İspanya’dan Gazze’ye doğru yola çıkan Küresel Sumud Filosu, artık yalnızca bir yardım girişimi değil, insanlığın onur mücadelesinin en somut sembolüne dönüştü. Ablukayı kırmak amacıyla Akdeniz’e açılan aktivistler, İsrail donanmasının saldırısına maruz kaldı. 37’si Türk olmak üzere 222 gönüllü alıkonuldu. Ancak baskınlara rağmen Mikeno gemisinin Gazze karasularına girerek ablukayı delmesi, bu hareketin yalnızca bir yardım operasyonu değil, tarihe geçecek bir “vicdan zaferi” olduğunu gösterdi.
Aktivizmin Çağın Savaşı Oluşu
Bugün devletlerin ve orduların gölgesinde “küçük” görünen bu aktivist hareketler, aslında çağın savaşlarını belirleyen aktörlere dönüşmüş durumda. Rachel Corrie’nin Gazze’de buldozerin önünde hayatını feda etmesi, Ayşegül Ezgi’nin Türkiye’de yürüttüğü hak mücadelesi ya da Miko Peled’in kendi ülkesini ifşa eden cesur çıkışları; hepsi aynı zincirin halkaları.
Sumud Filosu da bu zincire eklenen en güçlü halkalardan biri oldu. Çünkü İsrail artık sadece Gazze’deki insanlara değil, dünyanın vicdanına saldırıyor. Bu yüzden İsrail en çok bu aktivistlerden korkuyor; onları susturamadığında dünya kamuoyu gerçeği çıplak gözle görüyor.
Mikeno’nun Mesajı: “Abluka Yıkılabilir”
Mikeno gemisinin Gazze kıyılarına ulaşması, yalnızca sembolik bir başarı değil; aynı zamanda psikolojik ve politik bir kırılma noktası. 2010’daki Mavi Marmara Baskını’ndan sonra ilk kez bir uluslararası filo, İsrail ablukasını fiilen delmiş oldu. Bu, Gazze halkına moral, İsrail’e ise diplomatik yalnızlık getirdi.
İngiltere’nin müdahaleyi kınaması, Avrupa’da Filistin’i tanıma sürecini hızlandıran baskıların tam merkezinde bu aktivistlerin yer aldığını kanıtlıyor. Aktivistler sayesinde hükümetler geri adım atıyor, dünya kamuoyunun dili değişiyor.
Aktivistlerin Gücü: Sessizliği Bozmak
Sumud Filosu’nun en büyük başarısı, insanlara şu soruyu hatırlatmak oldu:
“Gazze’de insanlar katledilirken sen ne yaptın?”
Bu soruya sessiz kalan devletler tarih önünde mahkûm olurken, aktivistler kendi hayatlarını riske atarak onurlu bir cevap verdiler: “Biz yola çıktık, susturulamayacağımızı gösterdik.”
Geleceğe Kalacak Miras
Bugün 222 aktivistin alıkonulması, onları susturmak yerine daha da görünür hale getirdi. Bu olay, Filistin davasının yalnızca bölgesel değil küresel bir vicdan hareketi olduğunu perçinledi. Gelecek nesiller, 2025 Sumud Filosu’nu yalnızca bir gemi yolculuğu olarak değil, insanlığın onur sınavı olarak hatırlayacak.
Küresel Sumud Filosu, 2025’in en kritik anlarından birine imza attı. Abluka delindi, dünya İsrail’in hukuksuzluğunu bir kez daha gördü. Filo aktivistleri, tarihe sadece yardım taşıyan insanlar olarak değil; insanlığın vicdanını temsil eden öncüler olarak geçti. Sumud filosu hedefine ulaştı. İnşallah kardeşlerimiz de sağ selamet evlerine döneceklerdir.
Bize düşen ise elimizden geldiğince maddi manevi Gazze halkına yardım etmek, Filistin konusunu ve küresel soykırım suçunu işleyen işgalci çeteleri ile onlara destek veren ve sessiz kalanları sürekli gündemde tutmak.
Bu çerçevede Ankara'da ANFİDAP tarafından 5 ekim pazar günü Melike Hatun Camisi'nde başlayıp Kızılay Meydanı’na kadar düzenlenecek olan yürüyüşe tüm okuyucularımızı davet ediyorum.
Mehmet Altuntaş
Sessizlik Öldürür DERVİŞ ARGUN 30.09.2025
Siyaset Kader ve Sorumluluk YUSUF YAVUZYILMAZ 27.09.2025
Dil, Kabalık, Kavga ve Cinayet OSMAN KAYAER 21.09.2025
Aile Huzuru FEYZULLAH AKDAĞ 14.09.2025