Ankara'da Sağlık Çalışanları ve Anfidap'tan Gazze'ye 'Tıbbi Koridor' Açılsın Yürüyüşü

Uluslararası Sağlık İnsiyatifi ve Ankara Filistin Dayanışma Platformunun Çağrısı ile Sağlıkçılar ve Ankara Halkı Somut bir adım atın "Gazze'de Tıbbi Koridor Açılsın" diye Yürüyüş ve Basın Açıklaması Gerçekleştirdiler.

Ankara İl Sağlık Müdürlüğü önünden Etlik Şehir Hastanesi önüne kadar sloganlar eşliğinde  yürüyen ve kalabalık, Yürüyüş boyunca, "Seyirci değiliz, sağlıkçıyız", "Soykırıma sessiz kalmayacağız" ve "Gazze'ye tıbbi koridor" sloganları atıldı, "Tıbbi koridorumuzu açın, biz hazırız", "Gazze'ye sağlık koridoru" ve "Gazze'de insanlar değil, insanlık katlediliyor" yazılı pankartlar taşıdı.

Uluslararası Sağlık İnisiyatifince düzenlenen, Ankara Filistin Dayanışma Platformunun (ANFİDAP) destek verdiği programda, çeşitli şehirlerden gelen sağlık çalışanları, Ankara İl Sağlık Müdürlüğünden Etlik Şehir Hastanesi önüne yürüdü.

Basın açıklaması öncesi, Ankara Filistin Dayanışma Platformu Dönem Sözcüsü ve MAZLUMDER Genel Başkan Yarımcısı Ali Dalaz açılış konuşması yaptı.

Ali Dalaz konuşmasında, İslam İşbirliği Teşkilatını, BM, AB ve tüm dünya liderlerine ve Hükümete seslenerek, tüm yetkilileri somut adımlar atmaya davet etti.

Dalaz, Adalet Bakanlığına da seslenerek Türk ve İsrail Vatandaşı olup Gazze’de Katliama karışan çifte vatandaşların tespit edilip yargılanmasını ve cezalandırılmasını ayrıca;

İsrailli yetkililerin yargılanması için yaptıkları uç duyurularının daha fazla bekletilmeden işleme alınmasını, İsrail’le ticaret yapan ve zulme ortak olan kişi ve firmaların tespitinin ve yargılanması ve yargılanması için yaptıkları suç duyurularının sumen altı edilmemesini talep etti.

Ankara Filistin Dayanışma Platformu Dönem Sözcüsü Ali Dalaz'ın Konuşması:

"İşgalci İsrail rejimi kurulduğu günden beri Filistin topraklarını işgal etmek suretiyle, yüz binlerce insanı öldürmüş, yaralamış, sakat bırakmış; mallarına, ibadethanelerine, hastanelerine, okullarına zarar vermiş ve onları evsiz bırakmıştır. İşgalci rejim bunun da ötesinde Filistinlileri kendi topraklarında mülteci durumuna düşürmüş, milyonlarcasının ülke dışında temel haklarından yoksun mülteci hayatı yaşamasına sebep olmuş, Gazze’yi açık hava hapishanesine çevirmiş, Gazze halkına insani yardımların ulaşmasını engelleyerek büyük bir insanlık suçu işlemiştir. 

İşgal güçleri, 7 Ekim sonrası süreçte açık bir soykırıma girişerek, okul, cami, hastane, kamplar, yardım kuruluşları gibi savaşta dahi mutlak surette korunması gereken alanları bombalamak ve doğrudan sivilleri hedef almak suretiyle on binlerce insanın ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermiş, başta soykırım olmak üzere çok sayıda suç işlemiştir. 

BM kararları ve Uluslararası Adalet Divanı tarafından İhtiyati Tedbir Kararına rağmen işgalci İsrail, Filistin halkını topyekûn yok etme ve özellikle Gazze şeridinden sivil halkı sürgün etme gayesi ile doğrudan sivilleri, özellikle çocukları hedef alarak soykırım işlemeye devam etmektedir. Bugün bu saldırganlığını Gazze, Batı Şeria ve Lübnan’da sürdürmektedir. 

Kısaca, İnsan Haklarını hiçe sayan uygulamaları ile İsrail Kuralsızlığı kural haline getirmiştir.

Gazze’de ve Lübnan’da Sadece İnsanlar değil İnsanlık öldürülmekte.

Bizler Ankara Filistin Dayanışma Platformu olarak bu işgal ve zulüm bitene kadar insanlık adına meydanlarda olmaya, mazlumlar için dayanışmaya devam edeceğiz. Zalimleri ve işbirlikçilerini de rahatsız etmeye devam edeceğiz.

Buradan İslam İşbirliği Teşkilatına, Birleşmiş Milletlere, Avrupa Birliğine, Tüm Dünya Liderlerine ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine sesleniyoruz:

İsrail’i yalnızlaştırın. 

İsrail’le, ticari, siyasi ve kültürel bütün ilişkileri kesmeye davet ediyoruz.

Havadan, Denizden ve İsrail’e mühimmat taşıyan bütün yolların kapatmaya.

Bakü Ceyhan Boru Hattından İsrail’e olan Petrol sevkiyatını durdurmaya.

İsrail’in durdurmak için somut adımlar atmaya davet ediyoruz.

Adalet Bakanlığına Sesleniyoruz:

Türk ve İsrail Vatandaşı olup Gazze’de Katliama karışan çifte vatandaşların tespit edilip yargılanmasını ve cezalandırılmasını..

İsrailli yetkililerin yargılanması için yaptığımız suç duyurularının daha fazla bekletilmeden işleme alınmasını..

İsrail’le Ticaret yapan ve zulme ortak olan kişi ve firmaların tespitinin ve yargılanması ve yargılanması için yaptığımız suç duyurularının sumen altı edilmemesini talep ediyoruz."

Dalaz'ın konuşmasından sonra Gazze'de bulunan Filistin Sağlık Bakanlığından yetkilisi Dr. Munir EL-BURŞ ile canlı bağlantı gerçekleştirildi.

Dr. Munir EL-BURŞ, Gazze'deki Sağlık sisteminin çöktüğünü belirterek Dünya halklarına ve Liderlerine seslenerek acil somut adımların atılmasını istedi..

El-Burş Filistin Halkınaın Türkiye Halkını çok sevdiğini de belirterek teşekkürlerini iletti.

Bazı sağlık çalışanları da ellerinde taşıdıkları kanlı kefenlere sarılmış temsili bebeklerle, Gazze'de yaşanan katliamlara dikkati çekti.

Yürüyüşte, Arapça, İngilizce ve Türkçe olarak basın açıklaması yapıldı.

Basın Açıklamasının  Arapça'sını Dr Bahaa ALMASRİ, İngilizce'sini Dr.Nurhan GAZİ, Türkçe'sini ise  Uluslararası Sağlık İnsiyatifinden Dr.Hüseyin DURMAZ okudu.

Dr. Hüseyin Durmaz yaptığı açıklamada ,Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni acil bir özel oturumda toplanmaya davet ederek, Gazze özelinde bir inisiyatif başlatmaya çağırdı.

Durmaz, cesur ve özgür bir ülke olarak Türkiye'nin, yalnızca uluslararası hukuk temelinde bir adım atmasını değil, aynı zamanda bu hukukun öngördüğü bir zorunluluğu yerine getirmesi gerektiğine inandıklarının altını çizdi. Durmaz, "Bu kapsamda, tıbbi ve insani yardımın kesintisiz sağlanacağı bir koalisyonun kurulacağını dünyaya deklare etmesini talep ediyoruz. Bu koalisyon, tüm dünya devletlerine Gazze'deki savaşa müdahale etmeleri ve soykırımı durdurmaları için çağrı yapacaktır. Bu adım, uluslararası hukuka göre sadece bir seçenek değil; uluslararası hukuk çerçevesinde zorunluluğu olan bir adımdır. İnanıyoruz ki, bu çağrı birçok devlet tarafından destek bulacaktır. Halklar, artık devletlerinin bu zulme karşı somut bir adım atmasını istemektedir. Onlarca devletten oluşan böylesine güçlü bir tıbbi ve insani koalisyon karşısında, ne İsrail ne de ABD duramaz. Dünyada hiçbir güç bu koalisyonu engelleyemez. Bu cesur adım, savaşın sona ermesine ve barışa giden yolu açacaktır." dedi.

Durmaz, Gazze'de yaşananlara karşı yalnızca üzülmek ve çaresizce izlemenin yetmeyeceğini, harekete geçilmesi gerektiğini söyledi.

Basın Açıklamasının Tam Metni:

Dünyanın dört bir yanındaki tüm hekimler ve sağlık çalışanları olarak sesleniyoruz. Artık yalnızca üzülmek ve çaresizce izlemek yetmez; harekete geçmemiz gerekiyor.

Gazze'de yaşanan soykırıma müdahale etmek, uluslararası camianın bir tercihi değil, yasal ve ahlaki bir yükümlülüğüdür. 24 Aralık tarihli Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararı, Uluslararası Adalet Divanı kararı ve Birleşmiş Milletler'in iç tüzüğü uyarınca devletlerin bu zulme dur deme zorunluluğu vardır. Bu çerçevede devletlerin Gazze'deki insanlık dışı durumu durdurması, tüm uluslararası hukuki gerekliliklerin bir sonucudur.

Bu nedenle, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni acil bir özel oturumda toplanmaya, Gazze özelinde bir inisiyatif başlatmaya çağırıyoruz. Cesur ve özgür bir ülke olarak Türkiye'nin, yalnızca uluslararası hukuk temelinde bir adım atmasını değil, aynı zamanda bu hukukun öngördüğü bir zorunluluğu yerine getirmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu kapsamda, tıbbi ve insani yardımın kesintisiz sağlanacağı bir koalisyonun kurulacağını dünyaya deklare etmesini talep ediyoruz. Bu koalisyon, tüm dünya devletlerine Gazze'deki savaşa müdahale etmeleri ve soykırımı durdurmaları için çağrı yapacaktır.

Bu adım, uluslararası hukuka göre sadece bir seçenek değil; uluslararası hukuk çerçevesinde zorunluluğu olan bir adımdır. İnanıyoruz ki, bu çağrı birçok devlet tarafından destek bulacaktır. Halklar, artık devletlerinin bu zulme karşı somut bir adım atmasını istemektedir. Onlarca devletten oluşan böylesine güçlü bir tıbbi ve insani koalisyon karşısında, ne İsrail ne de ABD duramaz. Dünyada hiçbir güç bu koalisyonu engelleyemez. Bu cesur adım, savaşın sona ermesine ve barışa giden yolu açacaktır.

Türkiye olarak, bu onurlu görevin öncüsü olma vakti gelmiştir. Gazze halkının insanlık onurunu koruma sorumluluğu, hepimizin ortak görevidir.

Basın açıklamasından sonra   Abdurrezzak Ateş Hoca'nın duasıyla program sona erdi.