metrika yandex
  • $41.69
  • 48.9
  • GA36680

Haberler / Ankara Analiz

Eylemsel Teoriye Dönüş-Harun Özkarakaş

04.08.2023

Eylemsel Teoriye Dönüş

Geleceğe dair iddiası olan her grubun teorik tartışmalar yürütmesi kaçınılmazdır. Bu tartışmaların neticesi tartışmayı yürüten kişilerin niteliğine göre dinamizm ve/veya kutuplaşma üretebilir. Ancak dinamizmi üretmede önemli etkenlerden bir diğeri de teorinin eylemsellik barındırmasıyla da ilgilidir. Çünkü salt teoride kalan tartışma zamanla teoride kutuplaşan grupları dahi topluma yabancılaşmada ortak bir noktaya getirir.

Topluma yabancılaşan teorik tartışmayı yürütenler, geliştirdiği kendine ait kalıpsal çerçeveyle dinamizmi elde etmekten çok şairin deyimiyle "kendine akarak boğulan" bir hale bürünürler.

Bundan dolayı teorinin eylemsel olması, teorinin güncel durumu takip edebilmesi, ayaklarının yere basması için yüksek öneme sahiptir. Eylemsellik, teoriyi yürütenlerin toplumla aynı dili konuşabilmesinin ve teorinin bizzat topluma mal olmasının tek anahtarıdır.

Teorik çalışmaların handikapları olduğu gibi eylemselliğinde kendine has handikapları bulunmaktadır.

Eyleme dökülmemiş bir teoriden bahsetmek mümkünken teorisi olmayan bir eylemden bahsetmek mümkün değildir.

Çünkü her eylem basit ve bireysel mana da dahi, en azından arzu ve istekler konumunda kendisini bulduğu bir teoriye sahiptir.

Eylemselliğin handikapları teorinin olmamasıyla ilgili olmaktan çok dayandığı teorinin yetersiz, donuk, tutarsız, eklektik olması gibi problemlerle ilgilidir.  

Bundan dolayı eylem halindeyken dayanılan teori eleştirel bir dikkatle yeterlilik, anlamlandırma, devamlılığını sağlama vb. konularında ele alınmalıdır.

İslamcılığın erken ve klasik dönemini eylem ve teori açısından ele aldığımızda farklı alt başlıklara ihtiyaç duymayacak şekilde, eylem ve teorinin cem olmuş halde bulunduğu görülmektedir. Günümüzde hala eserleri ve çalışmaları önemini koruyan Afgani, Seyyid Kutup, Mevdudi, Ali Şeriati, Humeyni, Aliya vb. birçok isim küresel gündemi, ideolojik akımları ve toplumsal gelişmeleri takip edecek niteliğe sahipken aynı zamanda bir eylemsellik içersinde kurucu rol oynamaktaydı.

Günümüz için benzeri bir manzara bulunmamakta ve/veya zayıf bir damar haline gelmiş bulunmakta.

Modern dönem İslamcılık için bu konuda Abdülhakim Murat'ın yaptığı  tespiti paylaşmak yerinde olacaktır; şunu sormalıyız:

İslam dünyasının çekirdek bölgesindeki dini uyanış hareketlerine liderlik yapanların kaçı, moderniteyi temellendiren fikirleri gerçekten doğru bilmektedir? Hatta kaçı zamanımızın temel entelektüel sistemlerinin ismini bilmektedir?

Yapısalcılık, postmodernizm, analitik felsefe, eleştirel teori ve diğerleri onlar için kapalı kitaplardır. Onlar bunun yerine, 'Uluslararası Siyonist Mason Entrikası' veya 'Yeni Haçlı İstilası' ya da buna benzer kuruntuları mırıldanıyorlar.

Eğer birçok İslami hareketin niçin başarısız olduğunu anlamak istiyorsak, belki de modern dünyayı entelektüel olarak kavrayamayan bu liderler hakkında bilgilenmekle işe başlamalıyız.(Abdülhakim Murad-Postmodern Dünyada Kıbleyi Bulmak,Timaş)

İslamcılık güncel anlamda teorik ve eylemsel kutuplara sahipken yapılması gerekeni konuşmak, durum tespitinden daha büyük bir öneme sahiptir. Siyasette somut veriler nasıl siyasetin imkanlarını belirliyorsa sosyoloji içinde aynı durum geçerlidir.

Bugünkü sosyolojimizde bilge imam, bilge kral denebilecek profiller görünür halde değildir. O zaman bu nakıs durumu gidermek için bilge ile imamı bir araya getirecek çalışmalar içersinde olmak gerekiyor. Çünkü nesil, zaman, imkanlar nakıs bir çabada heba olup gidecektir. Şikâyet edilen verili dünya bu nakıs yapıların kiminde teorik kiminde eylemsel olarak kendisini yeniden üretecektir.

Zayıf kalınan zemin aynı zamanda dönüşümün gerçekleşeceği zemine tekabül etmektedir. Nihai olarak söylenebilecek söz, eylemselliğiyle kitleselleşen kişi ve kadrolar karizmatik liderlik konumundan ödün verme kaygısıyla çalışmalarında teorik yeterliliğe sahip kişilere alan açmaktan çekinmemeli.

Teorik yeterliliğe sahip kişi ve kadrolar uzaklaştığı halka yönelik çaba sarf edip, alıştığı konfor alanından uzaklaşmaktan yüksünmemeli.

Tüm insanlığa rahmet olarak gelen dinin mesajını teorik ve eylemsel bir tutarlılıkla görünür hale getirmeye kişisel hesaplar, partizanlıklar, güncel ihtilaflar engel olmamalı.

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş