metrika yandex
  • $38.8
  • 43.37
  • GA28455

Olası İran ABD/İsrail savaşı ve Türkiye

VEDAT KAHYALAR
01.04.2025

Kendilerini dünyanın en etkili ve önlenemez gücü zanneden evangelist siyonistler dünyayı istedikleri gibi mahvedebileceklerini düşünüyor ve bu amaçla planlamalar yapıyorlar.

Bu emperyalist tutumlarına dinsel kılıfları da ihmal etmeyen soykırımcı faşist liderler amaçlarına ulaşmak için hiçbir kural, etik, demokratik değer tanımıyorlar. 

Bu güruhun bölge ile ilgili planları: 

-Gazze’nin Filistinlilerden arındırılması.
-Suriye ve Irak’tan, İran etkisinin tümüyle ortadan kaldırılması.
-Güney Kafkasya’da, Gürcistan ve Ermenistan’dan Rusya’nın etkisinin azaltılması.
-İran’a karşı açılacak cephede, Türkiye’nin ABD’nin yanında konumlanması.

Muhtemel bir ABD (israil) - İran savaşında ülkemizin tavrı ne olur?

Türkiye ile İran arasında tarihte doğrudan bir savaş son olarak Osmanlı-Safevi mücadeleleri döneminde yaşandı. Bu iki güç arasındaki en önemli ve son büyük çaplı çatışma, 1639 yılında Kasr-ı Şirin Antlaşması ile sonuçlanan savaşlardır. 

Osmanlı Devleti ile Safevi Devleti (İran) arasında 17. yüzyılda uzun yıllar süren çekişmeler, özellikle sınır bölgeleri ve Mezopotamya hakimiyeti üzerine yoğunlaşmıştı.

Kasr-ı Şirin Antlaşması, bugünkü Türkiye-İran sınırının temelini oluşturan anlaşmalardan biri olarak kabul edilir ve o tarihten sonra iki ülke arasında büyük ölçekli bir savaş yaşanmamıştır.

Modern dönemde ise Türkiye ve İran, zaman zaman bölgesel meselelerde (Örneğin Suriye İç Savaşı veya Kürt meselesi) karşıt pozisyonlar alsa da, doğrudan askeri bir çatışmaya girmemişlerdir. İlişkiler genellikle diplomatik gerilimler, ekonomik iş birliği ve bölgesel rekabet çerçevesinde şekillenmiştir.

Aksa Tufanı ile birlikte yenilmez denilen Siyonist İsrail, İran'dan ve Yemen'den gönderilen füzeler ve Hizbullah güçleri tarafından defalarca vurulmuş, halkının önemli bir kısmı ülkelerini terk etmişlerdi. ABD, İngiltere ve Almanya'nın büyük silah desteği yanında Azerbaycan'ın petrol desteği bu vahşi soykırımın en önemli ortakları olduklarını açıkça ortaya koymuştur. 

Üzülerek belirteyim ki,Irak'ta, Libya'da, Suriye'de gerçekleşen kirli senaryoların en önemli amacı İsrail'in güvenliği ve büyümesi amaçlıdır. Bu planların son adımları; Filistin'in yok edilmesi , İran'ın bölünüp zayıf düşmesi ve Türkiye...

Trump'ın gelir gelmez Gazze'yi boşaltıp, Gazze'li müslümanları Çöl'e sürme hayalleri, boşaltılan deniz kenarına; sayfiye yerleri, oteller, kumarhaneler inşaa etme hayalleri ve çalınan Filistin dogalgaz işletmeciliğinden doğacak devasa tazminatlardan kurtulma planı için siyonist katillere "saldır" emri verilip, ateşkes bozuldu.

Büyük İsrail planı gereği en önemli düşman olarak görülen ve ikinci etapta bölünmesi/karıştrılması planlanan ülke İran'dır.

İran'ın en kalabalık ve önemli etnik gücü olan  Azeri nüfusu uzun yıllardan beri CIA ve MOSSAD tarafından bölünme atraksiyonları ile tahrik ediliyordu. İran'da, İran Kürtleri, ikinci bölünecek etnik yapı olarak tahrik edilen desteklenen kitle idi.

Azerbaycan yönetiminin iştahla beklediği bu kirli proje ile, bölgenin kötü etkileneceğini söylemek için müneccim olmaya gerek yok.

Azerbaycan'in açıktan İsrail'i desteklemesi, petrolünü göndermesi ve Gazze'nin hakkı olan, Gazze açıklarında, İsrail ile birlikte doğalgaz arama anlaşması yapması kabul edilebilir bir durum değildir.

Bölgemizde, bu şeytanı planları tek başına yapması adeta imkansız olan İsrail, ABD'nin sınırsız desteğinin yanında Türkiye'nin de desteğini istiyor.

400 yıldan beri barış içinde yaşadığımız, benzer etnik çeşitliliğe sahip ülkemizin, İran ile savaşa girme senaryosuna, stratejik olarak büyük tepki göstermesi beklenmektedir.

Binlerce yıllık devlet aklı, asla İsrail'in planları/güvenliği için boyle bir savaşa girmemizi onaylamaz. Böyle bir tuzak sonrasında sıranın bize geleceğini bilmemek büyük bir stratejik hafiflik olur.

7 Ekim Aksa Tufanı, bir turnusoldur.

Mü'min ile münafık, bilinçli ile aptal, vizyoner bakışla sığ bakış, devlet aklı ile partizan hafiflik ap açık ortaya dökülmüştür.

Irak'taki, Libya'daki, Suriye'deki, Filistin'deki tutum ve yanlışlardan ders alıp siyonist, evangelist, emperyalist senaryolardan uzak, Hakk'ın yanında, aklın yanında yer almak yakışır bize.

Allah aşkına artık; Lawrence'ler, Kissenger'ler, Morton  Abramowitz'ler, Richard Perle'ler değil Allah'ın has inananları gülsün, gurur duysun.

Yorum Ekle
Yorumlar (1)
Gül mermer | 01.04.2025 13:05
Çok haklısın ağbi ama onlar güçlü ve akıllı biz cahiliz sonuç bu maalesef ki iyi günler