namazı olmayan yüzsüzdür!

bilinç ve sorumluluk sahibi, iradesi ve görev duygusu olan,
vicdanlı, kişilikli ve benlik sahibi.
dahası var
kompleks düşünme yeteneği olan
planlama, strateji, yaratıcılık, hayal kurmayı da ekleyin.
insana ait en temel duygu ve düşüncelerden bahsediyorum.
bütün bunlar insan beyninin hangi bölgesi sorumludur
bilir misiniz peki?
beynin ön bölgesindeki frontal kısmı...

orası neresi mi?
alnındaki kısım dost...
‘yüz’de yani... tam da secde ettiğin yer diyorum.
işte beynin bu ön kısmındaki yer
bir nedenle travma gibi veya kanser gibi hastalıklarda
genişliğine göre insana ait en önemli olan özelliklerin ne varsa yok olması, gitmesi demektir ki;
'boş insan' oluverir Allah korusun!
daha ilginç olan
insan uyuduğu vakit diğer beynin tüm bölgeleri çalışırken
sadece frontal bölge sizinle birlikte uyuyor…

dolayısıyla kişinin yüzü nereye dönmüşse  
esasında insanın eşsiz özelliklerin olduğu beynin frontal kısmını da döndürmüş olur  
yüzünü döndürdüğün yer kadarız dost
o kadarsın işte...
o kadarız...

'Allah yüzüne baksın/baktı'
ne güzel bir dua ve tesbit öyle değil mi?

yüz bizi tanımlayan, tanıtan kısmımızdır.

kişiyle güven üzerine ilişki kurmanın ilk basamağı yüze dönmektir.
yüz, kişinin kendini açtığı veya
niyeti varsa dışarıdan alacağı ne varsa kendini hazır ettiği pozisyondur.

aziz peygamber birisiyle konuşurken kişiye tam yüzünü döner,
karşısına alır öyle konuşurmuş.
bu hal anlama ve anlatma için elzem olduğu kadar
aynı zamanda kişiye verilen bir değer ifadesidir...

kişinin beden dili iç dünyasının çok zaman dışarıya vurumudur ve
‘yüz dönmek’ kişinin
bir şey için kararlı olduğunu belirtir ve samimiyetinin de ölçüsüdür.

alıncak yol istikamet sahibi olunca gidiliyor dost
yapılacak olana yüzünü dönmemişse bir insan eğer niyeti yoktur.
ne yola düşer, ne de düşse bile gideceği yere ulaşır.

öyleyse 'kelime-i şehadet';
dini kabulün dille ikrarıdır ve nereye yüzünüzün döndüğüne sözle ile işaret koymaktır.
çok değerlidir. ama ‘sözle’ işte
o kadar…
sözü ayrı yönü ayrı olmak mümkün mü? ah ki ah!

namaz kılmak ise
fiiliyatta yüzünün döndüğü yeri gösterir.
kıbleni yani.
hangi yolun yolcusu olduğunu, istikametini belli eder.

namaz
kişinin 'din'le gerçekçi ve sağlam bir ilişki kurduğunun bariz göstergesidir,
namazda insanın alnı yani frontal bölge secdeye gelir ve insanı tanımlayan yerdir.
namazı olmayanın 'din'le olan bağı, dine yüzünü çevirmemiş bir duruştur

kalabalıkların dinle ilişkisinin
bi öyle bi böyle olması kararsızlıklarının sebebidir ki;
bu tamamen yüzlerini dine dönmemeleri ile ilgilidir.

ey yolcu

yüzünü gizlemek zorunda kalacağın ortamlardan,
başını önüne eğdirecek ne işin varsa uzak dur...
‘yüzlerin düşeceği gün’ var ya!
“ah keşke"denilecek zaman işte.
gelmezden önce yani şimdi yaşarken diyorum
sadece sözle değil  
bedenini,
yani yüzünü döndür Allah’a ki;
din gününde de
‘Allah yüzüne baksın’

ökkeş sözü aldı ve
namazı olmayan yüzsüzdür!  
peki; yüzü olmayana Allah nasıl baksın?

dedi ve sustu

ramazan ayı arınmak için tam da
aziz kitaba yüzümüzü döneceğimiz bir aydır.

çağrıya kulak verenlere
ramazan mübarek ola…

paylaşmaya değer gördüğünüz yazılarımın dilediği kısmı dahil dostlarınıza ikrama açıktır.
bir gönle daha temas etmek iyidir. valla!