metrika yandex
  • $34.83
  • 36.6
  • GA21150

Demokrasi Aldatmacası

CAVİT OKUR
05.09.2022

Batı kan dökmekten ve masum insanların kanı üzerinde zenginlik naraları atmaktan, geri bıraktığı ülkeleri küçümsemekten de geri durmamıştır. Günümüzde yine onların icat ettiği kan dökme aracı DEMOKRASİdir. Irak'ta, Mısır'da, Suriye'de, Filistin'de, Mynamar'da, Afganistan'da, Pakistan'da vb döktükleri kan hep demokrasi getirme adınadır. Onun demokrasi dediği, özgürlük dediği şey sömürü ve gasptır. Şu ana kadar hiçbir batı ülkesinin herhangi bir İslam ülkesinin haklı davasında yanında yer aldığını göremezsiniz. O katildir. Batıyı örnek alan herkes katildir. Bizim ülkemizdeki istiklal mahkemelerini ve ihtilalleri hatırlarsanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Kimse geldiği gibi gitmedi. İthal ettikleri ve adına devrim dedikler (ki hiçbiri devrim değil Avrupa ülkelerinden ithaldir) milleti yok etme ilkelerini getirenler onların adına bu ülkede iş yapacaktı ve yaptı da.

Eğer özgürlük, huzur istiyorsak, hak, adalet, ehliyet esasımızdır diyorsak, önce yerli işbirlikçilerden başlayıp batı ile hesabı kapatmalıyız. Demokrasinin arkasına sığınıp birbirimizi aldatmanın anlamı yok. Yavaş yavaş gücü ele geçirenlerin onlara benzediğini görüyoruz. Onların eksik olan çirkeflerini de bizden olanlar taşıyor. Balta misali..

Eğer Allah'ın dinine inanıyorsak köklü bir inkılaba yönelik değişim ve dirilişin temellerini atıp, onun uğrunda var gücümüzle çalışmak, ruhları Kur'an'la besleyip kalpleri imanla terbiye edecek bir gayretin içine kendimizi atmalıyız. Allah'ın yer yüzündeki halifeleri sorumluluğu ile demokraside dahil her türlü yaşam tarzının ve düşüncenin İslam'la savaşı olduğunu kavrayarak aşkla, şevkle yorulmadan Allah'ın ayetinde beyan ettiği gibi nefsimizle, malımızla, canımızla bu uğurda yorulmadan koşmak zorunluluğunu idrak etmek zorundayız.

Dini, devleti ve vatanı için uğrunda her şeyini veren bu milletin neticesinde gördüğü savaştığı düşmanlarının örfü ile, kanunları ile, harfleri ile, kılık kıyafetleri ile, yeme içmeleri ile vb. yaşamak zorunda bırakılmış ise bu bir zafer değil hezimettir. Hala da bunlar demokrasi diyerek millete yutturulmaya çalışılıyorsa bu da aynı hezimetin devam ettirilmeye çalışılmasıdır.

Müslümanların bence en önemli özelliği ahlak ve ahlaksızlığa karşı savaşıdır. Son yıllarda durgunlaşan, statik tavırları buralarda da görüyoruz. Susuyorlar. Arada bir değersiz birinin (Gülşen gibi) boyundan büyük ettiği laflara mal bulmuş mağribi gibi sarılıyorlar. Sokaklara bir bakalım, çevremize bir bakalım, ahlaka, dine imana uygun ne var. Her gün binlerce kişi İslam'a saldırıyor söz veya tavırları ile. Kolayı seçmek yakışmıyor. Nerede ise zulüm zulümdür. Bizdense bizde bizdeniz veya ahlaksızlık bizdense susalım, filana zarar veriyor. (İslami dayanışma oyunlarını TV'lere çıkıp da bir tek konuşma yapanı gördünüz mü?). Bu Gülşen'in konuşmasından daha mı az zarar veriyor İslam'a?

Eğer mücadele edilecekse bu bir kişiyi hedef almakla olmaz. Topyekûn devamlı olarak ahlaksızlıklarla, adaletsizliklerle mücadele etmek gerekir. Yaşantısı ile, eğlenceleri ile, yeme içme mekanları ile, (daha çok şey sayılabilir) düşmanlarına veya eleştirdiklerine benzeyen Müslümanlar ne kadar samimidir. Batılı batılla kaldıramazsınız. Düşmanı bir başka düşmanla değiştirerek selamete çıkamayız. Bu inandığımız dininde asla kabul etmediği bir kuraldır.

Kaybettiğimiz yolumuzu seçtiğimiz akli tefekkürü, hissettikleri ile huzur bulduğumuz kalbimizi, ibret nazarı ile baktığımız gözlerimizi harekete geçirerek bu vurdum duymazlığı, bu uyuşukluğu çözmemiz de en büyük yardımcısı olacaktır. Göz hakkı görecek, yol da hakka varacaktır.

Servet düşkünlüğü, az bir para veya menfaat karşılığı susmak, maddi endişeler nedeni ile hak ve hakikatten yana olmamak sonumuzu hazırlamaktadır.

Allah insana seçme özgürlüğü vermiş ancak amel özgürlüğü vermemiştir. Eğer öyle olmasaydı veya her şeyde özgür olunsaydı günahların cezası olmazdı. Allah Asr suresi ile insanlığı tanımlamıştır. Eğer, diyor Allah (CC), iman ve salih amel sahibi iseniz birbirinize hakkı ve sabrı tavsiye ediyorsanız kurtulursunuz. Yoksa sonunuz hüsrandır.

Ortalıkta bu kadar ahlaksızlık, adaletsizlik, haksızlık kol gezerken bunları özgürlük var diye geçiştirmek Müslümanlara yakışmaz, Demokrasi isteyen ahlaksızlığı da küfrü de savunabilir deyip kayıtsız kalmak hiç yakışmaz. Bunların hepsi yeni versiyon putçuluğu savunmak ve ona çanak tutmaktır.

Mücadele etmezseniz küfürle hakikati, dostla düşmanı ayırmak mümkün olmaz. Orta yerde demokrasi, hak ve özgürlük diye çığlık atanlara bakın. Bunlara Müslümanda kusur ararken bile İslam düşmanlığı yaparlar. Bütün bunlarla İslam'ın ortaya koyduğu esaslar, ilkeler ve metotlar çerçevesinde aklı, fikri, kalbi, düşünceyi kullanarak ve geliştirerek çözülecektir. İnsan halifeliğin dışına çıkmadan bu problemleri çözmesi gerekir. İnanıyoruz ki Kur'an her asrın problemini çözer, insan aklı da her asırdakileri ve Kur’an’la problem çözmeyi anlayacak şekilde yaratılmıştır. İnsanlık icat ettiği hiçbir dünya görüşü ile huzur bulamaz. Bunu hepimiz biliyoruz. Ancak yaşam tarzlarımız buna uymuyor.

Netice olarak diyebiliriz ki, artık Müslüman başını iki eli arasına alıp düşünmeli, Sorunları çözecek insan görevini üstlenmeli, her türlü vurdumduymazlık, laubalilik, lakaytlık, rahat, konfor ve modern yaşamdan vazgeçmeli. Yoksa bu demokrasi PUTU hepimizi bitirecektir.

Hz. Ömer (RA)in sözü ile: Bu ümmetten biri olmak isteyen onun şartını yerine getirsin…

Batının da kapitalizmin de demokrasinin de vb. bir kandan, sömürü ve adaletsizlikten başka vereceği bir şey yoktur. Ya topyekûn ret ya topyekûn helak.

Fertlerle değil, topyekûn küfür, ahlaksızlık ve adaletsizlikle savaş.

Bir imamın hislerinize hitabı da çözüm değildir…..

Yorum Ekle
Yorumlar (2)
Muallim Naci | 03.09.2022 12:37
Yerinde tespitler var ancak yerinde çözüm önerisi yok. İslâm'a, Kur'an'a sarılacağız evet de Bu gençlik, insanlarımız neden sarılmıyor peki?! Buradaki eksiklik nereden kaynaklanıyor?! Nitelikli bir mücadele ve nitelikli bir mücadele gücü oluşturmak için ne yapmalıyız? İnsanlara tebliğ ve İrşad faaliyetlerini nasıl yapmalıyız? Maalesef bu yönde sistemli bir çalışma mevcut değil, cemaat ve tarikatlar ve bazı vakıf faaliyetleri dışında bu yönde bir çalışma mevcut değil! Yusuf Kaplan Milli Eğitim Bakanlığı tamamen kaldırılıp yerine yeniden bir bakanlık kurulmalı derken neyi kast ediyordu?! Balık baştan kokar misali insanlara gerçek doğruların anlatılmadığı, yanlışların doğru olarak gösterildiği bir yerde hastalıklı bireylerin yetişmesi anormal karşılanmamalı. İnsanların bireysel çabaları ile bu demokrasi oyununda ortaya çıkan ahlaki reziletler düzeltilemez! Sistemli bir çalışma olması gerekir ki şu anki konjonktürde bu mümkün gözükmüyor. Siyasi yelpazede kendilerini muhafazakar olarak konumlandıranlar içi boş bir Dava sözcüğünün arkasında partiye zarar gelmesin diye hakikatı ifade edemiyorlar. Gayem eleştirmek değil ancak uzun soluklu insan yetiştirmek için gayret gösterilmez bu yönde sistemli ve topyekun bir faaliyet zinciri olmazsa başarısızlık kaçınılmaz..
Muğlalı Hamza | 30.08.2022 18:44
28 subatta göğsümüzü gere gere muslumandık. Simdi bazı ürkekler, korkaklar laik/seküler mobinginden; neredeyse "yok arkadaş ben musluman felan degilim.." demeye getiriyorlar! Neymis, iktidarda müslumanlar varmıs, onlar kötü seyler yapınca , onlara benzememek icin, şuymuş buumuş.. Kendinden utanan, usanan ucube, kisiliksiz tipler peydah oldu ,vesselam..

Her Taraf - Türkiyenin habercisi