metrika yandex
  • $41.91
  • 48.64
  • GA40260

SUMUD: DÜNYANIN VİCDANI

YUSUF YAVUZYILMAZ
06.10.2025

"Bir insanın bir insana kulluğu nasıl fıtrata aykırıysa, bir toplumun diğer topluma kulluğu, bir ülkenin diğer ülkeye kulluğu da o ölçüde fıtrata aykırıdır."

(Atasoy Müftüoğlu, Bunca Tuğyan Bunca Issızlık)

1-İsrail’in Gazze üzerine yürüttüğü imha ve soykırım politikası ve bunun sonucu ortaya çıkan insani kriz; İsrail vandalizmi ve yürüttüğü soykırım, İslam ülkelerinin suskunluğu, dünyanın çok az politik merkezleri hariç suskun ve onaylayıcı tavrı, dünya sivil vicdanını harekete geçirmesi anlamında öğretici bir süreç oluşturdu.

2-İyilik kötülük mücadelesi kıyamete kadar sürecek bir karşıtlıktır. Biz kötülüğü tümden yok edemeyeceğiz belki, ancak iyilik tarafında durarak kendimizi ve onurumuzu kurtaracağız. Bu yüzden İsrail karşıtı ve Gazze halkını destekleyen her hareket ve eylem desteklenmelidir. Gazze'de olanlar, tarihsel süreçte tanık olduğumuz,  insanın insana karşı mücadelesinin bir görünüşüdür. İnsanın iyilik yönüyle kan dökücü zalim yönünün mücadelesidir. Bu anlamda kadim bir mücadelenin aktüel versiyonudur.

3-İsrail, hem yürüttüğü siyaset hem de bu siyasetin alt yapısını oluşturan Siyonist felsefe dolayısıyla, yeryüzündeki tüm kötülüklerin birleşerek cisimleştiği bir kötülük odağı olarak tanımlanmalıdır. Siyonizm, özünde ırkçı, ayırımcı ve ötekileştirici bir katliam ideolojisidir. Bu sistem ilahi değerlere ve insanlığın birikimine ait her tür evrensel ahlaki birikime aykırıdır.

4-Çeşitli ülkelerden amaçları zulme karşı mazlumun yanında durmak, İsrail vandalizmini duyurmak, Gazze’de olanlar konusunda bir farkındalık yaratmak olan SUMUD eylemi İnsanlığın ortak vicdanıdır. Bu eylem, Hz. Peygamberin gençlik dönemlerinde katıldığı Hılfu’l Fudul ( Erdemliler İttifakı) hareketinin çağdaş uzantısı olarak görülmelidir. İslamiyet’ten önce zulmü önlemek için, çeşitli grupların bir araya gelerek,  anlaşmalar yapıldığı biliniyor. Hılfu’l Fudul bunlar arasında en ünlü olanıdır.

5- Bütün kaynaklarda Hz. Peygamber’in bi‘setten sonra da bu ittifaktan övgüyle bahsettiği, İslâmiyet’in onu daha da pekiştirdiğine inandığı ve bu yemini kızıl tüylü bir deve sürüsüyle de olsa asla değişmeyeceğini, tekrar çağrıldığı takdirde de tereddüt göstermeden derhal icabet edeceğini söylediği (Müsned, I, 190, 317) kaydedilmektedir. (TDV İslam Ansiklopedisi, 18.cilt,s:31-32, Muhammed Hamidullah)

6- “Teşkilata baktığımızda, teşkilatın kuruluş amacının ilk önce ekonomik sebeplere dayandığını görmekteyiz. Çünkü Mekke’de haksızlık, zulüm başını almış gidiyordu. Mekke’ye hac yapmak ya da ticaret yapmak amacıyla gelenlerin can ve mal güvenlikleri tehlikedeydi, mallarına zorla el konuluyordu. Bu da, Mekke’ye hac yapmak ya da ticaret için gelen tüccarları korkutuyor ve tüccarların başka şehirlere yönelmelerine sebep teşkil ediyordu. Dolayısıyla Mekkeliler zarara uğruyordu. Mekke’nin ileri gelenleri bu olumsuz duruma el koymak ve zararlarını telafi etmek istiyor ve bu nedenle de yabancı tüccarları tekrar Mekke’ye çekmeye çalışıyorlardı. Bunu sağlamak için de her şeyden önce tüccarlara, canlarına ve mallarına herhangi bir zararın gelmeyeceğine dair güvence vermeleri gerekiyordu. İşte bundan dolayı Kureyşliler kendi aralarında toplanıp Mekke’ye gelenlerin canlarına ve mallarına herhangi bir zararın gelmeyeceğine dair adı geçen antlaşmayı ilan ettiler. Teşkilatın kuruluşunun ikinci amacı da gerçekten mazlumların hakkını korumaktır. Mekke’de gerek Mekke ahalisinden gerekse dışarıdan gelenlerden zayıf olanlara haksızlık yapılıyordu. Bu teşkilatın kurulması sonucu mazlumların hakkı az da olsa korunmuştur. İşte bu teşkilat, böyle olumsuz bir davranışı önlemeye çalışmış olmasıyla etkili olmuştur.” (  Nesim Sönmez, Hılfu’l Fudul Teşkilatı, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Erzurum 2014, s: 416)

7- Hılfu’l Fudul (Erdemliler İttifakı) tarihin her döneminde Müslümanların müslüman olmayanlarla zulme karşı ahlak temelinde ortak girişimler yapabileceğini gösteriyor. Çünkü Hılfu’l Fudul’un temel amacı, farklı ideolojik aidiyetleri ve dünya görüşü olsa da insanların bir araya gelerek zulme karşı mücadele etmeleridir. Hılfu’l Fudul’un temel amaçları olan zulme karşı haksızlığa uğrayanın yanında olmak ve zalime karşı mazlumu savunmak ilkeleri tüm zamanlar için geçerli olan ahlaki ilkelerdir. İsrail ile Gazze arasında zalim İsrail mazlum olanda Gazze halkıdır.

8- Müslümanların mücadele etmekle yükümlü oldukları kafirler değil, zalimlerdir. Çünkü Hz. Peygamber müslüman olmayan Necaşi'yi, " Adil bir kral " olarak tanımlamıştır. Bu yüzden Müslümanlar, müslüman olmayanlarla adalet temelinde ortak girişimler yapabilirler. Gazze örneği ve Sumud pratiği bu anlamda en iyi örnektir. Müslümanlar zalim olmayan diğer insanlarla erdem temelinde antlaşmalar yapmaktan uzak durmamalıdır.

 

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş