metrika yandex
  • $41.69
  • 48.9
  • GA36680

Haberler / Yorum - Analiz

Lokal Savaş Küresel Bunalım|Harun Özkarakaş

30.12.2023

Lokal Savaş Küresel Bunalım

Kritik anlar insanı tanımada temel bir öneme sahiptir. Ticaret, seyahat, anlaşmazlıklar bu kritik anlardan bazılarıdır. Aynı şekilde medeniyetleri tanımada da kritik olarak tanımlayacağımız anlar bir medeniyetin temel yapısını incelemede yol gösterici olacaktır. Savaş bu kritik anların başında gelir. Savaş anı bir medeniyetin insan modelini, motivasyon kaynağını, erdemlerini(varsa), ötekiyle kurduğu ilişkiyi tanımlamada temel öneme sahiptir. Konunun bu boyutunu "kaza şeylerin özünü ortaya çıkartır" tespitiyle özetleyebiliriz.

Bugün küreselleşen dünyada Gazze de yaşanan savaşın lokal şahitlikleri olduğu gibi küresel şahitlikleri de olacaktır. Bilginin küreselleşmesi, ulaşılabilirliği siyasi, ekonomik, epistemolojik iktidarları elinde tutanların ve buna bağlı kendisini inşa eden toplumların reflekslerini okuyacak bir imkan sunmaktadır.

Bu okumada iktidar sahipleri ve etki ettikleri insan topluluklarının insanlık dramı karşısında durduğu yer bizlere dünyanın nasıl bir yerde olduğunu ve nereye doğru gittiğini anlatacaktır. Yaşanan dramların tekrarını engellemek adına verilen duygusal tepkiler kadar yapısal sorunları tartışmakta yerinde olacaktır.

Mazlumun maruz kaldığı zulüm, güncel tartışmalar kadar bu günceli inşa eden bilgi, insan ve siyaseti tartışmayı da gerekli kılmaktadır.

Bu tartışma aynı zamanda bulunduğumuz yeri görmemize ve gideceğimiz yeri de tanımlamamıza yardımcı olacaktır.

Alexis Carrol'un, medeniyetinin ürettiği bilgi ve insan modelini tartıştığı "İnsan Denen Meçhul" isimli eseri günümüze ışık tutacak önemli tespitler barındırmaktadır. Carrel varoluşçu teoriyle insanlık tarihini açıklarken, ilkel dönemde üretilen bilgi ve araçların tabi olarak doğa karşısında insanın elini kuvvetlendirmek, güvenliğini sağlamak için afaki(dışsal) alana yönelik olduğunu dile getirir.

Ancak modern dönemle beraber doğaya hakimiyetini büyük oranda kuran medeniyetinin hala afaki alana yönelik bilgi ve araçlara yönelip, insanın kendisine yönelik enfüsî(içsel) alandaki çalışmaların zayıf kalmasını medeniyeti için bir tehdit olarak tanımlar.

Çünkü medeniyeti için insan meçhul kalmıştır. Ve aynı zamanda tüm bakışını dışsal alana yöneltip olgular üzerine yoğunlaşan bilimsel faaliyet, insanın varoluşunu anlamlandıran ve toplumu organik bağlara sahip yapı haline getiren erdemleri de kaybettirecektir.

Carrel tespitini örneklendirirken ABD’deki ruhsal hastalıklardan tedavi gören insanların sayısının, diğer birçok alanda tedavi gören insan sayısının toplamından fazla olduğunu dile getirir. Kutsanmış şekilde eleştirilmez hale gelen "Bilimsel ilerleme" kavramı, teknik anlamda insanı konfora sahip kılarken, bizzat insanın kendisini/varoluşunu yok saymıştır.

Sağlam yapılar içersinde ruhu çürümüş insan profili artık yalnızca kendisi için değil tüm insanlık için tehdit haline gelmiştir. Gazze'de yaşanan dramın sürekliliğini erdemini kaybetmiş, ruhu çürümüş bu insan profili mümkün kılmaktadır. Bugün insanlığın öncelik vereceği temel faaliyetin yönü hem bizzat kendi geleceği hemde tüm ötekilerin varlığı için enfüsi(içsel) alana yönelmelidir.

Soğuk savaş dönemi ve sonrasında siyasi projeksiyonlar artık ideolojik değil, medeniyet temelli çatışmaların olacağı şeklindeydi. Kimi düşünürler için Gazze meselesi bu iddiayı kuvvetlendirecek niteliğe sahiptir. Ancak eleştirisini yaptığımız batı medeniyetinin göbeğinde dahi Gazze için sokaklara çıkan yüzbinlerce insan görmekteyiz. Bu insanlar eleştirisini yaptığımız batı medeniyetinin asli değil arızi profilleridir.

Çünkü bahsi geçen medeniyetin asli insan profili nihayetinde olgular arasında, ilke ve ideallerini kaybetmiş, haz ve tüketim çılgınlığı içersinde kendi insanlığını tüketmiştir. Aynı medeniyetin havzasında, o havza için arızi olarak tanımladığımız, fıtratının sesini duyup, hala canlı ruha sahip, verili olan ölçütler dışında varoluşunu ortaya koyan insanlar mevcut.

Çatışmanın nihai olarak tanımlanması gereken yer medeniyetlerden evvel bu insan profilleri üzerinden olmalıdır. Nitekim bugün Gazze de soykırım suçu işleyen zihniyet başka coğrafyalarda bizzat insan olmanın kendisine savaş açmış bulunmakta. Bu durumda küresel hale gelen bu zülüm düzeninde ittifaklar insan olma erdemini barındıran her topluluk arasında olmalıdır.

Üstad Aliya'nın şu cümleleri konuyu daha iyi açıklayacaktır: "Bazı insanlar sadece biyolojik olarak canlıdırlar. Hissi(emotional) ve psikolojik olarak ise ölüdürler. Canlı olmak her şeyden önce ruhça canlı olmak demektir." ¹ Gazze deki dramın taraflarını bu tespit üzerinden ele almak daha sağlıklı olacaktır. Bir tarafta yalnızca biyolojik olarak canlı olan, konforunu devam ettirmek veya konfor içerisinde yaşamak uğruna ömrünü heba eden, heba ettiği ömrüyle sömürü düzeninin devamlılığını sağlayanlar, bir tarafta da ruhça canlı olan ve her ne pahasına olursa olsun insan olma sorumluluğunu yerine getirenler var. 

Bir taraf yalnızca biyolojik olarak canlı, bir taraf ruhça canlıdır. Savaş medeniyetlerden evvel, insan olmanın mahiyetiyle ilgili alanda cereyan etmektedir.

 

Kaynakça:

¹ klasik yayınevi, özgürlüğe kaçışım, Aliya İzzetbegoviç sh 11

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş