metrika yandex
  • $32.57
  • 34.69
  • GA19020

Gemiyi Kurtarma Zamanı

MUSTAFA YILDIZ
01.05.2020

 

Yazılı tarih derin acılar bırakan olayları “Milad” olarak kayda geçer. Bugün itibariyle yaşadığımız ve unutulmaz vaka olarak  tarihe geçecek olan bu illetin, son bulmasından sonra dünya halkları üzerinde uzun süre devam edecek bazı alışkanlıklar bırakacağı, bireysel ve toplumsal bazda da refleks hale gelecek bazı korkuların “Fobi”ye dönüşebileceği tahmin edilmektedir. Ülkelerin yönetimlerine de sosyal, siyasal ve ekonomik açıdan bir maliyet çıkaracağı da aşikardır.

Uzun zamandır korku ve endişe gerekçesiyle tecrit hayatına alışmaya çalışan toplumun, yaşadığı bu endişe ve panik halleri, daraltılmış yaşam alanlarında zorunlu edindikleri alışkanlıkları kısa sürede terk ederek, yeniden normal hayatlarına dönmelerini sağlamanın belli bir zaman alacağı da bilinmelidir.

Bilim insanlarında pandemide 2. bir dalganın olma ihtimaline karşın, olası bir geri dönüşümün yaşanması halinde salgının kontrol altında tutulması için B planlarını şimdiden konuşmaya başladılar bile. Görüldüğü kadarıyla, bu virüsün doğurduğu telaş ve panik ortamı bize, bir müddet daha hayatımızda yer alacağını haber verirken, idarecilere de  ileri zamanlarda yaşanması muhtemel sorunları bu günden tesbit ederek  gerekli tedbirleri almaya başlamaları gerektiğini haber vermektedir.

Alınması gerekli kimi tedbirler ülkelerin kendi imkanları dahilinde yapılabilirken, bazı tedbirlerin de ancak uluslararası bazda yardımlaşma/dayanışma gerektireceği de bilinmelidir. Bilinen bu gerçekler ışığında, hali hazırda yapılan ve yapılacak olan dış yardımlar nedeniyle ülkelerle kurulacak dialoglarda ilişkilerin sıcak tutulması önem arz etmektedir.

İster alınacak tedbirler vasıtasıyla olsun, isterse virüsün mutasyona uğrama sonucu gücünü kaybederek, insan vucudunun göstereceği dirence karşı zayıflaması sonucu kazanılacak bağışıklık neticesinden olsun, bu corona virüsü de ömrünü mutlaka dolduracaktır. Belki de o günden sonra yeni bir hayatın başlangıç startı verilmiş olacaktır. İşte bu dönemde geçişini iyi ayarlayabilen, halkına yaşanan/yaşanmış taravmaları çabuk atlatmayı becerebilen yönetimler ülkelerini fazla tökezletmeden kaldıkları yerden yollarına emin adımlarla devam ettirmeyi başarmış olacaklardır.

Acaba ileriki zamanlarda olası zuhur etmiş/edecek sorunlar neler olabilir ve alınacak tedbirler neler olmalıdır? sorusunun cevabı bu sütunlara sığmayacağından, önemli gördüğümüz bir iki hususa değinmekle yetineceğiz.

Olmuş ve olacakların muhatabı da tabii olarak insan olduğuna göre, ileriki zamanlarda da sorunların ve yaşanacakların mağduru da yine insanın kendisi olacaktır. Yaşanmakta olan bu olağanüstü günlerde zorunlu hallerden dolayı topluma uygulanan bazı kısıtlamalarla sürdürülen toplumsal yaşamın inkitaya uğramaması adına, evler adeta dijital alanlar haline gelirken, sanal dünya da evlere taşınarak toplum yeni bir yaşam tarzıyla yaşamak zorunda kalmıştır.

Sanki gizli bir el toplumu ve bireyi dijital yaşama alıştırırken, aynı zamanda insana ihtiyacın olmadığını, “Yaşlıların da hak etmeden tüketen” fazlalıklar olarak görülmesini genç dimağlara empoze ediyor gibi. Değersizleştirilen insan, yavaş yavaş sosyal hayattan sessizce dışlanacağı yeni bir dönemin adım adım hazırlıkları yapılıyor adeta. İngiltere Başbakanının “Bırakalım zayıflar ayıklansın” mealindeki sözleri ile “Yaşlı nufusu azaltılsın” tartışmalarında bir hakikat payının olduğu da unutulmamalıdır.

Bu günlerde ABD, İsrail, Suudi Arabistan ortaklığı ile maddi finansmanı da büyük oranda Suudi Arabistan’a ait olmak kaydıyla, (500 Milyar dolar olacağı söyleniyor) çoğunluğu robatlardan oluşacak sanal bir mekanın kurulma projesi  konuşulurken, basına yansıyan kadarıyla Çin’de bazı eyaletlerinde koydurduğu yüz tanıma kameralarıyla, insanları takip ederek halkı yürüyen robot haline getirip izlediği söylenmektedir. Adeta gelecek zamanlar için planlanan projelerin tatbikatları yapılmaktadır. İnsanlar da kobay olarak kullanılmaktadır.

Bilinçli olarak gündeme getirilen ve ihtimal dahilinde olan bu varsayımlar gözönüne alınarak, gençlerimizin yarınlara uyum sağlayabilmesi için eğitim sistemimizin de içerik olarak yeniden gözden geçirilmesi büyük önem arz etmektedir. Zira toplum alışkanlıkları terk etmesi uzun zaman alacağından, gençleri  yeni döneme, yarınlara hazırlamaya şimdiden başlanılmalıdır.

Kendi alanında uzman kabul edilen kişilerden oluştuğu söylenen “Bilim Kurulu” sağlık alanında istişareler sonucu aldığı kararlar ışığında tatbik edildiği söylenen icraatlarda bazı eksiklere rağmen başarılı olduklarını söyleyebiliriz. Bunun bir benzeri de sosyal, siyasal ve ekonomi alanları kapsayacak sorunların planlanacağı Psikolog, Sosyolog, İlahiyatçı, İktisatçı, Ekonomist vb. gibi. alanlarında uzman elamanlardan kurulu ikinci bir kurulun oluşmasında da yararlar olacağını düşünüyoruz. Çünkü; sağlığın dışında kalan sorunları da birilerinin üstlenmesi gerekir. Çünkü, bu savaş ancak topyekün savaşılarak kazanılır.

Kurulacak bu kurul; sürecin uzaması halinde belkide en önemli üretim kolunu teşkil edecek olan tarımla ilgili yeni politikalar da üretebilir. Muhtemel yaşanacak maddi kayıpların telafisi, yeni dönemde öne çıkabilecek yeni üretim kollarının tesbiti, unutulmuş bazı örf ve adetlerin ihyası (Temizlik ve İzolasyon gibi.), ahlaki bazı değerlerin yeniden yaygınlaşması vb. gibi hususlarda fikir egzersizleri yaparak çözümler üretebilirler.

Bugünler ülkemiz için yeni fırsatların doğmasına bir başlangıç miladı olabilir. Yönetici konumunda ve söz sahibi olanların gösterecekleri performansla, alacakları isabetli kararlarla gemiyi sağ selim karaya yanaştırma becerisi göstermeleri halinde, tarihe “Unutulmazlar” olarak geçeceklerini, şükranla anılacaklarını bilmeleri gerekir.

 

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş