“...Dilce susulup bedence konuşulan bir çağda…”, bedenlerimizin hızla tükettiği her şey arasında en çok üzüldüğüm ve acıdığım kelimelerdir.
Kelimelerin de içini boşalttık.
Çünkü önce kendi içimizi kuruttuk.
İçimizde bilginin, erdemin, iffetin, izzetin, hilmin ve samimiyetin ocağında acı ve tecrübe ile harlanmış hiçbir şey kalmadı.
Eşyanın egemenliğine hükmetmek üzere yola çıkarak, onun egemenliğine boyun eğdik ve sonunda içimiz kurudu.
Peki, umutsuz muyuz?
Asla, asla umutsuz değiliz.
Bitkiler de sonbahardan başlayarak kış aylarında tamamen kupkuru oluyor.
Ve nihayet ilkbahar geldiğinde o kurumuş bitkinin nasıl canlanıp yeni dallara, yapraklara, fidelere ve nihayet meyvelere dönüştüğünü görüyoruz.
Size önereceğim bu kitap da öyle; tüm siyah bulutların bir araya gelerek estirdiği kapkara kasırgalara rağmen, içi boşaltılamamış kelimelerin arasından fışkıran terütaze fidelerin baharı müjdeleyen kokusu, rengi ve deseni.
Kitap, ensar olmanın, vermenin, vererek kâinatı arşınlamanın ve böylece, ilk tohumu sahabî bir duyarlıkla atmanın yüreği ile yola çıkıyor.
Bu şekilde samimi, duyarlı ve aşkın bir amaçla yola çıkanlardan kim yolda kalmış ki?
“Dirilişe Adanmış Sözler’in” arkası, bereketli bahar yağmurlarının düşerek kabarttığı çimen kokularıyla birlikte geliyor elbette.
Kur’an’ın rehberliğinde ve Peygamber Efendimizin (sav) öncülüğünde başlayan bir büyük uygarlık kavgasının tarihi koridorlarından geçerek, gündelik sorunlarımıza eğilmenin ustaca başarıldığı bir eser olmuş “Dirilişe Adanmış Sözler”.
Böyle bir eserin hayat bulması için şüphesiz büyük acılar yumağı ile sarmalanmış bir hayatın fırınında, soylu bir çelik gibi dövülmek gerekiyor.
Benim tanıdığım Mehmet Yavuz Ay da tam böyle biridir.
Kitabın sayfaları arasında onun biyografisini elbette okuyacaksınız.
Ne var ki, oradaki o kelimelerin söyleyemediklerini, kitap ilerledikçe, onun sayfaları arasında siz bunu daha iyi fark edeceksiniz.
Bu yürüyüşte kimi zaman göz yaşlarınızı silmek için elinizde bir mendil bulundurmak gerektiğini göreceksiniz.
Kimi zaman, bereketli hüzün tarlalarından geçerken, ansızın bir elinizde Kitab'ın, öteki elinizde demirin varlığını hatırlayacak ve kendinizi, çelikleşmiş bir irade ile tüm zalimlere meydan okurken bulacaksınız.
Kimi zaman da içinizdeki uçsuz bucaksız bir mağarada nefsinizle, etrafınıza yığdığınız eşyalarla, günahlarınızla, haksızca elde ettiğiniz makamlarla, yalanlarınızla ve yiyip içmekte olduğunuz haramlarla yalın kılıç savaşırken bulacaksınız.
Kendinizi bir iç terbiyeden geçirmenizin gerekliliğini fark ettirip, evvela kendinizle mücadele etmenizin gerekli olduğunu hatırlatan satırlarla karşılaşacaksınız.
Kimi zaman ise Kutlu Kitabımızdan satırlar ve Kâinatın Önderinin hayatından aydınlık çizgilerle karşılaşacaksınız.
Mehmet Yavuz Ay bir yandan, tarihten günümüze, günümüzden tarihe gidip gelen bir eser, bir yandan Yol, Yağmur ve Hüzünle hem iç hem de dış dünyamıza yol alan bir eser sunuyor okuyucuya.
Elbette, iki yüz asırlık hayallerimizin sonunda bize Lütfedilen bir iktidarın sunduğu dünyevi nimetleri, tüm yabani hayvanların helvadan putları kapışır gibi paylaştığı harami sofrasını, buna karşın Reis’in, büyük bir hararetle, samimiyetle ve iştiyakla Ömerleri aradığı gerçeğini de hatırlatıyor.
Eleştiriyor, fakat yermiyor.
Hatırlatıyor, fakat incitmiyor.
Zalimlerin, gelecek zamanlar için haince nifak tohumlarını peşinen ekerek ulusal devletçikler olarak parçaladığı, Ümmet coğrafyasının her bir karesinde Mehmet Yavuz Ay’ın yürek sızılarına tanık olacaksınız bu kitapta.
Bedenleriniz susacak dilce ve yürekçe konuşacaksınız bu kitabı okurken.
Aslında Ay’ın içeriden bazı paragraflarını da alıntılayarak bu kitabın daha iyi anlaşılmasına bir kapı daha aralayacaktım, fakat okuyucunun, kitabı daha geç edinerek bu gül bahçesine biraz daha geç girmesine gönlüm razı olmadı.
Kitabın kısa künyesi şöyle:
Mehmet Yavuz Ay
Dirilişe Adanmış Sözler
Her Taraf Kitap ve Yayıncılık
240 Sayfa- Ankara 2022
Telefon: 0537 222 20 29
Bir dirilişten binlerce direnişe, binlerce direnişten milyonlarca dirilişe yol veren bu muhteşem satırlarla, ömrünüze bereket ve afiyet dileyerek sizleri baş başa bırakıyorum.
Ferman Karaçam
Bir Ses-Zeynep Oral - Derleyen: Celal Sancar
29.01.2023
ABD Heyeti Hadramut'ta Ne Arıyor?
30.01.2023
IRAK NOTLARI (VII) / Harun AYKAÇ
25.09.2020
aşk kağıda yazılmıyor mihriban Mustafa AKMEŞE 27.01.2023
Yusuf'un Zuleyhaya Meyli Enes TARIM 27.01.2023
Halife Ömer Bin Abdulaziz Dönemi Vedat KAHYALAR 27.01.2023
Yaşar Kaplan’ın Ardından Süleyman ARSLANTAŞ 11.01.2023
Mehmet Akif Yalnızlığı Cyrano De BERGERAC 17.01.2023
celladına aşık kürtler! Mustafa AKMEŞE 20.01.2023
Akademisyenler, Bilgi ve Ahlak Yusuf YAVUZYILMAZ 08.01.2023
Suriye Gezi Notları Süleyman ARSLANTAŞ 18.01.2023
aşk kağıda yazılmıyor mihriban Mustafa AKMEŞE 27.01.2023
Yozlaşma Vedat KAHYALAR 13.01.2023