metrika yandex
  • $32.57
  • 34.69
  • GA19020

Haberler / Yorum - Analiz

Ramazan Kayan: Adanmış öğretmenin bir mevzusu, bir mevziisi vardır… Asla mazereti yoktur…

10.11.2019

‘’Atanmış  değil adanmış öğretmen’’ tanımlaması gerçekten kulağa hoş gelen, yürek ferahlatan, ideallerimizle örtüşen çarpıcı bir vurgudur…

Okullarda seminer programlarını önemseyen biri olarak, gittiğim okullarda, konferans salonunda beni dinleyen öğrencilerden daha çok öğretmenler odasının gündem ve gidişatını merak etmişimdir… Çünkü öğretmenler odasının gündemi öğretmen gerçeğimizin aynasıdır.

Adanmış öğretmen arayışımız devam ede dursun öncelikle ne aradığımızın adını, anlamını ve amacını doğru ortaya koymamız gerekiyor…

Gerçekten adanmış öğretmen ne demektir?

Devletle akdi olan, öğrencisiyle ahdi olan, Allah’a adanmışlık andı olan yüce yüreklere, adanmış öğretmen diyoruz…

O görevli olmanın ötesinde gönüllüdür… Tüm içtenliğini işin içine katınca eğitimin içeriği değişecek, ideal nesiller o zeminde yetişecektir… İhlası ile inşa sürecini besleyecektir…

Adanmış öğretmen, okulu mabet bilir… Sınıfa abdestli girer, derse besmeleyle başlar…

Mesleki formasyon, kişisel performans ve profesyonellikten öte yaptığı işin bir ibadet hali, salih amel biçimi olduğu inancı ve bilinciyle sınıfa girince huşu ile toplumsal sorumluluğunu sürdürmüş olacaktır… Bu durumda görev alanı sadece sınıfla sınırlı kalmayacak, yaşamın tüm saha ve safhalarına da yansıyacaktır… Öğrencilerine sokakta da, sanalda da göz kulak olacaktır…

Öğrencileri sınavdan önce hayata hazırlayacaktır…

Adanmış öğretmen; babadır, anadır, ağabeydir, abladır… Dert ortağı, sır dostudur… Sığınak, barınak, korunaktır…

Sınıfa sadece bilgi değil; ilgi, sevgi, saygı, değer taşır…

Sınıfa girmekle kalmaz, sınıftakilerin yüreklerine girer… Ders vermekle yetinmez; derdini, davasını da verir… Güne değil, gönle hitap eder…

O umuttur, ufuktur, vicdandır, yürektir…

Öğrencilerinin sınavları kazanması onun için yeterli değildir, bu çocukların kalbini nasıl kazanabilirim? derdindedir…

Gençleri sınava alırken, bu gençlerde benim imtihanımdır şuuru ile hareket eder… Onların sadece akademik başarılarıyla değil her derdiyle ilgilenir… Ahlaki donanımlarını dert edinir…

Evet sadece bilgi yüklemesi değil, bilinç inşası, bilgelik yolunda hikmet arayışında olacaktır…

Nesne nesiller değil, güçlü şahsiyetler yetiştirme çabası kesintisiz devam edecektir…

Konu sadece kariyer yapmak değil, karakter sahibi olmaktır…

Mesele yalnızca mezuniyet değil, mesuliyet bilinci ile hayata anlam katmaktır…

Resmi bir refleks ile değil, rabbani bir duyarlılıkla çocukların dünya ve ahiretine katkı sağlamaktır önemli olan…

İşte bu bilinç ile öğretmenliğe odaklanan rutinin dışına çıkabilir… Ek iş takibi, emekliliğe gün sayma alışkanlığı, özlük haklarını elde etme kavgasının ötesinde ‘’kul hakları’’ bağlamında bu çocuklara daha fazla ne verebilirim? Dualarını nasıl alabilirim? arayışında olacak…

Tayin, terfi öncelikli gündem değil, kuşakların terbiye ve tezkiyesi öne çıkacaktır…

İki artı ikinin dört ettiğini öğretirken helal olan birin haram olan üçten büyük olduğunu öğretmeyi unutmayacaktır.

Sınavın sadece kâğıt, kalem ve test kitapçığından ibaret olmadığını; insanlık, kardeşlik ve kulluk sınavının tüm sınavların sınavı olduğunu işleyecektir…

Adanmış öğretmenin bir mevzusu, bir mevziisi vardır… Asla mazereti yoktur…

Müdrik, müşfik, mürşit öğretmenler için öğretmenlik bir meslek değil bir varoluş biçimidir…

Onlar iman, vicdan, mizan ölçeğinde eğitim ve öğretimi sürdürürler…

Para değil insan biriktirme derdindedirler… Çünkü onlar her devrin değil her derdin adamıdırlar…

Okula malumatla değil merhamet, marifet ve hikmetle giderler…

Okul onlar için bir geçim kapısı değil, ebedi kurtuluş fırsatıdır…

Yorum Ekle
Yorumlar (1)
Mete | 17.11.2019 10:29
Keşke bütün öğretmenler bu anlattığınız gibi olsa. Keşke bugünün öğrencileri öğretmenin bu ideallerini yıpratmayacak terbiyeye sahip olsa