metrika yandex
  • $38.8
  • 43.37
  • GA28455
Yolcu

anneler ve kızları! sahi, yorulmadınız mı?

MUSTAFA AKMEŞE
20.03.2025

yolda yemek ihtiyacı olmuşsa,
“nerede yemek yenilir” google sormam veya gezinti youtuber arkadaşların bilgisine de bakmam.
geldiğim şehrin merkezine gider
rastgele bir iki esnafa, “güvenilir ve kaliteli esnaf lokantası arıyorum” der ve gösterilen yere giderim
tamam, çok gösterişli büyük yerler olmaz, hatta biraz salaştır, oturunca müşteri geldi diye özel ilgi falan da olmayabilir, temizlik ve görüntü on numara da değildir ama
yemeklerin tadı genelde çok iyidir.

mutfak diyorum dost mutfak!
bir lokantanın en önemli kısmı mutfağı ve aşçısıdır
lokantanın istediğiniz kadar sunumu iyi olsun, gösterişli ortamı olsun, çalışanı ilgili olsun
müşteri eni sonu gelen yemeğe bakar. onun içindir işte üretimi olan hangi işletme olursa olsun üretilen şeylerin kalitesi için “mutfağı” tabiri kullanılır.

ne mi söylerim
anneler ve kızları derim.
bir işletmenin kalitesi mutfağından belli olursa
kadın da aile denilen kurumun mutfağı gibidir
dindar toplum inşasından  
kadın en stratejik yerde adeta aşçı rolündedir

ailenin sürdürülebilir olmasının, ayakta kalmasının en temel kişisi kadındır  

erkek kısmı avcı olan, rızkı kazanan, koruyucu olan, dışarıda mücadele veren, savaşan, kutsalları uğruna can verenken, diğer yandan
kadın evde çocuklara bakan, büyüten
erkeğin getirdiği çiğ olan, yenmez ava/rızka yemek tadı verendir. hayatın tadını veren işte.
onu derim...

“kadınlar bilirim ülkeme dair
yürekleri akdeniz gibi geniş, soluğu afrika gibi sıcak
göğüsleri çukurova gibi münbit
dağ gibi otururlar evlerinde
limanlar gemileri nasıl beklerse
öyle beklerler erkeklerini
yaslandın mı çınar gibidir onlar sardın mı umut gibi…” der ya şair
öyle işte valla öyle!

hani en sevgili daralınca,
ağır gelince yükü, sokaktan eve koşar
atar yorgun bedenini odasına, uzanır yere, koyar başını hatice’sinin dizlerine
ancak o zaman ererdi ya sükunete. saçlarını okşarken sevgilinin
“mahsun olma, üzülme” diye cümleler kurardı ya  tahire’si, kadını... ah!

şimdi dost
aile de eşlerin iş bölümü paylaşım paradigması batıda 300 yıl önce sanayi devrimi ile değişti.
köylerden şehre göç, üretim, tüketim, kapitalist zihniyet derken kadın evinden alındı sokağa taştı ve üretim çarkından ucuz iş gücü olarak yer buldu.
bulduruldu
desek daha doğru.

müslüman toplumlar da bire bir aynı yolda benzer hiç şaşmaz sonuçlarını yaşayarak  ilerliyorlar.
“keler deliğine girseler, giriyoruz”  

evin rızkına katkı vermek gibi masum bir istek zamanla  ekonomik özgürlük kazanmayı kadın için olmazsa olmaza
sonra “sakın koca parasına muhtaç olma, koca eline bakma!” gibi bir “sapkın” anlayışına evrilince
kadından başka hiç bir kimsenin doldurulması mümkün olmayan kalelerimiz kadınlar için öncelikli sırasını kaybeti.
evleri kadınların sanki
“okçular tepesiydi” be dost,
“durun orada!” dendi, tutun orayı, bırakmayın
ama ganimet akılları çeldi.
evleri terk, anneliği ve çocuk sahibi olmayı yük, “mutfağı” boş bıraktı,

bu sırada daha kötüsü
esas ilgili alanın dışında dışarıda kendine iş bulan /buldurulan kadın
inanılmaz taşıyamayacağı yüklerin altına girmesine neden oldu

hanımlar yorulmadınız mı?
sahi, valla diyorum!,
yorulmadınız mı?
bir gün yorulacaksınız, kesinlikle yorulacaksınız.
batıda müslüman dünyadan çok önce o kulvarda koşan hemcinsleriniz yeni yeni bir akımı dillendirmeye başladılar
“eve dönmek istiyoruz, yorulduk
evin maişetini biz kazanmak zorunda değiliz, o erkeklerin işi, erkek ise eğer kazansın,  kazandığı kadarıyla
razıyım. biz anne olmak, çocuklarımızı büyütmek istiyoruz” diyen kadınlar çoğalıyor.

mesaili çalışma erkek milleti için bile fıtrata aykırı zorlukken
kadınların kuşluk vakti çocuğunu, ruhunu arkada bırakıp evini terk eyleyip sokağa taşması sadece dayanılmaz acı ve yorgunluk veriyor

dindar anneler ve kızları
orada mısınız?
benzer yorgunluk duyuyorsan eğer
en hızlı tekrar evlerinize dönecek imkanlar için, ilk önce dualar koyun namazlar sonrasına,
isteyin bunu Allah'tan nelere kadir göreceksiniz.
sonra kızlarınız olsun dikiş diken
su böreği açan, turşu kuran,
birlikte evlerin odalarında şarkılar mırıldayan, gün boyu kuran okunan, namazı tesbihat ile bereketi evlerimize getiren hu!’larınız olsun

eşiniz gidince işe, tekrar yatın, çocuklarınızla kahvaltılar edin,
onlarla öğle uykularına geçin!
ikindi zamanları çaylar için muhabbeti bol olan… ah ki ah!
yemekler yapın bereketi besmelede olan…
akşam evin babasını karşılayın bekleyeni olduğunu hissettirin en güzel gülen yüzlerinizle...

tamam kızlarınız aynı zamanda okusun, zıplamayın!,
sadece olmayı, anne olmayı her şeyin önüne koyan kızlarınız olsun onu derim...

“zorlama kardeşim hayatın gerçeği var, realite işte, hem senin tuzun kuru, geç” der gibi baktın dost.

sadece fıtrat olan bu diyorum
fıtrat islamdandır diyen olursa da bir şey demiyorum…

ökkeş

Ey iman edenler! Sizi pek acı bir azaptan kurtaracak çok kârlı bir ticâretin yolunu size bildireyim mi?

ayetini okudu
sonra ömür sonuçta tüketilen bir sermaye
karşılığında ne ücret aldığına bakmalı insan.

dedi ve sustu

 

Yorum Ekle
Yorumlar (6)
Mustafa akmeşe | 25.03.2025 00:00
Hasan kardeşim katkılarınız ve dönüşünüz için tşk ederim. memnun ettiniz. rabbim bizlere acısın, rahmetiyle muamele etsin. yolunda kılsın. dönüş onadır.
Hasan Basri Dündar | 24.03.2025 18:22
Teşekkürler Dr. Mustafa Abim. Yazılarınızı Zevkle okuyorum.. Bende 4 kız Babasıyım. Tüm Israrlara rağmen kızlarımın çalışmasına tek başıma karşı çıktım... Elhamdülillah çokta memnunum... Aza kanaat eder isek Allah'ın da yardımıyla her türlü geçim olur inşallah... Selamlarımla
Mustafa akmeşe | 21.03.2025 22:52
Okur yazar kardeşim, çok tşk ederim Cesâret verdiniz. eyvallah..
Mustafa akmeşe | 21.03.2025 22:50
e. erdeniz kardeşim, eyvallah..çok teşekkür ederim katkılarınız ve dönüşünüz için.. elbette bende bu toplumda yaşıyor ve geçim sıkıntısı dahil ne yaşandığını biliyorum. sadece imkanı olan en azından dindar ailelerin hanımları içn "eve dönüş" düşüncesi bile iyi bir niyet.. kadının çalışma hayatında ki getirisinin yanında kaybettiklerimizin muhasebesi yapılsa değer diye düşünüyorum herkesimin ve farklı inanç ve zenginliğin bu ülkede anlaştığı tek konu kadının çalışma hayatında olması. istisnası bile kalmadı farklı düşünen.. modern hayatın dayatmasına direnen dindar aile ler bir gün toplum nerde yanlışlık yaptık diye baktıklarında örnek alınacak olması herşeye bedel bence. Zor mu?? valla zor. ama "sarp bir yokuş "işte yaşanan hayat müslümanlar için. direnmek gerek... Tek maaşa 4 çocuk büyüten öğretmen arkadaşlar var benim çevremde. sonuçta bir ticaret yapıyoruz kar ve zarar muhasebesi önemli...
E. Erdeniz | 21.03.2025 19:00
Ev kirası en ucuz 15 bin. Ortalama 30, 40 bin. Erkekler bu kira ile evlenip ev geçindirebileceklerine bile inanmıyor. Bekar kalmaya razı çoğu. Cesareti olanlar da çalışan eş istiyorlar. Sizin bunları bilmeniz ve topluma daha aklı başında, daha gerçekçi, ayağı yere basan öneriler sunmanız gerekmez mi? Romantizm güzel ama sizin bu ülkede kaç kadının birkaç çocukla terk edildiğiden haberiniz var mı? Bakın istatistiklere. Onlar şiiedeki dağ gibi beklerken, gidenler gelmedi, yeni sulara yelken açtılar, yeni hayallere, yeni aşklara. Lütfen! Neden gerçeklerden bu kadar uzaksınız...
Okur-Yazar | 21.03.2025 01:05
Söylemek istediğim her ne varsa... Söylenmesi gereken her ne varsa....Hepsi burada bu kalemden akmış, iz bırakmış. Bu cuma gecesinde tesir edecek nice gönüllere ulaşmasını, iki dünya saadetiyle sonuçlanacak hayırlara vesile olmasını temenni ederim..