metrika yandex
  • $32.48
  • 34.83
  • GA18240

Haberler / Söyleşi

Ankara STK Röportajları - 5: MEKDAV

03.01.2023

Hertaraf Haber olarak, Ankara'da faaliyet gösteren STK'ları daha yakından tanımak ve faaliyetlerini okurlarımıza tanıtmak için gerçekleştirdiğimiz röportaj serimizde beşinci adresimiz MEKDAV (Mahrumlarla Ekonomik ve Kültürel Dayanışma Vakfı) oldu.
 
MEKDAV özellikle Yenimahalle Onkoloji Hastanesi'nde yatan hastalar ve hasta yakınlarına ve genel olarak ihtiyaç sahiplerine yardım eli uzatmaya çalışan bir kuruluş. Yardım faaliyetlerinin yanında düzenlediği kültürel faaliyetler de düşünce dünyamıza yeni pencereler açmak adına oldukça önemli çalışmalar. Biz de sorularımızı MEKDAV Başkanı, aynı zamanda Hertaraf Yazarı Sayın Süleyman Arslantaş'a yönelttik.
 

Vakıf Başkanı Süleyman Arslantaş

Süleyman Bey öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

İsmim Süleyman Arslantaş. 1 Mayıs 1946'da Maraş'ta doğdum. İlk, orta ve lise sonrası İzmir Hava Bakım Tekniker Okulu'ndan 1966'da mezun oldum ve Hava Kuvvetlerinden Hv. Astsb. olarak emekli oldum. Emeklilik sonrası kuyumculuk sektöründe ticari hayata atıldım. Ticarethanemiz halen devam etmektedir.

Uzun yıllardan beri okuma ve yazma hayatım devam etmektedir. İlki Büyük Doğu'dan olmak üzere birçok yayın organında yüzlerce makalem yayınlanmıştır. Selam Gazetesi'nde yaklaşık beş yıl köşe yazarlığı yaptım. Bir dönem TRT Türk'te dış politika yorumculuğu yaptım. Sırasıyla yayımlanmış kitaplarım: Olaylarla Ortadoğu, İzler, Ankara'da 45 Yıl, İki Medeniyet Arasında Türkiye, Dünden Bugüne İran, İslam Algımız ve İtidal Yazıları'dır. Halen Hertaraf Haber'de periyodik olarak makalelerim yayımlanmaktadır. Mahrumlarla Ekonomik ve Kültürel Dayanışma Vakfı (MEKDAV) Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı yürütmekteyim. Evliyim ve dört çocuğum var.

MEKDAV'ın (Mahrumlarla Ekonomik ve Kültürel Dayanışma Vakfı) ne zaman kurulduğunu ve kuruluş sürecini bizlere anlatır mısınız?

MEKDAV 1996 yılında kuruldu. Bulunduğumuz Ankara Yenimahalle ilçesi Demetevler semtinde Onkoloji Hastanesi bulunmaktadır. Bu hastaneye genellikle kanser hastaları gelir ve bu hastalar Türkiye'nin neredeyse her yöresinden olurdu. Gelen hastaların genelde sağlık güvenceleri olmazdı. Bunların bir kısmı yatarak ya da ayakta tedavi görürlerdi.

Gelen hasta ve hasta yakınlarının genelde yatacak ve yiyecek yerleri olmazdı. Bir kış günü idi. Bir arkadaşımın yakını için adı geçen hastaneye kan vermek için gittim. Hastanenin dışında yoğun kar ve kışa rağmen bir kişiye rastladım. Niçin beklediğini sorduğumda içeride hastası olduğunu söyledi. Niçin içeriye girmiyorsun dediğimde 'içeriye almıyorlar' dedi. O zaman 'bir eve, otele git' dedim. İmkanı olmadığından bahsetti ve tabi karnı da açtı. O gün ve sonraki günler için tedbir aldım. Sonra değerli kardeşim Mustafa Gök'e durumu açtım. O da Elif Sitesi bahçesinde benzer bir hasta yakını olduğundan bahsetti. Mustafa Gök, Hayati Aydın, Mehmet Sel, Yücel İlhan ve birçok kardeşle istişare ettik. Karşı karşıya olduğumuz durumun bizlere, bölge sakinlerine bir sorumluluk yüklediği ve bu sorumluluğun hal ilmi yani ilm-i hal kapsamına girdiği konusunda mutabakat sağladık. Akabinde bir vakıf çalışması başlattık. Vakıf senedimiz onaylandıktan sonra bir aşevi ve vakıf idare yeri tayin ettik ve vakfımız hizmete başladı. Bilahire vakfımız için bir aşevi kurduk, akabinde bir hayırsever vakfımıza bir mekan tahsis etti. Yine o dönemde Sınav Dershanesi ve okullarının sahibi Metin Özer Bey 64 yataklı bir misafirhane tanzim etti. Bu misafirhane Ankara BB'nin semtimizde 'Şefkat Evi' açmasına kadar devam etti ve yine Yenimahalle Belediyesi 'Zübeyde Hanım Konuk Evi'ni devreye soktu. En genelde Onkoloji Hastanesi'ne gelen, yatan hasta refakatçileri ile ayakta tedavi gören hasta ve hasta yakınlarına hizmetimiz 1996'dan veri devam etmekte.

Aşevinin açılışından bir kare

 

MEKDAV yaşadığımız şehrin hangi ihtiyaçlarına cevap vermektedir ve ne gibi bir boşluk doldurmaktadır?

Tabii ki biraz önce ifade ettiğim gibi vakfımızın hizmet öznesi, Onkoloji Hastanesine gelen hasta ve hasta yakınlarına hizmet etmektir. Bu hizmet genelde hastane sosyal hizmetler birimi ile koordineli olarak yapılmaktadır. Pandemi döneminde gerek kaymakamlıkla gerekse ilçe sağlık yetkilileri ile istişare edilerek gelen misafirlerimizin sağlık sorunlarını da dikkate alarak 2020 Nisan ayı itibariyle sıcak yemek hizmetimizi sonlandırdık. Ama gerek Ankara BB Şefkat Evi gerekse Yenimahalle Belediyesi Zübeyde Hanım Konukevi bu ihtiyacı halihazırda mükemmel olarak karşılamaktadır. Vakfımız gerek pandemi sürecinde ve gerekse sonrasında daha önce de olduğu gibi başta et, kuru erzak olmak üzere çeşitli konularda yardımlarına ve yine çeşitli STK'lar eliyle dağıtmaktadır. Ve tabii ki bulunduğumuz semtin ihtiyaç sahipleri başta olmak üzere.

Bu arada vakfımız çeşitli hasta araç ve gereçleri konusunda ihtiyaç sahibi hastalara yardımcı olmaya da devam etmektedir. Koltuk değneği, havalı yatak, oksijen cihazı ve tüpü gibi. Diğer yandan Onkoloji Hastanesi Hematoloji biriminde uzun süre yatmakta olan yavrularımızın ebeveynlerine ihtiyaçları doğrultusunda vakfımız bayan gönüllüleri vasıtasıyla gücümüz nisbetinde yardımcı olmaya çalışıyoruz.

Vakfın İkinci Başkanı Hayati Aydın aşevinde

Sosyal hayatta doldurulması gereken birçok boşlukla karşı karşıyayken neden bu alanda faaliyet göstermeyi tercih ettiniz?

Toplumumuzda insanlarımız genellikle büyük işleri hedeflerler. Cami yaptırmak, Kur'an kursu açmak gibi. Elbette bunlar gerekli. Açsınlar, açtırsınlar ama mevcut camiler ihtiyaca cevap verdiği halde yetime el uzatmamak, hastanın yanında olmamak, ihtiyaç sahiplerinin ihtiyacını karşılamamak, evet bunlar vebaldir, hal ilmini unutmaktır. Tabiri caiz ise bizler MEKDAV gönüllüleri bir boşluğu doldurmak istedik. Ayrıca bu tür acil ihtiyaçların karşılanması farzdır. Karşılanmıyorsa Müslümanlar vebaldedir. Bizler bu boşluğu doldurarak farzı, farzı kifayeye dönüştürmekteyiz.

MEKDAV kuruluşundan bu yana ne gibi faaliyetler düzenlemektedir, yürüttüğünüz çalışmalar hakkında bize bilgi verebilir misiniz?

Faaliyetlerimiz pandemi dönemine kadar her gün hasta ve hasta yakınları içi yemek çıkartmak, hasta ve hasta yakınlarına yatacak yer temin etmek, tedavisi sona eren hastalar için hastane yönetimi ile koordineli olarak gücümüz nisbetinde yol masraflarını karşılamak, yine imkanlarımız el verdiği nisbette çeşitli hasta araç ve gereçlerini temin etmektir.

Gerek pandemi öncesi ve gerekse sonrasında et başta olmak üzere çeşitli gıdaların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması, kültürel faaliyetler gibi faaliyetlerimiz devam etmektedir.

Vakfın düzenlediği konferanslardan kareler

Bir devlet kurumu olan Onkoloji Hastanesi ile koordineli bir şekilde hastalara destek olmanızın gerçekten önemli bir tecrübe olduğunu düşünüyorum. Böyle bir tecrübenin daha da çeşitlendirilerek yaygınlaştırılması için neler yapılabilir?

Bu hizmetler birebir insana dokunma hizmetleridir. Mümkün olduğunca bu hizmetlerin ihtiyaç duyulan her yerde icra edilmesi gerekmektedir. Bizim kültürümüzde vakıf hizmetleri hem çok çeşitli hem de çok yaygındır. Yetimin başını okşamak gibi bir atasözümüz var. Bu sözü biraz açarsak; yetim, dul, ihtiyaç sahibi, hasta vb.nin ihtiyaçlarına koşmak şeklinde anlayabiliriz. Ve hatta yetimi iş-güç sahibi yapmak da bu kapsamda değerlendirilebilir. Bu konuda birbirimizi teşvik etmeliyiz.

Vakfa emeği geçenlere plaket takdim edilirken

Sizce günümüzde mahrumlarla ve ihtiyaç sahibi kimselerle yardımlaşma çabalarının karşı karşıya olduğu en önemli problemler ve bunların çözüm yolu nedir?

Öncelikle bu sahada birçok vakıf ve dernek bulunmasına rağmen bunların çoğu amaçlarına uygun faaliyetleri yeterince yerine getirememektedir. Bunun da başlıca nedenleri arasında vakıf hizmetlerinin sabit giderleri konusunda vakfa yapılan bağışların harcanması gelmektedir. Bu konuda vakıf sorumluları ya sabit giderleri kendileri karşılamalı ya da masrafları asgariye indirmelidirler. İkincisi hizmette hedef büyütmek yerine az da olsa devamlılığa önem vermektir. Aslında sanıldığının aksine devlet bu konuda problem çıkartmamaktadır. Siz yeter ki kurallara uygun hareket edin, hizmetleriniz ve çalışmalarınız vakıf senedinizdeki taahhütlerin dışına çıkmayın.

Vakfın Genel Müdürü Celal Sancar

Ülkemizde gerçekleştirilen mahrumlara yönelik yardım faaliyetlerinin yeterli olduğunu söyleyebilir misiniz?

En genelde ve ülke çapında bu alanda ciddi faaliyet gösteren çeşitli STK'lar mevcuttur. Elbette bunların bazıları hakkıyla hizmetlerini sürdürmektedirler. Tabii ki aksatanlar, tabela vakfı, derneği olanlar da mevcuttur.

Faaliyetlerinizi yürüttüğünüz yerin çevresindeki insanlar nasıl bir tutuma sahip, çorbada benim de bir tuzum olsun diyerek sizle kol kola veren insanlarla karşılaşıyor musunuz?

Elbette bu tür insanlarla karşılaşıyoruz. Ciddi anlamda devam etmekte olan faaliyetlerimiz bu insanlar olmadan nasıl yürür. Biz vakıf olarak insanımızdan memnunuz, ne zaman başımız sıkışsa mutlaka bir yardımsever yardımımıza koşmaktadır. Bir örnek vermek gerekirse, bir zamanlar aşevimizde kiracı idi. Mekanın sahibi çıkmamızı istedi. Üstelik de aşevine gelen hastalardan apartman sakinlerinin rahatsız olduğu gerekçesiyle. Ben de ona 'hemen en kısa zamanda mekanlarını boşaltacağım' dedim. Akabinde birkaç dosta telefon ettim. Aynı gün bir yer bulduk. Bir arkadaşımız o gün aşevi için gerekli satın alma parasını teslim etti. Siz yeter ki dürüst olun, insanımız bunu görsün evelallah yardımlarını esirgemezler. Biz bunu yıllarca yaşadık ve görüyoruz.

 

Vakıf Genel Müdürü Celal Sancar – İkinci Başkanı Hayati Aydın – Koordinatörü İzzet Düşün

Sivil toplum kavramı sizin için ne anlam ifade ediyor? Vakıf ve sivil toplum arasında bir fark görüyor musunuz?

Elbette tüm vakıf ve dernekler STK olarak adlandırılır. Ancak her sivil toplum örgütü vakıf statüsünde değildir. Zira vakıfların kuruluş senedi olur. Vakıflar genel müdürlüğüne bağlı olarak faaliyet gösterirler. Asliye Hukuk Mahkemeleri'nden kuruluş onayı alırlar. Vakfın hizmet alanına göre her ay vakıflar bölge müdürlüğüne rapor vermek zorundadırlar. Lakin dernekler vb. kuruluşların böyle bir zorunluluğu yoktur.

Çalışmalarınızda yardım eli uzattığınız hedef kitlenize yeterince ulaşabildiğinizi düşünüyor musunuz?

Ulaşamadıklarımız oluyor. Özellikle hematoloji bölümünde yatan hasta çocukların ekseriyetinin lösemi hastası olmaları nedeniyle birebir temaslarda zorluk çekmekteyiz. Tabi bundan dolayı da görevlileri suçlamak gibi bir niyetimiz yok. Zira onlar da gerekeni yapıyorlar.

Farklı STK, vakıf ve yapılanmalar ile ilişkilerinizden bahsedebilir misiniz? Onlarla ortak faaliyetlerde bulunuyor musunuz?

Elbette. Zira tek elle alkışlanmaz. Birçok vakıf ve dernekle yakın temasımızdan söz edebilirim. Mesela Vahdet Vakfı, Vefa-Der gibi.

Son olarak sizin söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Allah'ın varlıklı kulları mal ve evladın bir imtihan aracı olduğunu unutmasınlar. Bu dünya hayatının ahirette mükafatını görmek için Allah'ın verdiği imkanları Allah yolunda pazarlayalım-harcayalım. Sonuçta Allah mal verdiklerini malları ile mal vermediklerini de sabırla imtihan eder. Göz açıp kapayıncaya kadar geçen dünya hayatı dünyalık biriktirme yeri değil, ahiret için harcama yeri. Mümin bir bakıma Allah'ın kendisine verdiği rızıkları, imkanları Allah yolunda harcadığı zaman gerçek zikre ulaşmış olur. Vesselam.

Vakıf Genel Müdürü Celal Sancar – Koordinatörü İzzet Düşün – Başkanı Süleyman Arslantaş

Yorum Ekle
Yorumlar (2)
Vahdettin/ Adana | 05.01.2023 11:10
Varlığı dâim ve kâim olsun inşaAllah. Celal SANCAR Ağabeye ve İzzet kardeşime de selâmlar. Allah hepsinden râzı olsun.
Harun | 05.01.2023 08:12
Allah çalışmalarınızı bereketlendirsin.Sizleride cennetiyle rızıklandırsın.