metrika yandex
  • $34.84
  • 36.68
  • GA21420

Barış Ucuz Değil

AHMET GÜRBÜZ
26.10.2024

 

Hiçbir iyilik ucuz değildir. Hiçbir güzelliğe kolaylıkla ulaşılmaz. Her nimetin bir külfeti vardır. Bir değer ne kadar özelse pahası da o derece ağırdır. Dünyanın en kıymetli cevheri elmas, yerin 150-160 km altından çıkarılır. Keza inci ve mercanlar denizlerin en derinliklerinde yetişir.

Sosyal hayatın vazgeçilmez değerlerinden biridir barış. İmparatorluk bakiyesini, Anadolu jeopolitiğinin üstüne oturttuğunuz zaman, sosyal barışın nedenli önemli olduğunu anlatmaya hacet kalmaz.

Adı barış olan dinimiz İslam ve medeniyetimizin ana kaynağı Kur’an – Sünnet; aileden topluma, siyasetten diplomasiye, bizi sürekli sulha yönlendirir. “Sulh hayırlıdır, ancak sulhta hayır vardır”(4/128) ilahi mihengi ortaya koyarak; “bütün müminlere topyekûn barış ve esenliği emreder, şeytanın adımlarına uymaktan men eder.”(2/208)  Zira şeytan insanların arasında düşmanlık, bozgunculuk ve fitne ateşini körüklemek için ter döker. Sulh, İslam ve insanlığın gereğidir, fitne ve katl ise şeytanın amelidir. Çünkü “şeytan insanlığın düşmanıdır.“(36/60)

Hz. Aişe (rah) validemizden aktarılan bir hadis-i şerifte: Nebi (SAV) namazdan sonra selam verdiği zaman; “Allah’ım barış ve esenlik sensin, barış ve esenlik ancak sendendir. Ey celal ve ikram sahibi, sen yüceler yücesisin” derdi. (Nesai Sehv 82)

Barış elçisi Allah Rasulünün daha Mekke’deyken Hulf-ul Fudul yeminindeki performansı, Medine’ye hicretin akabinde Evs ve Hazrec kabileleri arasındaki asırlık düşmanlığı sulha bağlaması, Yahudi kabilelerle ayrı ayrı sözleşmeler imzalaması, nihayetinde Hudeybiye antlaşmasında müşriklerin dayatmaları, sahabenin itirazları, efendimizin stresi ve sonunda gelen Mekke’nin fethi, Allah’ın rıdvanı…

Andolsun ki (Hudeybiye’de) ağacın altında sana biat ederlerken, Allah o mü’minlerden razı olmuştu. İşte (Allah) kalplerindeki (sadakatleri)ni bildiği için onların üzerine huzur ve güven indirip hem kendilerini yakın bir zafer (olan Hayber’in fethi) ile hem de alacakları birçok ganimetlerle mükâfatlandırdı. Allah mutlak galiptir, hüküm ve hikmet sahibidir.”(Fetih 48/18-19)

Bir dipnot olarak; biatın da bir musalaha, musafaha, tokalaşarak bağlılık yemini olduğunu hatırlatmak isterim.

Türk siyaseti Devlet beyin sürpriz hamlelerine, kritik manevralarına, alayına gider yaptığı beyanatlarına yabancı sayılmaz. Ancak bu sefer söylediği şey ne aldığı oyun ağırlığıyla tartılabilir, ne parti grubunun kalabalığı ile kıyaslanabilir, ne de siyasi geçmişiyle mukayese edilebilir. “Ey Türk! Titre ve kendine gel” kabilinden, sarsıcı, şok edici, dehşete düşürücü cümleler.

"Türkiye'ye getirilirken he türlü hizmete hazırım diyen terörist başı buyursun gelsin TBMM'de DEM sıralarına katılıp silah bıraktığını ilan etsin, terörün tamamen bittiğini örgütün lağvedildiğini haykırsın.”

Gazeteci Zengin: Bahçeli oyun kuruyor, amacı PKK'yı Kandil ve Amerika'nın  elinden almak - 22.10.2024, Sputnik Türkiye

Zaten olağanüstü gündemlerden yorulan kamuoyuna bu konuşma tam bir deprem etkisi yaptı. Son günlerde yaşananları bir çırpıda ne anlamak mümkün, ne de izah etmek. Ben de Devlet beyin açıklamasını duyduğumda irkildim, heyecanlandım, ümitlendim, bunun bir fırsat olduğunu, sahiplenilmesi ve desteklenmesi gerektiğini düşündüm.

Sayın Bahçeli çok büyük bir laf etti, muazzam bir adım attı, telafisiz bir risk aldı. Onun teröre karşı kinini, vatana olan bağlılığını, millete aşkını, devlete sadakatini bilenlerin,  bu çıkışın siyasi bir hesapla, kişisel bir hezeyanla, kısa vadeli bir planla söylenmediğini de bilmesi gerekir. Bu devlet aklı ve şefkatiyle yoğrulmuş bir manifestodur.

Yapılan açıklamanın içeriği kadar, zamanlaması da çok çarpıcıydı. Olayın, iblis ordusunun akıl hocası FETÖ elebaşının ölümünün üzerine gelmesi, onunla irtibatlandırılamaz ama iyi bir tevafuk oldu. Zira Devlet Bey bunun ilk adımını 1 Ekim'de TBMM açılışında atmıştı. Mevzuya en rijit tepkilerin yaslarına rağmen FETÖ sempatizanlarından gelmesi enteresan bir husus.

Bu tarihi çıkışa itirazların odağında Öcalan’ın mecliste konuşacak olması var. Oysa bu olayın sadece bir kısmı; eğer PKK lağvedilecek, terör bitecekse bunun meclisten duyurulması yerinde olur. Ayrıca Sayın Bahçeli DEM grubunu işaret ediyor, orda konuşan ve konuşulanların yekdiğerinden pek bir farkı yok. Terörsüz bir Türkiye için değer.

Birinci çözüm sürecine en büyük itiraz Devlet beyin temsil ettiği milliyetçi kanattan gelmişti. O süreç maalesef FETÖ ve kandil ekseninden gelen sabotajlarla akamete uğradı. O gün de, bugün de, bilerek ya da bilmeyerek terör baronlarının avukatlığını yapan; terörle müzakere olmaz, barış savaşta olur vs nakaratlarını çok dinlemiştik.

PKK bir terör örgütünden ziyade, küresel emperyalizmin, çok uluslu gayr-i nizami ordusudur. 40 yıldır biz Siyonist-evanjelist sermayenin beslediği bu ahtapotla boğuşuyoruz. Ülke olarak bu yolda çok büyük bedeller ödedik, kurbanlar verdik. Sosyolojik ve ekonomik kayıpların hesabı bile yok.

Bu konuyu samimi olarak kafaya takan ve üzülen arkadaşlara bir önerim, bir de sorum olacak. Önerim; girişte zikrettiğim peygamber efendimizin antlaşmaları, özellikle Hudeybiye barış antlaşması ve Cumhuriyetin temeli Lozan Sulh Muahedenamsine göz atmaları.
Sorum ise; bu süreç başarıya ulaştığı takdirde, buna kimler sevinecek, kimler üzülecek?

Barış kolay değil, zorlamak gerek. Çaba, gayret, fedakârlık, şefkat, merhamet, gerekirse bir adım geriye atabilmek gerek. Yürek, yiğitlik ve mertlik ister.

Bahçeli öyle zamanda, öyle bir yerden girmiş ki konuya, sokakların; FETÖ gitti, PKK’da biterse ‘acaba Türkiye terör belasından tamamen kurtulur mu’ umudunu, 24 saat bile solumasına fırsat vermediler.

Gelen cevabın şiddetinden, konunun hassasiyeti ve gerekliliği gayet net anlaşılıyor.

23 Ekim öğleden sonra, Ankara Kahramankazan’ da bulunan, Türkiye’de hava platformlarının tasarımı, geliştirilmesi, üretimi ve yenilenmesi alanlarında hizmet üreten, savunma sanayimizin gözbebeği teknoloji merkezi, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ)’a 2 PKK militanıyla intihar saldırısı düzenlendi, 5 genç emekçi kardeşimiz şehid oldu.

Menfur saldırının amaçları ve azmettiricileriyle ilgili şu hususlar önemli.

FETÖ elebaşının ölümünün ardında örgütün belini doğrultamayacağı, Öcalan ve DEM grubunun da Kandile rağmen uzatılan eli tutması ihtimali, küresel terör baronlarını paniğe sevk etmiş durumda.

Türkiye’nin en üst düzeyde BRİCS toplantısına katılması, ekonomi politikaları ve diplomatik tercihlerde özgün bir yol belirlemesi, AB ve NATO müttefiklerimizi çılgına çevirmiş olmalı.

Bakan Fidan, Hamas heyetiyle görüşmesinde ateşkes müzakerelerindeki son durumu ele aldı

Hamas Liderlerinin şehadetlerinin ardından Dışişleri Bakanı Hakan Fidanın İstanbul'da Hamas Şura Meclisi Başkanı ve Siyasi Büro üyelerini kabulü, soykırım sanığı İsrail yönetiminin son saldırılarına, katliamlarına Türkiye’nin her platformda sert tepki vermesi, Siyonist terör destekçilerini kudurtmuşa benziyor.

Ülkemizin geleceği, yüz akı yeni nesil savunma sanayi projeleri; uzak yakın, dost müttefik bazı devletleri tehdit ve tedirgin ettiği gün gibi ortada.

Yukarda sayılan maddelerin odağında hangi ülke/ülkeler varsa TUSAŞ saldırısının önünde PKK, arkasında onlar vardır.

Nurullah Genç üstada selam ve hürmetle..

Istırâbdır yiğidim azığımız, hicrandır
Mirasımız mahkûmdur, mahzundur, perişandır
Gene de ye’se düşme yiğidim; imtihandır
Filizlenen her ölüm, mazlumlara nişandır

Ne gönüllerde sevinç, ruhlarda beyaz kaldı
Ufka bir bak, ilerle; inkılâba az kaldı.
Ülkemden hatırıma hep sefiller geliyor
Bin yüzlü Ebrehe’ ler, kara filler geliyor

Şimdi devran değişti; ebâbiller geliyor
İbrahim bahçesinden taze güller geliyor
Âlemde, duyulacak kutlu bir âvaz kaldı
Ufka bir bak yiğidim; inkılâba az kaldı.

Çöküyor sırtımızda yükselen vahşi duvar
Heykeller kırılıyor; dökülüyor mumyalar
Toprağın sinesinde umut var, heyecan var
Okşadığın her kökten fışkırıyor bir bahar.

Buzlar çözüldü; kıştan kuru bir ayaz kaldı
Ufka bir bak yiğidim; inkılâba az kaldı.
Gözlerin âyet âyet büyüyen bir bebektir
Ellerin sokaklarda uçuşan kelebektir

Sana rehberlik eden ne cindir, ne melektir
O bir İnsan-ı Kâmil, mücella bir dilektir
O’ ndan bize ebedi sürecek bir haz kaldı
Ufka bir bak yiğidim; inkılaba az kaldı.

Bulanık akan sular durulacak yeniden
Gökyüzüne direkler vurulacak yeniden
Saâdet menziline varılacak yeniden
Çağlar üstü bir nizam kurulacak yeniden

Cehaletin elinde lanetli bir saz kaldı
Ufka bir bak yiğidim; inkılâba az kaldı.
Bu kan kokan coğrafya, bu çığlıklar senindir
Bu gözü yaşlı târih, hıçkırıklar senindir

Yeryüzünde çiğnenen bütün haklar senindir
Prangalı hükümler, aydınlıklar senindir.
Yıllardır, uygarlıktan sana hep enkaz kaldı
Ufka bir bak yiğidim, inkılâba az kaldı.

Tasalanma yiğidim; zaman bizden yanadır
Külümüzden yükselen duman bizden yanadır
Son durak, son ilahi ferman bizden yanadır
Dünya düşman olsa da, iman bizden yanadır

Kapıları açacak çoşkun bin niyaz kaldı
Ufka bir bak yiğidim, inkılâba az kaldı
Mahzenlerde beklemek ziyan artık, yiğidim
Fecr-i sâdık vaktidir; uyan artık yiğidim

Ateşlere girsen de, dayan artık yiğidim
Hakikate dönüyor rüyan artık, yiğidim
Zalimler için karar verildi; infaz kaldı
Ufka bir bak ilerle, inkılâba az kaldı.

 

Yorum Ekle
Yorumlar (5)
B Özel | 28.10.2024 07:17
Allah tamamına erdirsin.
A.Öktem | 27.10.2024 15:52
Analiziniz her daim olduğu gibi derinlere dayalı. Elinize sağlık...
Akın Kurtaran | 27.10.2024 13:44
Gayet kapsamlı, derin ve nitelikli tesbitleriniz için teşekkür ederim... Keyifle okudum... Kaleminize ve yüreğinize sağlık...
Sefa Eraslan | 26.10.2024 23:24
Şu sıcak gündemi hem tarih hem de edebiyat ile bütünleştirip son derece yapıcı, aklı selim ve tutarlı bir yazı olmuş. Son dönemde elle tutulur birkaç analizden biri. Tebrik ediyorum, daim olsun.
Cansu Özdemir | 26.10.2024 22:56
Barış ucuz değil

Her Taraf - Türkiyenin habercisi