Yüreğimde direnen kelimelerin olduğunu hissediyorum. Beni güçlendirmek için " Takvaya meyyal tarafımdan seslenen.." Neyi bekliyorsun söylesene artık diyor sanki...Karanlığın ve şeytani baskınların darbesine boyun eğme diyor...
Ve ben duyuyorum...
Tam daralırsın, göğsün sanki göklere tırmanıyor gibi olur, sığmazsın dünyaya... Sonra Rasulullahı teselli eden kelimeler sadrına şifa olur..
" İnşirah Suresi :
"(Ey Muhammed!) Senin göğsünü açıp genişletmedik mi? Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı? Senin şânını ve ününü yüceltmedik mi? Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul. Ancak Rabbine yönel ve yalvar."
İşte kelimeler yücelerden geliyorsa sadra şifa akıllara istikamet sadedinde olur..
Kelimelerin çağrısı, hakikatin beyanı oranında değer bulur... Yolun hakikati, hakikatin yoluna ram olanlara açılır...
Ne bekliyorsun ey kardeşim...
İsa ol, bulunur destekleyen havariler. Musa ol, sana ait Asa'n olsun. Yakup ol, sabır gibi bir gömleği koklarsın da belli mi olur gözlerin açılıverir şeffaf ve yüce hakikate...
Karanlığa mahkum etme kendini. Karanlık ne zaman hoştur bilir misin.? Tuğyanı, küfrü, isyanı şeddeli ve şiddetli olanın zulmü gelir seni bulursa işte o vakit : " Ey Rabbim beni karanlık zindanlarda bulundurman bu zalimlerin beni davet ettiği şirkten ve zulümden daha sevimlidir " demek senin için nimet olur... İşte o vakit karanlık sevilir...
Aksi halde karanlığa Mümin mahkum değildir. İzzeti, onuru, kıyamı, rükusu, secdesi, münacatını şayet; ene'sine , kafire, zalime, fasığa değil Rabbi Rahime yapıyorsa karanlığa asla mahkum değildir...
İslami davada yüreğine ve nefsine söz geçiremeyen, daha baştan kaybetmiştir... Doğum, içten dışa doğru olmalıdır... Kuşlar, hayata kabuğunu içerden kırarak " Merhaba" der...
Yenileceğiz, yenileceğiz, sonra yine en fiyakalısından yine yenileceğiz... Sonra sanki
" Vallahi ve billahi kazanacağız diyerek nefsimizi İslamlaştıracağız.."
Meryem Suresi; 96. Ayet
"İman edip de iyi davranışlarda bulunanlara gelince, onlar için çok merhametli olan Allah, (gönüllerde) bir sevgi yaratacaktır."
İnsan iki kanatlıdır derler... Kanadının biri gayret diğeri umut...
Rasulullah aleyhisselam öyle buyurur : "
Kuvvetli mü’min, (Allah katında) zayıf mü’minden daha hayırlı ve daha sevimlidir. (Bununla beraber) her ikisinde de hayır vardır. Sen, sana yararlı olan şeyi elde etmeye çalış. Allah’dan yardım dile ve asla acziyet gösterme. Başına bir şey gelirse, “şöyle yapsaydım, böyle olurdu” diye hayıflanıp durma. “Allah’ın takdiri bu, O, ne dilerse yapar” de. Zira “eğer şöyle yapsaydım” sözü şeytanı memnun edecek işlerin kapısını açar.” (Müslim, Kader 34. Ayrıca bk. İbni Mâce, Mukaddime 10.)
Mücadele ve mücahede ... Uzun sürer, sürecek. Kimse kolay olacağını söylemedi...Ancak kolay olmasını dilemek gerek. Allahın kolaylaştırdığını zorlaştıramaz hiçbir kimse, hiçbir gurup, hiçbir kurum, ve hiçbir algı... Sen kendini " Hak Yola" kitledikten sonra ne gam ne keder. Vekil ve Veli olan Rabbi Rahim ise ne gam ne keder yüreğine değer... Değer değer de beklentilerimiz ulvi ise deler geçer, teğet geçer, siler geçer, es geçer...
Gömüldüğümüz yerden bin başak vermek üzere Allah'ın izniyle yeniden dirilir, mahşer gelmeden hakikate yürürüz... Nuh'un gemisine iman eden azınlıklarız. Karada yürüyen gemi olmasa dahi sebepleri ilah edinmeyiz. Hüzünlenir belki tükenir yüreğimiz. Yetmedim Ya Rabbi, olmadım görüyorsun, yine yenildim, yine zaafa düştüm ama zaaflarımla dönüyorum yine deriz...
Zaten Allah' a dönücü değil miyiz..?
Al-i İmran 109. Ayet
Göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. Bütün işler ancak Allah’a döndürülür.
En'am Suresi; 17. Ayet
"Eğer Allah seni bir zarara uğratırsa, onu kendisinden başka giderecek yoktur. Ve eğer sana bir hayır verirse, (bunu da geri alacak yoktur). Şüphesiz O her şeye kadirdir."
Sonra en savunmasız en muhtaç halimizi beyan ederiz : " Ey Rabbi Rahim, kalbimde onca biriken hüzne yetişemiyorum, bana azim ver, hüznümü sadece sana anlatıyorum .." deriz...Zira; ne kadar hüzünlü olursa olsun insan, bekleyenleri varsa üzmemek için direnir... Ne kadar direnirse o kadar yaklaşır menzile... Küfre, Tuğyana, Şirke direnmek sadece söz ile kuru kalabalık yaparak olmaz... Asil atlar gibi yeniden şaha kalkmak icab eder... Zira: Umudun, direnişin, hürriyetin adıdır Tevhid.... Ve bazan gerçekten İbrahim gibi yalnız kalırsın işte o vakit seni yıkacak olan yalnızğın değil seni güçlü kılacak olanın peşine düşmek gerek... O güçlü kılacak tek şey kalbine yerleştirmen gereken sağlam ve sarsılmaz imandır... Kalbinde Kaviy bir iman varsa kıymetini bil kardeşim.... Sonra bu asil ve güzel atlar gibi şaha kalk... İmansız yolcu menziline varamaz.... Sözleri vurgun atışı isabetli olmaz....
Tevbe Suresi; 51. Ayet
"De ki: Allah'ın bizim için yazdığından başkası bize asla erişmez. O bizim mevlâmızdır. Onun için müminler yalnız Allah'a dayanıp güvensinler."
Söyle kardeşim kaç vurgun yedin bugüne kadar kaç kez..! Kaç kez Taif'te taşlandın! Kaç kez iftiraya uğradın! Kaç kez karanlık kuyulara atıldın! Kaç kez soruyorum kaç kez!
Kaç kez sarayın iç içe geçmiş kapıları üzerine kilitlendi de Yusuf oldum diye romantik şiirlerine! malzeme yapar oldun Tevhidi gaye edinen o güzel elçiyi!
Kaç kez işkembe döküldü üstünden! Kaç kapıyı dolaştın Hasan El Benna gibi! Gittiğin kapılara kaç kez davet götürdün de kovuldun!
Soruyorum kaç kez bu dava uğruna bırak şehir şehir gezip davet götürmeyi, aynı apartmandaki komşularına kaç kez davet götürdün! Neyin mahkumiyeti, neyin mazlumiyeti, neyin mağduriyetini şiirlerine trajedi olarak aktarıyorsun!
Biz ; Rasulullah aleyhisselamın buyurduğu gibi her daim Rabbimizin hoşuna giden o duayı yaparız. Bela ve musibet istemeyiz, istenmez elbette... Rasulullah sallâllâhu aleyhi ve sellem :
“Allah'ım! Bedenime sağlık ver, gözüme sağlık ver, sağlığı benim varisim kıl (son nefesime kadar beni sağlıklı eyle). Halîm ve kerîm olan Allah'tan başka ilah yoktur. Ulu arşın sahibi Allah'ı noksan sıfatlardan tenzih ederim. " diye dua edin diyordu...
Biz daima bu duayı ederiz ancak bu dava uğruna henüz ağır bedeller yaşamadan mazlum ve mahkum rolünü reddetmeliyiz...
Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Mümin, yeşil ekine benzer. Rüzgâr hangi taraftan eserse onu o tarafa yatırır (fakat yıkılmaz), rüzgâr sakinleştiğinde yine doğrulur. İşte mümin de böyledir; o, bela ve musibetler sebebiyle eğilir, fakat yıkılmaz...
Evet...
Yıkılmayacağız... İçi dolu emeklerimizle Rabbimize varacağız...
Rabbimize nazlanacağız...
Affet Ya Rahman diyeceğiz...
Taşa taş, dosta dost diyeceğiz...
Yürüyeceğiz...
Hürriyet olacağız...
Gökyüzünden ilhamımızı alarak...
Bin düşsek de BİR dirileceğiz...
BİR'lemek için saf tutacağız...
Yüklendiğimiz dava ne kadar ağır olsa da Allah içinse madem, aldırma yoluna devam et ey kardeşim...Zira; Tevhid ile Allaha teslim olmak, Allah'ı duygularda, düşüncelerde ve eylemlerde tevhid etmek, biriktirdiğin sevgiyi ve öfkeyi neye nereye akıttığına dikkat etmek, Allah'a canı gönülden tereddütsüz teslim olmak, Şirk amellerden ve şirk içinde yaşayanlardan beri olmak, Allah'ın arzında Allah'ın kanunları geçerli olsun diye yürekten istemek ve hakim kılınsın için eliyle diliyle işiyle amel etmek, ibadetleri ve salih amel nevinden olan her bir şeyi ihlas ile sadece Allah'a has kılarak yapmak işte tevhidin can damarı budur ve böyle bir yaşamı arzulamadan yaşamanın anlamı hiçbir ehemmiyeti yoktur...
Hayatın şah damarı tevhiddir...
Allah celle celaluhu şöyle buyuruyor:
" Mü’minler içinde öyle yiğitler var ki, Allah’a verdikleri söze dâimâ bağlı kalmışlardır. Onlardan kimi sözünün gereğini yerine getirip O’nun yolunda can vermiş, kimi de sırasını beklemektedir. Onlar, verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir." ( Ahzap 23. Ayet )
Rabbi Rahman bizi verdiğimiz bu sözde durabilmek için yerdeki ve gökteki orduları ile desteklesin... İmanımızı Kaviy kılsın...
Rabbi Rahman hem eylemlerimizi hem sözlerimizi katına yükseltsin...
Rabbi Rahman şahid ve şehidlerden olmayı nasip etsin...
ABD Seçiminin Tarafları | Hamza Er
07.11.2024
DİN VE DEVRİM / Muharrem BALCI
14.10.2024
Direnişin Cesur Lideri Şehid Oldu..
18.10.2024
Tarih böyle alçaklık görmedi
16.10.2024
Söz mü Eylem mi.. Nereye? CAVİT OKUR 20.10.2024