metrika yandex
  • $32.65
  • 35.29
  • GA17640

Haberler / Sivil Toplum

MAZLUMDER'den Cumhuriyet'e: Darbecilere Karşı Duruş Sergilemek Varoluş Amacımız

20.03.2019

İnsan Hakları ve Mazlumlarla Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) Cumhuriyet Gazetesinin Kendilerine Yönelik "Operasyonel Gazetecilğini" İfşa Eden bir açıklama yaptı.

Cumhuriyet Yazarı Barış Terkoğlu tarafından gündeme getirilen iddialara yönelik sert açıklamalarda bulunan MAZLUMDER: " Biz Bu Gazeteciliği 28 Şubat'tan Tanıyoruz" dedi

MAZLUMDER, Cumhuriyet Gazetesi’nin 18 Mart 2019 tarihli manşetine konu olan ve Barış Terkoğlu imzası ile yayımlanan haberde, MAZLUMDER isminin Zekeriya Öz ile birlikte sunulmasının operasyonel gazeteciliğin yeni bir örneği olduğunu ifade etti.

Derneğin, On yıl önce basın açıklaması ile gerçekleştirilen bir suç duyurusunun bugün ısıtılarak yeniden gündemleştirilmesinin ; “Başbuğ, henüz görevdeyken Zekeriya Öz ve Mazlum-Der işbirliği ile Ergenekon torbasına atılmış Kumpasın belgesi” şeklinde Cumhuriyet gazetesinde manşet olarak yer almasının  ve “Şu F Tipi İslamcılar” başlıklı yazı olarak köşeye taşınmasının  iftiralar aracılığıyla kendilerinin hef alındığını belirttiler.

Mazlumder, Bahse konu yazarın aynı kapsamda Oda tv internet sitesindede yer almasının, ayrıca Celal Ülgen kaynaklı bilgilere dayandırılarak “Başbuğ'u sanık sandalyesine oturtanlar şimdi nerede” başlıklı başka bir yazısında ise, çok sayıda STK’nın desteklediği ve adliye önünde yapılan basın açıklamasıyla aleni olarak gerçekleştirilen suç duyurusunun , örgütsel bir sırra ulaşılmış gibi, aradan 10 yıl geçtikten sonra çeşitli yalanlarla servise konulduğunu belirterek: "Biz bu “gazeteciliği” 28 Şubat’tan tanıyoruz!" dedi.

"SİZ F TİPİ İNŞA EDERKEN BİLE BİZ F TİPİNE KARŞIYDIK"

Mazlumder ayrıca, Cumhuriyet Gazetesine şu göndermede de bulundu: "Siz F tiplerini inşa ederken bile biz her anlamda F Tipine karşıydık!.."

Dernek tarafından yapılan açıklamada  , ‘28 Şubat Siyasi Yargı Kararları İptal Edilsin!’ başlıklı kampanyalarının satır aralarında bu kampanyaya atıf yaparak gerçek niyetini ortaya koyan yazı ile kampanyanın aslında gayet etkili olduğunu ifade edildi.

DARBECİLERE SELAM ÇAKTIĞINIUZ GÜNLER UNUTULMADI

Mazlumderin açıklamasında "Bizi darbecilerle yan yana getirmeye çalışan ya da talimatlı iş yapmakla suçlayan Cumhuriyet Gazetesi ve temsil ettiği zihniyet, 12 Eylül’ü “Kahraman Türk Ordusu Bütün Memlekette Dün Gece Sabaha Karşı İdareyi Ele Aldı” manşetiyle selamlamıştı. Bu zihniyetin, başarılı olsaydı 15 Temmuz’a nasıl bir selam çakacağı basiretli gözler için meçhul değildir… 28 Şubat’ı darbe olarak görmeyip darbecilerin yanında yer alan ve alkışlayan, 27 Mayıs’ı devrim gibi lanse edip Demokrasi Bayramı olarak kutlayan zihniyetin, teşebbüs aşamasında kalan 15 Temmuz darbe girişimi ve failleri üzerine konuşması, birilerini F Tipi diyerek suçlaması iki yüzlülüktür." denildi.

Mazlumder Ayrıca: "Vurgulamak gerekir ki yazılarda F Tipi İslamcılar diyerek hedef gösterilen kişi ve kurumlar, yazarın yakındığı savcılar tarafından oluşturulan kumpas nitelikli Selam-Tevhid örgüt soruşturmasına şüpheli olarak dahil edilerek bizzat hukuksuz dinlemelere muhatap olmuşlardır. MAZLUMDER’in kolluk ve yargı eliyle gerçekleştirilen zulümlere karşı tavır ve açıklamaları ile doğrudan yargı alanında yürüttüğü faaliyetler de gören gözler için ortadadır." dedi

KİRLİ GEÇMİŞİNİZİ İYİ BİLİYORUZ

Cumhuriyet Gazetesinin   kirli bir geçmişe sahip “ulusalcı cemaat”in bugün temiz bir geçmişe sahipmiş gibi davranmasının kendilerini aldatamayacağını belirten MAZLUMDER, "28 Şubat’ta “irticayla mücadele” adı altında herkesin gözü önünde yürütülen, gerek şubelerimizin basılması gerekse yöneticilerinin tutuklanması ile yakından şahitlik ettiğimiz, Asker-Basın-Yargı-İşadamı-STK-Üniversite ayakları olan operasyonları unutacak değiliz. Yine irticayla mücadele adı altında dindar insanların düşmanlaştırılmasını ve ordu dahil kurumlardan tasfiye edilmesini, başörtüsünün yasaklanarak milyonlarca mağdur üretilmesini, brifingli/talimatlı yargı kararlarıyla masum insanların bütün gençliklerini cezaevlerinde geçirmek zorunda bırakılmalarını da unutmayacağız. Böyle kirli bir geçmişe sahip “ulusalcı cemaat”in bugün temiz bir geçmişe sahipmiş gibi davranması bizleri aldatamaz" ifadelerini kullandı.

MAZLUMDER HİÇ BİR KİMSEDEN TALİMAT ALMAZ

Her türlü darbeye karşı söylem ve eylem üretmenin, darbe hazırlık süreçlerinde ortaya atılıp süreci ifşa etmenin, her türlü haksızlıkla kapalı kapılar ardından ve birilerinin kuyusunu kazarak değil alanlarda aleni olarak mücadele etmenin, talimatla iş yapmanın değil,  insan hakları mücadelelerinin bir gereği olduğunu ifade eden MAZLUMDER,  dayandığı temel değerlerinin  ve mücadele geleneklerinin hiç kimseden talimat almaya müsait olmadığını belirtti.

MAZLUMDER son olarak şu ifadeleri Kullandı: "Unutulmamalıdır ki toplumda darbe karşıtı duyarlılık oluşturan güç, bahse konu ulusalcı cemaatin pişirdiği ve mensuplarını makarna-ATM-mazot kuyruklarına sürükleyen sanal korkular değil, bizim gibi samimi, karşılıksız, çıkarsız iş yapan kişi ve kurumların yürüttüğü hak mücadelesidir. 15 Temmuz’a bütün gövdesiyle direnen yiğitleri meydanlara çıkaran da bu hak mücadelesidir. Bütün bu gerçekler ışığında kurumumuzu ve camiamızı hedef alan operasyonel nitelikteki iftiraların değerlendirmesini kamuoyunun takdirine bırakıyoruz."

MAZLUMDER TARAFINDAN YAPILAN AÇIKLAMANIN TAM METNİ:

MAZLUMDER'i Hedef Alan Operasyonel Gazeteciliğe Karşı Zorunlu Açıklama

Cumhuriyet Gazetesi’nin 18 Mart 2019 tarihli manşetine konu olan ve Barış Terkoğlu imzası ile yayımlanan sözde haberde, MAZLUMDER ismi Zekeriya Öz ile birlikte sunularak operasyonel gazeteciliğin yeni bir örneğine imza atılmıştır. On yıl önce basın açıklaması ile gerçekleştirilen bir suç duyurusunun bugün ısıtılarak yeniden gündemleştirildiği sözde haberde; “Başbuğ, henüz görevdeyken Zekeriya Öz ve Mazlum-Der işbirliği ile Ergenekon torbasına atılmış Kumpasın belgesi” başlıklı manşet ve “Şu F Tipi İslamcılar” başlıklı yazıdaki iftiralar aracılığıyla kurumumuz hedef gösterilmiştir.

Bahse konu yazarın aynı kapsamda odatv internet sitesinde yer alan ve Celal Ülgen kaynaklı bilgilere dayandırılan, “Başbuğ'u sanık sandalyesine oturtanlar şimdi nerede” başlıklı başka bir yazısında ise, çok sayıda STK’nın desteklediği ve adliye önünde yapılan basın açıklamasıyla aleni olarak gerçekleştirilen suç duyurusu, sanki örgütsel bir sırra ulaşılmış gibi gizem katılarak, aradan 10 yıl geçtikten sonra çeşitli yalanlarla servise sokulmuştur.

Biz bu “gazeteciliği” 28 Şubat’tan tanıyoruz!..

Siz F tiplerini inşa ederken bile biz her anlamda F Tipine karşıydık!..

Öncelikle ifade etmek isteriz ki uzun süredir yürüttüğümüz, ‘28 Şubat Siyasi Yargı Kararları İptal Edilsin!’ başlıklı kampanyanın etkisiz kaldığını düşünüyorduk. Satır aralarında bu kampanyaya atıf yaparak gerçek niyetini ortaya koyan yazı ile kampanyanın aslında gayet etkili olduğunu gördüğümüz için mutluyuz.

Bizi darbecilerle yan yana getirmeye çalışan ya da talimatlı iş yapmakla suçlayan Cumhuriyet Gazetesi ve temsil ettiği zihniyet, 12 Eylül’ü “Kahraman Türk Ordusu Bütün Memlekette Dün Gece Sabaha Karşı İdareyi Ele Aldı” manşetiyle selamlamıştı. Bu zihniyetin, başarılı olsaydı 15 Temmuz’a nasıl bir selam çakacağı basiretli gözler için meçhul değildir… 28 Şubat’ı darbe olarak görmeyip darbecilerin yanında yer alan ve alkışlayan, 27 Mayıs’ı devrim gibi lanse edip Demokrasi Bayramı olarak kutlayan zihniyetin, teşebbüs aşamasında kalan 15 Temmuz darbe girişimi ve failleri üzerine konuşması, birilerini F Tipi diyerek suçlaması iki yüzlülüktür.

Vurgulamak gerekir ki yazılarda F Tipi İslamcılar diyerek hedef gösterilen kişi ve kurumlar, yazarın yakındığı savcılar tarafından oluşturulan kumpas nitelikli Selam-Tevhid örgüt soruşturmasına şüpheli olarak dahil edilerek bizzat hukuksuz dinlemelere muhatap olmuşlardır. MAZLUMDER’in kolluk ve yargı eliyle gerçekleştirilen zulümlere karşı tavır ve açıklamaları ile doğrudan yargı alanında yürüttüğü faaliyetler de gören gözler için ortadadır.

İslami camianın çok sayıda vakıf ve derneğinin[1] temsilcisi ile birlikte gerçekleştirdiğimiz ve yazıya konu olan suç duyurusuna gelince:

Genelkurmay Başkanı ya da herhangi bir başka bürokrat, “irticayla mücadele eylem planı” adı altında bir planı bugün de hazırlasa veya isimleri böyle bir planla anılsa suç duyurusu ile soruşturma talebinde bulunacağımızı vurgularız. Bu, derneğimizin varoluş amaçlarındandır ve sorumluluğumuzun gereğidir. Bahse konu mücadele planının soruşturulması ise suç duyurusuna bile gerek kalmaksızın resen harekete geçilmesi gereken klasik bir yargı faaliyetidir.

MAZLUMDER olarak, 28 Şubat’ta “irticayla mücadele” adı altında herkesin gözü önünde yürütülen, gerek şubelerimizin basılması gerekse yöneticilerinin tutuklanması ile yakından şahitlik ettiğimiz, Asker-Basın-Yargı-İşadamı-STK-Üniversite ayakları olan operasyonları unutacak değiliz. Yine irticayla mücadele adı altında dindar insanların düşmanlaştırılmasını ve ordu dahil kurumlardan tasfiye edilmesini, başörtüsünün yasaklanarak milyonlarca mağdur üretilmesini, brifingli/talimatlı yargı kararlarıyla masum insanların bütün gençliklerini cezaevlerinde geçirmek zorunda bırakılmalarını da unutmayacağız. Böyle kirli bir geçmişe sahip “ulusalcı cemaat”in bugün temiz bir geçmişe sahipmiş gibi davranması bizleri aldatamaz…

Her türlü darbeye karşı söylem ve eylem üretmek, darbe hazırlık süreçlerinde ortaya atılıp süreci ifşa etmek, her türlü haksızlıkla kapalı kapılar ardından ve birilerinin kuyusunu kazarak değil alanlarda aleni olarak mücadele etmek, talimatla iş yapmanın değil, onurla yürüttüğümüz insan hakları mücadelesinin bir gereğidir. Gururla söylüyoruz ki MAZLUMDER dayandığı temel değerleri ve mücadele geleneğinin verdiği güvenle hiç kimseden talimat almamıştır, almayacaktır…

Unutulmamalıdır ki toplumda darbe karşıtı duyarlılık oluşturan güç, bahse konu ulusalcı cemaatin pişirdiği ve mensuplarını makarna-ATM-mazot kuyruklarına sürükleyen sanal korkular değil, bizim gibi samimi, karşılıksız, çıkarsız iş yapan kişi ve kurumların yürüttüğü hak mücadelesidir. 15 Temmuz’a bütün gövdesiyle direnen yiğitleri meydanlara çıkaran da bu hak mücadelesidir.

Bütün bu gerçekler ışığında kurumumuzu ve camiamızı hedef alan operasyonel nitelikteki iftiraların değerlendirmesini kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.

MAZLUMDER

 

[1] MAZLUMDER, Akabe Kültür ve Eğitim Vakfı, AKDAV, Aksa Dayanışma Vakfı, Anadolu Gençlik Derneği, Araştırma Kültür Vakfı, Adaleti Savunanlar Derneği, Hikmet Vakfı, Hukuki Araştırmalar Derneği, İnsan ve Medeniyet Hareketi, Medeniyet Derneği, Mimar ve Mühendisler Grubu, Özgür-Der ve Uluslararası Hukukçular Birliği

 

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş