MAZLUMDER'den İsrail çetesine suç duyurusu

Siyonist işgal rejiminin Gazze'de sürdürdüğü katliamların cezasız kalmaması, suçu işleyen, ortak olan herkesin yargılanması için hukukçu ve insan hakları dernekleri Ankara'da suç duyurusunda bulundu.

Ankara Adalet Sarayı önünde bir araya gelen MAZLUMDER,Kudüs Şurası, Hukukçular Derneği, Uluslararası Hukukçular Birliği ve Hukukçu Kadınlar Derneği üyesi çok sayıda Avukat ve İnsan hakları savunucusu, işgalcilerin yargılanması, katliamlarının cezasız kalmaması adına işgal rejiminin sözde cumhurbaşkanı başta olmak üzere katliamda payı olan herkesin yargılanması için suç duyurusunda bulunup adliye önünde ortak basın açıklaması düzenledi.

Basın açıklamasından önce birer konuşma gerçekleştiren Hukukçu Kadınlar Derneği Başkanı Av. Figen Şaştım ve Kudüs Şurası ve Kudüs Hukuk Komisyon Başkanı Av. Mustafa Eminoğlu, bu davanın Filistin’de katledilen Müslümanlar için olduğunu ve suç duyurusunun sonuna kadar takipçileri olacaklarını belirtti.

Dernekler adına basın açıklamasını MAZLUMDER Ankara Başkanı Osman Yurt okudu.

Yurt, "İşgalcileri suçluyoruz! İşgalci apartheid rejimi her zeminde yargılanmalı, suçlular cezasız bırakılmamalıdır! Siyonist işgalciler, kurulduğu 1948 tarihinden beri Filistin'de baskı, işgal, işkence, tecrit, ölüm ve soykırımla anılmaktadır. Filistin topraklarını işgal etmek sureti ile bugüne kadar binlerce insanı öldürmüş, birçok insanı yaralamış, sakat bırakmış, mallarına zarar vermiş ve evsiz bırakmıştır. Bunun da ötesinde işgal ettiği Filistin topraklarında büyük bir ambargo ve kuşatma uygulamış, birkaç yılda bir gerçekleştirilen ve sistematik hale gelen bombardımanlarla özellikle Gazze halkına insani yardımların ulaşmasını engelleyerek büyük bir insanlık suçu işlemiştir." ifadelerini kullandı.

“Tüm dünya israil tarafından işlenen insanlık suçlarını izliyor”

İşgalci rejimin sözde savunma bakanının Gazze halkını insan gibi görmediğini açıkça deklare ettiğini ve 'insansı hayvanlar ile savaşıyoruz' diyerek, Gazze halkı özelinde tüm Filistin halkına karşı bakış açılarını açıkça ortaya koyduğunu belirten Yurt, "Son Gazze saldırılarında yine hiçbir hedef gözetmeksizin okul, cami ve hastane gibi savaşta dahi mutlak surette korunması gereken insanların topluca bulundukları alanları bombalamak ve doğrudan sivilleri hedef almak suretiyle binlerce insanın ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermiş, 10 günden fazla bir süredir Gazze halkını açlık ve sefalete mahkûm etmiştir. İşgal çetesi tüm bu savaş suçlarını işlerken havadan ve karadan yaptığı bombalama eylemlerinde kimyasal silah olarak kabul edilen ve savaşan unsurlara karşı dahi kullanılması yasak olan fosfor bombasını sivillere karşı kullanmak suretiyle açık ve inkâr edilemez bir savaş suçu işlemiştir. Tüm dünya işlenen insanlık suçlarını izlerken suçlarının yaptırımsız kalacağından emin olan işgalci rejim, 17 Ekim 2023 günü insanlık tarihinin en karanlık, vicdan sızlatan eylemlerinden birisine imza atmış, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan ve bu insanların bombalanmayacağı düşüncesi ile sığındıkları hastaneyi bombalamak suretiyle henüz tam rakam belli olmasa da çoğu çocuklardan oluşan 471 insanı katletmiş ve binlerce insanı yaralamıştır." diye belirtti.

“Gazze'de yaşananlar dünyanın gözleri önünde işlenen apaçık bir soykırımdır ve insanlığa karşı suçtur!”

İşgalci rejimin sözde savunma bakanının Gazze halkını insan gibi görmediğini açıkça deklare ettiğini ve 'insansı hayvanlar ile savaşıyoruz' diyerek, Gazze halkı özelinde tüm Filistin halkına karşı bakış açılarını açıkça ortaya koyduğunu belirten Yurt, "Son Gazze saldırılarında yine hiçbir hedef gözetmeksizin okul, cami ve hastane gibi savaşta dahi mutlak surette korunması gereken insanların topluca bulundukları alanları bombalamak ve doğrudan sivilleri hedef almak suretiyle binlerce insanın ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermiş, 10 günden fazla bir süredir Gazze halkını açlık ve sefalete mahkûm etmiştir. İşgal çetesi tüm bu savaş suçlarını işlerken havadan ve karadan yaptığı bombalama eylemlerinde kimyasal silah olarak kabul edilen ve savaşan unsurlara karşı dahi kullanılması yasak olan fosfor bombasını sivillere karşı kullanmak suretiyle açık ve inkâr edilemez bir savaş suçu işlemiştir. Tüm dünya işlenen insanlık suçlarını izlerken suçlarının yaptırımsız kalacağından emin olan işgalci rejim, 17 Ekim 2023 günü insanlık tarihinin en karanlık, vicdan sızlatan eylemlerinden birisine imza atmış, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan ve bu insanların bombalanmayacağı düşüncesi ile sığındıkları hastaneyi bombalamak suretiyle henüz tam rakam belli olmasa da çoğu çocuklardan oluşan 471 insanı katletmiş ve binlerce insanı yaralamıştır." diye belirtti.

Daha Sonra Kudüs Şurası Hukukçular Komisyon Başkanı Av. Mustafa Eminoğlu Söz aldı. Eminoğlu konuşmasını şu şekild gerçekleştirdi:

"7 Ekim tarihinden bu yana İsrail, Gazzeli sivillere pervasızca saldırmaktadır. Şimdiye kadar 3000’i aşkın sivil ölümüne ve onbinleri bulan yaralanmalara sebep olmuştur. Gazze’de yaşayan sivilleri elektrik, su, gıda, tıbbi yardım gibi en temel insan haklarından mahrum etmektedir.

İsrailin bu zalimlikleri ilk değildir. 1948 yılından ve hatta daha önceki yıllardan bu yana İsrail, Filistinli masumları katletmekte ve sürgün etmektedir. Deir Yasin Köyü, Sabra Şatilla Katliamı, El-Halil Katliamı, Gazze katliamları İsrail tarafından yıllara yayılarak işlenmiştir.

İsrail işlediği bu suçların hiçbirisinde yaptırıma maruz kalmadığı için her daim zulmünü artırarak devam ettirmektedir.

Son günlerde daha önce de kullandığı gibi savaş suçu sayılan yasaklı beyaz fosfor bombaları ile sivillere saldırmıştır. Bu saldırıları neticesinde 1000’i aşkın çocuğun ölümüne neden olmuştur.

Uluslararası Hukuk açıktır. Uluslararası Ceza Mahkemesi Kuruluş Sözleşmesi; Soykırım, İnsanlığa Karşı Suçlar ve Savaş Suçlarının tanımını yapmaktadır. Sivil nüfusa karşı sistematik olarak öldürme, işkence ve sürgün etme İnsanlığa Karşı Suç olarak kabul edilmiştir. Hastanelerin, mabetlerin ve okulların bulunduğu yerlere saldırılar düzenlenmesi ise Savaş Suçu olarak nitelendirilmiştir.

İsrail bu sayılan suçların hepsini sistematik olarak işlemektedir. Gazze’de bulunan Beyt Hanun hastanesini, El Şifa hastanesine, Al-Ahli hastanesine, Aksa Şehitleri camiisine saldırmıştır. Gazze’de yalnızca sivillerin bulunduğu Hastanelere, okullara, mabetlere saldırarak tarihinin en kanlı terör eylemini gerçekleştirmektedir.

Ne yazıkki İsrail’in bu saldırılarına ortak olan Türk vatandaşlarının olduğunu sosyal medya paylaşımlarından öğrenmekteyiz. Ayrıca İsrailli yetkililerin açıklamaları göstermektedir ki bu saldırılar küçük bir grubun değil tamamıyla devletin politikası doğrultusunda apartheid rejimini teşkil eden kanunlarıyla yöneticileriyle uygulamalarıyla bir devlet politikasıdır. Bu politika tıpkı Nazilerde olduğu gibi açıkça Soykırım ve İnsanlığa Karşı Suçları teşkil etmektedir.

Türk Ceza Kanunu 13. maddesine göre Soykırım ve İnsanlığa Karşı Suçlar nerede, kim tarafından işlenirse işlensin Türk Mahkemelerinin yargılama yetkisi vardır. Kanun gereği bu yetkinin kullanım izni Adalet Bakanına aittir. Bugün açıkça soykırım suçunu işleyen İsrailliler hakkında suç duyurusunda bulunarak tarih ve insanlık önünde vazifemize yerine getiriyoruz. Tüm vicdan sahiplerini bu sorumluluğu yerine getirmeye davet ediyoruz."

MAZLUMDER tarafından yapılan suç duyrusuna ilişkin basın açıklamasının metni aşağıda verilmiştir:

İSRAİLİ SUÇLUYORUZ!

İŞGALCİ İSRAİL APARTHEİD REJİMİ HER ZEMİNDE YARGILANMALI,

SUÇLULAR CEZASIZ BIRAKILMAMALIDIR!

İşgalci İsrail, kurulduğu 1948 tarihinden beri Filistin’de baskı, işgal, işkence, tecrit, ölüm ve soykırımla anılmaktadır. Filistin topraklarını işgal etmek sureti ile bugüne kadar binlerce insanı öldürmüş, birçok insanı yaralamış, sakat bırakmış; mallarına zarar vermiş ve evsiz bırakmıştır. İsrail bunun da ötesinde işgal ettiği Filistin topraklarında büyük bir ambargo ve kuşatma uygulamış, birkaç yılda bir gerçekleştirilen ve sistematik hale gelen bombardımanlarla özellikle Gazze halkına insani yardımların ulaşmasını engelleyerek büyük bir insanlık suçu işlemiştir.

İsrail Savunma Bakanı Gazze halkını insan gibi görmediklerini açıkça deklare etmiş ve yaptığı açıklamada “İnsansı hayvanlar ile savaşıyoruz” diyerek, Gazze halkı özelinde tüm Filistin halkına devlet olarak bakış açılarını açıkça ortaya koymuştur.

Son Gazze saldırılarında yine hiçbir hedef gözetmeksizin okul, cami ve hastane gibi savaşta dahi mutlak surette korunması gereken insanların topluca bulundukları alanları bombalamak ve doğrudan sivilleri hedef almak suretiyle binlerce insanın ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermiş, 10 günden fazla bir süredir Gazze halkını açlık ve sefalete mahkûm etmiştir.

İsrail tüm bu savaş suçlarını işlerken havadan ve karadan yaptığı bombalama eylemlerinde kimyasal silah olarak kabul edilen ve savaşan unsurlara karşı dahi kullanılması yasak olan fosfor bombasını sivillere karşı kullanmak suretiyle açık ve inkâr edilemez bir savaş suçu işlemiştir.

Tüm dünya İsrail tarafından işlenen insanlık suçlarını izlerken suçlarının yaptırımsız kalacağından emin olan işgalci rejim, 17 Ekim 2023 günü insanlık tarihinin en karanlık, vicdan sızlatan eylemlerinden birisine imza atmış, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan ve bu insanların bombalanmayacağı düşüncesi ile sığındıkları hastaneyi bombalamak suretiyle henüz tam rakam belli olmasa da çoğu çocuklardan oluşan 500 e yakın insanı katletmiş ve binlerce insanı yaralamıştır.

Türk Ceza Kanunu’nun 13. maddesi gereğince bu suçlardan dolayı Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde de yargılama yapılması mümkün olup, bu çerçevede aşağıda imzası bulunan kurumlar olarak ve Türkiye genelinde de birçok kişi ve kurumun desteğiyle başta işgalci rejimin cumhurbaşkanı ve başbakanı olmak üzere suça karışan bütün yetkililer ve kişiler hakkında soruşturma başlatılması için suç duyurusunda bulunduğumuzu ifade ederiz.

Açık bir gerçektir ki Gazze’de yaşananlar dünyanın gözleri önünde işlenen apaçık bir soykırımdır ve insanlığa karşı suçtur!

İsrail’i suçluyoruz! İşgalci İsrail apartheid rejimi her zeminde yargılanmalı, suçlular cezasız bırakılmamalıdır!