metrika yandex
  • $42.31
  • 49
  • GA39540

Haberler / Yorum - Analiz

Yeryüzü Kör Edecek Kadar Aydınlık | Meryem Süveyda

10.12.2023

 

Her paradigmayı matematiksel formülize eden 21 yüzyılın modern anlayışı, insanı ruhsal ve fiziksel tahribata uğrattı.

Seküler algı insani ve toplumsal mutlak değerleri göreceli hale getirdi. Bu da ben merkezci anlayışı beslerken, hemcinsine her forumda yabancı ve uzak kalan insanı, insani kaygılardan da soyutlamış oldu.

 Anlayışın ürettiği “birey” argümanı, zamanla bireyciliğe dönüşürken, manevi kriter ve değerleri maddesel düzlemde eritti ve bu noktada doğa, sosyal çevre, farkında olmaksızın kendine, hem cinsine de bilinçli ve  amansız hasım kesildi.

Varoluş gerçeğini ve bu kabildeki yükünü omuzlarında taşıyan insan, insanlığın   her dönem kırılgan olduğunu, hakkettiği sağlam zemini bulamamanın hakikati karşısında bireysel kaygısını ; ahlâk, dini öğreti, toplum geleneği ve duygusal edinimlerinden sıyrılıp ilkel doğallığına dönen bir hale getirdi .

Toplumun iktisadi ve sosyal yapısı, bunun yıkıcı yanları da, insanın sosyal ve bireysel psişesinin üst yapısal katmanlarını oluşturdu.

Hep var olan; var edilen toplumsal savaş, açlık, hastalıklar, doğal felaketler, yerel ve küresel, legal/ illegal, anarşi/ terör, zulüm /haksızlıklar, sıkıntılar kitlelerin naif/ince yapısını iyiden iyiye zayıflattı.

Bir parça özgürlük karşılığında, varlığını inşa ve muhafaza  etme mücadelesini ve  bunu da kaygı, korku zeminlerinde kotarmaya çalıştığını fark edemiyor.

Bu varoluş gerçeği ve didinişiyle çaresiz hissederken kendini, çözümü yine bu çaresizlik içinde, işine geleni görmesiyle diğerine göz yummasıyla buluyor.  “Bir körü başka bir kör güderse, ikisi de bir çukura düşer!”  incilin pasajında yer alan bir cümle.

Hakka ve hakikate gözü kapalı bu direnç; aslında hesabın dönüp dolaşıp kendine geleceği göremeyecek kadar beyaz körlük içerisinde..

Yeryüzü aydınlık, insanı kör edecek kadar ışık yansıması içerisinde...

Bu hakka ve hakikate gözü kapalı direnç, beyaz körlük içerisinde kalan körler topluluğunu oluşturuyor...

Beyaz körlük kör etmekle kalmayıp çağın insanını büklüm /süklüm aciz bir objeye dönüştürmüş durumda.

Var olma ve yaşama iç güdüsü kör olma şıkkını dürtü ve çare gibi görmüş, bu da  topluma yayılan körlüğe ve esasında toplu kuyulara gönderilen  toplumlar oluşturmuş…

Hükmeden beyaz bulaşıcılık ablukaya almış toplumu.

Bürokrasinin hantal işleyişi, insanı hezimete uğratan tarafı, kanunsuzluklar, statükonun korunması adına yapılanlar, göz yummalar, basın türlerinin ha bire kriz tellallığı, oluşturulan kaossal algı, toplumu bulaşıcı körlüğe itmiş durumda.

Körlüğü topluma buluşturan bu  pragmatist anlayış, düzenin de mantalitesini oluşturdu.

Körlük bir gün toplumda eşitlenirse ki ramak kalmış, bu insanın ve insanlığın hezimeti için son kerte olacak.

 Kör yaşamlarda  umutlar yeşermez…

Körlük gönüllü köleliği, kaosu, savaşı, açlığı, ölümü besler bağrında.

Kör elindeki silahı ayağına sıkar.

Kör toplumlar; izzetsiz, onursuz, itibarsız yaşamı hakkeder fazlasıyla…

Görmek/gözlemlemek/anlamak ve harekete geçmek umuduyla.

Selamlar…

Yorum Ekle
Yorumlar (6)
ABDURRAHMAN | 18.12.2023 08:40
Ne diyebilirim ki yazınızı okuduktan sonra kendime bir çok soru sordum hala cevap bekliyorum ... Kaleminizi ve yüreğinizi kutluyorum
Davut Yaşar | 11.12.2023 19:24
Sevgili yazarımız Meryem Süveyda hanımefendi kardeşimizın bu epistemik bütünlükle yaptığı analiz ve değerlendirme yazısını okurken Aristo'nun,insanın/insanlığın hakikatin bilgisine salt felsefi bakış ve paradigmalarla varamayacağına ilişkin sözü aklıma geldi. Parçalanmış insan zihni,içinde bulunduğumuz bu zaman diliminde epistemik bütünlüğünü de parçalayarak,insan ve toplumları varoluşsal sorunlarla başbaşa bırakmıştır. Din,ahlak,felsefe ve bilim simbiyotik bir ilişki içinde çalışırsa hakikatın bütüncül bilgisine eren birey kavramı ontolojik değerini yakalar. Bu pencereden bakılarak okunduğunda kıymetli yazarımızın sosyo politik,sosyo ekonomik,sosyo kültürel,sosyo psikolojik problemlerin çözümünde yazısında meknuz önerileri daha iyi anlayabiliriz. Yazarımızı daimi başarı dileklerimle tebrik ediyorum
Ozan Gurbetçi | 11.12.2023 06:24
Elinize emeğine sağlık Bunca aydınlık içindeki karanlık beyinler kim bilir bizi daha nasıl felaketlere sürükleyecek gerçi şimdiye kadar uçurumdan uçmuştuk ama sizler gibi kalemini zihnini ilmini önümüze fener yapanlar sayesinde şimdilik uçurumun kenarında otluyoruz
Mehmet Bayramoğlu | 10.12.2023 21:25
Yazınızın tamamı güncel ve harika, yorum yapmak için kelime bulamadım. “Bir körü başka bir kör güderse, ikisi de bir çukura düşer!” bu söz şu anda tam olarak örtüşüyor. Bir kör değil, körler körleri güdüyor.
Hayrettin yiğit | 10.12.2023 20:27
Elinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş insanlık sürecini bilinçli bir şekilde bu getiren karanlıklar içinde aydınların toplumlara kılavuz olmalarının neticelerini hep beraber görmekteyiz Dünya üzerinde paraya sahip olan azınlık ailelerin kendi localarında yetiştirdikleri kişileri ülkelere yönetici o ülkelerdeki görsel ve yazılı medya ve medyada boy gösteren kişilerle dizi ve filmlerle sanat altındaki sanatçılarla toplumu toplumsallıktan bireyselleştirme çalışmalarında çok başarılı oldular bunun adı da kapitalizmdir kapitalizmin en büyük düşmanı birbirleriyle dayanışma içinde olan toplumlardır kapitalizm toplumları dağıtıp bireyselleştirmek için önce insanı insan yapan değerleri tükettirir sonra da değerlerini tüketmiş insanı tüketir
Hayrettin yiğit | 10.12.2023 20:27
Elinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş insanlık sürecini bilinçli bir şekilde bu getiren karanlıklar içinde aydınların toplumlara kılavuz olmalarının neticelerini hep beraber görmekteyiz Dünya üzerinde paraya sahip olan azınlık ailelerin kendi localarında yetiştirdikleri kişileri ülkelere yönetici o ülkelerdeki görsel ve yazılı medya ve medyada boy gösteren kişilerle dizi ve filmlerle sanat altındaki sanatçılarla toplumu toplumsallıktan bireyselleştirme çalışmalarında çok başarılı oldular bunun adı da kapitalizmdir kapitalizmin en büyük düşmanı birbirleriyle dayanışma içinde olan toplumlardır kapitalizm toplumları dağıtıp bireyselleştirmek için önce insanı insan yapan değerleri tükettirir sonra da değerlerini tüketmiş insanı tüketir