Koronavirüsün Sahibi

Komplo teorileri, ticaret savaşları, biyolojik silah operasyonu yorumları altında,

Avcının belki de av olduğu bir koronavirüs salgınına şahit olduk.

Kişiler olaylar tedbirler sıkıntılar çözümler konuşuluyor elbette konuşulacak.

Milyonlarca insan öldürülürken yerinden yurdundan edilirken kılı kıpırdamayan dünyayı,

Bir virüsün esir alması sanırım tarihin en ironik sayfalarından birisi.

Niye neden nasıl oldu sorularına cevap ararken farklı bir pencereden bakmayı denedik.

Sustu boğa gibi höyküren hayat!

Tarihî binalar olsa da manevî özellikleri, metafizik kokuları kaybolmuş ya da hiç olmamış, insanı kuşatan, değersizleştiren,  azgın  şımarık biyolojik hayatların kentleri;

Washington, New York, Londra, Paris, Roma, Berlin, Madrid, Atina, Moskova, Pekin, Tokyo, Seul, Dubai, Beyrut, Şam, Kahire, Bakü, Ankara, İstanbul, İzmir ve diğerleri

Modern dinin tapınakları stadyumları spor salonları sinema/opera/tiyatro binaları

Binlerce konteyner mal götüren ticaret gemileri

Yüzbinlerce varil ham petrol taşıyan devasa tankerleri

Gökyüzünü rota çizgileriyle adeta karalayan yolcu ve kargo uçakları

İthal ihraç mallarla dolu uzun tren katarları

Her gün milyonlarca yolcu taşıyan metroları otobüsleri

Binlerce kilometre yol giden on binlerce lojistik tırları

Baş döndüren lükslerin sapkınlıkların merkezi çok yıldızlı otelleri ultra tatil mekânları

Toplantıları sosyal etkinlikleri konserleri partileri

Söndü eridi sabun köpüğü gibi

Sustu hayat!

Özgürlük hız ve haz alanlarını ivedilikle terk ettiler

Kapandılar mağaralarına

Şimdi yollar bomboş sokaklar barlar kafeler insansız

Kutsal beldeler gibi tavaf edilen meydanlar ıssız

İhtişamlı sömürü zenginlikleri değersiz

Korktular Koronavirüsten!

Korkmadıkları kadar “Koronavirüsün Sahibi”nden

Kızılca kıyamet telâş korku panik adeta yağmaladılar marketleri

Yeryüzü cennetini kaybetmekti asıl kıyametleri

Kaçtılar ölümden korunaklı zannettikleri evlerine

“Koronavirüsün Sahibi”

Mülkünde kendisine savaş açan insanlara

Kan dökenlere iyilikten men edenlere sapkınlığı özgürlük zannedenlere

Milyonlarca Asyalıyı Afrikalıyı işgal ve sömürü savaşlarında öldürenlere

Milyonlarca insan açlıktan kıvranırken aldırmaz vurdumduymaz yaşayanlara

Akdeniz’de boğulan on binlerce göçmenden, Aylan bebekten yüzü kızarmayanlara

Uygurlara Arakanlılara Filistin Irak Suriye Mısır Libya Yemen Sudan Somali ve diğerlerine kan kusturanlara

Yaptıklarının yanlarına kâr kalacağını düşünenlere

İnandım deyip inandığı gibi yaşamayanlara, başkalarından korktukları kadar Yüce Yaratıcı’dan korkmayanlara

Utanma nedir bilmeyen acıları paylaşmayan merhametten uzak insan müsveddelerine

Toprağın üstünde hadsiz hesapsız sorgusuz sualsiz at koşturanlara

Yaratıcısı yokmuş gibi hayat tasarlayanlara

Sahte cennetlerin boyasının döküleceğini tekrarlıyor

İnsanlığın bir virüslük canı olduğu hakikatini gösteriyor, ellerimizle hazırladıklarımızın sonuçlarını ve kıyameti hatırlatıyor olamaz mı?

13.03.2020, Kardelen/Ankara

Mehmet Yavuz AY