri takdir ediyorsunuz? 

Düzenli, inançlı ve kontrollü…

Olgun ve fedakâr insanlar ise baş-tacımdır!  

31- ) Kendinizi tanımlarken hangi özellikleriniz ön plana çıkar? 

Düzenli, duygusunu dışa vuran ve biraz kalender… 

Olumsuz anlamda kırabilen ve küsebilen…  

32- ) En büyük korkunuz? 

Muhannete muhtaç olmak… Onursuz ve edepsiz yaşamak!  

33- ) Kendinize ve başkalarına ne gibi katkılar sağlamak istersiniz? 

Kendime haddi aşmamakta ısrar etmek…

Başkasına ise, istemeleri halinde, tecrübelerimi ve dünü aktarmak… 

34- ) Geçmişte yapmak istediğiniz ancak yapamadığınız şeyler nelerdir? 

İçimde ukde kalan çok şey yok… Muhtemelen hayata yeniden başlama fırsatı olsa benzer şeyler yapardım, ancak, bazı konularda daha dikkatli  ve temkinli olurdum herhalde! 

35- ) Hayatınızda size rehberlik eden bir öğretmen, mentor veya rol modeliniz var mı? 

Peygamberler kuşkusuz rol modelimdir. Kahramanlar da örnek aldıklarımdandır. Yiğit insanları severim ve kıymetserim. 

Yaşadığım zaman içerisinde o zamanın ve o a’nın etkisiyle kendime örnek aldıklarım çok oldu..

Nedense mızmız, memur karakterli, her şeye ticari bakan, içten hesaplı, konuşmayan ve sadece dinleyen tipler, tipim değildir! 

36- ) Kendi başına yapmaktan hoşlandığınız aktiviteler nelerdir? 

Kendi başıma kalmayı seviyorum, yalnız değilim, tek başıma da hayattan zevk alabiliyorum…

Türküler dinlerim, bozlak severim, arabesk müzik de keyif verir, kahve, nikotin, konforum ve vazgeçilmezlerimdendir…  

37- ) Size göre en büyük başarınız nedir?  

Mikro bir aile-devlet kurmak… 

38- ) Hayatınızdaki en zor kararlar nelerdir?  

Benim yaşama sevincimi dumura uğratacak zor kararlarım olmadı.

Aldığım birçok kararın kendi mantığı içerisinde zorlukları vardı.

Aldığımız ya da benim vesilemle alınan en zor karar eşimin ve oğlumun Türkiye’ye dönme kararıydı!

Almanya’da doğmuş, otuz küsur yıl orada yaşamış, üniversite tahsilini orada yapmışların Türkiye’de hayatlarına devam etmesine öncülük etmem zor karardı. 

Ve.. Hamd olsun, kazasız, enkazsız başarmış gözüküyoruz!  

39- ) Kendinizi mutlu hissettiğiniz anlar nelerdir? 

Müşkülpesent bir yanım var benim, ancak mutsuz bir insan değilim, mutluyumdur çoğu zaman!  

40- ) Kendi hatalarınızdan öğrendiğiniz en önemli dersler nelerdir? 

İnsanın önce kendisine faydası olmalı, kendisi mutlu olmalı, kendisi inanmalı ve maddi anlamda da güçlü olmalı, ya da manevi manada kendisini güçlü hissetmeli… 

Birçok şeyin geçeceğini ve kendi gerçekliği ile baş başa kalacağını unutmamalı!  

41- ) Kendinize güvendiğiniz durumlar ve kendinizden emin olmadığınız durumlar nelerdir? 

Kendi inandıklarıma güvenirim.. Düzenli çalışırsam başarıma da inancım tamdır.. Sosyal biri olarak iletişim kurmakta zorlanmam.

Galiba teşkilatçı geçmişimizin özgüveni de, bonusumdur! 

El becerilerim berbattır. Yapacağımı kırar dökerim; alet edevata pek yatkın değildir elim. Bağ bahçe işlerinden pek anlamam fakat iyi çıraklık yaparım…  

42- ) Hayatınızda en büyük mutluluk kaynakları nelerdir?  

Söyledim; mutluyum, en büyüğü ve en küçüğü yok!  

43- ) Hayatınızdaki büyük engelleri nasıl aştınız? 

İnanç ve azimle… “gündüz senin için engeller var, gece kalk ve Allah’ı an” emri ilahisi motivasyon kaynağım oldu…  

44- ) Hayatınızda bitirmek istediğiniz şey nedir? 

Benim hayatım o kadar da önemli değil; çığlıkları, feryadları duymak çok hazin! 

Gün geçmiyor ki harabe edilmiş şehirler görmeyelim, kundaktaki bebelerin ölmesine şahitlik etmeyelim…

Başkentlerimiz vuruluyor, korku salıyorlar!

Savunmasız çocuk, kadın, yaşlı nine ve dedelerimizin göklere yükselen ağıtları içimizi parçalıyor.

Civan yiğitlerimiz her cephede iman dolu yürekleriyle göğüs göğüsse çarpışıyor, şehid olanlarımız şehidler tepesini kocaman bir dağ haline dönüştürüyor!

Bir kez daha haykırıyorum: “Büyük Olduklarını” söyleyenler büyük değiller, sadece Firavun gibi büyüklenmektedirler

45- ) Hertaraf Haber Deyince.. 

Hertaraf; benim için kardeşim Osman Yurt’un beni tanıştırdığı Ali Dalaz’ın kendisi. Tanıştığımız ortamda belleğimde kalanlar ise; bana bakarken gözlerinin içinin gülmesi, tebessümlü bir yüz ifadesi..

Ve tabi can sıkıcı olmamak hassasiyetiyle, Hertaraf’ta yazı yazma teklifi… 

Mehmet Doğan Kimdir?

1962 yılında Nevşehir'de doğdu. İlk, Orta ve Lise tahsilini Ankara’da tamamladı. Almanya'da göçmenlik sosyolojisi ve siyaset bilimi alanlarında eğitim aldı.

Avrupa Diasporasında 40 yıla varan yaşanmışlık içerisinde “Avrupa'ya işçi transferi ve ekonomik boyutu”, “göç ve göçmenliğin sosyolojik süreci”, “yabancıların sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel sorunları” gibi konularda etüt çalışmaları, “göçmenliğin ekonomik ve psikolojik sorunları, yabancılaşma ve kimlik sorunları” ile ilgili seminerler ve konferanslar verdi. Türkiye'de ve Almanya'da birçok gazete ve dergide araştırmaları ve makaleleri yayımlandı.

Avrupa Türk İslam Birliği ATİB,  İslam Toplumu Milli Görüş-IGMG gibi Müslüman Türk Çatı Teşkilatlarında Sosyal Danışmanlık, Başkanlık ve Yönetim Kurulu Üyeliği düzeyinde üst düzey görevler üstlendi.

Almanya NRW Düsseldorf Parlamentosunda Milletvekili Danışmanlığı yaptı.

Bir grup Akademisyen ve Sosyal Bilimci arkadaşı ile birlikte Human Dignity and Rights (HDR) adlı Avrupa İnsan Onuru ve Hakları Örgütünü kurdu ve Kurucu Genel Başkanlığını yaptı.

Uluslararası Af Örgütü-Amnesty International, Birleşmiş Milletler BM’de (NGO) Danışman statüsüne sahip Alman İnsan Hakları Örgütü GfbV, Kiliseler Birliği Katolig Barış Harekatı-Pax Christi, Merkezi Birleşmiş Milletlerde Temsil Edilmeyen Milletler Teşkilatı-UNPO gibi sivil toplum kuruluşlarında hospitasyonlar yaptı.

Londra, Brüksel, Cenevre, Strazburg, Berlin, Viyana, Lahey gibi Avrupa Başkentlerinde; Lordlar Kamarası, Avrupa Parlamentosu, gibi kurumlarda Politik ve Sosyal konularla ilgili uluslar arası toplantılar organize etti, NGO Üyesi sıfatıyla adı geçen kurumlarda ve Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde çalışmalar yaptı.

Güney Afrika, Mozambik, Sudan, Uganda, Azerbaycan, Doğu Türkistan, Çeçenya, Gürcistan, Bosna, Hırvatistan, Kosova, Afganistan, Pakistan, Hindistan ve Keşmir gibi ülke ya da bölgelere İHH Almanya, Milli Görüş ve Kızılhaç, Pax Christi gibi kurumların temsilcisi olarak insani yardımlar götürdü.

TMSF Bünyesinde Kral Tv, Kral Radyo Medya Grup Bşk-Uluslararası Medya Danışmanlığı, Ankara/Keçiören Belediyesi Dış İlişkiler Danışmanlığı yaptı.

Çeşitli zaman aralıklarında kaleme alınmış dört kitabı bulunmaktadır.

“Batının İnsan Hakları Karnesi 11 Eylül, Doğuda ve Batıda, İnsan Hakları Gözlemleri, Batıda Doğulu Olmak-Bir Arada Yaşamak Mümkün mü?, Kadim Bir Sorunsal Olarak ÖTEKİ” kitapları yayımlanmıştır..

Avrupa ve Türkiye’de saygın şirket, dernek ve vakıf gibi gönüllü kuruluşlarda göçmenlik, ekonomi, jeopolitik ve jeostratejik  politikaları gibi alanlarla ilintili kuruluşlarda danışmanlık yapmaktadır.

(Mehmet Doğan Kitaplarından Bazıları)

(İnsan Onuru ve Hakları Örgütü-HDR Genel Merkezinde İsrail'in Cenin Mülteci Kampındaki Katliamlarını kınayan Basın Açıklamasından bir kare..)

(Rececep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan olduğu 2003 yılında Katolik Barış Harekatı, Pen Yazarlar Birliği ve Akademisyenlerle birlikte Makamında destek ziyareti)

(28 Şubat- zülümleri Milli Görüş Merkezinde Sempozyumda kınandı. 1999-Köln)

(Birleşmiş Milletler Cenevre: BOSNA'da Yaşanan Katliamları ve Srebrenisa Soykırımı raporunu sunarken..)

(Aliya İzzetbegoviç ile)

(REFAH PARTİSİNİN kapatılması sonrası Necmettin Erbakan ile Alman İnsan Hakları Örgütleri ile KÖLN'de yapılan bir toplantı.)

(28 Şubat Sürecinde Türkiye'deki Başörtüsü Yasaklarına karşı HDR, MAZLUMDER VE İHD ile birlikte Basın Açıklaması)

(28 Şubat Sürecinde HDR-Avrupa İnsan Onuru ve Hakları Örgütü-öncülüğünde Tayyip Erdoğana verilen hapis cezası ile ilgili "Düşünce ve İfade Özgürlüğü Delegasyonu"  Batılı Akademisyen, Parlamenter, Hukukçu ve STK yöneticilerin İstanbul'daki Basın Açıklaması)

(Güney Afrika ve Mozambik ile ilgili Brifing...)

(Çeçenistan'daki Katliamları Berlinde Protesto ve Alma Medyasına açıklamalar..)

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş