Hertaraf Haber olarak, Ankara'da faaliyet gösteren STK'ları daha yakından tanımak için gerçekleştirdiğimiz röportaj serimizde dördüncü durağımız İHH Ankara oldu.
İHH hem ülkemizde hem de uluslararası alanda Müslümanların rahmet elini dünyanın dört bir köşesine uzatan bir kuruluş. İnsanlığın anlamını yitirdiği ve her köşede insanlık dramının yaşandığı bu çağda gerçekleştirdikleri yardım faaliyetleri insanlığa insan olmayı yeniden hatırlatmak açısından çok kıymetli çalışmalar. Biz de sorularımızı İHH Ankara Şubesi Başkanı Hacı Bayram Şahin Bey'e yönelttik.
Hacı Bayram Bey öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Adım Hacı Bayram ŞAHİN, 1966 ANKARA doğumluyum. Uzun yıllar ticaret ile uğraştım aynı zamanda da İHH gönüllüsü olarak vakıf çalışmalarına katılım sağladım. 2015 yılında ticareti bırakınca İHH adına 3 yıl Afrika’da bulundum. Daha sonra profesyonel olarak İHH İnsani Yardım Vakfında görev aldım. Son 2 yıl İstanbul İl Başkanlığı, son bir yıldır da İHH İnsani Yardım Vakfı Ankara Şubesi Başkanı olarak görev yapmaktayım.
İHH (İnsan Hak ve Hürriyetleri) İnsani Yardım Vakfı'nın kuruluş sürecinden bahsedebilir misiniz? Müslümanların rahmet elini dünyanın dört bir köşesine din, dil, ırk, mezhep, ayrımı yapmadan uzatan bu vakıf hangi tarihsel koşullar altında ortaya çıktı?
İHH İnsani Yardım Vakfı 1992 yılında Bosna Savaşı/Soykırımı sırasında 20’li yaşlarında ki birkaç genç tarafından savaş mağduru insanlara özellikle mazlum Müslümanlara yardım için kurulmuş bir vakıftır. Özellikle Sovyetler Birliğinin çöküşünden sonra Avrupa ortasındaki diktatör bir rejim olan Yugoslavya’nın dağılması hızlanmış, bu dağınıklığı fırsat bilen Sırplar, destekçilerini arkalarına alarak Çağdaş/Medeni Avrupa ortasında Müslüman Boşnakları tam anlamıyla soykırıma tabi tutmuş, işkence ve tecavüzlere başlamış, Batı’nın oradaki varlığına rağmen ağır katliamlar yapmaya başlamıştı. Mazlum Boşnak halkı Bilge liderleri Aliya öncülüğünde destansı bir direniş ortaya koymuşlardı. İşte tamda bu şartlar altında buradaki mazlumlara yardım ulaştırmak için İHH kurulmuştur. O zamanın ağır şartları altında ulaşılabilecek her mazluma ulaşmaya çalışmış, özellikle Türkiye halkının yardımlarını bu ağır şartlara rağmen ulaştırmış, Bosna’nın ayakta kalma umudunu canlı tutmasına yardımcı olmuştur. Hemen arkasından Çeçenistan Savaşı/Soykırımı başlamış bu savaşta da İHH Çeçenistan halkının en hayati ihtiyaçlarına destek olmaya çalışmıştır. Bunun hemen akabinde ise yine Sırplar Kosova’da etnik soykırım başlatmış, İHH bu durumda da hayati yardım ve desteklerde bulunmuştur. Bu 3 kriz özellikle İHH’nın kriz bölgelerinde aktif rol oynamasında tecrübe kazandırmıştır. Dünyanın yeni şekil aldığı bu düzende İHH gibi bir kurum ortaya çıkmıştır.
1994 yılı Bosna Hersek Gorajde şehrinde yürütülen yardım faaliyetlerinden bir kare
İHH toplumun hangi ihtiyaçlarına cevap vermektedir, sosyal sorunlara ne gibi çözümler sunmaktadır. Yapmış olduğu faaliyetler hangi boşlukları doldurmaktadır?
İHH İnsani Yardım Vakfı özellikle her insanın başta özgürlükler olmak üzere temel insani ihtiyaçlarının karşılanmasını hedeflemektedir. İslam Coğrafyasında kan, savaş ve gözyaşı malum olduğu üzere eksik olmamaktadır. Şu an dünyada belki de son 60 yılda olan çatışmaların %90’ı ya Müslümanlar arasında ya da Müslümanlara karşı yapılıyor. Hem ülkemizde hem de mazlum coğrafyalarda Müslümanların birçok sorunları var. İHH İnsani Yardım Vakfı olarak insanların durumunu iyileştirme çalışmaları yanında bilinçlendirme çalışmaları da yapmaktayız. Yani bir ihtiyaç sahibine bir yardım kolisi götürürken aynı zamanda bu fakirliğin sebepleri ve bunların giderilmesi üzerine çalışmalar yapmaktayız. Genellikle İslam toplumlarında karşılaştığımız üç ana sorun var. Bunlar cehalet, fakirlik ve ihtilaf. Bizce sosyal sorunların çözümüne bu üç sorunla mücadele ederek başlamalıyız. Çalışmalarımızı buna göre düzenlemeliyiz.
2020 yılında Giresun'da gerçekleşen sel felaketinde arama kurtarma faaliyetinde bulunan İHH ekibi
İHH kuruluşundan bu yana hangi alanlarda faaliyet göstermektedir, ulusal ve uluslararası düzeyde yürüttüğünüz çalışmalar hakkında bize bilgi verebilir misiniz?
Ana çalışma alanlarımızı 9 başlık altında yapıyoruz.
1-Gıda Güvenliği ve Geçim Kaynakları
2- Gıda Dışı Yardımlar
3-Eğitim
4-Koruma
5-Sağlık
6-Su Sanitasyon ve Hijyen
7-Barınma
8-Kültürel
9-Afet Yönetimi
Tabi bu başlıkların her birinin altında bir dünya çalışma yatmaktadır ve yoğun bir altyapı, bilgi ve tecrübe gerektirmektedir. Her biri için çok güzel örnekler verebiliriz ama sohbeti makul düzeyde tutmak için bu kadarla yetiniyoruz.
Somali’de faaliyet gösteren Tarım Okulu'ndan bir fotoğraf
Peki, Ankara özelinde İHH hangi faaliyetleri yürütmektedir?
Ankara özelinde öncelikle teşkilatlanma çalışmalarına ağırlık verdik. Ankara’nın 8 ilçesinde teşkilatımız 4 ilçesinde ise hizmet binalarımız bulunmaktadır.
Bizim yerel çalışmalarımız 3 ayağa dayanır;
1-Teşkilatlanma. Bütün ilçelerde teşkilatlar oluşturmak, Genç İHH Kız Erkek, İHH Kadın ve Arama Kurtarma vb. birimleri kurmak ve gönüllülerimize değerler eğitiminden tutun da yardım çalışmalarında gönüllülüğe, kitap okumaya, ilmi çalışmalara teşvik etmek gibi çalışmalarda bulunmak.
2- Yardım toplama
3- Yereldeki ihtiyaç sahiplerine ulaşmak. Ankara’da sistemimizde kayıtlı dönemsel yardım ulaştırdığımız 3.500 ihtiyaç sahibi aile var. Ayrıca özel olarak ilgilendiğimiz 100 yetim kardeşimiz bulunmaktadır.
İHH Ankara Şubesi'nde her hafta düzenli olarak gerçekleştirilen İyilik Buluşmalarından bir kare
Vakfın bünyesindeki gençlik çalışmalarını "Genç İHH" çatısı altında yürütmektesiniz. Gençlik çalışmalarınız hakkında bizlere ne söylemek istersiniz?
Yukarıda bahsettiğim gibi Dünyanın 123 ülkesinde sürekli ya da dönemsel çalışmalar yürüten vakfımız 20’li yaşlarının başındaki birkaç genç tarafından kuruldu. Daha sonra Genç İHH olarak teşkilatlanmamızı başlattık. Bugün 81 ilde de Genç İHH teşkilatlarımız kurulmuş vaziyette. Genç İHH çalışmalarımızı burada tek tek anlatmak yine epey bir yekûn tutacağı için özellikle söylemek gerekirse, Genç İHH Kız, Erkek, Çocuk, Ortaokul, Lise, Üniversite, Çalışan Gençlik olarak yapılanmıştır. Gençlerimizin özellikle dünya Müslümanlarının durumları hakkında yüksek bilinç ve hassasiyette olmalarını arzu ediyoruz ve bunun için çalışıyoruz. Yani Genç İHH da faaliyet gösteren gencimiz, Filistin’i, Arakan’ı, Moro’yu, Doğu Türkistan’ı, İsrail’i, Afrika’yı analiz etmeyi, yoksulluk, insan hakları, yeti gibi kavramları öğrenmeyi tarihi şahsiyetleri, İslam büyüklerini ve önderlerini tanımalarını ve daha benzeri birçok konuda bilinçlenmelerini arzu ediyor çalışma ve programlarımızı buna göre yapıyoruz. Ayrıca felsefeden sanata, mesleki becerilerden spora, arama kurtarma çalışmalarından bölge uzmanlığına kadar birçok alanda atölye, kurs ve eğitimler düzenliyoruz.
Vakıf olarak son yıllarda gençlere çokça yapılan eleştirilere katılmıyoruz. Elbette uyuşturucu veya diğer bazı sapkın akımların görünürlüğü arttı ancak bu yine bizim eksik çalışmamızdan ve doğru söylemleri doğru şekilde ortaya koyamayışımızdan kaynaklanmaktadır. Biz bugün gençlere Afrika, Mavi Marmara, Gazze deyince, Doğu Türkistan’da Arakanda zulüm var deyince, önderleri tanıttıkça gençlerimiz heyecanlanmakta ve çözümün bir parçası olmaya çalışmaktadır.
“Mahallene Okuluna Sahip Çık; Uyuşturucuya Hayır!” sloganı ile pek çok ilde gerçekleştirilen konferanslardan bir kare
Vakıf ismi olarak niçin "İnsan Hak ve Hürriyetleri" ismini tercih ettiniz? İnsan hakları ve hürriyetleri kavramına hangi anlamları yüklediğinizi bize açıklayabilir misiniz?
Bugün modern dünyanın ana sorunlarından biri insanı (Özellikle Müslümanları) insan olarak değil de meta görmesidir. İnsanın insanca yaşamasının temeli ve başka insanlarla ortak yaşama felsefesi, insanın temek hak ve hürriyetlerinden geçtiğine inanıyoruz. Ayrıca kendimizi sadece yardım kurumu olarak adlandırmıyoruz. Yani mesela; İsrail Gazze’yi bombalayacak biz de yardım götüreceğiz ve görevimizi yapma şuuruyla mutlu mu olacağız? Hayır. İsrail’e itirazımızı da ortaya koyacağız. Hak ve hürriyetler temelinde mücadelemizi sürdüreceğiz.
Sizce günümüzde insani yardım çalışmalarının karşı karşıya olduğu en büyük problemler ve bunların çözüm yolu nedir?
Tek kelimelik bir cevap vermem gerekseydi "güven" derdim. Siz sahada çalışırken savaşların, depremlerin, kıtlığın, afetlerin, olduğu yerlerde yardım ulaştırmanın birçok problemi ve zorluğu vardır. Ama biz bunlara teknik problem diyoruz. Bu problemler kendi mecrası içerisinde elbette çözülür. Ama ana sorun güven. Çünkü hem bağışçılara hem devletlere hem de ihtiyaç sahiplerine güven vermelisiniz. Sizin niyetinizden emin olmalılar. Yani bir bağışçı bilmeli ki bu kurum benim bağışımı en güzel şekilde ulaştırır. Bağış ulaştırdığınız kişiler niyetinizden emin olmalı. Yoksa insanların bağış yapmalarında problem yok, güven duymalarında problem var.
Sudan'da İHH çocuklara bayramlık hediye ederek çocukların bayramını şenlendiriyor
Özellikle yurt dışında ve yurt içinde insani yardım bağlamında birçok yabancı insanla yüz yüzesiniz. Maalesef ki ülkemizde son zamanlarda yükselen bir yabancı düşmanlığı gözlemleniyor. Bir insani yardım gönüllüsü olarak bu konu hakkında neler söylemek istersiniz? Bu durumun insani yardım faaliyetlerine ne gibi olumsuz etkileri bulunmaktadır?
İHH İnsani Yardım Vakfı olarak maalesef bu durumdan bizde rahatsızız. Bizim yardım felsefemizde dil, din, ırk ve benzeri ayrım yapmak mümkün değildir. Aslında yapılan yardımlar mülteci kardeşlerimizi ayakta tutmanın yanında bağışçı ve gönüllünün yardım çalışmalarında yer alması da mültecilerin karşılaştığı problemlere şahit olması ile birlikte empatiyi geliştirmekte ve daha anlayışlı olmasını sağlamaktadır. Maalesef son yıllarda yükselen ırkçılık çalışmaları olumsuz etkilemektedir. İhtiyaç sahibi ile empati kurmak azalmaktadır. Bunları izole etmek için eğitim programları düzenlemekte ve bağışçı ve gönüllülerimiz ile Suriye’ye giderek özellikle çadırlarda yaşayan insanları ziyaret etme gibi çalışmalar yapmaktayız. Ayrıca İHH çatısı altındaki Mülteci Hakları Derneğimiz ile mültecilerin hakları, sıkıntıları, sorunları ile ilgilenmekte ve savunuculuğunu yapmaktayız.
İHH'nın gerçekleştirdiği insani yardım faaliyetlerinin uluslararası düzeyde ne gibi yankıları oldu? Özellikle yardımların gerçekleştirildiği ülkelerde insanların Türkiye'ye olan bakış açısında ne gibi olumlu etkiler gözlemlediniz, bizlere bahsedebilir misiniz?
İHH Birleşmiş Milletlere akredite bir kuruluştur. Ağır kriz bölgelerinde BM bize müracaat ederek yardım istemekte veya iş birliği yapmaktayız.
İHH yurt dışı yardımlar konusunda ülkemizde birçok konuda önce olmuş bir kurumdur. Özellikle ilk defa yurtdışında kurban, su kuyu, yetim, yetimhane, katarakt, sağlık ocağı, okul çalışmaları başlatan kurumdur. Şu an hamdolsun bu tip çalışma yapan ülkemizde yüzlerce kurum oluştu ve bu bizi mutlu etmekte. 1996 yılında ilk kurban çalışması yaptığımızdaki sloganımız “Yeniden Ümmet Seferi” idi. Şimdi hamdolsun görüyoruz ki mazlum halkların Türkiye umudu yeniden yeşermiştir.
İHH'nın arabulucu olduğu esir takasından bir kare
Ayrıca İHH 2. soruda cevapladığım 9 alanın dışında dünya literatürüne İnsani Arabuluculuk kavramını kazandırmış, bunun üzerine çalışmalarda yapmaktadır. Bu kapsamda 2013 yılında Suriye rejiminin zindanlarındaki 2130 kişi karşılığında Suriyeli muhaliflerin ellerindeki 48 İranlı subayın takasına verile olmuştur. Bunun yanında 464 yaralının da takasına yardımcı olmuştur. Moro İslami Kurtuluş Cephesi ile Filipinler Hükümeti arasındaki 4 yıl süren barış görüşmelerinde masada bulunmuş, Taliban ile ABD arasındaki görüşmelere gözlemci olarak katılmıştır. Libya’da Kaddafi’den sonra birçok şehir ve kabileler arasında çatışmalar çıkmıştı, Vakfımız bunların büyük bir kısmını barıştırmıştır. Barışan kabileler, ülkede istikrarın sağlanmasına katkıda bulunmuş bu da Türkiye’nin deniz sahanlığı konusundaki elini güçlendirmiştir.
Moro Barış Süreci Heyeti (İHH İnsani Yardım Vakfı Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Hüseyin Oruç en sağda)
Suriye çadır kamplarında zor şartlar altında yaşam mücadelesi veren insanlar için fikir ve uygulamada öncülüğünü yaptığımız briket evler projesi ile insanların çadırlara göre nispeten sağlıklı ortamlarda kalmalarını sağladık. Bu proje Türkiye’den de birçok kuruma ilham verdiği gibi, Birleşmiş Milletlerde de örnek olmuştur. Bu ve benzeri birçok çalışmalar hem kurumumuza hem de Türkiye’ye dünya ölçeğinde olumlu bakılmasına katkı sağlamıştır.
Özellikle emperyalizm, sömürgecilik ve ulus devlet süreci İslam âleminin arasındaki köklü bağları ciddi şekilde zedeledi. Gerçekleştirilen çalışmalar bu bağları yeniden hatırlama ve ayağa kaldırma hususunda ne gibi imkânlar sunmaktadır?
Bir önceki soruda cevap verdiğim gibi yardım çalışmaları yeniden ümmet olma amacımıza katkı sağlamaktadır. Tam olarak en önemli imkân yardım çalışmalarıdır, siz yardım çalışmaları için gittiğinizde insanlara dokunuyor, sorunları konuşuyor, çözümler üretiyorsunuz.
Elbette başka ülkeler de insani yardım hakkında belli başlı çalışmalar yürütüyor? Ancak bu çalışmaların kimi zaman arkasında farklı emeller de olabiliyor. Özellikle batılı organizasyonların yaptığı çalışmaların arkasında misyonerlik veya yardım yapılan ülke halklarını sekülerleştirme gibi amaçlar bulunabiliyor. Sizin bu konu hakkında tecrübeleriniz nelerdir?
Bugün İHH 51 ülkeden yaklaşık 135 bin yetime düzenli destek sağlamaktadır. 1 milyon yetime ise dönemsel yardım etmektedir. İHH dünyada en çok yetim destekleyen ilk 10 kuruluş içerisinde 9. Sıradır. Ve ilk 10 içerisindeki tek Müslüman kuruluştur. Diğer 9 kuruluşun tamamı misyonerdir. Eğer bir ülke geri kalmış ve fakirse misyonerlik çalışmaları daha kolay olmaktadır. Batı bunun farkında. 3 yıl kaldığım Sierra Leone’nin %60’ı Müslüman %30’u Hristiyan olmasına rağmen neredeyse dünyadaki tüm Hristiyan mezheplerinin kiliseleri vardı. Belki de dünyada kişi başına en çok kilise düşen ülkesiydi. İHH yaptığı bütün çalışmaları davet üzerine inşa eder. İHH’nın desteği ile 2006 yılından beri bu ülkede binlerce kişi Müslüman oldu. İHH ve benzeri kurumların bölgelerde yaptığı özellikle eğitim çalışmaları misyonerliğin önünde set oluşturmaktadır.
Kırgızistan'da Kurban payı dağıtımından bir kare
Uluslararası insani yardım faaliyetleri açısından genel olarak Türkiye ve özel olarak İHH denklemin neresinde yer alıyor? Yabancı yardım kuruluşları mı yoksa Türkiye mi bu alanda daha önde?
Türkiye özellikle son yıllarda yardım konusunda büyük bir atağa kalktı ve hem toplam bütçe olarak hem de kişi başı gelire göre dünyada ilk sırada elhamdülillah. Bunda da açık söylemek gerekirse İHH olarak katkımızın olduğunu düşünüyoruz. Elbette yabancı yardım kuruluşları dev bütçeleri idare ediyorlar. Ama artık hamdolsun Türkiye halkının hassasiyeti ve desteği ile ön sıralardayız.
Sizin için bir insani yardım gönüllüsü hangi vasıflara sahip olmalıdır?
Öncelikle 2 şey; emanet ve ehliyet. Yardım gönüllüsü ve yöneticisi, öncelikle emanet duygusu ile hareket etmeli, sonra ehliyetli olmalı. Samimiyet çok önemli olmakla birlikte yardım gönüllüğünde tek başına yeterli olmamakta bu konuda ehliyet sahibi de olmak gerekir. İstismarın yoğun olduğu bir alanda sadece duygularınızla hareket etmek eksik olacaktır. Bunun yanında olaylara profesyonelce bakabilmeyi öğrenmek, bilmek gerekir.
İyilikte Yarışan Sınıflar projesinden bir kare
Farklı STK, vakıf ve yapılanmalar ile ilişkilerinizden bahsedebilir misiniz? Onlarla kurduğunuz iletişimi yeterli buluyor musunuz?
Kurum olarak iletişim ve iş birliğine önem veriyoruz ve açığız. Sahip olduğumuz bilgi ve tecrübelerin ortak malımız olduğunu düşünerek diğer kurumlarla her zaman iş birliğine açığız. Elbette daha iyi iş birliğini ortaya koymamız lazım. Yukarıda bahsettiğim İslam Coğrafyasının 3 sorunu cehalet, fakirlik ve ihtilaf demiştik. Bu 3 sorunun ortadan kaldırılmasının ilk ve en etkili yolu ittifaktır. Bu da kurumlar arası iş birliğinden geçer.
Son olarak sizin söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Hertaraf Haber Sitesi önemli bir misyonu yerine getirmektedir ve saygı duyduğumuz, ilgiyle takip ettiğimiz bir haber sitedir. Hertaraf Haber'e Vakfımızın çalışmalarını burada ifade etme fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyorum.
İyilik Her Zaman Her Yerde diyoruz.
Hertaraf Haber olarak bize zaman ayırdığınız için biz size teşekkür ederiz.
ABD Seçiminin Tarafları | Hamza Er
07.11.2024
DİN VE DEVRİM / Muharrem BALCI
14.10.2024
Direnişin Cesur Lideri Şehid Oldu..
18.10.2024
Tarih böyle alçaklık görmedi
16.10.2024
Söz mü Eylem mi.. Nereye? CAVİT OKUR 20.10.2024