metrika yandex
  • $32.46
  • 34.71
  • GA18240

NARSİSİZMİN İDEOLOJİ HALİ YAHUT SİYONİZM

FEYZULLAH AKDAĞ
16.05.2021

Bazı psikolojik rahatsızlıkların akıl ve vicdandan tamamen uzak bir ideoloji etrafında kenetlenen birçok grupta da toplumsal olarak ortaya çıktığını düşünenlerdenim. Yani psikolojik hastalıkların her zaman bireysel bazda kalmayıp grubun tümüne de sirayet edebileceği fikri akla çok uzak gelmemektedir. Nitekim psikolojik bir hastalık olan histeri hastalığının bazen bir grubun tümünde aynı anda görüldüğü de kayıtlarda vardır. Buna da toplumsal histeri adı verilmiştir.
 
Histeri örneğinde olduğu gibi narsisizm hastalığında da aynı durumun yaşandığını düşünüyorum. Siyonist grupların toplumsal olarak narsisizm hastalığına yakalanmış oldukları kanaatini taşıyorum. Zira fikirlerine çılgınca bağlı bu insanlar, artık tek bir insan gibi düşündükleri için benzer durumlarda çok büyük oranla aynı tepkileri verir hale geliyorlar.
 
İnsanlar fıtri olarak gruplara dâhil olma ihtiyacıyla doğarlar. Mensubiyet hissi insanın en temel ihtiyaçlarından olan güvenlik ihtiyacını tatmin eden en önemli araçtır. Yani bir insanın herhangi bir gruba, millete ve dine mensup olmasının çok önemli psikolojik faydaları olduğu gerçeği inkâr edilemez. Hal böyle iken insanları aynı ülkü etrafında toplamayı hedefleyen ideolojilere mensup olmak da doğal bir insan davranışıdır. Sadece kendimizi dahi düşünürsek birçok gruba dâhil olduğumuzu görebiliriz. Ailemiz, ailemizdeki alt klikler, oy verdiğimiz parti, dinimiz, mezhebimiz, tuttuğumuz takım, gittiğimiz dernek gibi daha birçok alanda gruplara dâhil olduğumuz gerçeği ortadadır.
 
İnsanların gruplara dâhil olması fıtri bir ihtiyaçtan ileri geliyor. Fakat bu ihtiyaç sonucunda dâhil olunan grupların sağlıklı bir şekilde o ihtiyacı karşılayacağı her zaman garanti değildir. Bu tıpkı yemek ihtiyacının sağlıklı yiyecekler ya da sağlıksız yiyeceklerle karşılanmasına benzer. Acıkmamız fıtri bir ihtiyaç iken bu ihtiyacı nasıl karşıladığımız bizim irademize bırakılmış bir seçimdir. 
 
Bu yazımda sizlere yukarıda ifade ettiğim fıtri ihtiyacı en sağlıksız ve yıkıcı şekilde tatmin etmeye çalışan gruplardan biri olan siyonistleri anlatmaya çalışacağım. Aslında siyonistler, birçok açıdan benzersiz özelliklere sahipler. Belki de tarihte narsistik kişilik bozukluğu belirtilerine tam manasıyla uyan tek grup siyonistlerdir. Aslında burada hastalıklı bir ideolojinin anatomisini anlatacağız. Yani ideoloji narsist olunca ona bağlananlar da narsist oluyor haliyle. Narsistik kişilik bozukluğu, psikiyatride “B kümesi” dramatik bozuklukların içinde yer alır. Ve narsist insanların başlıca hastalıklı davranışları şu şekildedir:
 
Kendilerinin çok önemli ve vazgeçilemez olduklarına inanırlar. Başarı ve yeteneklerini aşırı şekilde abartırlar.
 
Özel ve eşi bulunmaz olduklarına inanırlar.
 
Davranışlarında sürekli üstünlük kurma çabası ve kibir vardır.
 
Empati yeteneğinden yoksundurlar. Empati yapamazlar.
 
Aşırı kıskançtırlar.
 
Son derece küstahtırlar ve nefret duygusunu sık yaşarlar.
 
Kendilerini ayrıcalıklı görüp her hal ve şartta kayırılmaları gerektiğini düşünürler.
 
Çevresinden istediği ilgiyi/beğeniyi alamazsa hayal dünyasına kaçıp fanteziler kurarlar. Bu fanteziler onları rahatlatır.
 
Kişiler arası ilişkileri kendi çıkarlarına kullanırlar. Başkalarının zayıf taraflarını çıkarlarına alet ederler.
 
Temel hedefleri kendilerine hayranlık duyulacak önemli bir statüde olmaktır. Bu hedef uğruna her şeyi yapabilirler. Yalan, hile, fitne çıkarmak gibi davranışlara o “yüce” amaçları için başvurmakta tereddüt etmezler.
 
Bireysel bazda narsisizm hastalarında en çok görülen bu 10 belirtiyi okurken Siyonist İsrail’in devlet politikasını ve ideolojisini yazdığımı sanmış olabilirsiniz. Bundan dolayı ben siyonizme “narsisizmin ideolojiye dönüşmüş hali” olarak bakıyorum. Zira sizin de gördüğünüz gibi narsisizmin “10 belirtisi” siyonizmin “10 emri” ile aynı.
 
Narsistik bozukluğa sahip hasta, karşısındaki insanları hedefleri için birer araç olarak görür. Yani muhatap olduğu kişinin insan olduğunu ve onun da hislerinin, taleplerinin, düşüncelerinin olacağını düşünemez bile. Zira her şey üstün varlık(!) olan benliğine hizmet için vardır. Bu hizmeti sağlamayı reddeden herkes ve her şey ona düşmandır. Narsist, bu noktada elindeki gücü acımasızca kullanır ve karşı tarafı çıkarlarına hizmet etmeye zorlar. Bu size siyonizmin seçilmiş ırk iddiasını hatırlatmıyor mu?
 
Peki, narsistler neden böyle davranır? Bu sorunun cevabı ile “siyonistler neden böyle davranıyor?” Sorusunun cevabı “10 belirtide” olduğu gibi yine birbirine çok benziyor. Narsisizmin temelinde aslında yetersizlik ve aşağılık duygusu vardır. Narsistlerin yaptığı her davranış aslında bu aşağılık kompleksini telafi etmeye yöneliktir. Geçmişte yaşamış olduğu büyük travmalar nedeniyle benliğine yönelik öz saygısı çok zayıflamış olan narsist, büyüdüğünde bu aşağılık hissini tüm gücüyle telafi etmeye çalışır. Hayatının biricik gayesi bu telafi çabası olur. Bunun için güçlü görünmeye çalışır ama aslında derinlerde bir yerde zayıf ve aciz bir benlik vardır. Bu benliği sağlıklı yollardan güçlendirmek yerine insanları araç olarak kullanma yolunu seçer narsist. 
 
Hâlihazırda İsrail’i yöneten siyonizm, Yahudilerin tarihte yaşadığı nice sürgün, zulüm ve travmadan dolayı yetersizlik ve aşağılık kompleksine sahip bir ideolojiye sahiptir. Üstün ve seçilmiş ırk tezlerinin temeli aslında bu aşağılık kompleksini telafi etmekten başka bir şey değildir. Bu telafi çabasında muhatap oldukları her insanı ve her devleti kendi çıkarlarına hizmet için kullanmaktalar. Muhataplarının değeri çıkarlarına hizmet ettikleri oranla sınırlıdır. Aslında onlar kendileri dışında kimseyi sevmezler. Hatta kendileri gibi Yahudi bile olsa siyonist değilse onlardan da nefret ederler. Çok bilinmese de İsrail’deki Yahudiler arasında çok katı bir kast sistemi mevcuttur. 
 
Karşılarına onların bu hastalığını yüzlerine vuran ve onlara hizmet etmeyeceğini gösteren devlet ya da toplumlar çıkınca bu gerçekle yüzleşmemek için hayal dünyasına sığınıp o meşhur “vadedilmiş topraklar” fantazisine girerek kendilerini yeniden motive ederler. Ve elbette bu amaçları için çalışmaktan geri durmazlar.
 
Narsistler, gerçekte yalnız ve korkaktırlar. Kırılgan ve depresif bir ruh haline sahiptirler. Yalnızlık ve korkaklıklarıyla baş edebilmek amacıyla da ayrıcalık beklentisi içindedirler. Örneğin bir sıraya geçmesi gerekiyorsa sıraya geçmeden herkesin ona yol vermesi gerektiğini düşünür. Bu kayırılmayı bir hak olarak görür. Eğer beklediği muameleyi görmezse insanların onu kıskandığını düşünür ve böylelikle kendini rahatlatmaya çalışır. Yalnızlığını da yine bu kıskanılmasına bağlar genellikle. Yalnızlığını “zirvedeki yalnızlık” olarak nitelendirir.
 
Onlarca Müslüman ülkenin tam ortasında küçük bir devlet olarak yaşayan İsrail, haritada kendine bakınca yalnız olduğunu görüyor. Bu durum beraberinde korkuyu da getiriyor. Bu korku siyonistlerde ayrıcalıklı konum fikrini pekiştiriyor. “Onlarca Müslüman ülkenin içinde ve dünyadaki tek Yahudi devletiysem elbette kayırılmaya hakkım vardır. Zira Müslümanlar beni ilk fırsatta yok edecek kadar kıskanıyor. Bundan dolayı onların aralarını bozmalıyım ve çıkarlarım için onların zaaflarını kullanmalıyım. Güç bendeyken onları kadın, çocuk, sivil ayrımı olmaksızın vurmalıyım. Zira onlar zaten bana hizmet için varlar. Büyük İsrail için her şey mubahtır.” diyor. 
 
Narsist siyonizmin aklına hiçbir zaman uzlaşı ve barış gelmez. Zira uzlaşıda karşılıklı taviz vardır. Narsistler çıkarlarından asla vazgeçmek istemezler. Ayrıca uzlaşma eşit insanlar için vardır. Narsist siyonistler kendilerini diğer insanlarla eşit statüde görmedikleri için seçkin bir milletin kendisine hizmet için var olan diğer milletlerle anlaşmasını reddeder. Hal böyle olunca kendisinden olmayanların tek şansı ona boyun eğip dediklerini yapmasıdır. 
 
Bugün tüm dünyanın İsrail’e yaptığı katliamlardan dolayı tepki göstermesi siyonizm için tek bir anlama geliyor. Bu tepkiler dünya kendisini kıskandığı için veriliyordur. Zirvedeki yalnızlığın bedelidir bu tepkiler.
 
Sonuç olarak Siyonizm ideolojik narsisizmin en net örneğidir. Tabiri caizse çocukluk döneminde yaşadığı sürgün, aşağılanma ve travmalar onda bu hastalığa neden olmuştur. Çocukluk döneminde kimler ona bu travmaları yaşatmışsa tıpkı onlar gibi davranarak aşağılık kompleksini telafi etmeye çalışıyor. Babil, Roma ve Hitler politikalarının kopyasını Müslümanlara uygulamasının nedeni de budur. Zira üstünlerin böyle davranması gerektiğini kendilerine zulmedenlerden öğrenmişlerdir. Yani bilinçaltlarında bir yerde kendilerini hasta edenlere âşıklar.
 
Siyonizmin hastalıklı bir ideoloji olduğu ortadadır. Tedavi edilmesi gerekiyor. Tedavisinin en önemli ayağı da kendine baktığı dev aynasının parçalanmasıdır. Siyonizm ve psikolojik rahatsızlıkların ilişkisi tek bir yazıya sığamayacak kadar teferruatlı bir konu. Daha değinemediğimiz birçok nokta var. Ancak yine de bu yazımızın Filistin Davasına farklı bir bakış açısı daha kazandırması ve psikolojik rahatsızlıkların gruplarda da görülebileceğine dair fikrin masaya yatırılması yönüyle bir işaret fişeği olmasını temenni ediyorum.
 
Feyzullah AKDAĞ (Psikoterapist / Psikolojik Danışman)

Yorum Ekle
Yorumlar (2)
Taner | 18.05.2021 15:37
Tek kelimeyle enfes bir yazı. Her bir satırı bilgi ve emek kokuyor.
Fahrettin asyalı | 16.05.2021 23:55
Peygamber katili siyonist anlayışın farklı bir bakış açısı ile izahı olmuş yüreginize ve kaleminize sağlık hocam