metrika yandex
  • $32.63
  • 35.16
  • GA17940

Cahil Hoca - Zihinsel Özgürleşme Üstüne Beş Ders

HASAN KANAT
26.01.2020

Cahil Hoca, Josep Jacotot adındaki bir eğitmenin, tesadüfen fark edilen bir yöntem sonrası eğitim konusunda farklı bir yaklaşımın getirilmesini konu alan felsefî bir kitap. Dönemin eğitim sistemi eleştirilerek yeni bir yaklaşımın benimsetilmesi ve bu yaklaşım karşısındaki engeller anlatılıyor.

Günümüz eğitim sisteminde de kendisinden yararlanılması mümkün olan, her öğretmen ya da eğitimcinin okuması gereken -Meb tarafından da tavsiye edilen- Cahil Hoca kitabı, okuması zaman zaman sıkıcı hale gelse de oldukça yararlı bilgiler içeriyor.

Josep Jacotot, 1818 yılında Fransız Edebiyat Öğretmenliği yapmaktayken dersleri hayli beğeni toplar. Hollandalı bir grup öğrenci de kendisinden ders almak ister. Ancak öğrenciler Fransızca, hoca da Hollandaca bilmemektedir. Jacotot, yine de bu öğrencileri geri çevirmek istemez ve o sıralarda iki dilli bir basımı yapılan Telemak adlı bir kitap yardımlarına koşar.

Hoca, öğrencilerden kitaptan anladıklarını Fransızca olarak yazmalarını ister. Tek kelime Fransızca bilmeyen bu öğrencilerin çat pat anlatımları olacağına inanan hoca, öğrencilerin yazdığı metinler karşısında şaşkınlığa uğrar. Çünkü metinler hiç de beklediği gibi acemice değil, aksine öğrenci değil de bir yazar tarafından kaleme alınmış gibidir. Bu durum karşısında hocanın inandığı temel bir inanç sarsılmış olur.

Onun inancına göre, öğretmek, açıklama yaparak, bilgileri aktarırken zihinleri şekillendirmekti. 30 yıl boyunca böyle inanmakta olan Jacotot için tam bir devrim olur bu. Fransızcanın temeline dair hiçbir açıklamada bulunmadığı halde öğrenciler bunları kendi başına öğrenmişti. " Demek ki başarmak için tek gereken istemekti. Demek ki her insan başkalarının yaptığı ve anladığı her şeyi anlama potansiyeline sahipti."

Üstelik bu şaşırtıcı gelişme esasında yeni bir bilgi içermiyor sadece hocanın deneyiyle bir kez daha ispatlanmış oluyordu. Çünkü birey, daha bebekken ana dilini kendi kendine öğrenebiliyordu, hem de hiç kimse tarafından açıklama yapılmaksızın. Oysa ana dilini kendi kendine öğrenen çocuğun eğitim hayatına atılmasıyla artık açıklayan olmaksızın öğrenemeyeceği düşünülür. "İnsan evlatlarının en iyi öğrendiği şey, hiçbir hocanın onlara öğretemeyeceği ana dilleridir."

O halde bu sistemin elverdiği başarıyı yaymak ve temelinde yanlış olan mevcut eğitim sisteminin mantığını yıkmak gerekiyordu. Mevcut sistem, açıklayan olmaksızın öğrencinin herhangi bir şey öğrenemeyeceği inancına dayanıyordu. "Birine bir şeyi açıklamak, her şeyden önce, ona kendi başına anlayamadığını göstermek demektir." Açıklama sistemine dayalı bu sistem de o günden sonra Jacotot için artık "aptallaş(tır)ma" anlamına gelecekti.

Jacotot'un elindeki yegane dayanak, açıklayan olmadan öğrenmeyi başaran öğrencileriydi. İstediğimiz zaman açıklayan olmadan kendi başımıza öğrenebilmek mümkündü.

Açıklayan bir hocanın mevcudiyetiyle, bir zeka bir başka zekaya tabi kılınıyor ve sonuçta aptallaştırma ortaya çıkıyordu.

İstemekle mümkün olan bu kendi kendine öğrenme yönteminin kullanılabilmesi için öğrencinin özgürleştirilmesi gerekiyordu. Yani öğrenciyi kendi zekâsını kullanmaya zorlamamız halinde cahil bir hoca bilmediğini öğretebilecektir. Özgürleşmeden kasıt ise insan zihninin gerçek gücünün bilincinde olmasıdır. "Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır."

Eski yöntem, sırayla birbirinden kopuk bilgilerin öğrenilmesini istiyordu. Oysa Jacotot'un Evrensel Eğitim olarak nitelendirdiği yeni sistem "Her şey her şeydedir." diyordu. Yani bir şey öğrenip her şeyi onunla ilişkilendirmek. Öğrencinin " her şeyi kendi başına görmesi, sürekli karşılaştırması ve hep şu üç soruya cevap vermesi gerekir: Ne görüyorsun? Ne düşünüyorsun? Ne yapıyorsun?"

Eski yöntem zekalar arasında farklılık olduğuna inanır ve yetişkin ile çocuğun zekasının da eşit olmadığına inanır. Evrensel Yöntem ise bütün zekaları eşit görür. Zihinsel kapasite hiyerarşisinin varlığı reddedilir.

Jacotot'un ilkesinde, örneğin cahil bir çilingire "okuyabilirsin" denir. Ve onun okuma bilmem demesine karşılık olarak kendi kendine öğrenebileceği söylenir. Cesaret verilen çilingir böylece özgürleşmiş olur.

Halkı aptallaştıran asıl unsur öğrenimsizlik değil, zekasının aşağı olduğuna duyduğu inançtır. Şu halde çocuk ya da yetişkin her bireyin, açıklayan bir hoca olmaksızın her tür bilgiyi öğrenebilmesi, zekaların eşitliğiyle açıklanabilir ancak. Peki aynı ortamda, aynı şekilde yetişmiş, aynı okula giden iki çocuktan birinin başarısızlığı nasıl açıklanacak? Madem ki zekalar eşit, o halde her ikisinin de aynı başarıyı göstermesi beklenir. Buradaki durumda birinin zekasının diğerine kıyasla daha aşağı olduğu söylenemez. Sadece her ikisinin de zekasını aynı ölçüde kullanamadığı varsayılır. Daha az zeki olduğu için daha az başarılı olma durumu değildir bu, daha az çalıştığı, daha az dikkat ve özen gösterdiğini söyleyebiliriz.

Küçük çocuk dünyayı keşfetme aşamasında oldukça karmaşık olan dili kolayca öğrenebilmektedir. Hangi dil ya da hangi çocuk olduğu fark etmeksizin tüm çocuklar bunu başarabilmektedir. Bu, onların içgüdü ve ihtiyaçları doğrultusunda zekalarını kullanmalarından kaynaklanmaktadır. Ancak biraz büyüdüğünde artık dikkati azalır çocuk başkalarının gözüyle görmeye alışır. Çocuk, içinde bulunduğu ortama göre zihinsel kapasiteler geliştirir. Mevcut ihtiyaçları doğrultusunda zeka geliştirir ve ihtiyacın bittiği noktada zeka durup dinlenir. Bir ihtimal, daha güçlü bir iradenin sesini duyup devam etmesidir. "insan, bir zekanın hizmet ettiği bir iradedir."

Zekayı hataya düşüren de iradesizliktir. "Zekanın en sık görülen uygulama tarzı, tekrardır." Tekrar da insanı sıktığı için tembellik olur ki bu da ilk kötülüktür. "Anlam, iradenin eseridir. Evrensel Eğitim'in sırrı işte burada yatar."

Evrensel Eğitim'in temel ilkesi olan zihinsel özgürleşme yöntemi, her türlü açıklamanın yararsız, hatta tehlikeli olduğu fikrine dayanır. Bu anlamda Sokrates yöntemi bile uygun bulunmaz çünkü doğaçlama dahi olsa sorulan sorular bir tür yönlendirme içerir ve sonunda varılan nokta, öğrencinin kendi kendine varacağı noktadan farklı olabilir.

Akıl sahibi her insan, istediği her şeyi yapabilir, bunun için yapması gereken yapmak istediği şeylere özgü dili öğrenmesidir.

"Dehanın sırrı, Evrensel Eğitim'in de sırrıdır; öğrenmek, tekrarlamak, taklit etmek, tercüme etmek, öğelerine ayırmak, yeniden birleştirmek."

Jacotot'un öngördüğü bu sistem, zamanın eğitim sistemi ile çatışır ve bu sistemin önüne pek çok engel çıkar. Zekaların eşitliğinin kabul edilmesi bunlar içinde en zor olanıdır çünkü dahilerin kendi zekâsının üstünlüğünü görmek için kendinden daha düşük bir zekaya ihtiyacı vardır. Oysa "Zekaların eşitliği insan türünün ortak bağıdır, insan toplumunun var olabilmesi için gerekli ve yeter şarttır." Ne var ki toplum, insanların birilerine karşı başka birilerinden destek almak için, karşılıklı ihtiyaca dayanmaktadır.

Evrensel Eğitimin kurumsallaşması da mümkün değildir, evrensel eğitim ailenin işidir. Çünkü "her kurum, toplumun edimsel bir açıklaması, eşitsizliğin sahneye konmasıdır." Yapılacak olan "Bütün bireylere, bütün anne babalara zekaların eşitliği ilkesine uygun şekilde bilmediğini öğretme yolunu haber vermek." Evrensel Eğitim bir anlamda yoksulların yöntemidir çünkü onların öğretmene ödeyecek paraları yoktur. Bilginler de bu yöntemi öğrenmelidir çünkü onlar da sadece bildiklerini öğrenebilecekleri yanılgısındadırlar.

Jacotot'un mezar taşına zihinsel özgürleşmenin amentüsü yazılır; "iman ettim, Tanrı insan ruhunu kendi kendini, hocasız olarak eğitmeye kadir olarak yaratmıştır." Ne var ki bu mezar taşı saldırıya uğrar.

Cahil Hoca kitabının ana fikrini şöyle özetleyebiliriz; Cahil bir hoca da bilmediğini öğrenebilir. Bunun için bilmesi gereken tek bir ilke vardır: "bütün zekalar eşittir. "

Yorum Ekle
Yorumlar (2)
hüt hüt | 02.12.2023 01:14
Cenab ı Allah, 'Rab' esmasıyla eğitir kulunu. Kendi kendine diye bir şey yok
İdris Öztepe | 26.01.2020 17:56
Hasan Kanat hocam; böyle bir eseri özet olarak konunun ana hatlarıyla ve can alıcı noktalarıyla Türk yayın hayatına ve okurlara kazandırdığından dolayı teşekkür eder, başarılı bu tip çalışmalarının devamını dilerim.