metrika yandex
  • $32.45
  • 34.68
  • GA18240

Çocuk ve Oruç..

ALİ KADERCAN
14.06.2017

Çocuklarımızın orucu nasıl anlamlandırdıklarını hiç merak ettik mi ya da onların orucu anlamalarına yardımcı olabilmek için kendi yaptıklarımıza dikkat ettik mi?

Çocukluğumuzda büyüklerimizin arife günü ağladığına şahit olurduk. Neden ağladıklarını sorduğumuzda oruç bizi terk ediyor derlerdi. Bir anlam veremezdik o zamanlar. Sevinç duyulması gerekirken hüzün içinde olmak şaşkınlık verirdi.

Her sene aynı durum yaşanırdı. Sonra orucu uğurlamak için acele edilirdi. Hatta ilk uğurlayan olmak için de kulaklar ezan sesinde olurdu. Neden böyle davrandıklarını sorduğumuzda çabuk gelsin diye öyle yaptıklarını söylerlerdi.

Yaş ilerledikçe uğurlama zorluğuna bir de bir daha görebilecek miyiz endişesi eklenirdi. Her sene düzenli olarak gelen bir arkadaşla buluşamama endişesinden kaynaklanan bir hayıflanmaydı bu. Oruç hep gençti, dinamikti, hızlıydı ama onu tutmaya çalışanlar zamanla yavaşlıyordu. Canlılığını kaybediyordu. Bu nedenle oruçla karşılaşmak insanın kendisiyle ilgili fikir veriyordu. Hayatın neresinde durduğuna dair bir fikirdi bu. Orucun diriliğinde bir değişim olmuyordu. Çünkü oruç hep diriydi ama insan kendi diriliğini koruyamıyordu. Fiziksel ve manevi zayıflığının karşısına oruçtan aldığı destekle ruhsal gücünü koyarak kendini yenileyebildiğini görüyordu. Fakat oruçtan ayrılma vakti geldi mi bir sancı süreci başlıyordu.

Bu sancı sürecinin asıl nedeni ise daha çok Ramazan’dan kaynaklanan zuhurun nihayetlenecek olmasıdır. Ramazan’ın zuhuru “bereket” tir. Bereketin karşılığını Batı dillerinde bulamayız. Bu bereketi ortaya çıkaran insan iradesi değildir. Ramazan’a özel ilahi bağıştır o.

Bu ayda o kadar çok etkileşim olmaktadır ki, sonrasında içselleştirilip davranışa dönüşemediği için kaybolup giden… Tıpkı çocukluğumdaki büyüklerin aktarmaya çalıştığım duyarlılıkları gibi. Onlar orucu tanımlayarak anlaşılır kılmaya çalışmamışlardı. Fakat anlamaya çalışanlar için oruçla aralarındaki hissiyatı saklamamışlardı.

Oruç ve çocuk ilişkisi de hissedilenler açısından sönmeyen bir ateş gibi ruh da yanıp duracaktır fakat bu ilişkiyi bereket nimetinin bakış açısıyla daha da güçlendirmenin yolu; başta sorulan soruya cevap verecek hassasiyetlerin eti kemiğe bürünmüş olmasıyla olacaktır. Ümmetin fertlerinin bu konuda göstereceği ufak hareketlenmeler, zulmün ateşini söndürecek bir rahmete, bilinci uyandıracak okumalara, “kelebek etkisi” ile dönüşecek berekete sahiptir.

Her sene tutulan oruç, bir yıllık deneyimle tekrar yaşanırken hisler hislere dokunarak yeni duygulanmalar meydana gelir. Çocukluklarında Ramazan Ayı’nın atmosferini doya doya yaşayanlar, büyüdüklerinde bu atmosfere ait bir ibadete dokunduklarında çocukluklarıyla ilgili sahifeler okunmak için önlerinde açılıverir. Her Ramazan, birbirinden farklı duygu yoğunluklarının yaşanmasına neden olurken her ibadetin kendine özgü hisleri sizi yakalayarak bulunduğunuz yaştan geriye doğru hissiyat yüklü yolculuklar yapmanıza neden olur.

Nasıl arınılır, yıllık birikmiş kirlerden nasıl temizlenilir ile ilgili başlıkların içerikleri oluşmaya başlar. Ramazanın hakkını vererek değerlendirmek, günahlardan sevaplara geçiş için “Nasuh Tevbe” yönelimi olarak kendini gösterir...

Orucun bir büyüğün hayatında neler meydana getirdiğini gözlemlemek aynı zamanda örneklemektir. Büyükler orucu nasıl hissederlerse öyle de hissettirirler. Bir büyük küsken barışıyorsa, kardeşlerine kalp mesafesi varken yakınlaşıyorsa, anlayışında sertlikten yumuşaklığa bir dönüş oluyorsa, surat asıklığı tebessüme dönüşüyorsa, kibre konu olan kabulleri acizliğinin konusuna indirgeniyorsa, sözünün kırıcı olan sınırsızlığı sınırlanmaya eviriliyorsa, yersiz güç vehimleri şıpır şıpır terleyerek sıradanlığı öne çıkarıyorsa, istediğimi yaparım savurganlığı muhasebeye tabi tutuluyorsa, oku emrine karşı gösterilen ilgide de canlanma oluyorsa, ümmet üzerine endişelenmelerde kaygı tonu artıyorsa, çocuklarla oynamazken eğlenceli oyunlar oynamaya başlıyorsa, endişe yerine güven kalbinde yayılmaya başlamışsa…. Kalp bereketlenmiş demektir. 

Kalbinin bereketlenmesi için bunca değişimi yakalayabilen bu büyüğümüz, Orucu uğurlamak için ayağa kalktığında rahatlıkla yerine oturabilecektir. Çünkü oruçla Rabbe bağlanmanın hayal değil gerçek olduğunu yaşamıyla göstermiştir. O’nun bu yardımını çocukları asla unutmayacak, her ramazanda bu gerçekliğe dokunarak kendi gerçekliklerini tecrübe edebileceklerdir.

Yorum Ekle
Yorumlar (1)
H.ibrahim ÖZCAN | 20.04.2021 11:49
Eyvallah ali abi Allah razı olsun eski günleri hatırlattığın için.biz o günleri yaşadık gelecek kuşağın da yaşaması dileğiyle.