Bilim, arge, gelecek planlaması, vizyon, gelişim kavramları yerine kavga, kin, düşmanlık yerleşiyor İslam dünyasına ve ülkemize.

Bu nereden pompalanıyor, neden yapılıyor anlamak mümkün değil ama maalesef durum bu. Arapların dünya  genelindeki nüfusu %5, ancak satılan silahların %60 ının müşterisi de onlar. Buna, diğer halkı Müslüman olan ülkeleri de dahil ettiğimizde durum aynı oranda artıyor maalesef.

Biz bunları bilmiyor muyuz ? Akledemiyor muyuz?

Biz biliyoruz. Ama ne hikmetse değiştiremiyoruz. İzlenen politikalar, görevlendirilen danışmanlar, iş görenler ...

Aklıma bilge İmam Hz Ali'nin şu sözleri geliyor :

 " Görmemeyi maharet bildiler "

Hukukun üstünlüğünün tehlikeye düşmüş olması,

İnsan hakları ihlalleri,

Zulmün en önemli kaynağı olan "liyakatsizlik"

Siyasetin artık ülke çıkarlarından ziyade parti, grup çıkarlarına odaklanması,

Çözüm, destek bekleyen milyonların sesinin duyulmaması, ihmal edilenlerin, unutulanların sayısının gün geçtikçe ihmal edilmesi ,medyanın ve duyurması gerekenlerin  bunu duyurmamaları hayra alamet değil.

Bir zamanların hamasi deyisiyle:

"Unutulanlar, unutanları affetmeyecek "

Allah bilir ya münafıkların sayısı mümin sayısını çoktan solladı geçti İslam dünyasında.

Peygamberin yakınlarına Güç uğruna olmadık zulümleri reva gören ve bütün bu haksızlıkları halı altına süpürgeyi erdem zanneden ilahiyat mensuplarının baş üstü edildiği İslam dünyası aslında bu yaşadıklarını hak ediyor.

 Allah'ın mükemmel dinine layık görülen bu maalesef

Ey iman edenler !

İman ediniz !

Kendinize geliniz!

Kendinizi, ailenizi, milletinizi hiçbir bahanenin dinlenmeyeceği o çetin günün azabından koruyun.

İyi bir eğitim sistemi farzdır. Doğru planlama, liyakata uygun atama ve denetim  yöneticiler üzerine farzdır.

Millet yöneticilerine emanettir.

Hem Allah hem de milletimiz; insanımıza, insanlığa  hizmet edilmesinden çok mutlu olur.

Düşünün aşıyı biz bulmuşuz,

Tohumda zirvedeyiz,

Yazılımlarımız kapışılıyor,

Robot yetiştiremiyoruz,

Limanlarımız ihraç ürünlerimizi taşıyabilmek için 3 vardiya durmadan gemi yüklüyor,

Üniversitelerimiz, hocalarımız öyle araştırmalar yapıyor ki tüm dünyadan öğrencilerin hayallerini bizim üniversiteler süslüyor,

İslam ülkeleri model olarak bizi seçiyor ...

Cari açık kapanmış, esnaf,

girişimci destekleniyor, işsizin elinden tutulmuş, çiftçi, sanayici teşviklere boğulmuş.

Özgür üniversite, insan haklarına saygı, sorgulayan eğitim, arge ve üretim teşvikleri diye boşa yıllardır konuşmuyor, yazmıyoruz.

Bunlar boş hayaller değil aslında. Türk siyaseti ve bürokrasisi verimli ve etkin çalışsaydı pek âlâ ulaşılabilecek bir sonuçtu.

İç çekişmeler, yüzyılımıza hiç yakışmayan etnik ve mezhebi siyaset, dinin siyasete alet edilmesi, değerlerin sündüre sündüre küçücük hedeflere alet edilerek yok edilmesi, ülkemize çok pahalıya mâl oldu.

Küçük olsun benim olsun, liyakat değil sadakat, nepotizm, plansız , kısa vadeli hatta günlük çalışmalar ile ülkemize çok şey kaybettirdi siyaset ve bürokrasi  sınıfı.

Keşke bir çok konuda örnek aldıkları gibi batılıların veya Kuran'ın  bilim, gelişim, adalet, yönetim  disiplinlerini  uygulayabilselerdi.

Özel sektör ve ilgili STK ların da yapacağı çok şey var aslında.

1. Ar-Ge merkezleri

2. Risk alan yatırımcıları cesaretlendirme

 (bilim ve teknoloji bankası)

3. Pazarlama (özellikle ihracat odaklı)

4. Bunları organize edecek akıl

Son söz kıymetli bir hocamızdan:

 

Çağımızın en önemli tefekkürü AR-GE yapmaktır. Prof Dr Mirzahan Hızal