Bundan böyle iki haftada bir Kur’an-ı Kerim surelerinin mesajları ile ilgili aklımızın erdiği kadar yazılar yazmaya çalışacağız. Bu yazı dizisi surelerin nüzul sırası göz önünde bulundurularak yapılacaktır. Ayrıca yazılarımızın okunabilmesi için sözü uzatmayacağız. Çünkü günümüz insanı uzun yazı okumaktan kaçınıyor. Surelerin mesajları, başlığı altında yazdığımız yazılarımızın muhatapları ise daha önce İslam üzerine tahsil görmemiş kişilerdir. Bundan muradımız ise okuyucunun en azından Kur’an-ı Kerim’in nelerden bahsettiği konusunda bir fikre sahip olabilmesidir.
Surelerden anladıklarımın mutlak doğru olduğuna dair bir iddiam yoktur. Okuyucudan istirhamım yazılarımı lafızcı ve mekanik bir zihin ile okumaktan kaçınması ve sadece Kur’an’ı Kerim’i tanımasına vesile olacak yazılar olarak görmesidir.
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla
1- Yaratan Rabbinin adıyla oku. 2- O, insanı alâktan yarattı. 3- Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir. 4- O ki kalemle öğretti. 5- İnsana bilmediğini öğretti. 6- Hayır, insan azar 7- kendini yeterli gördüğü için. 8- Ama dönüş Rabbinedir. 9- Gördün mü şu menedeni? 10- Namaz kılarken bir kulu. 11- Ya o kul, doğru yoldaysa 12- kötülüklerden korunmayı emrediyorsa. 13- Gördün mü şu adamı, yalanlıyor ve yüz çeviriyor 14- Allah’ın gördüğünü bilmiyor mu? 15- Hayır, eğer bundan vazgeçmezse onu perçeminden yakalarız. 16- O yalancı, günahkâr perçemden. 17- O zaman meclisini çağırsın. 18- Biz de zebanileri çağıracağız. 19- Hayır, ona boyun eğme; secde et ve yaklaş!
Sure, ikinci ayetinde insanın “Alak”tan yaratıldığını söylediği için bu adı almıştır. Alak, yapışkan, sülük, yapışkan mâi (sıvı) anlamlarına gelen bir kelimedir.
Kur’an-ı Kerim’in kendisi bir bütün olarak indirilmediği gibi sureleri de bir bütün olarak indirilmemiştir. Kur’an ayetleri bazen tek tek, fakat genellikle gruplar halinde nazil olmuştur. Alak Suresi de bir bütün olarak nazil olmamıştır. İlk beş ayeti Hz. Muhammed’e (as), Mekke’de Hıra Dağı’nda nazil olan ayetler grubudur. Müfessirlerin rivayetlerinden öğrendiğimiz kadarıyla bundan sonra Müzzemmil Suresi’nin ilk ayetleri indirilmiştir.
Kur’an-ı Kerim, Resulullaha indirilmeden önce Levh-i Mahfuz’da bir bütün olarak bulunuyordu. Resulullah’ın (as) mücadelesinin aşamaları göz önüne alınarak gerekli parçalar peyder pey (tedricen) indirilmiştir. Lakin Resulullah (as) gelen ayetleri yazdırırken tıpkı bir pazılın parçaları gibi onları Kur’an’ın bütünlüğü içindeki yerine yerleştirmiştir. Nüzul süreci tamamlandığında ise elimizde mevcut olan mushaf ortaya çıkmıştır.
Bu kısa girişten sonra sureye dönecek olursak onda, “Müslüman”ın varlık sahnesine çıkabilmesinin gerekleri işlenmiştir.
Kur’an, muhatabına “Okumasını” emrederek başlamaktadır. Fakat bu okuma, sadece herhangi bir yazılı metni okumaktan ibaret değildir. Çevremizde bulunan her şeye “Yaratıcı Rabb”ın adıyla bakmaktır, diğer bir deyişle Allah ile ilişkilendirmektir. Kur’an’ın okuma emriyle başlamasının sebebi, insani değişimin bilmeye bağlı olmasındandır.
Surede Allah’ın başka sıfatlarıyla değil de “Yaratıcı”, “Eğitici” ve “İkram edici” sıfatlarıyla tanıtılması, okumakla yakından ilintilidir. Bize göre buradaki vurgu, yaratıcı olan Allah’ın, “İnsanı” Rabb sıfatı (terbiye edici özelliği) ile bir eğitimden geçirerek, adeta yeniden yaratarak “Müslüman”ı varetmek istemesinedir. Böylece “İkram edici” Allah, ona ikramların en yücesini yapmış olacaktır.
Yaratıcı ve Rabb olan Allah, zaten daha önce de insanı alak’tan yaratmış ona, bilmediğini öğretmiştir.
Fakat insan kendisini müstağni (başkasına ihtiyacı oymayan kişi) zannederek azmaktadır. Aslında bu azgınlık, ona Allah’tan başka otoriteler ihdas ederek kendi kendini köleleştirmesinden başka bir şey kazandırmamaktadır.
İnsan, birazcık güce, servete ve bilgiye sahip olduğunda kendini müstağni görerek azmaktadır. Bazen bunların hepsi bir insanda toplanmaz, ayrı ayrı insanlarda bulunur. O zaman karşımıza üçlü ittifak halinde çıkarlar ve azgınlar topluluğunu oluştururlar. Firavun, (gücün sembolü) Karun (paranın, servet ve sermayenin sembolü) ve Hâman (bilgi ve dinin sembolü). Üçü bir aya geldiğinde tiranlık ortaya çıkar ve insanları ezer, köleleştirir.
Bu azgınlar ittifakı, Allah’ın eğitiminden geçerek onun istediği “Müslüman” olmak isteyeni de engellemeye çalışır. Çünkü Müslüman, namaz kılar, doğru yolda olur ve kötülükten alıkoyar. “Namaz kılmak”, “doğru yolda olmak” ve “kötülükten menetmek”, İslam’ın insan hayatındaki şekillenişinin kısaca ifade edilmiş halidir.
“Namaz” insanın Allah ile diyalog kurabilmesini, iletişime geçmesini, iç âleminin zenginleşmesini ve tefekkür edebilmesini sağlar.
“Doğru yolda, olmak” insanın fiilen Allah’ın gösterdiği şekilde davranmasını, hayatında kötüye sapmadan hep iyi kalarak yaşamasını temin eder.
“Kötülükten menetmek” ise insanın sadece kendisinden ibaret olmadığını, çevresindeki kötülüklere de mâni (engel) olması gerektiğini ifade eder. İnsanın ilk iki rüknü (gerekliliği) sürdürebilmesi, kötülüğü menedebilmesiyle mümkündür.
Bugünkülerin aksine dinin sadece Allah ile kul arasında kalan bir işten ibaret olmadığının farkında olan Mekkeli müşrikler, Müslümanın namazına engel olmak istemişlerdir. Çünkü onlar, her şeyin namaz ile başladığının farkındaydılar. Tıpkı Salih (as) kavminin “Ey Salih, babalarımızın dinini terk etmemizi ve mallarımızı dilediğimiz gibi harcamamamız gerektiğini söylemeni sana namazın mı emrediyor?” diyerek işin farkında oldukları gibi.
Surenin son kısmına göre Allah, olaylara seyirci kalmayacak, namaz kılanın yanında yer alacak, Müslümanları engellemekten vazgeçmedikleri takdirde inkarcıları perçemlerinden yakalayarak ateşe sürükleyecektir.
Bunun için Müslümanın inkarcıya itaat etmemekte direnmesi ve Allah’a secde etmesi gerekmektedir. Burada açıkça görüleceği gibi Allah, birilerinin zannettiğinin aksine âlemleri yaratıp kendi haline bırakmamıştır. O, müminlerle kâfirler arasındaki mücadelede kâfirlere cephe alıp, müminlerden yana tavır almaktadır. Yeter ki müminler, onun yardımını hak edecek durumda olsunlar.
Çekya, İsrail askerini sınır dışı etti
31.10.2025
DİNİ ANLAMADA USÛL SORUNU|RAMAZAN YAZÇİÇEK
11.10.2025
REZİL İSLÂM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI|HAZIM KORAL
08.10.2025
Yazarımız Osman Kayaer Emekli Oldu
18.10.2025
Surelerin Mesajları: ALAK SURESİ OSMAN KAYAER 04.11.2025
Darfur ve Kahreden Sessizlik! SÜLEYMAN ARSLANTAŞ 04.11.2025
Atasoy Ağabey/Ak Saçlı Bilge TALİP ÖZÇELİK 15.10.2025
Cumhuriyet Sonrası İslamcılık YUSUF YAVUZYILMAZ 12.10.2025
Üstad'ın Psikanalizi Dr. MEHMET SILAY 09.10.2025