metrika yandex
  • $34.85
  • 36.67
  • GA21150

Haberler / Yazı Dizisi

İSLAMCILIK ve İSLAMCILAR -1- / Cavit OKUR

25.07.2020

‘’Biz canımızı bıraktık, açtığımız acılarda’’

Ali Günvar-Şair   

Bugün kendi dilini hemen hemen hiç kullanmayan İslamcılık veya İslamcıların, bu dini anlayışla Batının veya modernizmin acımasız saldırılarına karşı koyması mümkün değildir.Geçmişte İslam’dan başkasına karşı çıkmayı temel ilke edinilen ve tek kurtuluş yolunun İslam şeriatı olduğunu  gazete ve dergilerinde her an gündemde tutulan bir ortamdan  bu gün nerde ise İslam’ın hiç söz edilmediği günlere geldik.Geçmişte İslamcıların çıkardığı bütün dergiler ve yayınlar İslam’ı öncelikleyen yazılarla donatılmıştır. Bir kısmı ahirete göç etmiş bütün İslamcı yazarların da gündeminde hep İslam olmuştur.

Şimdi bazı dergilerin kapak yazılarından ve sloganlarından alıntılarlarla bunları görelim.

O zaman için başta MTTB’nin çıkardığı iki dergiden başlayalım. Çatı ve Milli Gençlik.

Çatı, genellikle orta öğretim gençliğine hitabeden bir dergi. Kendisini şöyle tanıtır: ‘Ne Zemin Ne de Bir Teras Katıyız. Biz Vatan Köşkünde Çökmez Çatıyız !"

Milli Gençlik, hitap ettiği kesim öncelikle İslami hassasiyetlere sahip üniversite gençliği olmuştur. Bu değişimle birlikte gelen “Kaynağımız Kur’an’dır” sloganı suretiyle dergi, İslamcı ve Ümmetçi tutumunu deklare etmiştir. Demokrasi, Laiklik, Kapitalizm ve Emperyalizme karşı net tutum gösterilmiştir. Türkiye’de devletin İslamiliği dergi nazarında bir tartışma konusu olmuştur. Ayasofya müzesi’nin tekrar Camiye çevrilmesi konusu dergide sıkça yer almıştır.

Müslüman Genç, basımı İstanbul’da gerçekleştirilen dergide her ay üniversitelerde gerçekleştirilen eylem ve faaliyetler konu edinilmiştir. Bu konuyu da İslami mücadeleyi ele alarak genç kitleyi cihad, tevhid, şuur kavramlarına dair dinç tutmayı hedefleyen bir içerikle gerçekleştirmiştir. Müslüman coğrafyada –hemen hemen tüm Ortadoğu ülkeleri ve Afganistan- gerçekleştirilen yıkıcı olayları devrimci bir bakış açısıyla analiz etme gayretinde olmuştur.

Şura, Şeriat yolundan ayrılma. Siyonist katillerden hesap soracağız. Zincirler kırılacak,müşrik düzen yıkılacak.

Akıncılar, Hayat İman ve Cihattır

Beyan, tek hedef islam

Meydan, Halil kıyamı;halkın ve hakkın ortak sesi.

Değişim, Laiklik, Dinsizliğin çağdaş maskesi

Düşünce, İslamcılığın bir dönemini belirlemiş olan dergi olarak kabul edilir.

Edebiyat, Edebiyat'ta insanın bir medeniyetin ürünü olduğu fikrinden hareketle İslam medeniyetiyle şekillenmiş bir toplumda Batıcılığın ideal olarak sunulmasına karşı çıkılmıştır. Batıcılık bir yabancılaşma hareketidir.

Girişim, Dönemin şartları itibariyle İslam ülkelerinde yürütülen yıkıcı faaliyetleri  ve Türkiye’de laiklik kisvesi altında yürütülen İslam karşıtı faaliyetleri yazabilmiş olması dergiyi önemli bir bilgi ve haber kaynağı haline getirmiştir.

Gölge, İnsanımız ve inancımızın kavgası

İktibas, dergi uzun yıllar boyunca pek çok farklı süreçten geçen İslamî  entelektüel  tartışmaların gözlemlenebileceği zengin ve önemli bir kaynaktır. Medeniyet, adalet ve nizam kavramlarına dair önemli tartışmaların yapıldığı dergide, modern çağda aidiyet, kimlik, kadın ve dinî yaşam gibi konulara da sıklıkla değinilmiştir

Ribat, Bu kaçış nereye. Hepiniz Allah’a kaçın.

Yeryüzü, "Müslüman toplum, İslami yönetim. Müslüman basın susturulamaz. Ezilen halk, kurtuluş İslam’da", dedi.

Yörünge, İsrail kaşınıyor. Kur’an alfabesini istiyoruz

1970’lerden sonra çıkan birçok İslami dergiden birkaçının işlevini veya kendi kapaklarındaki kullandıkları sloganları yazdık. Bu dergilerde yazan yazarların çoğu hayatta.  Ancak bugün aynı içerikte yazılarına rastlamak hemen hemen mümkün değil.  Sezai  Karakoç’u istisna edersek bu dergilerde yazı yazanlar sanki islam devletini kurmuşlar gibi.

Tabiki bir çoğu da –Ali  Bulaç, Ali Ünal - gibi yanlış yerlere savruldular, paranın ve makamın iktidar gücü önünde eğildiler. Bakalım Allah’dan affı  ne zaman dilerler. Bir dönemin en önemli edebiyat dergisi  Mavera’yı da zikretmek istiyorum. Şimdiki deyimiyle bütün İslamcı şairler en militan şiirlerini, bizce en güzel davayı ifade eden şiirlerini orada yayınladılar. Gençliğe örnek ve İslami şuur kazanmalarında etken oldular.

O dergilerdeki bazı slogan ve başlıklardan birkaç örnek daha vereyim ki geçmiş ne diyorduk şimdi nerelere savrulduk hep beraber görelim.’’Cihad emrine bağlılığın lafla değil, fiilen ispatı gerek ve fesad çıkarmak değil el ele vermek gerek. Adımız insan. Nizam şeriat. Şiarımız Allah yolunda ölmektir. Allah yolunda ölümü ölümsüzlük kabul edenlere selam olsun.  Şeriatın terbiye ve edep vermediği kimseyi  Allah terbiye etmemiş ve  edep vermemiştir. Kurtuluş  Kur’an’da ve alemlerin serdarı Peygamberimizin izinde.Düzen uyumuyor sen de uyuma kardeşim. Bu düzende vahşet normaldir. Faiz,sömürü,karaborsa ,soygun,hırsızlık,rüşvet,iş takibi vb..:hakimiyet ulusundur. Her Firavun’a bir Musa, her Nemrud’a bir İbrahim ,her şaha bir Humeyni. Kafirlerle ittifaka hayır. Anayasamızın kaynağı Kur’an olacaktır. Huzur islam’da. Turist ahlak götürür..Lozan hezimettir…….

Eskiden İslamcıların çıkardığı hangi dergiyi alırsanız alın, edebi, siyasi, sanatsal vs hepsinin ana teması İslam’ın anlaşılması , anlatılması, yaşanması ve hâkimiyetidir.. Yeryüzü huzur bulmak istiyorsa İslam’a dönmek zorundadır. Yazılar da şiirler de hep bu yöndedir: Necip Fazıl Büyük Doğu’yla dünyaya yön verirken Sezai Karakoç maddi ve manevi dirilişi gerçekleştirme çabası için var gücü ile topluma nefes vermeye çalışmaktadır.

Erdem Bayazit: “Sabır savaş zafer,adım Müslüman.” diye feryad ederken, Osman Sarı: “ Kayalar değil ey ferhad kalplere vur kazmayı” derken, m.Akif İnan: “ Anamı sorarsan, Büyük Doğudur ,Batı ki sırtımda kanlı bıçaktır.” diye feryad ederken , “Bekle çocuğum yeni bir dünya için verdiğim savaş” diyen Salih Mirza Beyoğlu’nun hep feryatları aynı davaya su taşımak, İslam’ı hakim kılmak içindir.Sakarya Türküsü ,ile şahlanıp Zindandan Mehmed’e Mektup’la davası için her şeyi göze alan İslamcılar.

‘’Başımızı göğe,boynumuzu ipe,sakalımızı yele verdik.biz ölümlerden çok zulüm gördük.” diye şiirler yazan, “İslami olmayan düzenlerle uzlaşırsak onlardan bir cüz olmuş oluruz.asla caiz değildir.Aksine caiz olan onları yıkmaktır.” diyenler. “Kuran,bir millet yaratmak,bir devlet kurmak,akılları ve ahlakı terbiye etmek,kurduğu devletin bütün iç ve dış münasebetleri düzenlemek,hepsini tek bir sultaya yöneltmek üzere indirilmiştir.” anlayışı ile ilahlara ,tanrılara  ve tanrısallığa karşı çıkanlar…

Eğer şu an bizi kuşatan yaşam şartlarını kabul edecek olursak,kendimizi kafirlerden ayıracak özellikleri kaybederiz.Vahy dışında hiçbir bilgi aslımızı,neslimizi ve ne olmamız gerektiğini bize öğretemez. İslamı mevcut şartlara adapte etmek İslam’dan uzaklaşmaktır.Yürüyün !cennet  cihadda önde gidenlerindir.Ülke başkalarının değil benim inandığım ilkelere göre yönetilen yerdir.Müslüman Kur’an’la birlikte çağdaş ! Herhangi bir görüşe sisteme muhtaç değildir.İslam etiketi taşıyan ulusal devlet İslam ınkılabını ezmede islam dışı devletten daha zalim ve cesur davranır. Demokrasi güçlülerin ortaya koyduğu zulüm ve sömürü düzenidir.Her şeyi kitabına uydurmanın değil kitaba uyma mücadelesi….

Hak ve hakikat haykırışları..

Elhasıl geçmişte diyebiliriz ki İslamcıların İslam’dan başka derdi olmamıştır. Yazan da ayni idi okuyan da. Para yoktu, makam yoktu. Ama yüce bir dava ve onun uğrunda çalışmayı, savaşmayı ve ölmeyi ideal olarak seçmiş inanmışlar ve onların bir gayeleri, bir yolları vardı. Belki aç'tılar, açıkta idiler. Her türlü dünya nimetlerinden yoksun idiler. Ama hiçbir zaman makamın, iktidarını, paranın ve gücün önünde boyun eğmeyen imanları vardı. Kimisi kurşunlarla şehit edildi, kimisi Afganistan’da, Bosna’da şehadete koştu, kimisi hapislerde yattı, kimisi ilden ile sürüldü.

Hiçbirisi Kemalist diktatörlüğe teslim olmadı, boyun eğmedi.Onlar için en kıymetli şey inançları idi, davalarıydı. Belki hataları oldu ama hiç davalarına ihanetleri olmadı… İnşallah bir gün özellikle 1980 öncesi İslamcı gençliği de yazacağız…

Ya Şimdi:

Kadrin bilmeyenler almış eline

Onun için boynu büküktür menekşe…..

Devam Edecek..

Yorum Ekle
Yorumlar (3)
Ali Yıldırım | 27.07.2020 19:25
Elinize , gönlünüze sağlık. Ruh kirlenmesinden herkes az çok etkileniyor maalesef
Sebahattin ÇEVİKBAŞ | 26.07.2020 15:53
Bu gidiş nereye? Doğruya, iyiye, İslami olana değil; ... duyarsızlaşmaya, hissizleşmeye ve nihayet kimliksizleşmeye götürür bizi, kişiliksizleştirir ve şahsiyetsizleştirir; oysa kimliksiz, kişiliksiz ve şahsiyetsiz Müslüman yoktur.
NADİ AK | 25.07.2020 10:51
O zamanlarda Müslümanlarda duyarlılık vardı. Olaylar karşısında Tebki gösderirdik.Şimdi herşeyi NORMELLEŞTİRTİK...... BU GİDİŞ NERE ?

Her Taraf - Türkiyenin habercisi