dinin sahibi olan rabbim
dine hangi kapıdan nasıl girileceğini belli etmiştir
kişinin "şehadeti" yeterlidir.
inkarıyla da girilen yerden, dinden çıkılır.
diyorum ki;
kendini müslüman olarak işaretleyen şahsı birçok sebeple ki; çoğu siyasidir,
dinden çıkartmak isteyen, yani tekfir eden arkadaşlara bakmayın siz.
kendilerine vazife olmayan boş iş yapıyorlar
şehadet ile girilen dine
dinin içinde
dindarlık diyebileceğimiz bir alan var ki,
girilen dinin gereklerini yerine getirmekle,
inanan kişinin gayreti ile yakından ilişkilidir.
öyle olunca;
şehadet ettiğiniz an itibariyle
namaz ve oruç dindarlığın ilk ayağı.
olmazsa olmazıdır.
sonraki gelen hac ve zekat kişinin zengin olmasıyla ilgilidir.
iş bilmez, hastalık bilmez, yorgunluk bilmez, savaş bilmez! olan
her gün hem de her vakti zamanını aşırmadan kılınan namaz ibadeti
kişinin kendini avutup kılınmadığında
ramazan orucu tutulmadığında
ihmal edilenin
esasında dindarlığın 'çıtası' olduğu
ah bir bilinse !
bu iki ibadeti yapmayan kişi evet adı müslümandır
ama ‘dindar’ denmez o kişilere...
din sahibi değillerdir.
namaz ve oruç
insanın dindarlığıyla ilgili çıtasıdır.
ya vardır ya da yoktur.
bu çıtanın üzerine "güzellikler" adına ne koyuyorsa müslüman
bilin ki dindarlığı elbette artan, çoğalan olacaktır.
bu iki ibadet yapmıyor ve hoyratsa kişi,
ağzıyla kuş tutsa dindar olarak tarif almaz.
kalbinin temizliği! veya,
siyasi bilinç sahibiymiş (!) falan,
ve dahi;
Allahın da makbul gördüğü devasa güzel hasletleri olan kişi olsa da
adı müslümandır, o kadar işte...
namazı ve orucu olmayanın,
kalbi rahatsızlığı had safhada olan kişidir ve çıta altına düşmüştür diyorum bu bilene...
aziz kitabın ifadesiyle
“islam olduk deyin” denilenler
vardı ya!
'teslim!' olanlar işte
anladınız siz.
iman artar mı azalır mı gibi kadim bir tartışma açmak istemem
tartışan arkadaşlar esasında
dindarlık artar mı azalır mı diye yapsalardı işlerimizi daha kolaylaştırırlardı.
iman ettiğimiz dinin
dışarıya saçılanı, taşanı yani ibadetler var ya!
ha onlar işte!
dindarlık ölçüsünde birebir etkili
öyle olunca ‘ibadetin’ ne olduğunun izahı
dindarlığın tarifi açısından çok önem kazanıyor.
her türlü işin her bir amelin
ibadet olarak algılanması inanan için önemli bir bilgidir.
sadece, kişinin bazı tekrar edilen belli ritüeli ibadet olarak kabul etmesi
ibadet alanını daraltmaktır ki
bu anlayış bire bir dindarlığı da etkiler...
hayatın akışında önümüze çıkan,
her bir mekan veya zaman dilimindeki farklılaşmalarımızda
dinin taleplerine olan bakışımız ve yerine getirme gayretimiz' ibadettir' sonuçta...
anlaştık...
hadi bir daha okuyalım;
hayatın akışında önümüze çıkan,
her bir mekan veya zaman dilimindeki farklılaşmalarımızda
dinin taleplerine olan bakışımız ve yerine getirme gayretimiz' ibadettir' sonuçta...
ikindi vakti girmiştir, namaz kılarsınız.
evlenme vakti gelir mesela dinin gereği neyse ona özenli olursunuz.
yaşı gelen kızlar için başörtüsü takma yaşınız gelmiştir, örtersiniz.
mesela,
düğününü dinin vecibelerine göre yapmayan bunda hassasiyeti olmayan
namazlı, oruçlu çokça müslümanın dindarlıkla ilgili algısı,
sonuçta temel ibadetleri yapıyorum ya!
seviyesinde kalır ki,
bu tiplerin ne çok gürültüsü, teşhiri, nümayişi olur malum,
yaz geceleri yaşanır durulur işte, görüyorsunuz.
of ki of...
veya
insan hayatının en önemli kadim uğraşı rızkını kazanma halindeki "dindar dikkati"
dindarlığın en geniş ve önemli alanını oluşturur.
mesela, öylesi bir dindarlıkta
en dindar edebiyatçı
öğrencisine edebiyatı sevdiren, öğreten, okuma alışkanlığı kazandıran adamdır.
ama
esas dersini bırakıp
matematik / edebiyat dersinde
adeta din dersi işleme gayreti gösteren
veya dersini boşa geçiren
kendi dersini önemsemeyen ve öğrencilerini bundan mahrum eden
müslüman matematik / edebiyat öğretmenleri bırakın dindarlığını,
hesabı çok olacak işler edinmiştir.
alınan ücretin sebebi işlenmemiş, bereket gitmiş, dinleyen, seyreden söze değil
faaliyete, icraata bakmış ve taşkınlık ne yazık ki dindarlığa zarar vermiştir...
diğer bütün mesleklerde rızk kazanma anlayışı ve dindarlık algısı
bu örneğe birebir bence aynısıdır.
ey yolcu
'şehadet'
teslim olduğunun ikrarıdır. o kadar
'din' sahibi olduğunun göstergesi ise;
namaz ve oruçtur.
sonra mı?
'din' ciddiyet işidir,
sadece 'dininde' ciddi olanlar
'yolun sarp bir yokuş'
olduğunun farkında olanlardır.
öyle…
Not; yazılarımın, dilediğiniz kısmı dahil, dilediğiniz şekilde dostlarınıza ikram etmeye açıktır.
Kibrin Mağlûbiyeti -1 | İlhan Akar
23.04.2024
müslüman ‘Allah diri’dir! valla! MUSTAFA AKMEŞE 19.04.2024
Baş Döndüren Diplomasi AHMET GÜRBÜZ 24.04.2024
Siyasal Olanın Dönüştürücü Gücü… ABDULAZİZ TANTİK 18.04.2024
Seçimin İmkanları YUSUF YAVUZYILMAZ 21.04.2024
Kemal Kılıçdaroğlu ÜSTÜN BOL 06.04.2024
YEREL SEÇİMLER ÜZERİNE SÜLEYMAN ARSLANTAŞ 08.04.2024
SİYASET VE SERMAYE YUSUF YAVUZYILMAZ 13.04.2024