metrika yandex
  • $41.66
  • 48.9
  • GA36680

Haberler / Dosya Haber

Ecel ve Ölüm.. Şeyho Duman Anısına- Süleyman Arslantaş

05.12.2024

Hertaraf Haber olarak Pazar günü vefat eden , sayısız öğrenci yetiştiren ve gönüllerde yer edinmiş dava adamı, İslami Camia’nın Önde Gelen İsimlerinden ŞEYHO DUMAN’la ilgili Dava arkadaşlarının düşüncelerinin ve anılarının anlatıldığı bir "Dosya Haber" hazırladık..  

Konuyla ilgili Yazarımız Süleyman Arslantaş'ın yazısını yayınlıyoruz:

Arslantaş, Rahmetli Şeyho Duman'la ilgili olarak şöyle söylüyor:

Şeyho Hocam bir aktivist değildi. O bir âlimdi. Üstelik de Kur’ani kavramlara fevkalade hâkimdi. Zira dil konusunda oldukça ileri düzeydeydi. Kur’an Arapçası başta olmak üzere Osmanlıca’nın her türüne vakıf bir birikimi vardı.

ŞEYHO DUMAN:

Şeyho Duman Hocamız da 30 Kasım günü Hakka yürüdü. Rahatsızdı ama yatalak değildi. Ecel gelmiş gerisi elbette bahane. Zira Hz. Ali’ye atfedilen bir söz var; “Ecelim, ölümümün teminatıdır.” diye. Hocamızla, 1976’da Seyranbağları’nda bir Cami’de İmam iken tanışmıştık. Eh yaklaşık 48 yıllık bir dostluğumuz vardı. Bildiğim kadarıyla ve kendi ifadesine göre Adıyaman’ın bir köyünde dünyaya gelen Şeyho Hoca, küçük bir yaşta iken Malatya’ya geliyor. Ve Malatya Müftüsü olan İsmail Hatip Erzen Hoca ile tanışıyor. Birlikte oldukları Said Çekmegil, Said Ertürk, Musa Çağıl gibi o dönemin genç Müslümanları İsmail Hatip Erzen Hoca’dan oldukça etkileniyorlar. Zira Erzen Hoca’nın din anlayışı Kur’an merkezli, bidat ve hurafelerden arınmış bir dindarlıktır. Bu, Müslüman gençler de İsmail Hatip Erzen Hoca’yı örnek alarak din anlayışlarını ona göre tanzim ederler ve hepsini de tanıma imkânını bulduğum bu büyüklerim yaşadıkları sürece Kur’an ve Sahih Sünnet çizgisini devam ettirdiler. Benim gibi kimseler de onlardan istifade ederek Kur’an ve Sünnet çizgisinde bir hayat sürdürmeye gayret gösterdik. Allah onlardan razı olsun.

Şeyho Duman Hocam ile birçok yurt içi ve yurt dışı seyahatlerimiz oldu. Özellikle 1987, 1990 ve 1997’de birlikte gerçekleştirdiğimiz İran seyahatleri oldukça verimli geçti. Zira bu seyahatlerde mezhebi anlayış ve uygulamaları teşhis ve tespit imkânımız oldu. 1987 seyahatimizin nedeni ise 1987 yılında Mekke’de meydana gelen ve yaklaşık 487 İranlı Hacının ölümü ile sonuçlanan ve benim de görgü tanığı olduğum olaylara ilişkin olmuştu. Yani geniş katılımlı bir Hac Kongresi tertiplenmişti. Ben de o kongrede bir tebliğ sunmuştum. O davet hem benim için hem de hocam için Dünya Müslümanlarının birçok önderlerini tanıma fırsatı vermişti. Hocam aynı zamanda bizim tercümanlığımızı da üstlenmişti. Şeyh Osman Halepçe, Şeyh Fadlallah, Şeyh Said Şaban gibi önderlerle yapıcı, aydınlatıcı sohbetlerimizin tercümanlığını Şeyho Hocam yapmıştı.

Şeyho Hocam bir aktivist değildi. O bir âlimdi. Üstelik de Kur’ani kavramlara fevkalade hâkimdi. Zira dil konusunda oldukça ileri düzeydeydi. Kur’an Arapçası başta olmak üzere Osmanlıca’nın her türüne vakıf bir birikimi vardı.

Hocam’la ilgili bir anıyı da paylaşmak isterim. Tahran’dayız. Öğle ezanı okundu namaz kılacağız, hocam Fadlallah’ı işaret etti ve Fadlallah öğlen ve ikindi namazını cem ederek kıldırdı. Akşam ezanı okunduğunda da yine beraberiz. Bu kez Şeyh Fadlallah Şeyho Hocayı öne sürdü ve Şeyho Hoca akşam ve yatsı namazlarını kıldırdı. Bu arada şu notu düşmek isterim; Şeyh Fadlallah Şii olduğu için Müslüman değildi, Müslüman olduğu için Şii idi. Tıpkı Şeyh Said Şaban’ın Müslüman olduğu için Sünni olduğu gibi. Bu karşılıklı bir Şii imamın, bir Sünni imamın namaz kıldırmaları ve birbirlerinin arkasında namaz kılmaları, Türkiye’den gelen bazı Müslümanlar da Şeyho Hoca ve yanındakiler Şii mi oldu sorusunu beraberinde getirdi. Ve Hoca’ya; “Şeyho Hocam şen Şii mi oldun?” Dediler. Hoca da cevaben; “Şeyh Fadlallah benim arkamda namaz kılınca Sünni mi oldu?” Diye cevaplandırdı. Yani Şeyho Hocam ne Şii - ne Sünni idi. Ona göre zaten sünnete ehil olmayanlara Müslüman bile denmezdi. Çünkü Peygamber (as)’in en büyük sünneti farzlara riayeti idi. Hâsılı Allah rahmet eylesin ben ve kuşağım ve sonrakiler Şeyho Hoca’dan çok şey öğrendik. Bunların da başında Kur’ani kavramlar gelmektedir.

Yazının devamı için  tıklayınız:

ŞEYHO DUMAN

(Soldan sağa Nejdet Kartcı, Süleyman Arslantaş, Prof.Dr. Ahmet Rumeli, Hikmet Kuşcu, Şeyho Duman, Abdurrazak Ateş, Abdullah Altinkaynak)

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş