"Allâhü veliyyü't-tevfîk ve hüve ni‘me'r-rafîk."
Muharrem Ayı'nda sevinçle hüzün bir arada. Zulüm ve sıkıntılardan kurtuluşu ifade eden Muharrem Ayı, hicrî yılbaşı ve Aşura günü sevinç kaynağı.
Efendimizin sünneti olduğundan Müslümanlar Aşura gününü, bir önce veya sonraki günle birlikte oruçlu geçirmeye gayret ederler. Berekete vesile olması için evlere çeşitli gıda maddeleri alınır. Komşu ve dostlara aşura tatlısı ikram edilir.
Kerbelâ ise hüznü ifade etmekte. Hüseyin Efendimiz; davet üzerine Kûfe'ye doğru hareket etmişti. Ne yazık ki; davet edenlerin bir kısmı sözlerinden caymışlar, diğer bir kısmı da yeterli tedbir alamadıklarından saf dışı kalmışlardı.
Hz. Hüseyin'in yanında yer alan sözlerine sadık Müslümanlar Kerbela’da mücadele ettiler ve şehid oldular. Efendimiz’in mübarek torunu Hazreti Hüseyin ve yanındaki yetmişten fazla kişinin şehid edilmesi Müslümanları hüzne boğmuştur. Kazım Paşa, ümmetin bu hüznünü şöyle dile getirmekte.
“Düştü Hüseyin, atından sahra-yı Kerbelâ’ya.
Cibrîl var haber ver, Sultân-ı Enbiyâ’ya.”
Kerbela Hâdisesi değerlendirilirken itidalli olunmalı. Hüseyin Efendimiz meseleyi Allah’a havale etmişti. Kerbela Fâciası'nın insanlar arasında anlaşmazlığa vesile yapılması büyük vebaldir. Kerbela'dan ders çıkartmalı. Israrla Hz. Hüseyin’i davet ettikleri halde ona ihanet eden veya gafil davrananlar ile zalimleri ve yardakçılarını iyi tanımak gerek. Çünkü Kıyamete kadar zalim-mazlum mücadelesi devam edecek.
Bizler Rasûlullah âşığı ve Ehl-i Beyt sevdalıları olarak Kur’ân ve Sünnet'e herkesten çok sarılmalı, yeni fitnelerin çıkmasına fırsat vermemeliyiz. Müslümanlarla ittifak etmeli birbirimizle kenetlenmeli, bünyânün mersûs olmalıyız.
Günümüzün Kerbelası olan Gazze'yi ve Filistinli kardeşlerimizi unutmamalı. Gerekeni yapmazsak Hz. Hüseyin ile yanındaki bir avuç Müslüman'a yardım etmeyen gafillerden olacağız.
Davamıza, liderimize, dava arkadaşlarımıza, eş ve dostlarımıza sahip çıkmalıyız. İslâm'a ve Efendimize dil uzatanlar özgürlük kamuflajı altına gizlenemezler. Onlar mukaddesata dil uzatılamayacağını, yaptıklarının karşılığını göreceklerini anlayacaklar ve hadlerini bilmeyi öğrenecekler. Tarihten ders almak gerek!
"Allah bizim dostumuz, yârimiz, yardımcımız. O sana yâr ise, kim sana dünyayı dar edebilir?
Allâhü veliyyü't-tevfîk ve hüve ni‘me'r-rafîk."
Yüce Yaratıcımızın, Efendimizin ve onun yolunda gidenlerin muhabbetinin gönlümüzde yer etmesini diler, tekbir ve salât ü selâmlarla sizlere vedâ ederim.
İtalya'da Gazze için hayat durdu
24.09.2025
Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne operasyon
24.09.2025
Zorlu CEO'su geri döndü
01.09.2025
Dil, Kabalık, Kavga ve Cinayet OSMAN KAYAER 21.09.2025
Aile Huzuru FEYZULLAH AKDAĞ 14.09.2025