dokununca yanıyor şafaklar
kıpkızıl bir akşam kuşatıyor gökleri
toprağı çatlatıyor on binlerin sessiz çığlığı
dinmiyor bu sızı ahh srebrenitsa
kaburgamda yara
gümrah bir titreme iniyor baştan aşağı
gövdeme
ölüm ince ve soğuk bir sessizliktir bilirsin
etinde bir seğirme kemiklerinde ılık bir hasret
gümrah ve taptaze bir aya karşı akıyor
akıyor şehitleri
bosna’nın
yıllar yılı şakaklarımdan…
İsterseniz, rahmetli üstad'ın dediği gibi dünyanın en yüksek dağının tepesinden avazınız çıktığı kadar haykırın, kimse sizi duymuyor ya da duymak istemiyor.
Teknoloji mi dediniz?
Siz geçin onu bir kalem. Yere düşmeyin bir kez, zayıflamayın, yenilmeyin, muhtaç olmayın kimse sizi görmüyor ve işitmiyor.
Dün Srebrenitsa'nın yani Srebrenitsa katliamının 28. Yıl dönümüydü.
BM adına şehri korumakla görevli Hollandalı subay, şehirdeki boşnakların silahlarını toplamış ve şehirden ayrılmış, ardından Sırp Komutan Ratko Mladiç, emrindeki birliklerle şehre girip yaklaşık on bin boşnağı katletmişti.
Şehrin eli silah tutanları, gençleri ve erkekleri savaştığı için şehirdeki nüfusun hemen hemen hepsi kadın ve çocuklardan oluşuyordu.
11 Temmuz 1995 günü yapılan bu vahşet, 2. Dünya savaşından sonra Avrupa'da işlenen en büyük toplu katliam olarak belgelendi ve tarihe geçti.
Ashab-ı Uhdud'u yeniden hatırlatan bu insanlık dışı katliam, öylesine planlı yapıldı ki, toplu mezarlara konulan cesetlerin bazıları birkaç parçaya ayrılıp ayrı ayrı toplu mezarlara gömüldü.
Neden mi?
Daha sonra ortaya çıkacak toplu mezarların içindeki cesetlerin gerçek kimliklerine ulaşılamasın diye.
Planlı ve acımasız.
Hunharca yani Batı'ya, Batılılara özgü.
Bu katliamın birinci derecede sorumlusu; Birleşmiş Milletlerdir.
Biliyoruz; insan bedenindeki azalar nasıl insanın kendi aleyhinde şahitlik edecekse, arzın bedenindeki şehirler de günü gelince konuşacaklar. Bir gün Srebrenitsa da konuşacak, bunu biliyor ve asla unutmuyoruz.
Unutmayacağız.
Aslında Srebrenitsa'dan önce de unutamadığımız ama unuttuğumuz sanılan öyle çok şehrimiz var ki, bunların her biri hafızalarımızda belli belirsiz izler bırakmış olarak yaşıyorlar.
Kimi Ortadoğu'dan, kimi Asya'dan, kimi Afrika'dan, kimi İspanya'dan ...yüz yıllardır şehirlerimiz kan ağlıyor.
Sebep mi sordunuz?
Sebep de çok; hırsımız, nefsimiz, cehaletimiz, çekememezliğimiz ama en çok da ihanetimiz yaraladı şehirlerimizi.
İsterseniz Mekke'den yola çıkın, kara bir cehaletin sebep olduğu tarihin en acımasız sürgününe tanık oldu o kutlu belde.
Sonra Medine, Kûfe, Bağdat, Şam, Kudüs, Endülüs, Buhara, Semerkand, San'a, Gazze, Bosna, Çanakkale, Trablus, Basra, Halep, Kahire, Çeçenya, Kabil, Cezayir, Üsküp, Kırım, Hama...ve daha yüzlercesi.
Ve yüzlerce şair bu şehirlerimizden birçoğunun acılarını paylaşmıştır.
Srebrenitsa Batı'nın, çağdaş dünyanın, Avrupa'nın ve Hristiyan aleminin en büyük utançlarından ve yüz karasından biridir.
Bu leke Avrupa'nın ve Hristiyan dünyanın siciline öylesine derin ve kapkara bir şekilde işlenmiştir ki, dünya durdukça bu kahpeliğin lekesini asla kazıyamazlar.
11 Temmuz 1995 Yılında Yugoslavya iç savaşı sırasında Sırp katiller Müslüman Boşnakları Srebrenitsa'da kuşattılar.
Şehri Birleşmiş Milletler adına koruyan Hollandalı askerlerin komutanı Boşnaklara teslim olmalarını, kendilerinin güvencesi altında olduklarını söyleyerek Boşnakları silahsızlandırdıktan sonra gözü dönmüş Sırp katillerin eline teslim etti.
Ve Hollandalı komutan, askerleriyle birlikte, Srebrenitsada on bin dolayında Müslümanın hunharca katledilişini BM adına izledi.
O gün bugündür Boşnaklar adalet (!) arıyorlar ve bir süre önce Hollanda Yüksek Mahkemesi Hollanda'yı bu katliamdan " kısmen sorumlu " tuttu.
Güya vicdanlarını rahatlatacaklar!
Hangi vicdan?
Olmayan şeyin rahatlatılması söz konusu olabilir mi?
Bir de unutulmaması gereken, her zaman olduğu gibi şu var tabi: parola: nerede ve ne zaman olursa olsun, Müslümanlara karşı "kutsal " savaşı yürütmek, (oro, honor, evangelio). "Hristiyan olmayan düşmanı yok etmek ve elindekine sahip olmak”.
ve ahh srebrenitsa..!
dokununca yanıyor şafaklar
kıpkızıl bir akşam kuşatıyor gökleri
toprağı çatlatıyor on binlerin sessiz çığlığı..
Aydın ve Aktivistler'den Barış Çağrısı..
08.02.2025
BARIŞ UMUDU / Ümit AKTAŞ
09.02.2025
BARIŞ UMUDU|ÜMİT AKTAŞ
08.02.2025
Aydın ve Aktivistler'den Barış Çağrısı..
08.02.2025
Yıldız Ramazanoğlu ile Derkenar..
24.01.2025
Nail Bey'in Aklı İsraille Ticarette Kaldı!
25.01.2025
Instagram Annesi Hülya FEYZULLAH AKDAĞ 09.02.2025
Netanyahu Trump’ın Mayın Eşşeği mi? AHMET GÜRBÜZ 08.02.2025
ATEŞKESİN ATEŞİ DERVİŞ ARGUN 15.01.2025