Mustafa Kemal’in komutasında Milli Mücadele’nin kazanılmasıyla kurulan ve 100 yılı geride bırakan Türkiye Cumhuriyeti, geçmişten devraldığı ve yeni ortaya çıkan sorunların gölgesinde ikinci yüzyıla adım atıyor.
Türkiye Cumhuriyeti devleti; imparatorluk bakiyesi topraklarda, farklı kültür, kimlik ve inançları bünyesinde barındıran bir yapı olarak hayata geçti.
Kuruluşunda ve meclisinde tüm çeşitliliklere yer verilen yeni cumhuriyet, demokratik, çoğulcu ve eşitlikçi bir yapı vadetti.
21 Anayasası da demokratik, eşitlikçi ve çoğulcu zemini teşkil etti.
TBMM’nin duvarında yer alan “Hakimiyet Kayıtsız ve Şartsız Miletindir” ibaresi ile demokratik değerlerin ilke olarak benimsendiği ilan edildi. Diğer bir ifade ile, günümüz itibarı ile 200 yıl geçmişe sahip demokrasi mücadelesi, halkın iradesi; ülkenin yönetimine hakim olduğu zımnen meclis duvarına yazıldı!
Kurucu mecliste yer alan milletin vekillerinin dağılımı, temsiliyeti kültürel ve etnik olarak çoğulculuğu yansıttı.
Ancak, daha ilk yıllardan itibaren yönetimi elinde bulunduranların ideolojik dayatmaları, tek parti yönetiminin tek tipçilik anlayışı sonucu kuruluş ilkelerinin hayata geçirilmesini imkansız kıldı.
Neredeyse her on yıla tekabül eden militarist darbelerin yeniden kurguladığı ideolojik vesayet rejimleri, Hukukdan yargıya, özgürlüklerden toplumsal barışa, sivil siyasete kadar her alana sirayet etti.
Her türlü muhalefeti sindirme ve ortadan kaldırma amacıyla, özel bir kanunla kurulan istiklal mahkemelerinde 1630 idam kararı verilmiştir. Yürürlükten kaldırılan maddeler daha sonra çıkarılan kanun maddelerinde mündemiç kılınmıştır.
1921 yılında yürürlüğe giren 141-142-163. Maddeler, 91 Nisan’ında kaldırılıncaya kadar genç kuşaklara düşünce ve fikir hayatını dar etmiştir.
Cumhuriyet’in halkla buluşması 1950 yılına kadar uzanmıştır. Hemen ardından periyodik askeri darbeler devreye girmiştir. Her darbe siyasi, düşünce ve ifade özgürlüklerini baskılamış, kimi siyasiler hapse tıkılırken kimi siyasiler ve kanaat önderleri de soluğu yurt dışında almıştır.
12 Eylül faşist darbe ile sivil ve siyasi faaliyetler durdurulmuş, 650 bin kişi tutuklanmış, 517 kişiye idam cezası verilmiş, 49 kişi idam edilmiştir. Cezaevlerinde, milliyetçi ve solcu gençler kan donduran işkencelere maruz kalmıştır. Darbe anayasası günümüzde halen yürürlükte ve darbenin baş aktörü 7 yıl ülkede Cumhurbaşkanı makamında ülkeyi yönetmiştir.
Belli inanç gruplarını hedef alan 28 Şubat Postmodern darbe sürecinde yeniden şekillenen siyasi süreçte, adaleti tesis etmek, hukukun üstünlüğünü inşa etmek, tüm özgürlük alanlarını sağlamak adına halkın yetkisini alan AKP tek başına iktidara gelmiştir.
Cumhuriyet’in son 20 yılına (5/1) damgasını vuran AKP; Osmanlı’nın son dönemlerinde ortaya çıkan, Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren sindirilen ve 60’lı yıllardan sonra Milli Görüş hareketi olarak yeniden sahneye çıkan İslamcılığın en son siyasi temsilcisidir.
AKP’nin siyaset biçimi, kullandığı dil ve üslup kutuplaştırma yaratırken 2017 referandumu ile tüm kurum ve kuralları temelden sarsmıştır. Fikir ve ifade özgürlüğünün ortadan kaldırılması ile birlikte cezaevleri doldu taştı. Tek adam sistemi Cumhuriyet’in erken yıllarındaki tek parti yönetiminden farklı bir yerde durmuyor. Kendisi ile birlikte İslamcılığın tüm (ılımlı/radikal) kalelerini de çökertmiş oldu.
100 yıl önce demokrasi için yola çıkıldı.. Bugün gelinen nokta, maalesef yüz yıl öncesine göre bir mesafe katedildiği söylenemez..
Yeni bir 100 yıla adım attığımız şu günlerde, geride bıraktığımız yüz yılın ciddi bir muhasebesini yapmalıyız. Geleceğe ışık tutabilecek bir asırlık tarihe, ideolojik takıntılardan, hamasi söylemlerden uzak objektif yaklaşabilmeliyiz.
Cumhuriyet; hakça ve adil bir temsiliyetin, farklı etnik ve inanç kesimlerinin özgürce ve barış içinde yaşadığı yönetim biçimidir/olmalıdır..
Cumhuriyet bayramı kutlu olsun..
Çaycuma Star Haber
Yazarımız Osman Kayaer Emekli Oldu
18.10.2025
İyi bir İNSAN: Aliya|Mehmet Doğan
19.10.2025
Challenge diyen bir Tarihçiye / Fuad Durgun
23.10.2025
Bir cami, bir imam ve cemaat OSMAN KAYAER 28.10.2025
Dindarların Trajedisi YUSUF YAVUZYILMAZ 25.10.2025
Sünnet Üzerine YUSUF YAVUZYILMAZ 19.10.2025
gazze mahkemesi ay’ı RESUL UZAR 21.10.2025