metrika yandex
  • $38.8
  • 43.37
  • GA28455

Haberler / Sivil Toplum

Ailenin Korunması ve Sapkınlıkla Mücadele Halkın Ortak Talebidir|Hüseyin İMİR

22.04.2025

Sosyal Hizmet Uzmanı Hüseyin İMİR, "bireysel özgürlük, cinsiyet tercihi, cinsel özgürlük, toplumsal cinsiyet eşitliği" maskesi altında propagandası yapılmaya çalışan, ideolojik bir dayatmaya dönüşen bir sapkınlığı ve bu sapkınlığın yaygınlaştırılmaya ve normalleştirilmeye çalışılması ile ilgili gelişmeleri Hertaraf Haber için yazdı..
.

İnsanı en güzel şekilde yaratan, onu hayatın hiçbir alanında başıboş bırakmayan, güven içerisinde huzurlu bir hayat sürdürebilmenin reçetesini sunan, insana dünya ve ahiret saadeti için kurtuluşun yolunu gösteren elçiler gönderen şanı yüce Allah’a hamd olsun.

İnsan çift kanatlı bir kuş misali hem maddi hem manevi ihtiyaçları bulunan bir varlıktır. Bireysel ve toplumsal huzurun ve düzenin yakalana bilmesi için elbette bu ihtiyaçların gerektiği gibi karşılanabilmesi önem arz etmektedir. Yöneticilerin, siyasi kurumların, sivil toplum kuruluşlarının en temel görevlerinden biri de insanın maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli zemini ve imkânları oluşturmak için çaba sarf etmektir.

Bu sorumluluklarını unutan kurum ve kuruluşlar maalesef kişisel çıkarları uğruna toplumu felakete sürüklemekten geri durmamaktadır. Gerçek yüzlerini gizleyerek dost gibi görünmeye çalışan ve her alanda faaliyet yürüten bu şer odaklarına karşı durmak başta siyasi kurumlar olmak üzere STK’ların, âlimlerin, akademisyenlerin, gazetecilerin de sorumluluğundadır.

Bir tarafta siyasi olarak karşı bir duruş sergilemek gibi bir sorumluluğumuz olduğu gibi toplumsal sorunlara köklü çözümler üretmek için akademik çalışmalara da güçlü anlamda ihtiyaç vardır.

Siyasi bir sorumluluk gereği HÜDA PAR bir adım atmış ve ailenin korunması, sapkınlıkla mücadele amacıyla Meclis'e bir kanun teklifi sunmuştur. Bu kanun teklifi toplumsal taleplerin ve ihtiyaçların tezahürüdür.

Söz konusu teklif, temelde aileyi ve toplumu hayâsızca hareketlerin, sapkınlığın ifsat edici ve yıkıcı etkilerinden korumayı amaçlamaktadır. Bu minvalde hayâsızca hareketlerden olan aleni cinsel ilişki ve teşhircilik suçu için Ceza Kanunundaki mevcut düzenlemede öngörülen ceza artırılırken yeni bir düzenleme olarak aynı cinsiyetten kişilerin bu suçu işlemeleri halinde daha fazla ceza almaları önerilmektedir.

Aynı cinsiyetten bireylerin cinsel birlikteliğinin savunulması, bu yöndeki her türlü tutum ve davranışın, sapkınlığın propagandasının yapılması, teşviki ve özendirilmesi de yeni bir suç olarak düzenlenmekte ve yaptırıma bağlanmaktadır.

Halkın hayâ ve edep duygusunu, iffet ve namusunu hiçe sayarak sergilenen aleni cinsel ilişkiler ve diğer hayâsızca hareketler aynı zamanda genel ahlaka ve toplumsal değerlerimize açık bir saldırıdır.

Buna seyirci kalınması, ahlaki yozlaşmaya ve çürümeye, toplumsal yapının sarsılmasına yol açacaktır. Bu nedenle aleni işlenen hayâsızca hareketlere karşı etkili önlemlerin alınması gerekmektedir.

Ceza Kanunu’ndaki mevcut düzenlemeler, söz konusu suçu önlemede yetersiz kaldığı gibi uygulamada da etkili soruşturma ve kovuşturma yürütülmemektedir.

Sunulan kanun teklifiyle Ceza Kanunu güncellenerek hem caydırıcı cezalar hem de etkili bir soruşturma süreci öngörülmektedir.

Aynı biyolojik cinsiyete sahip kişiler arasındaki her türlü cinsel birliktelik ve ilişki, fıtrattan uzaklaşma ve sapkınlıktır.

Tüm dünyada ve ülkemizde planlı bir şekilde "bireysel özgürlük, cinsiyet tercihi, cinsel özgürlük, toplumsal cinsiyet eşitliği" maskesi altında propagandası yapılan, ideolojik bir dayatmaya dönüşen bu sapkınlık, yaygınlaştırılmaya ve normalleştirilmeye çalışılmaktadır. Bu yapılırken mesele temel hak ve özgürlükler zeminine çekilmeye çalışılmakta ve perdeleme yapılmaktadır. Gerçekte hedeflenen ise cinsiyetsiz bireyler, değersizleştirilen ve giderek yok edilen evlilik ve aile kurumu, değerlerden soyutlanmış ve güdülmeye hazır, edilgen bir toplum yapısıdır.

Yıllardır uygulanan bu kurnazca ve sinsi plan artık tüm boyutlarıyla deşifre olmuştur. HÜDA PAR, Meclis’e sunduğu bu kanun teklifiyle alicengiz oyunlarını ortaya koymuş, maskeleri ve perdeleri indirmiş, sapkınlıkla mücadele için işaret fişeğini yakmıştır.

Eşrefi mahlûkat olan insanı tamamen cinselliğe indirgeyen, insanı salt cinsel obje olarak gören, birçok toplumsal sorumlulukları, değer yargısını, manevi ihtiyaçlarını hiçe sayan sapkın anlayış insanlığı karanlığa mahkûm etmektedir.
Peki, kanun teklifi yasalaşırsa ne tür sonuçları olacak? Öncelikle sapkınlığın propagandası, teşviki ve özendirilmesi suç sayılacak.

Televizyon programları, dizi ve film sektörü, dijital ve sosyal medya mecraları bu sapkınlığın propagandasını yapamayacak.

Küresel ve yerli şer odakları tarafından fonlanan dernek ve vakıfların bünyesinde sapkın faaliyetlere izin verilmeyecek.

HÜDA PAR, toplumun kahir ekseriyetinin ortak talebini Meclis'e taşımış,  memleketin maslahatını önceleyerek azınlığın çoğunluğa dayatmış olduğu bu zorbalığa son vermek istemektedir.

Şu hususun da çok iyi bilinmesi gerekir ki mesele,  siyasi hesapların ötesinde partiler üstü bir meseledir. Tüm çevrelerin, siyasi partilerin buna göre konumlanması gerekir.

Bu açıdan bakıldığında bu teklif, Meclis'teki siyasi partiler için turnusol kâğıdı işlevi de görecektir.

Son olarak HÜDA PAR tarafından sunulan kanun teklifinin diğer siyasi partilerin desteğiyle en kısa sürede yasalaşmasını temenni ediyorum.

 

Hüseyin İMİR
Sosyal Hizmet Uzmanı

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş