Havanda Su Dövmek

Düşüncelerimizi oluşturan inancımızın esası bütün yanlışlara gücümüz nisbetinde karşı çıkmaktır. Bu yanlışın bizde veya bizim tarafımızda olması hiçbir şeyi değiştirmez. Yüce kitabımızın ifadesiyle: "Ey inananlar, Allah için daima adaleti tam yerine getirin ve tanıklığı o yolda yapın, hatta kendi aleyhinize, yahut anayla babanın ve yakınların aleyhine bile olsa. Hatta zengin, yahut yoksul bile olsa, çünkü Allah ikisine de sizden daha ziyade sahiptir, sizden daha fazla korur onları ve siz, adaleti icra ederken nefsinizin dileğine uymayın. Bir tarafı gözeterek hüküm verir, yahut birinden yüz çevirirseniz bilin ki şüphesiz Allah yaptıklarınızın hepsinden haberdardır."

İtikadımız gereği haksızlık karşısında susmak veya yanlışlara doğru imiş gibi yorum yapmak şeytanın işi olarak nitelendirilmemiş midir?

Son yıllarda Müslümanların bir İslami kaygıları, ahlaki duruşları, davranışları, titizlikle üzerinde durdukları bir idealleri nerede ise kalmamış gibidir. Bütün muhalif davranışları ve istekleri tamamen maddileşmiş, sekülerleşmiştir. İslami kesim kendi içindeki yanlışları düzeltmezse veya düzeltme gayretinde olmazsa her zaman saldırıya uğradığında yaptığı tepkiden öteye geçmeyecektir.

Ne zaman bir çocuk evliliği meselesi çıksa böyle bir şeyin olamayacağını deliller getirerek ispat etmeye çalışmak önemi bir iş haline gelmiştir. Şimdiye kadar 6 yaşındaki çocuğa nikah yapılabilir fetvası verenlere hiç karşı çıkılmadan neyi ispatıdır bu? Hemen Hz. Ayşe’yi gündeme getiren bizim alimlerin (!) hemen müdafaaya geçmeleri neyin ifadesidir.

Çağının hiçbir müşrikin, hiçbir münafığın, kafirin ve de ehl-i kitabın buna karşı tekbir söz bile etmemeleri ispat olarak yeter. Çağının en büyük düşmanlarının bile doğruluk ve yüce ahlakına söz atamadığı peygamberimizin böyle bir evlilik yaptığı, bu olay hangi hadis kitabında geçmektedir bir bakın bakalım.

Beyler çağının hiçbir müşrikin, münafığın, ehl-i kitabın ve kafirlerin bile tartışmadığı ve tartışamadığı bu konunun kitaplara girmesini kim sağlamıştır?

“Peygamber 30 erkeğin cinsel gücüne sahipti.”

(Buhari, Muhtasar Tecrıîd-i Sarih, hadis no: 192)

“Peygamber bir gecede dokuz hanımıyla ayrı ayrı cinsel ilişki kurardı”

(Buhari, Muhtasar Tecrıîd-i Sarih, hadis no: 192). Bunlar nedir?

Hz. Hasan (r.a.)’ın ikiyüz hanımı olduğunu kitaplara koyan kim, 6 yaşındaki çocuklara nikah yapılabilir diyen kim, vb. Daha çok misalleri çoğaltabilirsiniz.

İçimizdekileri ve İslam adına yazılmış bu kitaplar temizlenmezse kendi elimizle kendimize daha çok iftira ararız.

Ben de isimleri unutulmaya başlayınca böyle sözlerle gündeme gelmeye çalışanlara yuh diyorum. Anadolu da ayrılık olmasın, birbirinizle ölünceye kadar iyi geçinin diye böyle dua eder.

Ukalalık edip deme “kalbura kalbur”. Lügat-ı fasihten evladır galatı meşhur, denilmiştir. Nurettin hoca.. Bu yorumların iyi niyetle alakası yoktur. Konuşmalar hep kadın aşk vs. üzere. Bırakın herkes Müslüman’ca yaşasın. Müslümanlar cahil diye her hareketlerinde hakaret etmekten vazgeçin. Adamın on konuşması varsa dokuzu kadın ve aşk üzere. Yeni fetvalar..

Birisi de çıkmış, kendinden menkul üslubuyla ‘Bu namazı başımıza kim musallat etti’ diye bağırıyor. Güya namazın öneminin olmadığını anlatacak. Bu adamlar milletin yakasında elini çekerse yalan ve yanlışlar daha iyi anlaşılacaktır. Bu yazılanlarla ve böyle konuşup fetva verenlerle mücadele etmeden daha çok yanlışlarla bizi suçlarlar ve iftira diye bağırırsınız. Karşı tarafın her delili bizim mahalleden…

Bütün bu hadis diye rivayetleri kim rivayet ederse etsin, bu konuşmaların Kur'an'la bağdaşan bir tarafı var mı? Asla hadis düşmanlığı veya hadisçi düşmanlığı değildir amacımız. Bizim amacımız bunlar bizim kitaplarımızda bulunduğu müddetçe başkası iftira atıyor demeye hakkımız yok. Kuran ve mütevatir hadislere uymayan akaide ve fıkhın ana unsurlarına uygun olmayan bütün rivayet ve fetvalar temizlensin. Ki bu saçmalık dediğimiz şeyler bizim gündemimizde olmasın. Kimse de iftira atanın bir kaza ile ölümü ile de avunmasın. Unutmayalım ki; Peygamberimize iftira atanlara bile Allah böyle bir ceza vermemiş. Haşa bunlar Allah yanında peygamberden de mi önemli.

Hani derler ya ‘hırsız evin içinde ise kapı kilit tutmaz derler.’ Bu da böyle.

Madem 6 yaşında böyle bir evlilik olmamışsa, Kur’an’a, İslam'a göre bu mümkün değilse birisi çıkıp 6-7 yaşlarında çocuğa nikah yapılabilir derken nerede idiniz?

Nedir bu cinsellik derdi. Akıllar hep orada mı? Bu milletin, bu ümmetin derdi bunlar mı? Filistin yanarken, Suriye kaynarken, binlerce Müslüman evladı batıya kaçırılıp Hıristiyanlaştırılırken, cinsel köle olarak satılırken ve bu toplumun ahlakı dünyevi değerlere göre ayarlanıp yozlaştırılırken… Bütün dünyada Müslümanlar değişik zulüm ve yokluk içinde kıvranırken bu yazılanlar ve uğraşlar niçindir?

Susuyoruz. Susun, susalım bizdendir bunlar diyelim. Bir gün gelecek konuşacak hiçbir şeyimiz kalmayacak. İşte o zaman , işte o zaman…. Susmak tedbir değildir, tevekkül hiç değildir. Susmak ahlaksızlığa ve zulme ortak olmaktır. Allah'ın ve kulların üzerimizdeki haklarını korumamaktır.

Vesselam.