eski türk filmlerinde
mahallenin hocası, bakkalı, veya esnafından bir karakter vardı, bilirsiniz
illaki müslüman kisvesinde olur,
sakallı, cübbeli, eli tesbihli, dilinde Allah, subhanallah eksik olmayan
çirkin bir görüntüsü olan sevimsiz mi sevimsiz adamlardı...
sonra filmde
mahalledeki 'farklı' olan bir kızın adı çıkmışsa kötüye,
mahallenin gençlerini, toylarını yoldan çıkaracak
evli erkeklerin ahlakını bozacak, yuvayı yıkacak olan kadın diyerek işaret koyarlar
en önde tepki veren ve taş atanlardan biri o yobaz! olurdu
'vurun kahpeye!` işte...
keşke her şey filmlerde kalsa dost
öyle değil işte!
her türlü düşünce ve inanç dünyasında da
en sert bir şekilde
yaşanan hayatta taşlanacak benzeri olan bulunur ve çokça yaşanır durur.
tarihi bir gerçek var ki;
her ideolojinin, dinin, mezhebin, meşrebin içinde
yerleşik olan düşünceye karşı farklı sözü olan kişiler olur ve
kendini
'inancın sahibi' olduğuna inandıran
mahallenin 'kelek' kesenleri hep vardır ve
bundan çok rahatsızlık duyarlar.
‘zararlı’ ilan edilen fikir önce işaretlenir !
sonra
türk filmlerinde seyrettiğimiz gibi
'mahallenin fahişesi' muamelesi yaparlar...
ezin başını, susturun denilen
ya geçmişte yaşamış ve kitapları olan bir ilim adamıdır
veya,
arkasında yüz binlik 'cemaadatları!' bulunmayan,
sosyal medya da takipçileri 1000 geçmeyen
kimi kimsesi olmayan,
yazan, düşünen ‘aykırı!’ adamlardır işte.
of ki of
hem de ne of...
en keskin ve acımasız kavganın olduğu yer
tabii ki dindarlar cephesindedir
inanmış adamlar her zaman çok tehlikeli hale gelebilir.
çünkü
'bulmuş olanlar' kesin inananlardır, bir adım sonra canavar oluverirler
o varsa
ben yokum arkadaş denilen
aynı radyoda, aynı tvde, aynı masada olmak, konuşmak bile kabul edilemez
ve dahi
o taşlanacak görüş sahibini çıkardığı için tv veya radyo bile boykot yer...
vebalı muamelesi yapılır işte.
halbuki
dinin dışında olan ve en keskin din düşmanlarına dahi oldukça hoşgörülü olan bu zihniyet,
kendi içinde var olan ‘müminine’
ana akımın 'ezber' olan inancı dışında bir sözü olmuşsa eğer
susturulması gerekir , ifsat edicidir diye
‘engizisyon mahkemeleri’ kurarlar en hızlı şekilde.
çünkü korunması gereken dindir ya!
Hem de Allah'ın dini.
kendi takipçileri böylesi düşüncelerden etkilenir sapıtır ya!
nasıl bir inançsa...
aman ha! onları dinlemeyin, okumayın
ehli sünnetiz, ehli şiayız, selefiyiz, hanefiyiz, başka
öyle çok ki nasıl sayayım!
falan işte
diye ilim kürsülerinde! ders yaparlar
ne ilginç…
halkın böylesi bir taraftarlığını çok görmüyorum esasında.
geleneksel olanın her zaman
'çoğuz ve haklıyız' duruşu olur
kalabalık olmak haklı ve doğru olmak için yeterlidir.
can sıkıcı olan ne bilir misin dost;
okuyan, ilim sahibi görüntüsü veren akademik ünvanı olan veya hoca, alim
diye anılan ve bir adım önde konuşanlara hayret ediyorum.
son model çekim teknikleriyle yutup kanallarında,
arka fonda
onlarca dini kitapları cilt cilt dizilmişken ve açıp okuduğunda
içlerinde hem de taban tabana zıt fikirler yazılı dururken
o kitapların önünde
en `dindar' kesilmiş urbaları ve karizmatik görüntüyle
mahallenin
“düşünce fahişesi” haline getirdiklerine taş atmaları yok mu!
vah ki vah…
Allah'ın dini sanki,
anlaşılmış, herkesin nabzına göre şerbet haline getirilmiş
'hap' olmuş da,
bazı zındıklar! çıkıyor farklı şeyler söylüyormuş gibi...
ey dost
dinin kendi 'dna'sı(!) farklı anlamaya müsait
o dileseydi tek şekilde anlaşılır indirirdi.
on binlerce sayfa tefsir, kelam, fıkıh kitabı da yazılmazdı
kuran'ın arapça olması bile farklı ve zıt anlaşılma sorunu için yeterli sebeptir.
Allah'ın dilemesi bu sanki.
farklı anlaşılsın, aranan olsun
en azından bulanlar var ya!, arayanlara tahammül etse,
saygı duymalarına gerek yok.
“tahammül” o kadar.
ey yolcu
deki:
iman ettiğim/inandığım
ne varsa...
seviyorum,
onlar için kavga veririm;
ama
kamiliyle değiştirmek için de
inan,
can atıyorum…
seni şoke eden farklı bir şey duymuşsan
sadece hayret et ve tşk et.
ufkunu genişlettiği için.
yolun açık olsun…
Not; yazılarımın, dilediğiniz kısmı dahil, dilediğiniz şekilde dostlarınıza ikram etmeye açıktır.
Kibrin Mağlûbiyeti -1 | İlhan Akar
23.04.2024
müslüman ‘Allah diri’dir! valla! MUSTAFA AKMEŞE 19.04.2024
Seçimin İmkanları YUSUF YAVUZYILMAZ 21.04.2024
Baş Döndüren Diplomasi AHMET GÜRBÜZ 24.04.2024
Kemal Kılıçdaroğlu ÜSTÜN BOL 06.04.2024
YEREL SEÇİMLER ÜZERİNE SÜLEYMAN ARSLANTAŞ 08.04.2024
SİYASET VE SERMAYE YUSUF YAVUZYILMAZ 13.04.2024