metrika yandex
  • $32.28
  • 34.68
  • GA17500

Ben Kapımı Açık Bırakırım Hırsız Girerse Onun Fesatlığıdır

FEYZULLAH AKDAĞ
17.07.2023

 

Herhalde başlıktaki mantık hatasını izah etmeme gerek yok. Ancak akıldan o kadar uzaklaşmış durumdayız ki maalesef izah etmek zorunda kalıyoruz. Özgürlük safsatası adı altında insanların yaptıkları şeyler artık sınır tanımamanın ötesinde akılla izah edilmesi mümkün olmayan, insanım diyenin midelerini kaldıracak cinsten davranışlara dökülmüş durumda. Evet, elbette kimse kapılarını açık bırakarak uyumaz bilakis kilit üstüne kilit vurur; bu konuda yapılan uyarılara da itiraz etmez hatta hatırlatıldığı için teşekkür eder.

Ancak konu beden denen mülke gelince bu hiçbir kriterle açıklaması mümkün olmayan garip bir özgürlük anlayışıyla savunulmaya çalışılıyor. Bu özgürlük öyle bir şey ki bırakın ev kapılarının açık bırakılmasını evdeki tüm mücevheratın, altınların, paraların sokağın ortasına konulması ve hatta canlı yayın yaparak tüm dünyaya yer bildirimi yapılarak sergilenmesini bir özgürlük olarak gördüğü halde bu tahriklere maruz kalan insanların nefsine yenilerek o değerli maddelere yönelmelerini iğrençlik, sapıklık, çağ dışılık olarak ilan ediyor.

İşin en iğrenç tarafı da bunu yapanları uyaranlara verilen tek cevap “sana ne!” oluyor. “Sana ne!” tepkisinin içinde barındırdığı en önemli mesaj, bu yaptığım davranışın sonucunda oluşma ihtimali olan her şeyin sorumluluğunu tek başıma alıyorumdur. Oysa insan zaten yaradılışı gereği bunu yapacak güçte değildir. Yani her hal ve şartta kendisi dışındaki insanların varlığına muhtaçtır. Bu muhtaçlık aynı zamanda yaptığımız her bir davranışın sadece bizimle sınırlı kalmasına da engel oluyor. Yani “zararım kendime” demek özellikle de bu sosyal medya çağında mümkün değildir. Demek ki insan olmak, kendinle sınırlı olmak demek değildir. Ve başlı başına sorumlu olmaktır.

 Geçenlerde sosyal medyada ünlü olan bir erkeğin videosuna denk geldim. Videoda aslında herkesin bildiği ama sanki yokmuş gibi davrandığı bir gerçekten bahsediyordu. “Yaz aylarında sosyal medyada kadın vücudunu bol bol gördüğüm için canım hiç sıkılmıyor” diyordu. Aslında çok daha müstehcen bir şekilde konuşuyordu ama buraya yazmaya gönlüm el vermedi. Düşünsenize amacınız cinsellik olmasa bile paylaştığınız bikinili bir videonuz bu adam gibi milyonlarca insanın keşfetine düşüyor. Ve yüzünüze bile bakmadan sadece malum yerlerinize bakarak tahrik oluyorlar. Kaldı ki siz de cinsellik denen olayı hiç duymamış olamayacağınıza göre bu durumu “aman bu onların fesatlığı” diyerek geçiştirmeniz mümkün müdür?

Küvette mayosuyla verdiği pozu paylaşan kadının aklından ne geçiyor sizce? Aklına asla cinsellik gelmiyor mu? Bu pozu görenlerde nasıl bir etki bırakacağını hiç mi bilmiyor? Bu kadar mı saf? Yapılan yorumlardan da mı anlamıyor ya da atılan ateş emojileri ona bir şey ifade etmiyor mu? Hal böyleyken özelden kendisine mesaj yazanları ifşa adı altında kendince rezil etmesi ve onlara her şeyi bel altı düşünen pislikler muamelesi yapması akla ne kadar uygundur? Elbette irade sahibi insanların bu tarz şeylerden uzak olması en doğrusudur ancak burada vurgulamak istediğimiz konu çok daha farklı.

Burada sorumluluk almaktan şiddetle kaçınan bir özgürlük anlayışından bahsediyoruz. Attığı her adımın arka planında cinsellik varken cinsellik denen bir kavram, hayatında hiç yokmuş gibi davranan ve paylaşımlar yapan bir kurnazlıktan bahsediyoruz. Ve belki de en aşağılık hali de karı-koca beraber bu paylaşımları yaparak para kazanmaya çalışılmasıdır. Kilitlenmeyen evden kazanılan para…

Karı-koca olarak bu işi yapanlara bir tavsiye, aynı videoları ayrı ayrı çekin ve ayrı hesaplardan paylaşın acaba erkek olanın mı takipçisi çok olur yoksa kadın olanın mı? Denemesi bedava. Aslında cevabı hepimiz biliyoruz. Elbette kadın olanın hesabı daha çok takip edilecek peki bunun nedeni ne? Bunun cevabı da hepimizce malum ve hatta o kadının kocası da bunu gayet iyi biliyor ama bilmezden gelmesi işine daha doğrusu cebine iyi geliyor.

Buna verebilecekleri en popüler cevap “size ne!, o sizin fesatlığınız” olacaktır. Ancak ne cinsellik bir fesatlıktır ne de sizin yaptıklarınız sizinle sınırlıdır. Cinsellik temel bir ihtiyaçtır. Ve bu ihtiyacın giderilmesi -en azından müslümanlar için- belirli kurallara bağlanmıştır. Bununla beraber, tesettür insanların cinselliklerini öne sürmeden iletişime geçmeleri için emredilen mükemmel bir önlemdir. Tabi günümüzde sözde tesettürlü olup yine cinselliğe oynayan nice insan ve çift var. Bahsini ettiğimiz tesettür Kuran ve sünnete uygun tesettürdür.

Olgun insan, temel insani ihtiyaçlara (cinsellik, yeme, içme vs) oynamadan entelektüel birikimiyle, fikirleriyle, iyilikleriyle, icraatlarıyla kendini ortaya koyandır. Bunların hiç birine sahip olmayanlar için ise en kolay yol cinselliğe, yemeye, içmeye oynayarak gündeme gelmektir. Bu şeytani kurnazlığı yapacaksanız yapın ancak bunu yaparken günahsız saf melek rolleri kesmeyin. Ayrıca çelişki yaşamamak adına da evinizi, arabanızı kilitlemeden uyuyuverin. Hırsız girerse de onun fesatlığı olsun!

 

Yorum Ekle
Yorumlar (1)
musade | 18.07.2023 11:28
tarihin hiçbir döneminde bireyin özgürlüğü bu kadar çarpıtılmamıştı. Batılı filozoflar şeytanın peygamberliğini yaparak özgürlük adı altında insanın zihnini köleleştirdi ler. onlara hayranlıkta sınır tanımayan Müslümanlarda bu kervana katıldılar. Bin yıldır dünyada İslamın bayraktarlığını yapan şu ülkenin haline bakın. Fazla değil yüz yıl öncesine kadar bu sokak manzarası köle pazarlarında olurdu.