metrika yandex
  • $32.22
  • 34.4
  • GA17200

Pkk - Amerika Suriye Koridoruna Şemdinli'den Destek Vermek

MEHMET YAVUZ AY
14.08.2017

5 Ağustos 2017 Cumartesi günü Hakkari ili Şemdinli ilçesine bağlı Altınsu (Şapatan) köyü yakınlarında PKK’lı teröristlerle çıkan çatışmada bir özel harekât polisi (Erhan Konuk) hayatını kaybetmiş, birisi de yaralanmıştır.

 

Erhan Konuk’a rahmet, ailesine başsağlığı diliyor, saldırıyı şiddetle kınıyorum.

 

Olaydan sonra Şapatan köylülerine güvenlik güçlerinin gösterdiği tepkinin insaf, adalet ve sağduyu sınırlarını aşan bir muameleye döndüğünü basından öğrendik…

 

Köyün basıldığı, evlerin kapısının kırılarak içeri girildiği, insanların darp edildiği, kadınların kötü muamele gördüğü, bir kısım köylünün gözaltına alınıp saatler sonra salıverildiği, bir kısmının ise ertesi gün savcılıkça serbest bırakıldığı ifade edilmekte. Darp edilen köylülerin rapor aldığı da gelen haberler arasında…

 

Tüm bu insanlık dışı uygulamalar gerçek mi?

 

Yetkililer iddialara cevap vermelidirler.

 

Camide köylülere sarf edildiği söylenen sözler doğruysa büyük bir tehlike bizi bekliyor demektir:

 

“Siz bu teröristlere yardım ediyorsunuz, nereden geldiler, nereye gittiler söyleyin.”  

 

Bu sözler ve uygulamalar, bana, bölgede görev yaptığım doksanlı yılları hatırlattı.

 

 Ağrı Dağı’nda birliğimizin Iğdır’a inen lojistik unsurlarının geçiş yoluna döşenmiş El Yapımı Mayın, ZPT’nin üzerine basmasıyla infilâk etmiş, ZPT’nin paleti kopmuştu. Olay bir köyün yakınında cereyan etmişti. Iğdır’a indiğimde komuta kademesi, Tabur Komutanı olarak bana, o köyün gece top atışına tutulması emrini vermişti… İnanan bir insan olarak, o hukuksuz emri uygulamamıştım…

 

Doksanlı yıllarda, tabiri caizse “Eski Türkiye” döneminde bölge halkı çok çekti. Ülkeyi yönettiğini söyleyen tuzu kuru elitler, bölgenin yönetimini güvenlik güçlerine havale ettiler. Askerî Vesayet Sistemi’nin egemen olduğu o yıllarda, klasik istihbarat değerlendirmesi yapan karargah subayları bölge halkını “Devlete Muzahir” ya da “Devlet Düşmanı” olarak tanımlarlardı.

 

İki ateş arasında kalan bölge halkı iki yüzlü hale getirildi. Can, mal, namus, nesil güvenliği kalmamış insanlara nutuk atmakla bir yere varılamayacağını yılların acı tecrübesi bize öğretmeli değil miydi.

 

O yıllar; inancı geride, ırk asabiyeti önde yönetici ve güvenlik güçlerinin mazlum Kürt Halkı’nı PKK’nın kucağına adeta ittiği karanlık, acı dolu yıllardı… PKK; yüz bulamadığı halkını, devlete hizmet ettiğini düşünen görevlilerin eziyet, işkence, yok sayma, aşağılama ve yok etme uygulamaları ile yanında bulmuştu.

 

İdeolojisi ve uygulamalarının devleti çöküşe götürdüğünü generaller bile itiraf etmeye başlamışlardı : “Öldür öldür, süpür süpür nereye kadar?”

 

Geçmişe dair çok şey söylendi, daha da söylenecek çok şey var ama bir tek soru soralım: PKK’yı dış tehdit haline kim getirdi?

 

Geçmişin kanlı, kirli, günah koridorlarından “Yeni Türkiye”ye evrilme yolunda olumlu birçok adım atılmışken, Müslüman Anadolu Halkı’nı bir ve beraber görmeyen, kaderimizi, yolumuzu ayıran ırkçı kafalar bölgede görev ve insiyatif almaya devam ederse PKK-Amerika Suriye Koridoruna Şemdinli’yi teslim etmişsiniz demektir. Yanlışta ısrarcı olunursa, kendi kendimize operasyon yapmaya, bindiğimiz dalı kesmeye devam ediyoruz demektir.

 

 Bu ülkeye kendini ait hissetmeyen , devşirilmiş, yabancı gömlekler giyen, öyle eğitilmiş, öyle inanmış kifayetsiz muhterislerin, önümüzdeki ölümcül tehlikeleri göremeyenlerin uygulamalarına göz yumarak Şemdinli’yi kurban etmeyelim.

Lütfen Şapatan köylülerini bağrımıza basalım, özür beyan edelim.

 

Ölü sevici olamayız. Merhamet ve adaleti diriltmekle mükellefiz. Derdi ve davası olmayan konformist kafaların yönlendirmelerine direnmeliyiz.

 

Yöneticiler, etraflarındaki kuşatmayı kırmalı; münevverler hakikat üzerindeki perdeleri aralayacak çaba içinde olmalı, makam mansıp gözlüğüyle halka bakan kibir abidelerine pirim vermemeliyiz.

 

Bölgede çok hayati operasyonlar yapan güvenlik güçlerimizin çabalarını takdir ederken, onları da rehabilite edecek bir üst aklın her an inisiyatifi elinde bulundurmasını ihmal etmeyelim.

 

Ülke yönetiminin asker ve diğer güvenlik güçlerine bırakılamayacak kadar ciddi bir iş olduğunu tekrar hatırlayalım.

 

Güvenlik-Hukuk dengesini her halde gözetmek zorundayız. Bölgedeki güvenlik uygulamalarının halkı hayattan bezdirebileceğini, PKK’nın da bundan nemalanabileceğini gözardı etmeyelim.

 

Şemdinli ümmete dahil olup, yerli ve milli güç unsurlarımızın gönüllü parçası olursa, PKK-Amerika Suriye Koridorunu kuşatabiliriz.

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş