metrika yandex
  • $32.19
  • 34.99
  • GA17650

Küreselleşme Bağlamında Şehir ve İslam - V

OSMAN KAYAER
09.04.2018

b) Putperest olmayan bir halk: İslam’ın tek tahammül edemediği, yanı başında görmeye dayanamadığı şey, “Putperestlik”tir. Çünkü putperestlik, insanı kendinden daha edna (aşağı) olan bir varlığa prestij ettirmek suretiyle izzet ve şerefini ayaklar altına düşürmektedir. Putperestlik deyince aklınıza sadece klasik heykel tapıcılığı gelmesin. Put, insanın fıtratına aykırı olarak aşırı düşkünlük gösterdiği ve onun için her türlü fiili göze aldığı herhangi bir nesne ya da değerdir. Günümüzün en büyük putu şüphesiz paradır, kadın ve şöhreti de unutmamak gerekir. İnsanların bir kısmı zihnindeki putu elde etmek için ne hukuk, ne ahlak, ne edep ve ne de örf tanımakta her türlü süfliliği (aşağılığı) yapabilmektedir. Kutsalı olmayan günümüz ideolojilerini de bir çeşit putperestliğe benzetebiliriz.

 

Putperestlik ve günümüz ideolojileri ahiret inancına sahip olmadıklarından öteki olarak gördükleriyle dünyada iken hesaplaşmak istemektedirler. Bu hal baskı ve zulmün ortaya çıkmasına kapı aralamaktadır.

 

c) Bol rızk ve nimet: Şehirde bulunması gereken üçüncü vasıf, geçim vasıtalarının bolluğudur. Müslüman şehirleri geçmişte hep bolluk şehirleri olarak ün salmışlardır. Ticaret ve üretim en önemli geçim kaynağı olarak hep teşvik edilmiştir. Şehirlerin büyümesi ve cazibe merkezi olması en başta geçim imkanları ile doğru orantılıdır. Müslüman yöneticiler şehirlerin hem kuruluş aşamalarında hem de diğer zamanlarda zanaat ve ticaret erbabına özel ilgi göstermiş çoğu zaman vergi muafiyeti ve teşvikler ile onları desteklemişlerdir. Müslüman şehirlerinde esnaf, “Rızk ekonomisi”[1] diye isimlendirebileceğimiz bir anlayış geliştirerek kendi arasında güçlü bir dayanışma ve yardımlaşma kültürü geliştirmiştir. Mesela: Esnaf “İlk satışı yaptıktan sonra gelen müşteriyi ben siftah ettim, sen de komşumdan al.” diyerek yan dükkana gönderebilmektedir.

 

İslam birilerinin zannettiği gibi bol kazancı yadsımamış bilakis çok kazanmak suretiyle kendi kendine yetemeyenlere yardım etmeyi teşvik etmiştir. İslam paranın belli ellerde toplanması suretiyle mülkün tekelleşmesine müsaade etmemiş, şehrin merkezi ile çeperleri arasında ekonomik anlamda bir uçurumun ortaya çıkmasına fırsat vermemiştir. Bugünkü metropollere benzer büyüklüklere ulaşan ortaçağ Müslüman şehirlerinde çok merkezli bir yapının ortaya çıkarılması suretiyle refah şehrin her tarafına yayılmıştır.

 

d) Çok kültürlülük ve çeşitlilik: En başta Hz. Peygamberin Medine’si olmak üzere tarihin her döneminde Müslüman şehirleri çok kültürlü yerleşim mekanları olmuştur. Hz. Peygamberin Medine’de yaşayan Yahudi, Hristiyan ve Mecusiler ile yaptığı “Medine sözleşmesi” bunun hem başlatıcısı hem de ilk örneği olmuştur.

 

Hem Modernizmin ve hem de onun bir çeşit devamı niteliğinde olan globalizmin tek hakikatçi ve monoteist yapısına karşılık İslam her zaman kesretçi (çoğulcu-çeşitlilikçi) olmuştur. Müslüman şehirleri, “Vahdet içinde kesret” düsturu ile her inanç ve kültürden topluluğu bünyesinde barındırmış, mahalle kültürü ile onları vücudun azaları gibi korumuştur.

 

Günümüz Türkiye’sinde özellikle herhangi bir ideolojiye mensup insanların diğerlerine tahammül edememesi, hem putperestliğin tezahürü, hem de “Tek hakikat vardır o da benimkisidir” anlayışının bir sonucudur. Kendisinden başkasına hayat hakkı tanımayan putperestlikten kurtulmanın tek yolu, “Vahdet içinde kesret”in mümkün olduğuna inanmaktır.

 

Müslümanlar, tarihin faili oldukları dönemlerde içinde her inançtan ve her kavimden insanın kendi inanç ve kültürü ile barış içinde yan yana yaşadıkları “Mozaik şehirler” inşa ettiler. Geçmişte, bu hal, Müslüman şehrinin gözle görülür bir özelliği olarak hemen fark edilirdi.

 

Devam edecek...

 

[1] Rızk ekonomisinde maksat, mal biriktirmek suretiyle  zengin olmak değildir, “Havace-i asliye” denilen günlük ihtiyacı karşılamaktır. Eğer kazanılan miktar, ihtiyaçtan fazla olursa, onunla kendi havace-i asliye’sini tedarik edemeyen ihtiyaç sahiplerine yardım edilir. Bundan sonra da artakalan olursa bu takdirde kara günler için bir miktar tasarrufta bulunulur.

 

YAZARIMIZ SAYIN OSMAN KAYAER'İN KONU İLE İLGİLİ YAZDIĞI YAZILARIN 1 - 2 - 3 ve 4.  BÖLÜMLERİ İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNKLERİ TIKLAYINIZ

 

http://www.hertaraf.com/koseyazisi-kuresellesme-baglaminda-sehir-ve-islam-1-489

 

http://www.hertaraf.com/koseyazisi-kuresellesme-baglaminda-sehir-ve-islam-2-496

 

http://www.hertaraf.com/koseyazisi-kuresellesme-baglaminda-sehir-ve-islam-iii-503

 

http://www.hertaraf.com/koseyazisi-kuresellesme-baglaminda-sehir-ve-islam-iv-513

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş