metrika yandex
  • $32.3
  • 34.78
  • GA17500

Haberler / Ankara Analiz

Ankara'da Filistin Dostu Anneler, Birleşmiş Milletler ve Unicef'i Harekete Çağırdı..

24.10.2023

Bugün, Ankara Filistin Dostu Anneler, Birleşmiş Milletler ve Unicef'i İsrail'in Mescid-'i Aksa'ya ve Filistinlilere karşı olan soykırımı durdurmada daha etkili bir rol oynamaya çağırdılar ve dünya toplumunu bu vahşeti önlemek için harekete geçmeye teşvik ettiler. İnsan hakları ve barışı savunarak, uluslararası toplumun bu tür trajedilere son verme sorumluluğunu vurguladılar.

Ankara Filistin Dostu Anneler'in açıklaması, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde alınan kararların uluslararası barışı korumak ve insan haklarını güvence altına almak amacıyla yetersiz kaldığına dair bir ifade içeriyor. Özellikle İsrail'in Gazze'de uyguladığı soykırımı durdurmak için alınan kararlara uyulmadığını ve bu konuda etkisiz olduğunu belirtiliyor. Ayrıca, Güvenlik Konseyi'nde beş daimi üyenin sahip olduğu veto yetkisinin adil olmadığına ve uluslararası hukukun korunmasına engel olduğuna vurgu yapıyorlar.

Açıklamada, İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği saldırıları ve sivil katliamları kınanıyor ve uluslararası hukuka aykırı davranışlarını eleştiriyorlar. Ayrıca, Gazze'de yaşanan insani krize ve sivil kayıplara dikkat çekiyorlar.

Bu açıklama, Gazze'deki olayları ve Birleşmiş Milletler'in rolünü eleştiren bir ifade içeriyor ve uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırıyor. 

Avukat Elif Yurtoğlu tarafından yapılan açıklamanın metni aşağıda verilmiştir:

Dünya Kamu Oyuna,

İkinci Dünya Savaşından sonra uluslararası barışı korumak amacıyla kurulan Birleşmiş Milletler’in bugün 78. kuruluş yıldönümünde   biz kadınlar, çocuklarımızla  birlikte geldik. İsrailin  Gazzeli kadınlara ve çocuklara uyguladığı SOYKIRIMIN DURDURULMASINI İSTİYORUZ.

Uluslararası barışın ve güvenliğin korunması amacıyla BM Güvenlik Konseyi’nde alınan kararlar devletleri bağlayıcı nitelikte olup bu kararlara uyulmaması durumunda Güvenlik Konseyi yaptırım uygulama yetkisi bulunmaktadır.

Ancak Güvenlik Konseyinde, beş daimi üyenin sahip olduğu veto yetkisi, on beş ülke ile karar alması, geriye kalan 178 üye ülkenin bu kararları uygulamak zorunda kalması, Genel Kurul’da 193 üye ülkenin katıldığı kararların ise tavsiye niteliğinde olması Birleşmiş Milletlerin uluslararası hukuku ve düzeni korumasına engel teşkil etmektedir.

Birleşmiş Milletler’in daimî üyelerinin sahip olduğu veto yetkisi, adalet ve çoğulculuk ilkesiyle bağdaşmamaktadır. Devletlerin eşitliği ilkesine de aykırıdır. Konsey üyeleri veto yetkisini kullanarak ya da kullanma tehdidinde bulunarak, Konseyin gündemini belirleyebilmekte ve kendi istek ve çıkarları doğrultusunda karar çıkarmakta, işlerine gelmeyen kararların çıkmasına mâni olmaktadırlar.

1946-2021 yılları arasında, Güvenlik Konseyinde Filistin ve İsraille ilgili  211 adet karar, beş daimî üye tarafından veto edilmiştir. En son Rusya tarafından, Gazze'de "insani ateşkes" çağrısı yapan karar tasarısı, ABD, İngiltere, Fransa ve Japonya’nın "hayır" oylarıyla reddedilmiştir. 

Bütün dünya bir yana güvenlik konseyi üyelerinden biri bir yanadır. BM karar ve uygulamalarında   bir ülkenin dahi  belirleyici  ağırlığının olması adil değildir. Bu durum  dünya da  barış değil savaş üretmektedir. Dünyaya refah değil zulüm getirmektedir.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyesi 5 ülkenin Birleşmiş Milletler’i etkisiz hale getirmesi,  insani vicdanın kabul edebileceği bir durum değildir.  Daha adil, daha etkin ve hesap verebilir bir Güvenlik Konseyinin oluşturulması sağlanmalıdır.

Birleşmiş Milletler (BM) Şartı, Güvenlik Konseyi kararlarının üye devletler için bağlayıcı olduğunu hükme bağlamasına karşın, İsrail, 1948'den 2016'ya kadar Güvenlik Konseyi'nin aldığı 62 karara uymamıştır.

İsrail'in 1967'de Batı Şeria, Doğu Kudüs, Gazze, Mısır'daki Sina Yarımadası ve Suriye'deki Golan Tepeleri'ni işgal etmesinin ardından, Birleşmiş Milletlerin aldığı 242 sayılı Kararla İsrail'in işgal ettiği topraklardan çekilmesi istenmişti. "işgalci ülke" konumundaki İsrail bu topraklardan çekilmemiştir. 

Uluslararası hukuka göre herhangi bir devletin askeri güç veya askeri güç tehdidiyle bir devletin ya da topluluğun toprağını işgal etmesi kabul edilemez. İşgalci İsrail, ABD’nin koşulsuz desteğini  ve her türlü Birleşmiş Milletler kararı karşısında Birleşik devletlerin vetosunu garanti altına aldığı için bu kararları uygulamamakta, tecavüzlerini sürdürmektedir.

7 Ekim’den bu yana İsrail, kadın, çocuk, bebek, yaşlı demeden tüm sivilleri katletmektedir. En korunaklı yerler olması gereken hastaneler, okullar bile fosfor bombalarıyla vurulmaktadır. İsrail’in yıllardır işgal edilen topraklarda sistematik olarak uyguladığı yasa dışı ve orantısız güç toplu  katliam, soykırım halini almıştır.

Uluslararası  hukuka, insan haklarını koruyan birçok uluslararası sözleşmeye rağmen. şu anda Gazze’de, bedensel, zihinsel ve psikolojik açıdan en çok zararı masum çocuklar ve kadınlar görmektedir. İsrail, BM İnsan Hakları Bildirgesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi, İşkence Karşıtı Sözleşme, Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Sözleşme gibi birçok uluslararası sözleşmenin tarafı olmasına rağmen Dünyanın gözü önünde Gazze’de savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırım suçu işlenmektedir.

Birleşmiş Milletler ve ve Unicef işlenen tüm suçların ortağıdır.

Çocuklar Dünyanın her yerinde çocuktur. Her zaman ve her halde korunmalıdır. Gazze’de 7 Ekim’den bugüne kadar günde yaklaşık 100’den fazla çocuk ve her 15 dakikada bir çocuk ölmekte ve uluslararası toplum bu vahşeti, bu zulmü sadece izlemekle yetinmektedir. TRT Habere göre ;Gazze'deki Sağlık Bakanlığı nın beyanına göre : Son 24 saatte İsrail'in Gazze'ye saldırılarından 182'si çocuk, 436 Filistinli hayatını kaybetti. Öldürülenlerin sayısı 5 bin 87'ye yükseldi. Ölenlerden 2 bin 55'i çocuk, 1119'u kadın. Yaralı sayısı ise 15 bin 273'e ulaşmıştır. 830 Çocuk halen enkaz altındadır.

Gazze’de en temel insani ihtiyaçlar bile giderilememektedir.  Açık hava hapishanesinde işkence içinde yaşayan 2 milyona yakın insandan 600 bini evlerini terk etmek zorunda bırakılmıştır. Gazze’de elektrik yok, Gazze’de su yok, Gazze’de ekmek yok…Temiz hava yok.Sürekli atılan bombalar var, katliam var, soykırım var…Artık aileler vurulmaları halinde kolaylıkla tanınmaları için çocuklarının bileklerine isimlerini yazmaktadırlar. Gazze’de çocuklar ölüyor! Gazze’de bebekler ölüyor! Gazze’de kadınlar ölüyor! Gazze’de merhamet, Gazze’de vicdan, Gazze’de insanlık ölüyor! 

Eğer katliamları, soykırımları önlemeyecekse o zaman “Bu Birleşmiş Milletler niye var?”  Eğer bebeklerin, çocukların, kadınların, en masumların hunharca katledilmesini önlemeyecekse “Bu Birleşmiş Milletler, bu Unicef niye var?” Neye ve kime hizmet ediyorlar. Deklare ettikleri amaçlarını gerçekleştiremiyorsa kendi kendilerini feshetsinler,  Kapılarına kilit vursunlar.

İşlenen suçları, yaşanan katliamı, soykırımı, vahşeti durdurmayan, gerekli yaptırım kararları almayan Birleşmiş Milletleri, Unicef’i protesto ediyoruz, Dünya İnsanlarını ve devletlerini  SOYKIRIMI Sona Erdirmek Üzere insiyatif almaya çağırıyoruz.

Ankara Filistin Dostu Anneler
24 Ekim 2023 Ankara/Türkiye


Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş