metrika yandex
  • $32.74
  • 34.87
  • GA19020

Her Adem Bir Alem

EYÜP MEDET
15.06.2017

Dört kelimeden oluşan bu söz, içerisinde çok geniş bir anlam barındırmaktadır. Her insanın diğer tüm insanlardan ayrı olduğunu, duygularının, düşüncelerinin, tepkilerinin, şahsiyetinin farklılığını gayet güzel bir şekilde ifade etmektedir.

Her insanın diğer tüm insanlardan farklı olduğu, hayat kitabımız Kuran-ı Kerim'de de tespit edilmiştir. İnsanların duygu, düşünce farklılıklarının yanında fiziksel olarak da farklı farklı yaratıldığı çok güzel bir örnekle Kıyamet Suresinde “İnsan zanneder mi ki ölümünden sonra Biz kemiklerini toplayıp onu diriltmeyeceğiz? Evet, toplarız, hem de parmak uçlarına varıncaya kadar eski halinde düzenleriz!” ayeti ile bildirilmiştir.

Her insanın kendine has bir kimliği vardır. Bu kimliğin oluşması doğuştan başlar ve ölünceye kadar devam eder. Şu bir gerçektir ki bu kimliğin oluşmasındaki en önemli adımlar karakterin oluşma çağı olan çocuklukta ve şahsiyetin oluşma çağı olan gençlik yıllarında atılır. Burada geleceğin inşasında, çocuk yetiştirme konusunun ne kadar önemli olduğunun altını çizmekte büyük fayda var. Ama konumuz bu değil.

Ben daha çok kişinin kendi tercihleri ile ilgili bölüme değinmek istiyorum. Her insan kendi tercihleri ile kendine has bir alem kurar dünyada. Bu alemin temel kuralları tercihlerimiz ile oluşur. Yani kişisel anayasamızı biz kendimiz yazarız aslında. Kabullerimiz, retlerimiz, yargılarımız, zaaflarımız en önemlisi ahlakımız belirler kişisel anayasamızı. İşte burada çetin bir savaş yaşanır aslında. Şahsiyetinizi oluşturacak bu tercihlerin belirleyicisi kim olacak? Heva ve hevesimiz yani nefsimiz mi, yoksa Allah mı? Kurduğumuz alemin hükümranı kim olacak? Allah’ın hükümleri mi hakim olacak bu özel aleme, yoksa başkaları mı?

Bir sohbette duyduğum şu sözler bana çok anlamlı gelmişti. “Beden ülkenizin başkenti olan kalbinize İslâmı iktidar yapınız.  İslamın iktidar olduğunu nereden anlayacaksınız? Bunun için taşranızın davranışlarına bakmalısınız. Elleriniz hangi işler ile meşgul. Ayaklarınız sizi nereye götürüyor. Kulaklarımız ne dinliyor. Diliniz ne söylüyor. Gözleriniz nereye bakıyor. Beden ülkenizin taşrası olan uzuvlarınızın hali kalbinizin iktidarı hakkında bilgi verecektir sizlere.”

Her adem kendi alemini kendisi kurar. Bu alemin kurallarını, yargılarını, kabullerini, dost ve düşmanlarını kendisi tercih eder. Bazı kişiler bu tercihlerini bilinçli olarak yapar. Bazıları ise böyle bir şuur sahibi değildir maalesef. Acaba bilerek yada bilmeyerek kurduğumuz bizim alemin kurallarının kaynağı ne? Bu alemin hükümlerini nefsimiz mi belirliyor yoksa Allah mı? Bunu nereden anlayacağız? Bunu anlayabilmek için bizim alemin doğal paydaşları ile olan ilişkilerine bakmak lazım öncelikle. Eşimizle, çocuklarımızla, anne babamız, kardeşlerimiz ile olan hukukumuzun kaynağı ne? Sonra işimizdeki, ticaretimizdeki ahlaki değerleri kim belirliyor? Dostluklarımızı, düşmanlıklarımızı neye göre belirliyoruz? İşte bu ve benzeri soruların cevabı bizim alemimizin hükümranının kim olduğunu bize söyleyecektir.

Müminler o kimselerdir ki, kendi alemlerine Allah’ı hükümran kılarlar. Rabbil Alemin olan Allah’ı (cc) kendi alemlerinin de rabbi olarak tercih ederler.

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş