metrika yandex
  • $41.53
  • 48.58
  • GA4970

Kutlu Nebi'nin Dünyayı Şereflendirmesi ve Gazze’de Mevlid Kandili

AHMET SEMİH TORUN
03.09.2025

Her yıl, mübarek Rabîulevvel ayı geldiğinde kalbimizi tatlı bir huzur kaplar. Çünkü bu ay, insanlığın kurtuluş umudu olan Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’in dünyayı teşrif ettiği aydır. O’nun doğduğu geceye "Mevlid Kandili" deriz. Bu gece, karanlık bir dönemden aydınlık bir çağa geçişin habercisi. Bu bereketli gecenin ümmetin gönlünde ayrı bir yeri var.

Her Müslüman, Allah'ın rızasına kavuşmayı arzu eder. O'nun rızasına ermek için Peygamberimize itaat şart. Dünya ve âhiret mutluluğu için âlemlere rahmet olarak gönderilen yegâne önderin yolundan gitmeli.

O, tüm insanlığın yol göstericisi. Kur’ân-ı Kerîm’in ifadesiyle O, "Âlemlere rahmet" olarak gönderilmiştir. O’nu sevmek, sadece bir duygu değil; inancımızın da gereği. Allah’ın rızasına giden yol, O’nun sevgili elçisine bağlılıktan geçmekte. O’na bağlılık ise ancak samimi bir sevgiyle mümkün.

Kutlu Nebi'nin doğumu, asırlar önceden müjdelenmekte, Kur'an-ı Kerim'den önceki ilâhî kitapların bozulmamış hallerinde İki Cihan Güneşi'nin geleceğinden bahsedilmekteydi.

Efendimiz’in doğumuyla karanlıklar dağılıp hakikat yeryüzüne indi. O'nun doğduğu gece olan hârikulâde olaylar, görenleri dehşete düşürmüştü. Efendimizin mevlidiyle (doğumuyla) dünyamız şereflendi, gönüller şenlendi. Çeşitli lisanlarda mevlid-i şerifler yazılıp bu manzum eserlerde Habîbullah'ın doğumundan bahsedildi.

Süleyman Çelebi; büyük bir aşkla kaleme aldığı Vesîletü'n-Necât isimli eserinin "Velâdet" bahrinde (bölümünde) Sevgililer Sevgilisi'nin doğumunu dile getirmekte. O mevlidinde bu geceyi öyle güzel anlatır ki, her beyitte ayrı bir gönül coşkusu hissedilmekte.

"…

Ol Rabîulevvel ayı nicesi. / On ikinci gice isneyn gicesi.

Ol gice kim doğdu ol haru'l-beşer. / Ânesi anda neler gördü neler.

(Rabîulevvel ayının 12'si Pazartesi gecesi, insanların en hayırlısı doğarken annesi hârikulâde şeyler gördü.)

Çevre yanıma gelüb oturdılar. / Mustafa'yı birbirine muştular.

Dediler, oğlun gibi hiçbir oğul. / Yaradılalı cihan gelmiş değil.

Bu senin oğlun gibi kadr-i cemîl. / Bir anaya vermemiştir ol Celîl.

(Çevreme gelip oturdular ve Mustafa'nın doğumunu birbirlerine müjdelediler. “Dünya yaratılalı bu çocuk gibi birisi dünyaya gelmemiş; senin oğlun gibi güzel, değerli ve itibarlı bir çocuğu Celîl olan Allah hiçbir anaya vermemiştir” dediler.)

Doğdı ol sâatde ol Sultân-ı Dîn. / Nûra garkoldu semâvât ü zemîn.

(O anda dînin sultanı doğup yer ve gökler nurla aydınlandı.)"

Yer ve gök nurla doldu. Çünkü doğan; alemlere rahmet, zalime korku, mazluma umuttu.

Yine Süleyman Çelebi; Mevlid'in Merhaba bölümünde, yeni doğan âlemlerin efendisine şu beyitlerle hoş geldin demekte.

"Merhaba ey, âl-i sultan merhaba! / Merhaba ey, kân-i irfan merhaba!

Merhaba ey, rahmeten li'l-âlemîn. / Merhaba, Sensin şefîa'l-müznibîn.

(Hoş geldin yüce sultan hoş geldin! Hoş geldin irfan kaynağı hoş geldin! Âlemlere rahmet olarak gönderilen hoş geldin! Günahkârlara şefaat edecek olan hoş geldin!)"

Mevlid Kandili, asırlardır Mü’minlerin gönlünde özel bir yer tutmuş, her 12 Rabîulevvel gecesi Rasûlullah'ın doğumu kutlanmıştır. Müslümanlar, değer verdikleri bu geceye Mevlid Kandili dediler. Bu gece; Efendimizin doğumuyla alakalı olduğundan "mevlid", cami ve minareler kandillerle donatıldığından dolayı da "kandil" diye adlandırıldı.

Bu feyizli gecede camiler, mescidler, minareler kandillerle donatılır, Kur’ân-ı Kerim’den aşırlar, mevlidden bölümler, naatlar, ilahiler ve kasideler okunur, dualar edilir.  Dağıtılan hediyeler, ikram edilen gülsuyu, gül şerbeti ve sütler. Yapılan şehrâyin, fener alayları ve açılış programları. Resmî erkân ile ahalinin Ayasofya-i Kebir, Sultanahmed ve sair camilerde bir araya gelmesi…

Sadece dinî bir merasim değil; toplumsal bir kaynaşma vesilesidir bu gece. Yoluna kurban olduğumuz Habîbullah'a duyulan sevgi sebebiyle gönüller yumuşar, insanlar gözyaşlarıyla tanışır ve anlaşmazlıklar sona erer bu gece.

“Muhabbetden Muhammed oldu hâsıl. / Muhammedsiz muhabbetden ne hâsıl”

Muhabbet, Allâh ü Teâlâ’nın lutf u ihsanı. Sevgi, Rabbimizin büyük bir ikramı. Kâinat sevgi üzerine kurulmuş. Yüce Yaratıcımız habibi Hz. Muhammed (s.a.v.)’i ve biz kullarını sevdi. Bizden de Efendimizi sevmemizi istedi. Allah ve Rasûlünün sevgisinin olmadığı her kalp boşa atmakta.

Mevlid Kandili; yenilenme, günah ve gafletten arınmaya karar verme, muhasebe ve mazlum kardeşlerimize dua gecesi. İnsanlığın yeniden dirilişine vesile ve zulme karşı direnişe tekrardan başlama gecesi…

"Bu gice dünyayı ol cennet kılar. / Bu gice eşyaya Hakk rahmet kılar.

Bu gice şâdân olur erbâb-ı dîl. / Bu giceye can verir ashâb-ı dîl.

Rahmeten li'l-âlemîndir Mustafa. / Hem şefîa'l-müznibîndir Mustafa.

(Allâh ü Teâlâ bu gece, dünyadakilere rahmet nazarıyla bakıp dünyayı cennet gibi yapar. Gönül ehli olanlar bu gece sevinir, geceyi boşa geçirmeyip ihya ederler. Hazreti Peygamber Muhammed Mustafa, âlemlere rahmet ve günahkâr kulların yardımcısıdır.) "

O, kıyamete kadar ümmetine ışık tutacak ve Mahşer günü en zor anlarda, kendi yolunda yürüyenlere "Ümmetim!" diye sahip çıkacak olan son peygamber.

"Merhaba ey, âsi ümmet melcei! / Merhaba ey, çaresizler eşfai!”

(Merhaba, ey günahkâr ümmetin sığınağı! Merhaba, ey çaresizlerin yardımcısı!)

“Ey risâlet tahtının Sen hâtimi! / Ey nübüvvet mührünün Sen hâtemi!”

(Ey Rasüllük tahtının ve nebilik mührünün son sahibi!")

Kur'ân-ı Kerîm'de bizzat Allah ü Teâlâ'nın övgüsüne mazhar olan Efendimiz'in hayatı ile alakalı binlerce cilt eser yazılmış, birçok naat kaleme alınmıştır. O'nu sevmek ruhun gıdası, O'nun yolunda olmak ve ölmek şereflerin en yücesi. 

O, serverimiz, rehberimiz, şefîimiz!.. İnsanlığın tek önderi!.. Dertlilerin dermanı, kimsesizlerin kimsesi, âlemlerin efendisi!.. O, dul ve yetimlerin koruyucusu, mazlumların sığınağıydı. Yeryüzünde adaletin, merhametin ve hakikatin sesi oldu. Bizler de O’nun izinden gitmedikçe ne dünyamız düzelir ne de dertlerimiz deva bulur.

"Ey gönüller derdinin dermânı Sen! / Ey yaratılmışların sultanı Sen!"

(Ey yaratılmışların sultanı ve gönüller derdinin devası!”

O, insanlığı aydınlatan! Bâtılı yok edip hakkı hâkim kılan! 

Salât ü selâm; Habîbullah, Rasûlullah, Nebiyyullah, Efendimiz Muhammed Mustafa'ya. 

Galib Dede ne güzel söylemiş: 

"Sen Ahmed ü Mahmûd ü Muhammed'sin Efendim!

Hakk'tan bize sultân-ı müeyyedsin Efendim!"

(Efendim Sen, Yüce Mevlâmızın bize gönderdiği övülmüş bir sultansın!)

Unutmayalım, Peygamberimiz bugün de kalplerimize ışık tutan bir rehber. O'nu tanıyıp sevmek, yolunda yürüyen cengâver bir nefer olmak her iki cihan saadetimiz için elzem.

Filistin’de de ihya edilmeye çalışılan Mevlid Kandili’nde sokaklar rengarenk süslenip sokaklarda şekerler ikram edilmekte. Gazze’de de bereket sofraları kurulup ikramlar yapılacak inşallah. Hayır müesseselerimiz, bu mübarek gecede kardeşlerimizin -bir nebze de olsa- yüzlerini güldürmeye çalışacaklar. 

Âlemlerin efendisinin doğduğu bu kutlu gecenin, dünyadaki zulmün durmasına vesile olmasını, “Bünyânün mersûs” olabilmemiz hususunda bizlere feraset nasip eylemesini Yüce Mevlâ’dan niyaz ederim. Kandilin günü olan, kandilden sonraki günü oruçlu geçirmenin sevaplı olacağını hatırlatmak isterim.

Ya Rabbi! Gazze başta olmak üzere tüm mazlumlara imdâd eyle! Zalimleri kahredip mazlum kardeşlerimizi düşmanlarına karşı mansur ve muzaffer kıl! 

Yorum Ekle
Yorumlar (1)
Muhammed Zahid Kul | 04.09.2025 13:35
Kutlu Nebi'nin doğumunu güzel bir şekilde mevlidden bölümlerle anlatan ve kandil vesilesiyle oruç tutacaklara gerçek sevaplı günü bildiren yazara çok teşekkür ederim.